Girişimci Hikayeleri: Zeytin Dalından Sofralara Uzanan DEM Green
Yazı Boyutu:
Çocukluk tutkusunu gerçekleştirerek DEM Green markasını yaratan Demet Yavuz, zeytinin dalından sofralara geliş serüvenini ve tüketimle ilgili püf noktalarını anlatıyor.
Demet Yavuz
“Ülkemizin en verimli bölgelerinden; Kuzey Ege’de denizden esen rüzgarlar ve ürünü besleyen şartlara sahip topraklarla Pelitköy civarında yetişen zeytin ağaçlarımızın meyvelerinin lezzetini, DEM Green ile sizlerle paylaşıyor olmaktan büyük mutluluk duyuyorum” diyen Demet Yavuz markasını ve zeytinyağıyla ilgili merak ettiklerimizi yanıtladı.
Öncelikle DEM Green markanızdan ve kuruluş hikâyenizden bahseder misiniz?
DEM Green’in hikâyesi 2014 yılında mevcut zeytinliğimizi almamız ile başladı. Ancak zeytine olan tutkum çocukluğuma uzanıyor. Babamın zeytine olan düşkünlüğü, her sezon evimizde yaşanan zeytinin kırılması, tuzlanması süreçleri… Acısı tam çıkmadan yediğimiz zeytinler, bütün kış tüketilecek zeytinyağının eve bir anda gelmesi ve bolca kullanılması… Tüm bunlar zeytine olan tutkumun temelini oluşturuyor. Zeytinin toplanması, ekip (biz kendilerine ‘tayfa’ diyoruz) ile geçirilen günler, kadın erkek dayanışmasının örnekleri, ağaçların arasında geçirilen uzunca zamanlar… Mahsul toplandıktan sonra sıkım aşamasında bulunmak ve ortaya çıkan ürünü başkalarıyla paylaşma isteği beni DEM Green’i kurma noktasına getirdi.
Coğrafya olarak bulunduğunuz konum, ürünleriniz üzerinde nasıl bir etkiye sahip?
DEM Green benim de doğduğum topraklarda yaratıldı. Balıkesir‘in Körfez Bölgesi diye adlandırdığımız Kaz Dağları ile başlayan Havran-Edremit-Burhaniye-Ayvalık-Bergama’ya kadar aralıksız uzanan zeytin ağaçları her zaman bölgenin simgesi olmuştur ve sonsuz görünümü çok etkileyicidir. Burası toprak cinsi, arazinin uygunluğu ve denizden aldığı rüzgar ile zeytin için en ideal şartlara sahip. DEM Green’i oluşturan yağlık zeytin cinsinin doğası gereği susuzluğa dayanıklıdır ancak zamanında yağan yağmurlar ile toprağın su tutma özelliği mahsulü diğerlerinden ayıran özelliğidir.
Zeytinin dalından sofralara geliş serüveni nasıl işliyor?
Zeytinin dalında olma zamanı doğa ile uyumludur. Yağan yağmurlar, çiçek zamanı aldığı rüzgarın mahsule zarar vermeden gerçekleşmesi, hasat zamanı öncesi yağan yağmurların zeytin tanesine etkisi.. Tüm bunlar zeytinyağına etki ediyor…
Hasat döneminin başında henüz yeşilken toplanan iri taneli zeytinler sofralık olarak olarak ayrılır. Kırma dediğimiz şekli, hafif acılığını sadece suyla gidererek en doğal yeme şeklidir. Zeytinin pembeleşmeye başladığı zaman çizik denen yöntem ile hazırlanan salamura suyunun zeytinin içine işlemesi sağlanır. Son olarak dalında en olgun haline dönüşmüş siyah zeytinimiz sadece kalın tuz ile sele zeytin olarak sunulmaktadır.
Zeytin ağacının toprağına yaptığımız destek yani sürerek havalandırmak ve köke yeterli oksijen gitmesine olanak sağlamak bizim için önemli detaylardan. DEM Green’de toprağı doğal yollarla sürmekten yanayız. Bu sürme işleminde yakın köylerimizden kadınlarımız çalışıyor ki bu gücü ve dayanışmayı hissetmek bize ayrı bir mutluluk veriyor. Bunun yanı sıra toplanma zamanının tespiti ve şekli yine kritik detaylardan. Minimum hasar ile zeytini toplamak önemli. Sonraki süreç ise mahsulün doğru şartlar sağlanarak sıkım aşamasına geçilmesi ve laboratuvar analizlerinin yapılarak doğru şartlarda ambalajlanması ve saklanması. Bizim en çok üzerinde durduğumuz ve geliştirdiğimiz süreçler bunlar.
Bunun yanı sıra ürünün doğru ve şık bir şekilde ambalajlanması da önemsediğimiz konulardan. Örneğin yaratıcı bir yaklaşımla 175 ml’lik ürünlerimiz mevcut. Böylelikle zeytinyağı karakterini ve tat özelliklerini kaybetmeden tüketilebiliyor.
{773764}
İyi bir zeytinyağını diğerlerinden ayıran özellikler nelerdir? Görünüş ve lezzet olarak sıradan bir tüketicinin bu ayrımı yapabilmesi mümkün mü?
Zeytinyağının yeşil ve yoğun kıvamda olması DEM Green olarak tercihimizdir.
Bize zeytinyağının en önemli ve etkili faydalarını saymanızı istesek?
Sindirime olan katkısı, bağırsakların çalışması için en doğal çözümdür. Metabolizmaya olan faydası da yadsınamaz. İlaveten saç, cilt ve tırnak sağlığında önemli yer tutar.
Zeytinyağını nasıl tüketmeli? Püf noktalarının yanı sıra ayrıca zeytinyağını en çok yakıştırdığınız favori lezzetiniz hangileridir?
Zeytinyağının çiğ tüketilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bence salataların olmazsa olmazı, yaz sezonunda domates ile kış sezonunda marul ıspanak gibi yeşilliklerle zeytinyağı tüketmek, en sağlıklı ve en lezzetli halleri. Ayrıca zeytin ve zeytinyağı vazgeçilmez ikilidir benim için.
Zeytin ağacı insanlık için en önemli erdem ve değerlerin sembolü. “Ölümsüz ağaç” olarak bilinen zeytin ağacının bu değerlerinden ve kutsallığından bahseder misiniz?
Bildiğiniz gibi zeytin dalı yıllardır barışın simgesi. Dem Green olarak felsefemiz; “Ben herkese aitim, kimseye ait değilim, sen gelmeden önce de buradaydım, sen gittikten sonra da burada olacağım.”
{774169}
Tek bir tanesini bile kesmeyi yasaklayan, zeytinlikleri yok etmeyi önleyen bir “zeytin kanununa” sahibiz aslında. Hâl böyleyken, böylesine değerli bir ağaç topluluğunu yaşatmak, onlardan fayda sağlamak ve gelecek nesillere aktaracak olmak sizi nasıl hissettiriyor?
Benim de en büyük arzum bu ağaçların ve ürününün kıymetliliğini sürdürmesine katkıda bulunmak. Bunu yaparken de ‘toprağa saygıyı’ merkeze koyarak, verimliliği düşünerek, en doğru üretim şeklini benimseyerek, çok araştırarak yola çıktık ve devam ediyoruz.
Bu ölümsüz ağaçlarla yaptığınız her şey dileriz ki kendileri gibi ölümsüz olur. İklim şartları da bu noktada oldukça önem arz ediyor. Bunun için gelecek nesillere bir mesajınız var mı?
Zeytin ağaçlarının arasında dolanırken onlara hiçbir şeklide doğa dışı katkı maddeleri verilmemelidir. Doğanın gidişatını doğru desteklemek adına hava kirliliğini engellemek, ağaçlar için gerekli yağmurun oluşması adına ormanlara iyi bakmak, ağaç dikmek, yapılanmayı engellemek bizlerin ve gençlerin dikkat etmesi gereken en önemli unsurlardır.