preloader

Girişimcilere İlham Kaynağı Olabilecek Filmler

24.10.2024
Girişimcilere İlham Kaynağı Olabilecek Filmler

Yazı Boyutu:

Girişimcilik, cesaret, azim ve yenilikçi düşünmeyi gerektiren bir yolculuk. Bu zorlu süreçte bazen ilham almak, enerjimizi tazelemek ve motivasyonumuzu yüksek tutmak için farklı kaynaklara başvururuz. Filmler de bu kaynaklardan biri. Girişimcilerin başarı öykülerini, karşılaştıkları zorlukları ve kazandıkları zaferleri beyazperdeye taşıyan bu filmler, birçok girişimciye ilham verdi. Bu liste size de ilham kaynağı olacak!

Bir girişimci olarak başarılı olmak için çok çalışmak, kararlılık ve doğru zamanlama gibi pek çok unsurdan bahsetmek mümkün. Şans ve tesadüf faktörlerini de göz ardı etmemekte fayda var. Bir başarı hikâyesi yazmak için mümkün olduğunca çok kaynaktan ilham almak gerek. Neyse ki kanepede uzanıp televizyona bakarak da ilham toplayabildiğimiz kaynaklar yok değil.

İster yeni bir girişim için yola çıkıyor olun, ister yıllardır bu işin içinde olun; girişimcilik hikâyelerinin size katacağı bir fayda olabilir. Başarıların arka planındaki zorluklar ve trajediler de ilginizi çekiyorsa, bu önerdiğimiz filmlere göz atmalısınız.

Joy

Başarıya giden yolda karşılaşılan zorluklar ve inançla ilerlemenin gücünü derinlemesine ele alan bir yapım… Film, Joy Mangano’nun gerçek hayat hikayesinden esinlenerek, onun azmi ve kararlılığı ile sıfırdan bir iş imparatorluğu kurmasını anlatıyor. Joy, hayata dair cesur bir bakış açısıyla karşılaştığı tüm zorluklara rağmen, yaratıcılığı ve inovasyon gücüyle ön plana çıkıyor. Baş karakterin, çevresinin sınırlamalarına ve toplumun beklentilerine meydan okuyarak kendi yolunu inşa etmesi, özellikle kadın girişimciler için ilham verici bir örnek oluşturuyor.

Joy’un icat ettiği “mucize paspas” ile sektörde devrim yaratması, yenilikçi fikirlerin doğru strateji ve kararlılıkla bir araya geldiğinde neleri değiştirebileceğini gösteriyor. Film, aynı zamanda iş hayatında ilişkilerin, güvenin ve iş birliğinin önemine de dikkat çekiyor. Girişimciliğin kimi zaman yalnızlıkla, kimi zaman da güçlü bir liderlik ve dayanıklılıkla ilgili olduğunu zarif bir dille işleyen Joy, yenilikçi ruhu besleyen yapımlardan biri.

Moneyball, Kazanma Sanatı

Moneyball, gerçek bir hikayeden uyarlanan ve spor dünyasında stratejik düşünmenin girişimciliğe nasıl dönüştüğünü çarpıcı bir şekilde gözler önüne seren bir film. Oakland Athletics beyzbol takımının yöneticisi Billy Beane’in, alışılmışın dışında bir yöntemle, kısıtlı bütçelerle takımını zirveye taşıma çabasını anlatıyor. Beane, geleneksel yöntemleri bir kenara bırakarak, oyuncuların potansiyelini analiz eden veri odaklı bir yaklaşıma yöneliyor.

Moneyball’un en dikkat çekici yönü, veriyi etkili kullanmanın iş dünyasında devrim yaratabileceği fikrine odaklanması. Beane’in, yenilikçi bir vizyonla rakiplerine meydan okuyarak düşük bütçelerle büyük işler başarması, stratejik düşünce ve farklılık yaratmanın önemini vurguluyor. Film, izleyicilere yenilikçi olmanın sadece bir seçenek değil, bazen bir zorunluluk olduğunu gösteriyor. Veriyi kullanarak başarı elde etmek isteyen girişimciler için adeta bir başucu rehberi niteliğinde.

Social Network, Sosyal Ağ

En iyi girişimci filmlerinin ortak özelliklerinden biri, mevcut sisteme karşı bir tür eleştiri içermeleri. Social Network de bunlardan biri… Girişimci ruhuna sahip Mark Zuckerberg’in (Jesse Eisenberg tarafından canlandırılıyor) eski kız arkadaşına geri dönmek için Harvard yurdunda başlattığı sosyal ağın tırmanışını ilgi çekici anlatan bir film bu. Çok geçmeden, aynı zamanda arkadaşı olan yatırımcı Eduardo Saverin’den gelen finansmanla Facebook, muhteşem yolculuğuna başlıyor. Her zaman kendi yeteneklerine inanan Zuckerberg, Facebook’un platformunu tek fikirle; finansal gereksinimleri, yasallığı ve diğer insanların duygularını göz ardı ederek inşa ediyor.

Efsanevi internet girişimcisi Sean Parker işe katıldığında, Saverin şirketten dışlanır ve Zuckerberg, Facebook’un mülkiyeti ve hakları konusunda pek de hoş olmayan bir sürece adım atar. Büyüyerek dünyayı ele geçiren ve kendi evrensel dili haline gelen bir iş kurma dramasıyla olgunlaşan Social Network”, bir fikir dünyayı tutuşturduğunda neler olabileceğine dair mükemmel bir girişimci filmi.

The Big Short, Büyük Açık

Michael Lewis’in aynı adlı kitabından uyarlanan The Big Short, 2007-08 küresel mali krizini öngören ve bundan kazanç sağlayan üç girişimcinin hikâyesini anlatıyor. Girişimciler için ibretlik bir masal görevi görse de, bu film inanç ve risk almanın önemini de vurguluyor.

O zamanlar insanların konut piyasasına karşı bahse girmesi neredeyse duyulmamış bir şeydi. Dünyanın geri kalanı için acı verici olsa da, kaosu öngörerek para kazanacak kadar akıllı olan bu kafadarlar için hikâye çok farklı gelişti.

Finansal krize göz atmaya yardımcı olmak için Ryan Gosling, Brad Pitt ve Steven Carrell gibi oyuncuları bir araya getiren The Big Short”, kaçınılmaz çöküşü filmde eş zamanlı üç hikayeyle anlatıyor.

Karmaşık finansal olayları, bu konuda uzmanlığı bulunmayan izleyicinin anlamasını sağlayacak kolaylıkta sunan film, havayı biraz hafifletmek için bir tutam mizah da kullanıyor. Bu filmin yeni girişimcilere inandıkları şeyi ne zaman zorlamaları ve ne zaman tedbir almaları gerektiği konusunda bir fikir verebileceğini söyleyebiliriz.

The Founder, Kurucu

The Founder, orijinal McDonald’s restoranını açan iki sevimli, saf kardeş Richard ve Maurice McDonald’ın hikâyesini ve restoran zincirinin ilk dönemlerini anlatıyor. McDonald kardeşler işlerini büyütme arayışı içindeyken, ilk restorana rastlayan başarısız bir cihaz satıcısı ve cin fikirli olan Ray Kroc, filmi alıp sürükleyen karakter oluyor. Kardeşlerle iş kurduktan kısa süre sonra, Kroc anlaşmadan memnun kalmıyor ve sonunda McDonald kardeşleri satarak günümüze kadar uzanan McDonald’s iş modelini üreterek multimilyoner oluyor.

Uygun fiyatlı bir ürün için basit bir fikrin nasıl popülerlik kazanabileceğini gösteren filmi izleyen girişimciler; Kroc’un iş ve satış girişimlerinde başarısız olma, ardından pazarda boşluk bulma ve şirketi başarılı olana kadar tüm çabalarıyla bunu sürdürme hikayesiyle ilgilenebilir.

Ray Kroc, bir restorandan yeni bir yemek teslimatı tarzıyla 30 dakikada değil, 30 saniyede yapılan hamburgerlerle para kazanan bir iş insanı. Dünyanın en büyük fast food imparatorluğunu kurma arayışında acımasız kararlar da alan bir girişimcinin hayatından önemli kesitleri bu filmde bulacaksınız. Kroc’un şu sözü de kulaklara küpe edilebilir: “Şans çok çalışmanın ödülüdür. Ne kadar çok çalışırsanız, o kadar şanslı olursunuz.”

Pirates of Silicon Valley, Silikon Vadisinin Korsanları

Apple’ın kurucusu Steve Jobs’ın “İyi sanatçılar kopyalar, büyük sanatçılar çalar” sözü bu filmin ana fikrini çok iyi anlatıyor. 1980’lerde teknoloji imparatorluklarını kurarken Steve Jobs ve Bill Gates’in ilk dönemlerini gösteren bir klasik… Rekabetlerini, denemelerini ve zaferlerini vurgulaması gerçekten ilham verici.

20 yaşındaki bir gencin IBM gibi büyük bir şirkete nasıl sahip çıktığını görecek, hayalinize inanmanın ve ne olursa olsun peşinden gitmenin değerini öğreneceksiniz. Ayrıca filmde verilen bir başka mesaj da birinin fikrinizi kopyalamasının önemli olmadığı. Önemli olanın uygulama ve bunu ne kadar iyi yaptığınız olduğu… Yeni başladığınızda, küçük bir rekabetin kimseye zararı olmaz.

The Pursuit of Happyness, Umudunu Kaybetme

Will Smith ve oğlu Jaden’in başrolde olduğu bu gerçek hikâye, Amerikalı iş insanı Chris Gardner’ın hayatını beyazperdeye taşıyor. Evini, parasını ve karısı dahil olmak üzere her şeyini kaybetmesine rağmen mücadele eden bir satıcı olan Chris Gardner’ın (Will Smith) ilham verici bir hikayesini bu filmde izleyeceksiniz. Kendine acıma ve yenilgi içinde yuvarlanmak yerine, Chris kendini toparlar, hayatı kendisi ve oğlu için daha iyi hale getirmek için daha çok ve daha akıllıca çalışır. Tüylerinizi diken diken edecek bu filmde mutluluk ve daha iyi bir yaşam peşinde koşarken aynı zamanda güçlü bir iş ahlâkına da sahip olunabileceğini görmek iç ferahlatıcı.

Gerçek bir hikâyeye dayanan The Pursuit of Happyness, girişimcilik serüveniniz boyunca birçok iniş ve çıkış yaşasanız da bu düşüşlerin de bir bir ilham kaynağı olabileceğini kanıtlıyor.

Girişimci Chris Gardner’ın bir borsacı olarak altı aylık ücretsiz stajyerlik yaparken oğluyla birlikte bir yıl boyunca evsiz kalmasının gerçek hikâyesine dayanan The Pursuit of Happyness, zorluklara karşı klasik bir Hollywood zaferi.

The Wolf of Wall Street

Genç girişimciler açgözlülüğün kolayca tuzağına düşebilir ve bazen etik dışı kararlar alabilirler. İş ahlakına uymayan olmayan bir yola girerseniz neler olabileceğinin bir hatırlatıcısı olan film, mottosu Açgözlülük iyidir” olan para takıntılı Gordon Gekko’nun (Michael Douglas) hikâyenin en ilginç karakteri.

Bu girişimci film, 1980’lerin değişken borsasına balıklama dalan genç ve hırslı bir borsacı olan Bud Fox’un (Charlie Sheen) hikayesini anlatıyor. Kurumsal finans, yatırım ve sermaye piyasaları dünyasına bir bakış sunanThe Wolf of Wall Street”, açgözlülüğün ne kadar kaygan olduğunu ve hileli iş yöntemlerinin nihai sonuçlarını gösteriyor. Para uğruna kendini satmama öğretisi sunan film, “girişimci olmak sadece zengin ve ünlü olmakla ilgili değildir” mesajını veriyor.

The Aviator, Göklerin Hakimi

Scorsese ve DiCaprio’nun birlikte çalışmasıyla yıllar içinde bazı muhteşem filmler izledik. The Aviator da onlardan biri. Kötüleşen OKB (Obsesif Kompulsif Bozukluk) rahatsızlığıyla uğraşmasına rağmen, başarılı bir film yönetmeni olmak için büyük zorlukların üstesinden gelen eksantrik milyarder Howard Hughes’un bir biyografisini sunan film, her şeyin nasıl mümkün olabileceğinin hikâyesini anlatıyor.

İmkansızı başarmak için hayatta birçok engeli aşması gereken acemi girişimciler için mükemmel bir örnek sunan Hughes, sadece büyük şirketlerle ve meşhur film patronlarıyla rekabet etmedi, aynı zamanda gücünü zayıflatan bir ruhsal hastalıkla da savaş verdi.

CODA

Sağır Yetişkinlerin Çocuğu (Child Of Deaf Adults/CODA) olan Ruby, her sabah okuldan önce ailenin ticari balıkçı teknesinde çalışarak hayata tutunur.

Yerel balıkçılık endüstrisinin yetkililerle olan mücadelesine karışan Ruby, ailevi sorumlulukları ile müzik kariyerine devam etme hayali arasında bir seçim yapmak zorundadır. Eleştirel değerli bir film olan CODA, nasıl iletişim kurulacağını ve bir aile şirketi yönetmenin zorluklarını öğrenmenin dokunaklı hikâyesini anlatıyor.

Steve Jobs

Aaron Sorkin’in senaryosunu yazdığı ve Danny Boyle’un yönettiği Steve Jobs” filmi, Apple’ın kurucusunun hayatını mercek altına alıyor. Apple’ın kurucu ortağı Steve Jobs’un biyografisi niteliğindeki filmde de girişimcilere ilham verecek çok sayıda mesaj var.

Filmde Michael Fassbender tarafından canlandırılan Steve Jobs’ın hayatının hikâyesini anlatmak yerine Macintosh, NeXT ve iMac için her biri Jobs’un hayatında önemli bir noktayı temsil eden üç özel Apple açılış etkinliğine odaklanılıyor.

Bir Apple ikonu olmak için hem kişisel hem de profesyonel olarak birçok engeli aşan Jobs, bu filmde bize hayallerimizden asla vazgeçmemeyi ve inançlarınızı korumayı öğretiyor.

Erin Brockovich

İş dünyasında sayıları her geçen gün artan kadın girişimciler, kendi tarzlarını bu dünyada da sergiliyor. Cinsiyet ayrımcılığına ve eğitim eşitsizliğine karşı harekete geçmek konusunda ilham veren bu dramatik film, aleyhindeki tüm olasılıklara rağmen tarihin en büyük davalarından birini kazanan Erin Brockovich’in (Julia Roberts) gerçek hikâyesine dayanıyor.

Erin Brockovich’in amansız muhalefete karşı asla pes etmeyen tavrı, her girişimci için bir ilham kaynağı olabilir. Sosyal sorumluluk sahibi olmanın ve sürdürülebilir iş uygulamaları geliştirmenin önemini öğreten bu hikaye, geleneksel anlamda bir girişimci filmi olmasa da Brokovich’in gerçek hayat hikâyesi, sosyal sorumluluk ve kurumsal etiği destekleme çağrısından ilham alan her girişimci için bir ilham kaynağı.

Erdal Kaplanseren
Erdal Kaplanseren Tüm Yazıları