Zor Zamanlarda Liderlik: Sinem Sandıkçı Gökçen
Yazı Boyutu:
Doğal afetler, ekonomik sorunlar, iklim krizi gibi iş dünyasını derinden etkileyen zamanlarda güçlü bir lider olmanın püf noktalarını, L’Oreal Ülke Müdürü Sinem Sandıkçı Gökçen anlatıyor.
Zor dönemlerde bir lider olarak ilk önceliğin ne oluyor? Bu kaos ortamlarının her birinin farklı zorlukları oluyor, kontrolü ele almak için senin yol haritan nedir?
Son dönemde üst üste yaşadıklarımızdan da deneyimlediğimiz üzere zorlukların aşılmasında birlik ve dayanışmanın, kolektif çalışmanın önemi çok büyük. Bu nedenle zor dönemlerde benim için en öncelikli konulardan biri paydaş ilişkileri yönetimi. Tüm paydaşların farklı ihtiyaç/beklentilerini anlamak, mümkünse onları karşılamaya odaklanmak ve her birini çözümün bir parçası olacak şekilde koordine etmeyi önceliklendiriyorum. Bunun için de hepsi ile çok net, sık ve şeffaf bir etkileşimde olmak gerekiyor.
Enerjimizi ve kaynaklarımızı en iyi şekilde yönetmek; bunu da kendimi ve beraber çalıştığım ekipleri gerçekten önemli olan ve kontrol edebileceğimiz konulara odaklamak ana önceliklerimden.
Benim yol haritam sadece zorlu dönemlerde değil her zaman onarıcı ve akışkan liderlik tarzı ile ilerlemek. Onarıcılık içinde bulunduğu ortama ve ekiplere enerji vermenin, döngüsel işleyişin ve büyük ekosistemin farkında olmanın, yenilenmeye odaklanmanın, değer yaratmak ve iyilik için itici güç olmanın önemini vurguluyor. Akışkanlık ise yüksek bir empati ile duruma ve kişilere uyum sağlayabilmeyi gerektiriyor. Zorlu kriz dönemlerinde bu tarzlardaki liderliğin önemi daha da ön plana çıkıyor.
Kontrolü ele almak için çevrenizdekilere kontrolde olduğunuz hissini geçirebilmek önemli. Ben dışarıya karşı hep sakin, pozitif, yapıcı bir tavır sergilemeye özen gösteriyorum ve çeşitli pratiklerle mümkünse bunu kendi içimde de gerçekten sağlamaya çalışıyorum.
Zor dönemlerde; finans, satış, pazarlama ve iç ve dış iletişim ve İK konularını nasıl yönetmek gerekiyor?
Tüm bu birimler bir yapbozun parçaları olduğu için çoğu zaman bütünsel olarak ele alınmak durumunda oluyor. Her birinin özelinde öncelikler, planlar ve beklentiler ayrı ayrı masaya yatırılmalı. Detaylı bir durum analizi ile başlanıp sonrasında net bir önceliklendirme ile ilerlenmeli.
Hangi alanda olursa olsun zamanlıca mikroskobunuz ve teleskobunuz arası geçişleri yapabilmek yani detaylar ve büyük resim arasındaki dengeyi kurabilmek çok kritik. Aynı şekilde kısa dönem ve uzun dönem stratejileri, kararları ve etkilerini dengelemek de…
İnsan konuları her zaman iş konularından daha hassas ve öncelikli. Çalışanların empati ve kararlılıkla konuya gerektiği ölçüde ve zamanda dahil edilmesi ilk koşul. Tutku ile devam edebilmeleri için kalplerindeki ateşin, harekete geçmeleri için de ayaklarının altındaki ateşin yanar durumda tutulması gerekiyor ki zor dönemi başarı ile atlatıp atlatmayacağınızı belirleyen ana unsur da bu bence.
Her alanda işlerinde uzman kişi/ekipleri yetkilendirerek iş bölümünü yapabilmek ve bu ekipleri ortak bir payda ile koordine edebilmek hayati değerde.
İletişim her zaman detaylıca çok boyutlu olarak ve tüm paydaşlar için planlaması gereken bir konu.
En ideali tüm bu ayrı alanlar için olası krizlerin öncesinde öngörülmeye çalışılması ve olabildiğince senaryolaştırılması diye düşünüyorum. Hareket planı gerçek hayatta birebir uygulanamasa bile elinizde böyle bir yol haritasının ve psikolojik hazırlığınızın bulunması paha biçilemez.
Zor dönemlerde asla yapılmaması gereken yönetimsel ve liderlik hataları neler?
Davranış olarak yapılmaması gerekenler dışarıya karşı paniğe kapılmış, olumsuz ve umutsuz bir duruş sergilemek. İletişim hataları (Şeffaf olmamak, yeterince net olunmadığı için yanlış anlamaya ya da farklı yorumlara açık bırakmak, tek taraflı iletişim yapmak vb.) kriz dönemlerinde çok sık rastlanan durumlar, bu konuya çok özen göstermek gerekiyor.
Çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık kriz dönemlerinde geri plana atılan bir konu oluyor, buna izin vermemek önemli çünkü iyileşme ve toparlanma döneminde çok gerekli bir unsur.
{127685}
Ekonomik ve iklim krizleri, göçler ve doğal afetler artık iş dünyasının günlük bir parçası. Zor zamanlarda yöneticilik yetilerini geliştirmek önerilerin neler? Bu konuda örnek aldığın kişileri, faydalandığın kitap ve podcast’leri bizimle paylaşır mısın?
Tarih bu tür başarı ya da başarısızlık hikâyeleri ile dolu. Benim en çok ilham aldıklarım talihsiz durumların fırsata çevrildiği örnekler. Günümüz dünyasında da bu konuda kendini en iyi geliştiren ve en deneyimli liderler bence Türkiye’de, bizim yaşadıklarımızı bu şiddette ve sıklıkta yaşayan çok az sayıda ülke var.
Bana yol gösteren bir kitap önerisi olarak onarıcı liderliği çok iyi anlatan Giles Hutchins ve Laura Storm’un yazdığı “Regenerative Leadership” kitabını sayabilirim.
Psikolojik güvenli ortam asıl kriz dönemlerinde gerekli ki herkes fikrini söylemekten ve çözüme bir katkı sağlamaktan çekinmesin, bunun için Amy C. Edmondson’ın “Fearless Organisation” kitabını ve TedX konuşmalarını öneririm.