Işıldayan Kadın Liderler: Selen Okay Akçalı
Yazı Boyutu:
Yanındayız Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Selen Okay Akçalı, toplumsal cinsiyet eşitliği üzerine düşüncelerini paylaşıyor.
Toplumsal cinsiyet eşitliği sizin için ne anlam taşıyor? Bu konuda kişisel ve/veya temsil ettiğiniz sivil toplum kuruluşunun duruşunu paylaşabilir misiniz?
Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasını istemek, ‘eşit’ olmak kadar ‘farklı’ olmayı talep etmek demek. Toplumsal cinsiyet kalıpları zaman içinde değişse bile, toplumsal cinsiyet farklılıkları üzerinden yaşanan hiyerarşik güç dengesizliği maalesef varlığını koruyor. Güçlü, güçsüz olarak tanımladığına eril tahakküm uyguluyor. Toplumda belli grupların yok sayıldığını, belli rollere hapsedildiklerini görüyoruz. En başta da kadınların. Geleneksel aile içi rollere hapsedilmiş, karar mekanizmalarında bulunması ve söz sahibi olması engellenmiş, okullaşma oranı düşük, yoksullaşma oranı yüksek grup kadınlar. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğin yok edilmesi için pek çok oluşum kadının güçlendirilmesi faaliyeti yürütüyor, ki oldukça önemli kazanımlar bu mücadele ile sağlandı. Ancak ne yazık ki yeterli olmuyor. Yanındayız Derneği toplumsal cinsiyet eşitsizliği meselesinin çözümüne bambaşka bir yerden yaklaşıyor.
Yanındayız, dünya genelinde çok yeni bir akımın temsilcisi. Son yirmi yıldır erkeklerin de “Toplumsal cinsiyet eşitliği nedir?”, “İnsan hakları temelli eşitlik nedir?”i sorgulamaları, bu konuda aktif çalışmalar ortaya koymaları söz konusu. Erkekler de eşitlik için üstlerine düşen rolü yerine getirmeye hazırlar. Erkekler, konuya dahil olup hem kendi içlerindeki ataerkilliği sorguluyor hem de toplumda bu anlamda bir dönüşümü sağlama konusunda öncü rol üstleniyorlar.
Bu anlamda erkeklerin aktif katılımıyla toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasını amaçlayan Türkiye’deki ilk, dünyadaki sayılı sivil toplum kuruluşlarından biri Yanındayız Derneği. Promundo, Menengage, Champions of Change Coalition dünyada aynı amaçla çalışan oluşumlardan.
Dernek üyelerimiz iş dünyası, siyaset, akademi, kamu, sanat, spor gibi toplumun her alanında ülkenin önde gelen kurumlarında yer alan, etkili temsilcilerden oluşuyor. Üyelerimizin yüzde sekseni erkek. Kadınların yanında durmayı bilen bir erkeklik anlayışının inşa edildiği bir dernek olarak tanımlıyoruz YANINDAYIZ’ı.
Özetle toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına kadın güçlendirmesi ile değil ‘erkeğin zihin dönüşümü’ yoluyla ulaşmayı seçmiş bir oluşumuz. Hedefimiz aynı ama yolumuz ve yöntemimiz farklı.
Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için çalışmalarınızdan bahseder misiniz? Misyon ve taahhütleriniz nedir? Bugüne kadar elde ettiğiniz gelişmeleri paylaşır mısınız?
Temel olarak iletişim, eğitim, savunuculuk faaliyetleri yürütüyoruz. Meselenin özellikle erkekler arasında konuşularak görünür olmasını, örnek teşkil eden projelerimizin toplumun her kesimine dokunmasını ve farkındalık yaratmasını amaçlıyoruz. Ataerkilliğin erkeklere yüklediği en önemli rollerden biri “güç”. Bu nedenle erkeklerin şiddeti sonlandırmak için özellikle de erkeklerin savunu yapmaları ve birbirlerini ikna etmeleri bir o kadar değerli. Başlıca çalışma alanlarımız; kadına yönelik şiddetin önlenmesi, kadınların iş hayatında varlığı ve karar alma süreçlerine katılımı, farkındalık ve söylem değişimi, eğitimde, sağlıkta, sporda cinsiyet ve fırsat eşitliği, ev emeğinde ortaklık.
Hayata geçirdiğimiz projelerde özellikle yerel yönetimlerin, özel sektörün, kamunun, akademik kurumların desteğini de yanımıza almayı önemsiyoruz. Örneğin 2023 senesinde İsveç Başkonsolosluğu tarafından desteklenen ve belediye çalışanları ile muhtarlarda toplumsal cinsiyet eşitliği farkındalığı artırmayı amaçlayan “Yerelde eşitiz” projesi gerçekleştirdik. Fransa Büyükelçiliği ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki toplu taşıma ve taksi şoförlerinde taciz ve şiddet farkındalığı eğitimleri sağladık. Yine İsveç Enstitüsü’nün destekleri ile gerçekleştirdiğimiz ‘Global Guy Talk / Erkekler Konuşuyor’ projesi ile, özel sektörde hedef kitlemiz olan erkeklerle bir araya geldik ve farklı toplumsal cinsiyet serüvenlerinden yola çıkarak ‘erkeklik hallerine’ ayna tuttuk. Şu anda FNF desteği ile Türkiye’nin 7 coğrafi bölgesinde yürüttüğümüz bir projemiz var. Tekstil fabrikalarında çalışan işçilere işyerinde taciz ve şiddet farkındalığı sağlamayı hedefliyoruz.
Bundan sonraki projelerde kimleri hedef alacaksınız? Neden?
Toplumun her kesiminden erkekleri hedef almaya devam edeceğiz. Yakın dönem için olgunlaştırdığımız birkaç projemiz var. Yaş skalasını genişletmek, çocuklara ve gençlere daha çok seslenmek istiyoruz. Eğitim ve farkındalık projeleri kurguluyoruz. İş dünyasının dışına çıkacağımız, bu anlamda biraz da risk alacağımız, ses getirecek işler yapmak istiyoruz. Yerelde daha aktif olmak, yerel yönetimlerle iş birliklerini artırmayı hedefliyoruz. Özel sektör daha deneyimli olduğumuz alan, yakın vadede bu defa kamu kurumlarıyla ortak proje planlarımız var.
Daha önce deneyimli olmadığımız sektörlere girmek de önceliklerimiz arasında. Örneğin biz bugüne kadar daha çok tekstil sektöründe faaliyet gösterdik- ki büyüklüğünü düşünürsek çok doğru bir başlangıç alanıydı- devam da edeceğiz. Bunun yanı sıra perakende, teknoloji gibi farklı sektörlere açılmayı, farklı uygulamaları birlikte keşfetmeyi istiyoruz.
Kadınlara fırsat eşitliği sağlanması için daha neler yapılabilir? Örneğin bu konunun gündemde tutulmasının, tartışılmasının ve iş birliklerinin önemi nedir?
Artık ‘Bu bir kadın meselesi’ deyip geçilmemesi gerekiyor. Bu toplumun bütününü ilgilendiren, evrensel insan hakları meselesidir. Son dönemde farkındalık düzeyimizin arttığını düşünsem de uygulamaya geçirmede maalesef geride kaldığımız aşikâr. Bir an önce yapmamız gereken ancak yapmadıklarımızla yüzleşmeli ve harekete geçmeliyiz.
Fırsat eşitli konusuna iş hayatı özelinde baktığımızda örneğin, kadınlar ve erkekler eşit fırsatlara sahipler diyebilmemiz için uzun bir yapılacaklar listesi var. İşe alımdan performans değerlendirme kriterlerine, liderlik stiline kadar iş hayatına dair tüm önyargıların önüne geçmek, yeterince temsil edilmeyen her gruba aynı duyarlılıkla yaklaşan kapsayıcı şirket politikaları üretmek, kadın liderler yetiştirmek için özel çaba sarf etmek, kadınları iş hayatında tutabilmek için esnek çözümler üretmek bunlardan bazıları. Yapılması gerekenleri biliyoruz ancak asıl mesele bu reçetenin uygulanmasında. Devletin ve kurumların politikaları önemli, bir o kadar da bireylerin bu kuralları uygulamasına, cesaretine, harekete geçmelerine ihtiyacımız var. Örneğin;
- 150 ve üzeri kadın çalışanı olan kurumun kreş açma yükümlülüğü söz konusu ancak uygulamaya geçirilebiliyor mu?
- Aynı şekilde kurumlarda emzirme odaları var mı ya da var ise koşulları ne durumda? Üst yönetimde kadının varlığının önemini her platformda dile getiriyoruz ancak Türkiye’de kaç kurum tepe yönetimlerini kadınlara emanet ediyor ya da yönetim kurullarına bağımsız üye olarak alabiliyor?
- Erkeklerin de babalık izinlerini kullanmaları teşvik ediliyor mu?
- ‘Kadınlara özgü’ olarak işaretlenmiş meslek gruplarına erkekler ne kadar dahil olabiliyor?
İş dünyasının karar mekanizmalarında ağırlıklı olarak erkekler yer alıyor. Tam da bu nedenle harekete geçme sorumluluğu da ağırlıklı olarak onlarda. Öncelikle yüzleşmeli sonra da zihinsel dönüşümü yaşamalılar ki karar vericiler olarak bu toplumsal dönüşüme katkı sağlayabilsinler.
Kadınların iş gücüne katılımı ve liderlik pozisyonlarında daha fazla temsil edilmesi için rol modellerinin önemine inanıyor musunuz? Türkiye’deki durumdan özetle bahsetsek…
Fazlasıyla inanıyorum. Bu konu zaman zaman şöyle dile getiriliyor; “Peki kadın üst yönetime dahil olunca şirkete katkısı ne?”, “Kurumun finansalları kadın yöneticiler artınca ne kadar iyileşme gösterdi?” Bu soruları da reddediyorum. Hiçbir zaman erkek yöneticilerin oradaki varlığını rakamlarla onaylama gerekliliği duymadık.
İş hayatında en tepeye çıkan kadın sayısı oldukça az. Türkiye’ye baktığımızda %5 oranında kadın genel müdür var. Kadın karar merciinde bulunmadıkça ücrette de aşağıda kalıyor. Hem statüsel olarak hem ekonomik olarak dezavantajlı durumda.
İstihdamda ve terfilerde erkeklere öncelik veriliyor. Kadınların çalışma yaşamında üst düzey yönetime ulaşmalarındaki fırsatlardan yoksun kalmaları ile ilgili bir kavram olan Cam Tavan yalnızca kurumsal yaşamda değil, siyaset, eğitim gibi alanlarda söz konusu.
Ayrımcılık ve eşitsizliğin ortadan kaldırılması için her alanda tam eşitliğin sağlanması için oldukça çok kişiye eşitliği anlatmamız, eğitimler, atölyeler yapmamız ve bu farkındalığı sağlamamız gerektiğini düşünüyorum. Özellikle erkeklerin tutum ve davranış değişikliğini sağlayacak toplumsal cinsiyet eşitliği çalışmaları çok önemli. Kadınları da hakları konusunda etkili bilgilendirmek oldukça önemli.
Özetle tablo iç açıcı değil, yine de umutları taze tutmak lazım. Gayret içinde mücadeleye kadın ve erkek birlikte devam etmeliyiz.
Toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda sizin en çok ilham aldığınız kadın lideri öğrenebilir miyiz?
Türkan Saylan. Azmi, cesareti, yılmazlığı, toplumu ilgilendiren meselelerde hiçbir zaman yetinmemesi, hep bir üst hedefe koşmasından ilham alıyorum. Önemli pek çok dernek ve vakfın kurucusu olmuş, örgütlü mücadeleye inanmış ve çevresindekileri de dahil etmiş. Kız çocuklarının eğitimi için verdiği mücadeleyle Kardelenler ile kalplerimizin ortasına yerleşti. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin yanı sıra Türkan Saylan benim için aynı zamanda sivil toplum, toplum için çalışmak, gönüllülük, yardım, dayanışmanın simgesi.
Sizce ‘Işıldayan Kadın’ın tanımı ve kriterleri nedir?
Dünyanın en ışıltılı taşlarından biri elmas. En kuvvetsiz ışık kaynaklarında bile yüksek derecede parıldamasının sebeplerini çoğumuz biliyoruz. Sertliği, bir başka deyişle dayanıklılığı; saflığı, şeffaflığı bir başka yorumla kendi gibiliği; ek olarak nadir bulunması yani ortaya çıkması için harcanan yüksek çaba, emek. Bu kriterleri sağlayan bir bireyin ışığının fark edilmemesi mümkün değil. Bazen ön plana çıktığınız ve kendinizi daha ışıltılı hissettiğiniz dönemler olabiliyor, kimi zaman da tam tersi. Bana göre önemli olan her iki durumda da kendi iç dünyanızda yaptığınız bu kontrol listesinin çalışması. Her durumda adil, sevgi dolu, sorumlu, vicdanlı, önyargısız kalabilmek. Eğer böyleyse zaten ışıldıyorsunuzdur, ışığınız siz farkında olmasanız da mutlaka birilerine ve bir yerlere ulaşıyordur.
Peki toplumsal cinsiyet eşitliğine inanan, savunan, kadınları ışıldatmak için aksiyon alan kadın/erkek lider, kurum, platform ve olayları söyleyebilir misiniz?
Yanındayız’ın tüm erkek ve kadın üyeleri toplumsal cinsiyet eşitliğini içselleştirmiş, en başta kendilerinden yola çıkmış, sürekli öğrenmeye gönüllü isimler. Bu nedenle bu soruya tek bir kurum ve kişi ile cevap vermektense derneğimizin üyelerini paylaşmayı isterim.