Zor Zamanlarda Liderlik: Berfin Kaplan Albayrak

Krizler, liderlik anlayışını en sert şekilde test eden zamanlardır. Belirsizliğin hâkim olduğu dönemlerde, güçlü bir lider olmak için hangi beceriler öne çıkıyor? Saat&Saat Pazarlama ve Kurumsal İletişim Direktörü Berfin Kaplan Albayrak, zor zamanlarda etkili liderlik stratejilerini paylaşıyor.

Zor dönemlerde bir lider olarak önceliğiniz nedir? Kaos ortamlarının farklı zorlukları oluyor, kontrolü ele almak için sizin yol haritanız nasıl şekilleniyor?

Önceliğim ekibimi yalnız bırakmamak ve güven veren bir duruş sergilemek. Kaos ortamları belirsizlik ve panik yaratabilir; bu yüzden sakin kalmak ve soğukkanlı bir şekilde durumu değerlendirmek önemli. İlk adımım, ekibe güven aşılamak ve doğru bilgiyle rehberlik etmek oluyor. Durumu objektif bir şekilde analiz edip öncelikli sorunları belirlerim ve onları çözmeye odaklanırım. Aynı zamanda, her kriz anında herkesin bir yön göstericisine ihtiyacı olduğunu bilirim. Bu yüzden ekibimle açık ve dürüst bir iletişim kurarak, yaşadığımız zorlukları paylaşırım. Krizler fırsatlar yaratabilir, bu yüzden her değişen durumu öğrenmeye ve fırsata çevirmeye çalışırım. Hızlı bir aksiyon planı oluşturup etkili iletişimle herkesin aynı hedefe odaklanmasını sağlarım. Liderlik, sadece stratejik bir yaklaşım gerektirmez; aynı zamanda ekibinize değer vererek dinlemek, güvenlerini kazanmak ve onlara cesaret vermek de çok önemli. Ben zor dönemlerde bunu sağlamaya özen gösteriyorum.

İç ve dış iletişimde şeffaflık önemli

Zor dönemlerde; finans, satış, pazarlama, iç ve dış iletişim ile İK konularını nasıl yönetmek gerekir?

Her departmanın dikkatli yönetilmesi kritik bir önem taşıyor. Finansal açıdan, nakit akışını optimize etmek ve gereksiz harcamaları minimize etmek öncelikli olmalı. Ayrıca, gelecekteki büyümeyi destekleyecek sürdürülebilir yatırımlar yaparak şirketin mali sağlığını güvence altına almalıyız. Satış ve pazarlama tarafında esneklik ve hızla uyum sağlayabilme kabiliyeti büyük fark yaratır. Mevcut müşteri ilişkilerini güçlendirmek, pazardaki değişimleri izlemek ve yeni fırsatlar yaratmak önemli bir rol oynar. Bu süreçte müşteri odaklı bir yaklaşım benimsemek, rekabet avantajı sağlar. İç ve dış iletişimde şeffaflık önemlidir. İçerideki ekiplerle doğru ve düzenli bilgi paylaşımı yaparak herkesin aynı hedeflere odaklanmasını sağlamak gerek. Dış dünyaya yönelikse, açık ve dürüst iletişimle güven inşa edilmeli ve markamızın imajı korunmalı. Bu hem iç bağlılığı artırır hem de dış ilişkileri güçlendirir. Kriz zamanlarında net iletişim, ekip moralini yüksek tutarken dış imajı da sağlam tutar. İnsan Kaynaklarıyla birlikte çalışarak çalışanların moralini yüksek tutmak ve ihtiyaçlarına duyarlı olmak kritik önemde. Zor dönemlerde, çalışanların duygusal ihtiyaçlarını doğru tespit etmek ve güçlü bir ekip ruhu oluşturmak için bu stratejiler büyük fark yaratır. Bu yaklaşım, sadece şirketin mevcut krizden çıkmasını sağlamakla kalmaz, uzun vadeli başarı için de güçlü bir temel atılmasına yardımcı olur.

Krizler fırsat yaratabilir

Zor dönemlerde asla yapılmaması gereken yönetimsel ve liderlik hataları neler?

Bence bu gibi dönemlerde en büyük hata iletişimsizlik. Belirsizliğin ve paniğin arttığı böyle anlarda, çalışanların kafasında soru işaretleri oluşur ve bu durum verimliliği olumsuz etkiler. Bu yüzden düzenli ve açık iletişim kurmak hem iç hem dış paydaşlarla güçlü bir bağ kurmak gerek. Lider olarak, ekibinize doğru ve zamanında bilgi vermek, onlara güven aşılamak önemli bir hal alır. Bir diğer hata ise, kararları tek başına almak ve ekibin görüşlerini göz ardı etmek. Kriz zamanlarında liderin ekibine güvenmesi ve onların fikirlerine değer vermesi gerek. Bu yaklaşım, ekip üyelerinin de çözümün bir parçası olduklarını hissetmelerini sağlar, bu da motivasyonu artırır. Son olarak, kriz karşısında hemen değişim yapmak ya da mevcut durumu olduğu gibi kabullenip hareketsiz kalmak, yapılmaması gereken hatalardan biri. Krizler bazen fırsatlar yaratabilir. Bu fırsatları görebilmek için soğukkanlı kalıp stratejik düşünmek gerek. Doğru zamanı beklemek ve ona göre hareket etmek, her durumu avantaja çevirmemizi sağlar. Özetle, zor dönemlerde etkili bir liderlik için şeffaf iletişim, ekip katılımı ve stratejik düşünme şart. Liderin sakin kalması ve ekibin desteğini alarak hareket etmesi, bu tür dönemlerden daha güçlü çıkmanıza yardımcı olur.

Zor zamanlarda yöneticilik yetilerini geliştirmek için önerileriniz neler? Bu konuda örnek aldığınız kişileri, faydalandığınız kitap ve podcastleri paylaşır mısınız?

Sürekli öğrenmeye açık olmak ve mentorluk almak çok önemli. Bu süreçte, empati, stratejik düşünme ve kriz yönetimi gibi beceriler pratikle gelişiyor. Bunu yaparken, hata yapmaktan korkmamak da önemli; çünkü zor zamanlar, aslında kendimizi keşfetmek ve sınırlarımızı zorlamak için mükemmel fırsatlar sunuyor.

Berfin Kaplan Albayrak’ın Önerileri

Benim örnek aldığım liderler arasında Simon Sinek ve Jeff Bezos yer alıyor. Sinek’in “Leaders Eat Last” kitabı, liderliğin sadece yönetmekten çok, ekibi nasıl önceliklendirmek ve onlara güven vermek olduğunu anlamama çok yardımcı oldu. Ayrıca iş dünyasında başarıya giden yolu anlatan “The Lean Startup” kitabı ve “How I Built This” podcasti de ilham verici. İş dünyasında karşılaşılan zorlukları aşmak için gereken stratejileri anlamak, büyük bir fark yaratabiliyor.

Bunun dışında, sıkça dinlediğim The Tim Ferriss Show podcasti de çok faydalı. Farklı sektörlerden liderlerin deneyimlerini paylaştığı bu podcast, çeşitli yönetim yaklaşımlarını görmek ve kendi liderlik tarzımı geliştirmek adına çok öğretici oldu.

Sonuç olarak, sürekli pratik yaparak, öğrenmeye ve farklı perspektiflere açık kalarak, zor dönemlerde daha güçlü bir lider olunabileceğini düşünüyorum.

Lider olarak çalışanlarınızın mental sağlığını desteklemek için hangi adımları atıyorsunuz?

Öncelikle güvenli ve açık bir ortam yaratmak önemli. Herkesin kendini rahatça ifade edebileceği bir kültür oluşturmak hem çalışanların hem de şirketin başarısı için en temel adım. Kriz zamanlarında ise, çalışanların duygusal ihtiyaçları artabiliyor. Bu yüzden düzenli olarak sohbet edip nasıl olduklarını öğrenmeye çalışırım. Basit bir “nasılsınız?” sorusu bile çok şey ifade edebilir. Ekip içinde aile havası yaratmak, destek olmak çok kıymetli. Bu bağ hem motivasyonu artırıyor hem de takım ruhu oluşturuyor. Zor zamanlarda rahatlama fırsatları sunmak, stresle başa çıkmalarına yardımcı olmak da önemli. Böyle bir ortam, uzun vadede daha sağlıklı ve başarılı bir çalışma hayatı sağlıyor.