Girişimcilik 101: Yeni Nesil İş Anlayışı
Yazı Boyutu:
Yeni jenerasyonla birlikte birçok alan değişime gidiyor ve kendini yeniliyor. İş dünyası da bu alanlardan biri. Biz de yeni nesil liderliği, klasik iş yapış biçimlerinin değişimi ve çok daha fazlasını bu yazıda sizler için bir araya getirdik.
Her 10 yıllık periyotlarda, tüm gelişmelere ve bunların getirdiği yeniliklere paralel biçimde çalışma ve iş kavramları da yenileniyor. Günümüzün yöneticileri ve çalışanları için yeni nesil iş anlayışı, oldukça kapsamlı ve komplike dinamiklere sahip.
Bir şirketin en temel hedefi, kârlılığını artırmak ve büyümek olarak tanımlanıyor iktisat biliminde. Bunun kuralları sürekli değişiyor. Küreselleşmenin de etkisiyle rekabet çok daha çetin ve ne kadar güçlü olursa olsun her şirket için varlığını sürdürme, temel motivasyonlardan biri durumunda.
Bu yazıda yeni nesil iş anlayışının temellerine uzanacağız. Klasik anlamda iş yapış biçimlerindeki değişimin çok daha ötesine geçen bu konuyu, aydınlatıcı fikirler ve örnek yaklaşımlarla süslemeye çalıştım.
Girişimci ruh önemli!
Dijital çağın yeni nesil şirketleri ezber bozan bir çalışma anlayışıyla ortaya çıktığında, kimi takım elbiseliler için “bir tişört bir kot”la boy gösteren bu girişimciler hoş karşılanmıyordu. Personelin gerçekten çalışıp çalışmadığını istatistik ve tablolara göre değil de, gözünün önünde görerek ve kameralardan izleyerek anlamaya çalışan eski toprak boomer’lar için artık iş hayatında son yıllar içindeyiz. Kendilerine mutlu emeklilikler diliyoruz.
X ve Y kuşağına mensup girişimci ruhluların yönetim kadrolarında tam hakimiyet kuracağı bu yeni dönem, iş hayatının Z Kuşağı bireylerine göre yeniden tasarlanması açısından da önemli fırsatlar barındırıyor. Yani aslında yeni nesil iş anlayışı, dijitale doğan Z kuşak için yeniden inşa edilecek. Bu yüzden yakın geleceğin çalışma kültürü için emekleme aşamasında olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Kadın Girişimcilerin Rolü
İş dünyasında kadın girişimcilerin varlığı her geçen gün daha da önem kazanıyor. Geleneksel iş yapış biçimlerinin değişmesi ve dijitalleşmenin hız kazanmasıyla birlikte kadın girişimciler, yenilikçi bakış açılarıyla bu dönüşümün öncüsü haline geliyorlar. Özellikle KOBİ’ler içinde kadın liderlerin varlığı, iş dünyasına değer katarken sürdürülebilir büyüme ve sosyal kalkınma için de büyük bir fırsat sunuyor.
Akbank’ın sunduğu Kadın KOBİ Paketi, kadın girişimcilerin işlerini büyütmeleri ve sürdürülebilir kılmaları için özel olarak tasarlandı. Bu paket, işletme sahibi kadınların finansmana erişimlerini kolaylaştırırken, eğitim ve mentorluk desteği ile iş dünyasındaki yerlerini sağlamlaştırmayı hedefliyor. Kadın KOBİ Paketi’nin sunduğu avantajlar arasında düşük faizli kredi imkanları, dijital bankacılık çözümleri ve işletmelerin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmalarını destekleyen danışmanlık hizmetleri bulunuyor.
Ayrıca, bu paket çerçevesinde sunulan sürdürülebilirlik çözümleri, kadın girişimcilerin sadece finansal olarak değil, çevresel ve toplumsal sorumluluk bilinciyle işlerini yönetmelerine katkı sağlıyor. Akbank’ın “Sürdürülebilirlik: İnsan İçin, Hepimiz İçin” yaklaşımı doğrultusunda, bu paket hem ekonomik hem de sosyal fayda yaratan girişimlerin önünü açıyor.
Yeni Nesil Liderlik
Pek çoğunuza uçuk bir fikir gibi gelse de yakın geleceğin işletme ve organizasyonlarında yöneticilik kavramı da önemli değişimler içinde. Bir şirket veya birimi yönetmenin kuralları, çalışma tarzındaki değişime uyum sağlama sorunları yaşıyor. Pandemide evden çalışan ekipler, yöneticilerinin kişiliğine bağlı olarak irili ufaklı bazı sorunlarla karşılaştılar. Hayat bazen bizlere çözümü sorunun içinde sunuyor.
Gelişmiş yazılım araçları, çalışma teknikleri, uygulama destekli çözümler ve yapay zekâ gibi pek çok etken sayesinde süreçler otomatize ediliyor; verimlilik öne çıkıyor. Geleneksel liderliğin artık hükmünü yitirmeye başladığı bu günlerde, nasıl bir yönetim anlayışına ihtiyacımız var sorusuna yanıt aranıyor.
Yazılımların yönettiği işletmelerde ve ekiplerde yöneticilere belki de o kadar da büyük bir ihtiyaç kalmayacak. Daha doğrusu, yöneticilerin konumu deneyimli ekip çalışanlarıyla eşitlenecek diye düşünüyorum. Büyük bir Alman menşeili şirkette, ekip yöneticilerinin, başka ekiplerin elemanı olarak çalıştığı bir iş modelinin uygulandığını biliyorum. Önümüzdeki dönemde pek çok örnek göreceğiz. Üst düzey yöneticilerin temsil ve şirket yüzü olmaları dışında; özellikle orta düzey yöneticilerin şirket içindeki etkinlikleri, ekip çalışanlarıyla aynı değerin atfedildiği bir iş sistemiyle karşılaşacağız.
Mutlu Çalışanlar, Yükselen Grafikler
2000’lerde tüm dünyanın gözbebeği haline gelen Silikon Vadisi şirketleri, rahat çalışma modeliyle yeni nesil beyaz yakalıların da gözdesi konumundaydı. Günümüzde de Google, Apple, Microsoft, Facebook, Amazon ve benzerleri gibi dev teknoloji şirketleri için çalışanlarının mutluluğu çok önemli. Ofisi bir yaşam alanı olarak tasarlayarak, çalışanların kendilerini ev konforunda hissetmeleri istenmişti. Mesai saati kavramına da veda eden yeni nesil girişimler uzun süredir mekân ve zaman bağımsız çalışma kavramı üzerine alıştırmalar yapıyor. Teknolojik olgunluk, bu süreç için yeterli seviyeye ulaşmış durumda.
Ofislere Gerçekten Gerek Var Mı?
Bu soruyu, taşınabilir bilgisayarlar, iş yazılımları, bulut bilişim, yüksek hızlı internet bağlantısı ve mobil teknolojilerin ivme kazandığı 2010’lardan beri pek çok insan yüksek sesle soruyor. Pandemi koşullarını dayattığı uzaktan çalışma kavramı, çoğu işverene ve yöneticiye işlerin böyle de bal gibi yürüdüğünü kanıtlamış oldu. Bu yüzden çok sayıda büyük işletme, korona sonrası dönemde de bazı departmanları için ofis zorunluluğunu kaldırdı. Zaman içinde bu modelin de bazı zaafları ortaya çıkacaktır. Yaşayarak görecek ve çözeceğiz.
Hibrit Çalışma Modelleri
Türkiye’nin önemli fintek girişimlerinden biri olan iyzico; hem organizasyon yapısı hem de iş yapış modeli konusunda farklılık yaratan bir şirket. Çalışanlarının rahat iş yapmasına imkân sağlayacak bir ofis tasarımını 4 yıl önce hayata geçirmiş ve iyziPark adını verdikleri cam binalarını inşa ettirmişlerdi. Pandemi döneminde tüm çalışanlarının evlerinde verimli çalışacakları sistemi de kuran şirket, normalleşmeyle birlikte klasik ofis anlayışını da terk ederek, Türkiye’nin farklı şehirlerinde kurdukları çalışma alanlarıyla personeline sadece mesailerini değil, tüm hayatlarını daha özgür yaşamaları imkânını sundu.
Çevre duyarlılığı ve insan temelli yaklaşım
Şirketlerin kurumsal olarak, çalışanlarının da bireysel anlamda katkıda bulunabilecekleri bir takım sorumluluklar da yeni nesil iş anlayışında kendine yer buluyor. Çevre duyarlılığı en önemli konulardan biri. Çöpleri ayrıştırma, daha az plastik kullanımı, enerji tasarrufu, elektronik atık, güneş enerjisiyle kendi elektriğini üreten ofisler gibi bazı başlıklar görebiliyoruz.
Sosyal sorumluluk projelerini uzun yıllar pazarlama bütçelerinden karşılayan ve bunu bir nevi kurumsal itibar aracı gören şirketlerin günümüzde daha samimi duruş sergilediğini söyleyebiliriz. İnsan temelli yaklaşımla, hem yeni insan kaynağına yatırım yapmak hem de farklı duyarlılık alanlarında faaliyetler göstermek önemli adımlar olarak öne çıkıyor. Önümüzdeki dönemde şirketlerin kârlılıktan öte bazı misyonlar edinmelerine daha fazla şahit olacağız.
Multidisipliner çalışanlar ve ekipler
Yeni nesil iş anlayışında dikkat çekici bir başka konu ise farklı alanlarda uzmanlık ve deneyim inşa etmiş çalışanlar ve ekipler olarak öne çıkıyor. Multidisipliner yaklaşımın verimliliğin yanı sıra bireylerin gelişimini teşvik ettiğini söylemek mümkün. Pazarlama veya satış departmanlarında çalışanların, örneğin psikoloji alanında uzmanlaşması; yeni yaklaşımlar geliştirmelerinde fark yaratıyor. Dolaylı olarak iş verimliliğine katkı sağlayan multidisiplinlerden de söz etmek mümkün. Sanat, spor, eğitim, teknoloji, çevre ve bilim alanlarında kendini geliştiren çalışanlar ve ekipler, başarı motivasyonunu da maddi kaygılar dışında elde edebiliyor.
*Bu içerik Akbank işbirliğiyle hazırlanmıştır.