Şehre Dönüş Sohbetleri: Levent Özçelik

Fotoğrafçı, Girişimci ve Gazeteci Levent Özçelik, şehre dönüşte verimliliğini, motivasyonunu nasıl artırdığını ve yeni sezondaki kişisel hedeflerini anlatıyor.

İşe dönüş sürecinde, ajandanızda neler öne çıkıyor? Yaz boyunca biriktirdiğiniz enerjiyi iş projelerine nasıl yansıtıyorsunuz?

Bizim sektörde işe dönüş diye bir şey söz konusu değil. Sahilde boş otururken bile baktığımız her şey bir ilhama dönüşebiliyor. Ardından tüm bu gözlem ve etkileşimler birikerek projelere evriliyor. Önce hikaye yazılıyor ancak çekim sırasında bile değişikliğe uğrayabiliyor, hayat gibi.

Yeni sezonda kişisel hedefleriniz arasında neler var?

Dört yıldır ABD, Kanada, Afrika, Hindistan, Ortadoğu ve Britanya başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında yollardayım. Şimdi doğduğum, büyüdüğüm şehre dönmek ve yenilenmek için harika bir fırsat. Durmak lazım bazen, fırsatları görmek için.

Başka işlerde motivasyon, çalışanların iş dışında birlikte vakit geçirmeleriyle, seyahatlerle sağlanır. Bizde tersi oluyor. İş arkadaşlarım evde, aileleriyle, çocuklarıyla, dostlarıyla, sevgilileriyle birlikte olmak için zaman bulduklarında yeni yolculuklara daha hazır oluyorlar.

Yaz sonrası ekip motivasyonunu artırmak için hangi yöntemleri kullanıyorsunuz?

Ben çalışma arkadaşlarımı ekipten çok birlikte yaşadığım bir topluluk olarak görüyorum. Ekip, işte buluşup işten sonra ayrılan insanları çağrıştırıyor bana. Oysa biz haftalarca birlikte seyahat edip aynı yerde çalışıp, aynı yerde yaşıyoruz. Ekip olmanın ötesinde bir durumu yaşıyoruz. Başka işlerde motivasyon, çalışanların iş dışında birlikte vakit geçirmeleriyle, seyahatlerle sağlanır. Bizde tersi oluyor. İş arkadaşlarım evde, aileleriyle, çocuklarıyla, dostlarıyla, sevgilileriyle birlikte olmak için zaman bulduklarında yeni yolculuklara daha hazır oluyorlar.

Şehirde kendinizi iyi hissettiğiniz, semt, restoran, mekan neresi?

Benim bu konularda vazgeçilmezlerim var… Şehre geldiğimde özlediğim arkadaşlarımla, özlediğim yerlerde buluşuyorum. Mesela Asmalı Cavit’e gitmek Cavit Abi’yi, Frankie’ye gitmek Kaya Demirer’i, Upperİst Yücel ve Gülin Özalp’i görmek için de vesile oluyor. Tabii bunlara bir de Novo’yu eklemeliyim.

Bu sene mutlaka yapacağım, gideceğim, başlayacağım, keşfedeceğim dediğiniz yerler ve konular neler?

Bu yıl yeni yerlere gitmekten çok daha önce gittiğim yerleri yeni bir gözle görebilmek istiyorum. Mısır’a, piramitlere, uzun zamandır gitmediğim Toskana’ya ve Marakeş’e gitmeyi planlıyorum. Anlattığım uzun yolculukların ardından şehirde sakin ve dingin kalmak da iyi gelecek.

Yazar Thoephile Gautier der ki; “Bazen en güzel yolculuklar odalarımızda yaptıklarımızdır.”

Şehirde kendinize ayırdığınız zamanda neler yapıyorsunuz veya ritüelleriniz var mı?

Benim için şehir, arkadaşlarımla değerli. İstanbul benim en yakın dostlarımın yaşadığı yer. Kendime ayırdığım en iyi zaman, dostlarımla geçirdiğim zaman. Uzun sabah yürüyüşleri, sohbetler, İstanbul’un kahvecilerinde, kitapçılarında, sanat galerilerinde vakit geçirmek ve tabii ki spor yapmak.

Çalışma hayatınızdaki yoğunluktan uzaklaşmak için hangi aktiviteleri tercih ediyorsunuz?

Erken kalkmayı seviyorum. Trafiksiz boş sokaklara tanık olmayı, şehrin sessizliğin yaşamayı seviyorum. İstanbul, özellikle sabahları hala yürünebilen metropollerden biri, çok cömert bir şehir, verdiğinizden fazlasını alıyorsunuz.