Moda Haftalarının Geleceği Ne Olacak?
Yazı Boyutu:
<blockquote>
<p><em> Koronavirüs sonrasında moda haftalarını bekleyen değişimleri inceledik.</em></p>
</blockquote>
<p dir="ltr">Şubat 2020’de Milano Moda Haftası kapsamında düzenlenen Sonbahar/Kış 2020 defilesini salgın tehdidi nedeni ile izleyicisiz gerçekleştiren Armani, moda haftalarının geleceğine dair ilk ipucunu vermiş oldu aslında. O noktadan sonra yıl içerisinde düzenlenmesi planlanan moda haftalarının çoğu iptal olurken, bir kısmının ise dijital olarak düzenlenmesine karar verildi. Shanghai Moda Haftası bu uygulamanın ilk örneği olurken, Haziran ayındaki Londra Erkek Moda Haftası’nın da dijitale taşınıp cinsiyet ayrımı yapmadan düzenlendi.</p>
<p dir="ltr">Cruise defilesini ilk kez dijital ortamda gerçekleştiren Chanel’in yanı sıra Türkiye’de de VAKKO ilk dijital trunk show’u düzenledi. Bu döneme hızla adapte olduklarını OGGUSTO’ya ifade eden VAKKO yetkilileri, ilham kaynaklarının ise pandemi ile birlikte önemi daha da ortaya çıkan doğa olduğunu belirttiler. Fiziksel şovlarına kıyasla daha büyük bir teknik ekip ile çalışan markaya göre en büyük fark, davetlilerin tepkilerini yüzlerinden değil de yorum ve paylaşımlardan anlayabilmeleri olmuş. VAKKO dostları ile buluştukları dijital etkinliklerin ise yıl boyunca devam etmesi planlanmakta.</p>
<div class="youtube-embed-wrapper" style="position:relative;padding-bottom:56.25%;padding-top:30px;height:0;overflow:hidden;"><iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="360" src="//www.youtube.com/embed/Yn9Eh7vlGJU?rel=0" style="position: absolute;top: 0;left: 0;width: 100%;height: 100%;" width="640"></iframe></div>
<p dir="ltr">Paris Haute Couture Moda Haftası kapsamında düzenlenen Dior defilesi ise ilk güne adeta damgasını vurdu. İtalyan yönetmen Matteo Garrone imzalı, “Le Mythe Dior” isimli bir kısa filmle tanıtılan koleksiyon için Dior’un couture terzileri tutkuyla sergiledikleri hünerleri gözler önüne serildi. Eylül’de gerçekleşecek İstanbul Moda Haftası’nın dijital olarak düzenlenmesi için hazırlıklar devam ediyor. Bu sezon cinsiyetsiz koleksiyonların da yer alacağı moda haftasında, “sezonsuz” bir anlayış ile İlkbahar-Yaz 2021 ve Sonbahar-Kış 2020/21 sezonları birlikte sergilenecek.</p>
<p dir="ltr">Aslına bakarsanız moda haftaları ve genel olarak moda dünyası için çanlar çalmaya başlamıştı bile. Bunun en büyük örneklerinden biri sürdürülebilirlik prensibi üzerine 2016 yılında kurulan <a href="https://www.instagram.com/helsinkifashionweekofficial/" target="_blank">Helsinki Moda Haftası</a> oldu. Özellikle genç tasarımcıları sürdürülebilirlik başta olmak üzere pek çok konuda eğitmeyi hedefleyen ve bu sene 27 Temmuz – 1 Ağustos tarihleri arasında düzenlenen Helsinki Moda Haftası, programda yer alan her markayı belirli sürdürülebilirlik kriterlerine göre seçiyor. CGI teknolojisi ile geliştirilen avatarlar, 3D modeller ve markalara özgü dijital evrenler… Bu markaların koleksiyonlarını tanıtmak için ortaya çıkardıkları içerikler ise yaratıcılığın ve teknolojinin sınırlarını zorladı.<img alt="" src="https://oggusto.com/UserFiles/Image/images/agustos2020/helsinki%20fashion%20week.jpg" style="width: 730px; height: 487px;" /></p>
<p dir="ltr">Öte yandan, moda haftaları ve çıkarılan koleksiyonların sıklığının tasarımcılar üzerinde büyük bir baskı yarattığı biliniyor. Bu sebeple şu anki durum, pek çoğu tarafından mutluluk verici bir gelişme olarak karşılandı. İlk manifesto Saint Laurent’ten geldi ve bundan sonra koleksiyonlarını önceden belirlenmiş bir takvimde sunmayacağını açıkladı. Saint Laurent’ın ardından ise Gucci, yılda sadece iki kez koleksiyon çıkaracağını ve “sezonsuz” bir strateji izleyeceği açıklamasını yaptı. Bu düzenin salgın sonrasında eskiye dönüp dönmeyeceği ise meçhul. Çünkü sektörün en büyük gruplarından olan Kering Grubu’nda yer alan bu markaların aksine, bu durumdan memnun olmayan devler çoğunlukta gibi gözüküyor. </p>
<p dir="ltr">{773161}</p>
<p dir="ltr">Bu doğrultuda ilk açıklamayı yapan Burberry oldu. 17 Eylül’de İngiltere’de ismi açıklanmayan bir açık hava mekanında sadece modeller ve defile çalışanları ile fiziksel bir defile düzenleyeceğini açıklayan markanın ardından bir adım da Dior’dan geldi. Cruise defilesini 22 Temmuz’da davetli katılımı olmadan Lecce’de düzenleyeceğini açıklayan Dior, Eylül ayında Paris Moda Haftası kapsamında düzenlenecek defileye izleyici davet etmeyi umduklarını belirtti. Benzer bir hamle ile, Fendi de 22 Eylül’de Roma’da az sayıda davetlinin katılımı ile bir defile düzenleyeceklerini doğruladı. Dior’un CEO’su Pietro Beccari’nin de söylediği gibi, bu markalar defileleri ve moda haftalarını duygusal ve geleneksel bir konsept olarak görüyor ve vazgeçmeyi düşünmüyorlar.</p>
<div class="youtube-embed-wrapper" style="position:relative;padding-bottom:56.25%;padding-top:30px;height:0;overflow:hidden;"><iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="360" src="//www.youtube.com/embed/8CjvnDzJXHM?rel=0" style="position: absolute;top: 0;left: 0;width: 100%;height: 100%;" width="640"></iframe></div>
<p dir="ltr">Benzer bir açıklama yapan Bruno Pavlovsky, Chanel’in Başkanı, markanın Capri’de gerçekleştirilmesi planlanan Cruise defilesi dijital ortama taşınmış olsa bile işlerin eski haline dönmesini umduklarını belirtti. Pavlovsky, senede 6 defile yapıp resmi moda haftası takviminde yer almaya devam edeceklerini de ekledi. Böyle düşünen sadece markalar değil elbette. Fransız Moda ve Haute Couture Federasyonu’nun Başkanı Pascal Morand, son dönemde yaşananlar çok sayıda dijital yeniliği beraberinde getirmiş olsa bile dijital etkinliklerin fiziksel olanların yerini alamayacağını söyledi. Federasyon da Paris Moda Haftası’nın 28 Eylül – 6 Ekim tarihinde fiziksel olarak düzenleneceğini açıkladı. </p>
<p dir="ltr">{773212}</p>
<p dir="ltr">Açıklamalar ardı ardı geledursun, aslına bakarsanız geri dönüş başladı bile. Milano Moda Haftası kapsamında Kadın Resort 2021 ve Erkek S/S 2021 koleksiyonlarını fiziksel bir defile ile sunan Etro’yu Dolce&Gabbana takip etti. Son yılların en popüler markalarından olan Jacquemus ise, S/S 2021 defilesini devasa bir buğday tarlasının ortasında sosyal mesafe kurallarına göre oturtulmuş davetliler eşliğinde gerçekleşti. 10 Ağustos’ta başlayan Kopenhag Moda Haftası ise fiziksel bir takvime dönüş yapan ilk moda haftası oldu. Diğer moda haftalarına kıyasla daha küçük ve yerel bir davetli listesi ile düzenlenen Kopenhag Moda Haftası, moda sektörü için eylül ayı öncesinde bir prova oldu.</p>
<div class="youtube-embed-wrapper" style="position:relative;padding-bottom:56.25%;padding-top:30px;height:0;overflow:hidden;"><iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="360" src="//www.youtube.com/embed/5vTYQWNFgTU?rel=0" style="position: absolute;top: 0;left: 0;width: 100%;height: 100%;" width="640"></iframe></div>
<p dir="ltr">Peki, bu ısrar niye? Moda haftaları, yeni sezon kıyafetlerin sergilendiği birer platform olmanın çok ötesine geçiyor ve pek çok açıdan önem taşıyor. Her şeyden önce, sektörün en görkemli geleneklerinden biri haline gelen bu haftaların resmi takvimlerinde yer almak özellikle nispeten yeni markalar için prestij anlamına geliyor. Çoğu zaman bu haftaların beraberinde gelen trade show’lar ise markalar, müşteriler ve ticari partnerler arasındaki ilişkiyi canlı tutuyor. Sıklıkla Instagram akışlarını süsleyen kokteyl ve parti anları ise çoğu zaman eğlenceden çok iş olarak görülüyor. Sektörün dünyanın dört bir tarafından gelen aktörleri arasında bilgi ve fikir alışverişi yapılan bu etkinlikler, yeni iş birliklerini ve kararları doğuruyor.</p>
<p dir="ltr">Vogue Türkiye’nin Kurucu Genel Yayın Yönetmeni Seda Domaniç’e göre fiziksel temas ve bir araya gelebilmek şu günlerde hepimizin özlemini çektiği olgular olsa da dijital moda haftalarının önemli avantajları bulunuyor. Her şeyden önce “bir araya gelmenin” yüklü bir maliyeti olduğunu söyleyen Domaniç, dijital moda haftalarının bizim gibi moda takviminde ilk sıralarda yer almayan moda haftalarının önünü açtığı kanısında. Bu durumu ise bugünlerde popülerliği şu sözlerle açıklıyor: “Bugünlerde popülerliği zirve yapan dijital showroomları kullanma alışkanlığını mecburen geliştiren tüm moda satın almacıları farklı ülkelerdeki markaları kolayca keşfetme imkanına sahip oluyor. Aynı şekilde seyahat takvimleri bir anda boşalan moda yayıncıları ve editörler, evlerinde oturup farklı şehirlerde olan etkinlikleri rahatlıkla takip edebiliyor.”</p>
<p dir="ltr"><img alt="" src="https://oggusto.com/UserFiles/Image/images/haziran2020/yatay-20.jpg" style="width: 730px; height: 440px;" />Bu noktada sorulması gereken soru belli: Bu ilişkiyi moda haftaları olmadan devam ettirmek mümkün mü? Bunu mümkün kılmak için devreye dijital showroom’lar giriyor. Ordre, Joor ve NuOrder gibi firmalar bu işi yıllardır yapıyor olsalar da konsept ancak şimdi moda dünyasının çoğunluğunun dikkatini çekti. Dijital olarak gerçekleştirilen Londra Erkek Moda Haftası da bu konsepti ilk kez deneyenlerden oldu. The British Fashion Council’in websitesinde; defileler, tasarımcılarla röportajlar, webinarlar’ın yanı sıra satın almacılar için de özel bir sistem kurdu. Joor ile iş birliği yapan The British Fashion Council, bu platform üzerinden satın almacıları dijital showroom’lara yönlendirdi. Benzer bir sistemin Temmuz’da gerçekleştirilecek Paris Couture Haftası’nda da kullanılması bekleniyor.</p>
<p dir="ltr">{773064}</p>
<p dir="ltr">Yüksek çözünürlüklü fotoğraflardan video’lara, 360 derece görüntülerden AR kullanımına bu showroom’lar ürünleri basın, müşteriler ve satın almacılar ile buluşturmak için teknolojinin bütün nimetlerinden yararlanıyorlar. Bunun tek başına yeterli olup olmayacağı ise büyük bir soru işareti. BEYMEN İthal Kadın Markalar Satınalma ve Ürün Direktörü olan Sebla Refiğ Devidas’ın OGGUSTO’ya yaptığı açıklamaya göre Covid-19 ile birlikte hayatlarına giren dijital satınalma süreçleri ve online platformlar satınalmacıların hayatlarını kolaylaştırsa da ürüne dokunmak, ürünü satan ya da tasarlayan insanlarla fikir alışverişi yapmak, her markanın kendi DNA’sını yansıtan ana ofislerini ziyaret etmek ve tabii ki fiziksel defilelerde bulunmak vazgeçilmez. Satın almada dijitalleşmenin, fiziksel tecrübenin önüne geçemeyeceği kanısında olan Devidas, perakende sektörünün her zaman önemli bir parçasının insanlarla ve ürünle iç içe olmaktan geçeceğine inandığını söylüyor. </p>
<p dir="ltr"><img alt="" src="https://oggusto.com/UserFiles/Image/images/temmuz2020/yatay%20i%C3%A7%20g%C3%B6rsel-337.jpg" /></p>
<p dir="ltr">Dior ve Saint Laurent gibi moda evlerinin defilelerinin yapımcısı olan Alexandra de Betak, geleneksel defile konseptleri geçerliliğini yitirmiş olsa da dijital defilelerin tek başına istenen heyecanı yaratmasının mümkün olmadığını savunuyor. “Bir şova 1000 kişi davet ettiğiniz zaman, o kişilerin her biri sizin için birer içerik üreticisi haline gelir” diyen yapımcı, bu tarz bir etkinin dijital etkinlikler ile kompanse edilmesinin zor olduğunu belirtiyor. Veri danışmanlığı hizmeti sunan Launchmetrics’in açıkladığı son rakamlar da bir anlamda bu görüşü destekliyor. Bu rakamlara göre; Haziran ayında gerçekleşen Londra Moda Haftası, Ocak ayındakine göre %55 daha az medya etkisi yarattı.</p>
<p dir="ltr">15 yılı aşkın süredir Türkiye’nin en iyi marka ve tasarımcılarının event prodüksiyonlarını üstlenen Uğurhan Akdeniz, OGGUSTO’ya yaptığı açıklamada zaten uzun zamandır yarattıkları dünyayı daha fazla insana ulaştırmak için dijital platformları kullandıklarını ifade ederken işin deneyim kısmının unutulmaması gerektiğini savunuyor. VAKKO’nun ilk dijital trunk show’unun da prodüksiyonunu gerçekleştiren Akdeniz, “Prodüksiyon açısından işin online olması bizim için çok daha kontrol edilebilir bir şey çünkü bu sayede post prodüksiyonda minik hataları telafi edebiliyoruz” diyor. Fiziksel olarak defile alanında bulunmakla telefon ekranından o defileyi izlemenin ise aynı etkiyi yaratmayacağını ifade ediyor ve bunu bir konsere gidip binlerce kişi aynı şarkıyı söylemek ile o konseri Youtube’da izlemek arasındaki farka benzetiyor.</p>
<p dir="ltr"><img alt="" src="https://oggusto.com/UserFiles/Image/images/agustos2020/%C3%96zg%C3%BCr%20Masur.jpg" style="width: 730px; height: 487px;" /></p>
<p dir="ltr">Bütün bu gelişmeler, farklı platformlara yer veren çok kanallı stratejilerin geliştirilmesi gerektiğinin birer göstergesi. Aslına bakarsanız, moda sektörünün pek çok alanında olduğu gibi burada da dijital ve fiziksel birlikteliği anlamına gelen fijital bir dönemden geçiyorduk bir süredir. Defileler canlı yayınlanıyor, koleksiyonlar anında dijital platformlar üzerinden satışa çıkarılıyor ve bazen bu platformlara özel etkinlikler düzenleniyordu. Instagram’ın Moda Departmanı’nın başındaki Eva Chen’in de söylediği gibi dijital platformların önemi giderek artacağı kesin olsa da herkes uyacak tek bir modelden bahsetmek mümkün değil. Bu noktada markalar için en büyük zorluk ise, dijital ve fiziksel tarafı kendilerine en uygun şekilde dengelemek olacak.</p>
<h3><span style="font-size:16px;"><em><strong>Kaynaklar: </strong></em></span></h3>
<p><span style="font-size:12px;"><a href="https://www.bain.com" target="_blank">Bain & Company</a>, <a href="http://www.bcg.com" target="_blank">BCG (Boston Consulting Group)</a>, <a href="http://www.bof.com" target="_blank">BOF (Business of Fashion)</a>, <a href="https://www.forbes.com/" target="_blank">Forbes</a>, <a href="https://fortune.com " target="_blank">Fortune</a>, <a href="https://jingdaily.com" target="_blank">Jing Daily</a>, <a href="http://www.luxurydaily.com" target="_blank">Luxury Daily</a>, <a href="http://www.mckinsey.com" target="_blank">McKinsey</a>, <a href="http://www.voguebusiness.com" target="_blank">Vogue Business</a>, <a href="http://www.wwd.com" target="_blank">WWD (Women’s Wear Daily)</a></span></p>