Yurt Dışında Çalışma Hayatı: Yiğit Sezgin
Yazı Boyutu:
Fairmont Hotels & Resorts’ta Global Chief Brand & Commercial Officer olarak çalışan Yiğit Sezgin, yurt dışında çalışma hayatıyla ilgili deneyimlerini paylaştı.
Türkiye’de çalışırken yurt dışından teklif aldınız ve yabancı bir ülkeye taşındınız. Bu değişiklik nasıl gerçekleşti, sizi digerlerinden ayıran özellikler neler oldu?
Birlikte çalıştığım yabancı patronlarımla olan uyumum, kurduğum diyalog, iyi diyalog kurabilmek için gereken lisan eğitimim, gustom, giyim-kuşamım, gittiğim yerler, kurduğum ilişkiler, çok çalışmam, komünikasyon, işime olan sevgim, bana verilen görevlerden fazlasını yapma ve öğrenmek için çabalamam… İş arkadaşlarımla olan pozitif diyalogum, içten ve doğal olmam, politik davranmamam, işe odaklı olmam…
Amacı yurt dışında yöneticilik yapmak olanlara kariyer tavsiyeleriniz neler?
Aslında birçoğuna önceki soruda cevap vermiş oldum. Bana sorarsanız, amaç yurt dışında çalışmak değil; ancak çalıştığınız şirketlerde yükselmek ve yükselebilmek için mesul olduğunuz bölgeleri genişletmek. Tabii ki, mümkünse bunu bir süre Türkiye’den yaparak ülkemizi daha stratejik bir konuma getirebilmek. Ancak doğal olarak markaların merkez ofisleri çoğunlukla kaydoldukları ülkede/sehirde bulunuyor ve tabii ki bir süre sonra oraya doğru hareket edebilmek gerekiyor. Tavsiyelerimin başında lisanı iyi bilmek geliyor, hem kendinizi ve işinizi çok iyi ifade edebilmek hem de yüksek seviyede diyalog kurabilmek için. Espirili olmak, çalışkan olmak, lise yıllarından itibaren yurt dışında küçük işlerde çalışmak, staj yapmak, kurslara ve kamplara gitmek, çevre edinmek de önemli. Hedeflerinizi olabilecek en kısa zamanda belirlemek, sadece ne yapmak istemediğinizi değil, aslen ne yapmak istediğinizi bilmek, bulmak ve anlamak da önemlidir.
Yeni bir kültüre ve iş ortamına uyum sağlarken hangi zorluklarla karşılaştınız?
Yaşadığım evi farklı kültürden insanlarla paylaştım. Kariyer ve deneyim kazanmak için düşük maaşlarla çalışmayı kabul ettim ama kültürel olarak hiçbir zaman zorlanmadım. Yeni mekânları, yeni insanları, yeni kültürleri ve yeni deneyimleri her zaman çok sevdim. Öğrenmek ve deneyimlemek için her zaman açık oldum. Ömür boyu ziyaret edeceğim arkadaşlıklar edindim.
Yurt dışında çalışırken kültürel farklılıkları ve önyargıları nasıl aştınız ve yabancı bir ülkede kariyer yapmak isteyen diğer Türklere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?
Ayrımcılıklar hep vardı, son zamanlarda hem milliyetçilik hem de göçlerde yükselmeler görüyoruz. Ancak ben yeni jenerasyonun, sosyal medya ve dijital transformasyonun bu sorunları aşmamızda çok yardımcı olacağını düşünüyorum. Ben bir Türk olarak bugüne kadar çalıştığım şirketlerde hiç böyle bir ayrımcılık sorunuyla karşılaşmadım. Bazen “Sen Türk müydün?” diye onları şaşırttığım anlar olmuş olabilir ama çalıştığı şirkete katkısı olan, iyi çalışan herkesin bu dünyada eşit şanslara sahip olduğunu düşünüyorum.
Yurt dışında yaşamanın ve çalışmanın en ödüllendirici yanları nelerdir ve bu deneyimler kişisel ve profesyonel gelişiminizi nasıl şekillendirdi?
Aileniz ve sağlığınızdan sonra dünyadaki en değerli şey bilgi, kültürel zenginlik, kurduğunuz dostluklar, çeşitlilik ve hoşgörüyü öğrenmektir. Çok gezen mi bilir, çok okuyan mı? Bence galiba daha çok gezen (ama sadece sosyal medyaya post atmak için değil tabii). Emekliliğimde tek umudum her sene 4-5 ay yeni bir yerde yaşamak, yazmak, eski dostlarla buluşmak, yenilerini edinmek; tıpkı şu an çalışırken yaptığım gibi.