Multidisipliner Çalışma Modelinin İş Hayatına Kazandırdıkları
Yazı Boyutu:
Günümüzde çalışma hayatı, biraz da pandeminin bazı süreçleri hızlandırması sayesinde epeyce şekil değiştirdi. Mekandan bağımsız çalışma, yöneticilerin ekipleriyle iş yapma modellerinde de bazı değişimlere gitmeyi zorunlu hale getirdi. Bu yazımızda sizlere, son yıllarda daha sık gündeme gelen “multidisipliner çalışma” konusunu anlatıyoruz.
Dijitalleşmenin de etkisiyle artık öğrenme çok daha kolay hale geldi. Eğitim fırsatlarının çeşitlenmesinin de olumlu etkilerini azımsayamayız. Bu sayede kişisel gelişim sağlamak için çok seçenek ortaya çıkıyor. İnsanlar 30’larından sonra farklı alanlarda önlisans, lisans veya master düzeyinde akademik eğitimler alıyor. Sertifika programları ve kapsamlı eğitim sunan kurslar da cabası.
Farklı metotlar kullanılıyor
İnsanların iş kariyerlerini planlarken rekabet avantajı sağlamak için kendilerine farklı yetenekler eklemeleri yeni değil. Ancak son yıllarda bu konu, bireysel gelişimden öteye geçerek, üstün ekipler geliştirmeye kadar vardı. “Multidisipliner çalışan” olarak adlandırılan bu kavram, iş hayatındaki devrimci yaklaşımlardan biri.
Önce bireyler için bir rekabet avantajıyken, şimdi şirketler arası bir rekabet avantajına yürüyen multidisipliner çalışma, teknoloji sayesinde çok daha hızlı yol alıyor. Konuya devam ederken, multidisipliner ve interdisipliner yaklaşımlarına önce bir göz atalım.
İnterdisipliner yaklaşım nedir?
İnterdisipliner yaklaşımın anlamı, çalışanların birlikte çalışarak karşılıklı etkileşimle çözümler sunmaları olarak açıklanabilir. Örneğin bir yazılım geliştirme departmanında çalışanların, sosyolog veya psikologlarla birlikte çalışması interdisipliner yaklaşım için örnek verilebilir.
Multidisipliner nedir?
Multidisipliner yaklaşım ise özetle, bu yeteneklerin tek kişide toplanması anlamına geliyor. Örneğin yazılım geliştiriyorsunuz ancak psikoloji eğitimi de aldığınız için, iş üretirken bu iki profesyonelliği bir arada kullanabiliyorsunuz. Yazılım ürünü insanlar için geliştiriliyorsa, insan psikolojisini bilmenin bunda çok önemli bir avantaj olacağını söyleyebiliriz.
Multidisipliner çalışma perspektifi, çalışanların iş dünyasında profesyonelleşmesine ve şirketlerin daha başarılı hale gelmesine imkan sağlıyor. Peki, bir multidisipliner çalışanda olması gerekenler neler? Evet, öncelikle çalışanın multidisipliner bakış açısı kazanması için ilgili her alanda az da olsa bilgi sahibi olması ve en az iki alanda uzmanlaşması şart. Bu uzmanlıkları çalıştığı konuda sentezleyebilme yeteneği ise onu ayrıştıracak unsur olacaktır.
Multidisipliner yaklaşıma sahip olan bir çalışanın diğerlerinden bariz farkları; aynı konuya diğer herkesten çok daha farklı bir bakış geliştirebilmesi, alternatif bir yol/yöntem sunması ve sonuç odaklı olması olarak özetlenebilir.
Multidisipliner çalışma şirketlere ne kazandırıyor?
Farklı alanlarda uzmanlık geliştirmiş çalışanlar ve bu kişilerden oluşan ekiplerin uyumlu çalışması, elbette şirketler için pek çok avantajı beraberinde getiriyor. Hemen her sektör için geçerli olan bu durum, günümüz çalışma şartlarında daha da önem kazanmış durumda.
Örneğin dijital alanda uzmanlıklar geliştirmiş olan kişiler, iş kolları ne olursa olsun bunu mutlaka avantajlarına kullanırlar. Otomasyon süreçleriyle ilgili bir örnekle bunu zenginleştirelim: Biliyoruz ki süreçlerini kolaylaştırmak için kullanılan otomasyonlarda diğer sistemlerle entegre olmak, otomasyonun performansını artırıyor. Bu durum tamamen çalışanlar için de geçerlidir. Bağlantılı fakat birbirine uzak sayılabilecek alanlardaki uzmanlıklar, farklı türden bir profesyonelleşme getiriyor.
İşe alımlarda multidisipliner etkisi
Günümüzdeki insan kaynakları yöneticileri, personel alımında adayların kendi alana ek olarak hangi farklı konularda eğitimli ve yetenekli olduğuna da bakıyor. Bu durum, işletmelerin çalışan ve ekiplerinden maksimum verimlilik alması anlamına geliyor. Hatalı ve başarısız iş oranlarının düşmesi, rekabet avantajı ve çözüm geliştirme hızı, daha fazla kâr anlamına da geliyor.
Multidisipliner yaklaşım, her düzeyde çalışan için geçerli. Bir CEO veya üst düzey herhangi bir yöneticinin de alanındaki deneyim ve uzmanlığa ek olarak liderlik vasıflarına sahip olması şüphesiz çok önemli. Fakat CEO düzeyinde simge bir yöneticinin aynı zamanda bir sanat dalıyla ilgili olması ve eserler vermesi de şüphesiz her anlamda büyük kazanımlar sağlar.
Dijitalleşme hızı da şirketleri multidisipliner yaklaşım konusunda zorluyor diyebiliriz. Kurumsal hayatta artık hemen herkesin pazarlama, zaman yönetimi, strateji, veri bilimi ve daha buna benzer pek çok konuda uzmanlık geliştirmesine standart olarak bakılıyor. İş hayatı artık her düzeyde çalışandan daha fazla konuda uzmanlık bekliyor.