Denim Üretiminde Sürdürülebilir Geleceği Çalık Denim ile Konuştuk
Yazı Boyutu:
Güçlü AR-GE merkezinde geliştirdiği inovatif yaklaşımlarla dikkat çeken Çalık Denim‘in Satış ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Tolga Özkurt ile sürdürülebilir modaya dair bakış açılarını, sürdürülebilirlik adına geliştirdikleri teknolojileri, one square meter ile yaptıkları iş birliğini ve gelecek planlarını konuştuk.
Tolga Özkurt
Sürdürülebilirlik, bugünlerde farklı platformlarda pek çok şekilde adlandırılıyor: gereklilik, trend, değişim …. Siz ise bu kavramı “tutku” olarak nitelendiriyor ve çok uzun zamandır bu doğrultuda büyük adımlar atıyorsunuz. Sürdürülebilirliğin sizin için ne anlama geldiğinden ve öneminden söz eder misiniz?
Dünyanın önde gelen premium denim üreticilerinden biri olarak, sektörün küresel ölçekte çevresel ve sosyal değişimlerle ve buna bağlı risklerle karşı karşıya olduğunun farkındayız. Küresel ısınmanın sebep olduğu iklim değişikliği hayatımızı bütünüyle ve gözle görülür biçimde etkilemeye devam ederken, doğal kaynaklar üzerinde sürekli artan baskı, plastik kirliliği, adil çalışma koşulları ve iş sağlığı ve güvenliği gibi konular sadece giyim ve tekstil sektörünü değil tüm özel sektörü doğrudan ilgilendiren bir boyuta ulaştı.
Sürdürülebilirliğin iş modeline entegre edilmesiyle bu tür riskleri etkin şekilde yönetmek ve fırsatları değerlendirmeyi amaçladık. Bu doğrultuda, denimin yaşam üzerindeki etkilerini yönetmek, paydaşları için pozitif değer üretecek ve fayda sağlayacak bir şirket olmak için Passion For Life Passion For Denim stratejisini oluşturduk.
Bu kapsamda, “denime olan tutkumuz, yaşama olan tutkumuz” vizyonuyla daha iyi bir yaşam için olumlu etki yaratmak üzere çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu strateji ile sadece Çalık Denim’i değil sektörümüzün de sürdürülebilir dönüşümünü tetikleyen lider bir denim markası olmayı hedefliyoruz.
Bir jean pantolon için normal şartlarda yaklaşık 4000 litre su harcanıyor. Kullanılan kimyasallar ise çevreye ayrıca zarar veriyor. Kullandığınız D-Clear ve Washpro gibi teknolojiler ise bu durumu değiştiriyor. Bu teknolojilerden ve geliştirdiğiniz diğer inovasyonlardan bahseder misiniz?
Sektördeki gelişmelere paralel olarak öncü pozisyonumuzu sürdürülebilmemizde önemli rolü olan Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarının ve projelerinin sistematik olarak tek çatı altında toplanması amacıyla 2011 yılında alınan sertifika ile Türkiye’nin tekstil sektöründeki yedinci Ar-Ge merkezini açtık. 2019 yılında Ar-Ge’ye bütçesi toplam cironun %2’sine ulaştı.
Çalık Denim olarak, geliştirdiğimiz inovatif ve sürdürülebilir teknoloji ve ürünlerle sektörde yenilikçiliğe öncülük ederken aynı zamanda değer zinciri boyunca çevresel ayak izimizi küçültüyoruz.
Transparency Monitoring System (TMS) ile üretimdeki girdilerin ölçülmesi ve üretim süreçlerinde kaynak kullanım optimizasyonunun sağlanması amaçlıyoruz. 2019 yılında kurulumu tamamlanan TMS ile şeffaf ve daha sürdürülebilir bir üretim hattı oluşturma yolunda tekstil sektörüne de katkı sağlayacak.
D-Clear teknolojisi ile indigo boyamada %40 ve terbiye işlemi sırasında %83 daha az su kullanılarak, üretilen her metre kumaş başına su tüketimi 5 litreden fazla; kullanılan kimyasalların hacmi de metre başına %94 oranında azaltılıyor.
Denethic konseptiyle dikim sonrası jean yıkama süreci ortadan kaldırılıyor ve bu teknoloji sayesinde yıkanmış görünümlü kumaşlar elde ediliyor. Bu teknolojiyle rinse (su yıkaması) görünümü için %44, rinse+ enzim görünümü için %15 ve ağartılmış görünüm kumaşları için %32 oranında su tasarrufu sağlanıyor.
Üretimde olası çevre kirliliğini en aza indiren Oxygene konsepti, %95 daha az su, %50 daha az kimyasal ve %79 daha az enerji kullanımı ve zaman tasarrufu sağlıyor.
E-Denim, döngüselliği düşünerek geliştirilen en yeni teknolojimiz. Geliştirilen ring üretim tekniği sayesinde en yüksek seviyede geri dönüştürülmüş ham madde kullanımı destekleniyor. Buna ek olarak, benzersiz bir şekilde geliştirilmiş patentli sürdürülebilir iplik sayesinde tüm paydaşlar için izlenebilirlik de sağlıyor.
Washpro, üretilen yeni ürünler için uzun süreli tazelik sağlayarak son kullanıcıların kotlarını yıkama ihtiyacını ortadan kaldırıyor. Bu ihtiyacının ortadan kalkmasıyla tekrar tekrar yıkamada kullanılan enerji ve sudan tasarruf edilmesi sağlanıyor.
Yeni konseptimiz Blue H; rigid comfort, super strech ve %100 strech alternatiflerinde %20 kenevir içeriyor. Kenevir içeren kıyafetler antimikrobiyal özelliğe sahip olduğu için, Blue H giysilerin daha uzun süre temiz kalmasını sağlar ve kokuya sebep olan bakteri oluşumunu engeller.
Denim üretiminde en çok su tüketimi Indigo boyama sürecinde yaşanıyor. Yeni teknolojimiz Dyepro ile boyama aşamasına su kullanılmıyor ve atık su oluşmuyor.
Amsterdam’da düzenlediğiniz Ever Evolving Talks da sürdürülebilirlik adına pek çok açıdan önemli bir platform sağlama görevini üstleniyor. Bu yıl üçüncüsü düzenlenmesi planlanan etkinlik, pandemi sebebi ile 2021’e ertelendi. Ever Evolving Talks’dan ve 2021’deki etkinlik için planlarınızdan söz eder misiniz?
Denim sektöründe 33 yılı geride bırakan, daima inovasyona, yenilikçi fikirlere yatırım yapan, genç ve dinamik bir şirket olarak Çalık Denim’in mottosu, Ever Evolving, yani daima gelişmek… Şirket misyonumuz doğrultusunda sadece markamızı değil, aynı zamanda markamızın içinde bulunduğu sektörü de ileriye taşımayı hedefliyoruz. Bu amaçla 2018 yılında, moda dünyasının önde gelen isimlerinin yanı sıra; çeşitli sektörlerden alanında öncü fikir liderlerinin ve konuşmacılarının tecrübelerini, geleceğe dair öngörü ve çalışmalarını paylaştıkları Ever Evolving Talks by Calik Denim adını verdiğimiz etkinlik serilerini düzenlemeye başladık. Sektörü, sürdürülebilir bir geleceğe taşıyabilmek adına hayata geçirdiğimiz bu yeni konseptle, sektörde bugüne kadar yapılmış etkinliklere yeni bir soluk getirmeyi ve öncü kimliğimizi pekiştirmeyi amaçlıyoruz.
Geleceğe dair geniş yelpazedeki konuları ele alarak düzenlediğimiz etkinliğin ilkini 2018 yılının Ekim ayında, ikincisini ise 2019 yılında yine Ekim ayında Amsterdam’da gerçekleştirdik. Yoğun bir ilgiyle karşılaşan “Ever Evolving Talks by Calik Denim”, 2 yıl gibi kısa bir sürede, moda dünyasının liderleri ve dünya çapındaki farklı disiplin ve sektörlerden öncü isimlerle; sektör ve ötesinden gelen uluslararası izleyicileri buluşturan bir platforma dönüştü. Sektörün geleceğine yön verecek trendlerin yanı sıra inovasyon, yeni jenerasyon, teknoloji, sürdürülebilirlik gibi konuların ele alındığı bu dinamik ve yeni etkinlik platformunun sektörü ileriye taşıyacak değerleri içeren bir proje olduğuna inanıyoruz.
Her yıl, sektörün önemli fuarlarından Kingpins Show’un Amsterdam’da gerçekleşen etkinliğinden bir gün önce Ekim ayında gerçekleştirme hedefiyle hareket ettiğimiz Ever Evolving Talks by Calik Denim’i, bu sene, tüm dünya olarak içinde bulunduğumuz pandemi sebebiyle Nisan 2021’e erteleme kararı aldık. Hedefimiz Nisan 2021’de Amsterdam’da, ‘Ever Evolving Talks by Calik Denim’ etkinliğinde yeniden bir araya gelerek; moda dünyasının önde gelen isimleri ve farklı sektörlerden alanında uzman konuşmacılar tarafından modanın geleceğinde bizi neler beklediğini ve “yeni normal”in nasıl evrileceği konularında sektörde bir kez daha yepyeni bakış açıları ortaya koymak…
Sürdürülebilirliğe bağlılık söz konusu olduğundan tüketiciler arasında öne çıkan bir grup var: Z jenerasyonu. Bu jenerasyon, geçtiğimiz sene düzenlediğiniz Ever Evolving Talks’un da konularından biriydi. Z jenerasyonunun tüketim alışkanlıklarına, önceliklerine ve markalardan beklentilerine dair neler söylersiniz?
Çalık Denim olarak yeni jenerasyon ve gelecek nesilleri çok yakından takip ediyoruz. Geçtiğimiz yıl 2.’si gerçekleşen Ever Evolving Talks by Calik Denim platformunun öne çıkan konularından biri de Z Jenerasyonuydu.. Bu konuda globalde ses getiren konuşmalarıyla alanında öncü Matt Britton bu nesil konusunda oldukça detaylı bilgileri bizlerle paylaştı. Matt Britton, geleceğin tüketicisi Gen Z’nin banliyöler yerine hareketli, her şeye erişim sağlayabildikleri şehir hayatını tercih ettiklerini ve “Access over ownership” diyerek; araba, elektronik, konaklama ve giyim eşyası da dahil, satın almak yerine kolayca ürün/hizmete erişmeye veya kiralamaya odaklandıklarını belirtiyor. Britton ayrıca, “Şirketler artık satmak yerine ürünlerini ve hizmetlerini kiralamalılar” fikrinin altını çiziyor. Paylaşım ekonomisi, Z jenerasyonunun X jenerasyonuna göre içselleştirdiği bir kavram. X jenerasyonunun bir statü sembolü olarak gördüğü ev ya da arabaya sahip olmak Z jenerasyonu için önemli değil. Bunun yerine tatil için ev kiralayıp, yol kenarlarına park edilmiş kiralık scooter’lar ile ulaşımlarını sağlayabiliyorlar. Çünkü sahip olmak için çalışarak hayatlarından vazgeçmek yerine, deneyimlemeyi tercih ediyorlar. Z kuşağı için bu sadece tatil, ev, otomobili kapsayan değil, birçok alanda hakim bir düşünce olmaya başladı.
Z jenerasyonu ve teknolojinin gelişimi ile yeni bir tüketici profili oluşuyor. Markalara olan güven de teknolojiyle birlikte evrim geçiriyor. Z jenerasyonu markaların tüm üretim ve kurumsal süreçlerine dair çok daha bilinçli ve markaların faaliyetleri ile ilgili olarak araştırma yapıyor, takip ediyor. Onların topluma, ekonomiye ve çevreye yönelik katkılarını sorguluyorlar. Pozitif katkı sağlayan markaları tercih ediyor, hatalı gördükleri markaları ise sert tepkiler vererek terk ediyorlar. Bu da bize gelecek için sürdürülebilirlik konusunun ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.
{773082}
Dünya değişiyor… Şirketler de, tüketici davranışları, teknoloji, dijitalleşme, iklim değişikliği, kaynaklardaki azalma, büyüyen ve göç eden demografideki değişikliklere, kendilerini adapte etmeye çalışıyorlar. Ancak küresel olarak içerisinde bulunduğumuz pandemi ile bu değişim, moda endüstrisi dahil tüm sektörler için daha da büyük önem kazandı. Sürdürülebilirlik, salgın sonrası dünya için ‘yeni normal’ haline geldi. ‘Yeni normal’ ise şirketleri sorumlu bir şekilde üretim yapmak için önlemler almaya zorluyor. Çalık Denim olarak, misyon ve vizyonumuz doğrultusunda bu sürece zaten hazırdık ve sürdürülebilirliği iş modelimizin merkezine “Passion for Denim, Passion for Life” sürdürülebilirlik stratejimizle çoktan entegre etmiştik..
Sürdürülebilirlik sadece üretim ya da ürünler için gerekli değil, aynı zamanda tüketim gün geçtikçe arttığı için son tüketicinin tüketimi için de büyük önem taşıyor. Üstelik satın alınan jeanlerin son tüketici tarafından yıkanması, üretim sürecinde kullanılan su miktarından çok daha fazla kaynak tüketimine neden oluyor. Sürdürülebilir denim kumaş üretiminde iç süreçleri iyileştirmeye ve aynı zamanda tedarik zincirinin tüm aşamalarını göz önünde bulundurarak teknolojileri bütünü düşünerek geliştirmeye odaklanan bir firma olarak, Functionage konseptimizle son tüketiciyi de sürdürülebilir denim dünyamıza dahil ediyoruz. Denim ürünlerinin bilinçsiz ve aşırı yoğun yıkanması, su ve enerji gibi kaynakları tüketiyor, sonuç olarak çevre kirliliğine neden oluyor. Functionage’in Washpro adlı benzersiz teknolojisi sayesinde, tüketicinin jeanleri temizlemek için sık sık yıkamasına gerek kalmıyor. Kumaşın, anti-bakteriyel ve kendi kendine temizleme özellikleriyle, nihai tüketicinin temizlik konusundaki endişelerini ortadan kaldırarak, kaynak tasarrufu açısından ciddi bir adım atılmasını sağlıyor.
Tüketici ihtiyaçları incelendiğinde, özellikle Z jenerasyonu için konforun önemi öne çıkıyor. Bu ihtiyaca cevap olarak biz de –Follows the Body– özelliği ile sektörde ilke imza atan Skinlithe konseptini geliştirdik. Özel geliştirilmiş iplikler sayesinde Skinlithe konseptiyle üretilen jeanler %60-100 esnekliğe sahip. Yumuşak bir doku ve ultra rahatlık sunuyor. Vücudu sararken, vücuda baskı yapmaması bir başka özelliği… Hareket kolaylığı sunması özellikle spor giyim meraklısı kişiler tarafından tercih edilmesine neden oluyor.
Sürdürülebilirliğe sadece kendi üretimimiz için değil, aynı zamanda iş ortaklarımızın atıkları azaltmalarına yardımcı olmak için de yatırım yapıyoruz. Bu düşünceyle Çalık Denim olarak, Denethic’i geliştirdik. Denethic konseptiyle dikim sonrası jean yıkama sürecini ortadan kaldırıyor ve bu teknoloji sayesinde yıkanmış görünümlü kumaşlar elde ediyoruz. Bu teknolojiyle rinse görünümü için %44, rinse+enzim görünümü için %15 ve ağartılmış görünüm kumaşları için %32 oranında su tasarrufu sağlıyoruz.
Z jenerasyonunun sıklıkla başvurduğu online satın alma davranışını göz önünde bulundurarak, son tüketicilerin online satın almada sıklıkla yaşadığı yanlış beden kot satın alma riskini minimuma indirdiğimiz yepyeni bir konsept geliştirdik. İlk olarak SS ’20 sezonunda lanse edilen Selfsized, ultra yüksek elastikliği ve maksimum rahatlık ve yumuşaklık sağlayan pamuğu sayesinde tek beden bir jean’in geniş yelpazedeki farklı bedenlere mükemmel şekilde uymasını sağlıyor.
Çalık Denim olarak ürün ve teknolojilerimizi yeni jenerasyonla birlikte son tüketicinin ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak geliştiriyoruz. Yeni lansmanını yapacağımız SS ’22 koleksiyonunda da bu kapsamda yepyeni konsept ve teknolojilerimizi moda ve denim dünyasının beğenisine sunacağız.
Dünyanın önemli markalarının yanı sıra yerel artizanlarla yaptığınız iş birlikleri ile de dikkat çekiyorsunuz. One Square Meter ile ilk olarak nasıl bir araya geldiğinizi anlatır mısınız?
“Passion for Denim, Passion for Life” stratejimiz, daha iyi bir yaşam için olumlu etki yaratmanın önemi üzerine inşa edildi. Markanın merkezine yerleştirdiğimiz bu stratejimizi, sadece ürünlerimizde değil tüm iş süreçleri ve projelerimizde uyguluyoruz. Buradan hareketle, sahiplendiğimiz sürdürülebilir iş yapış disiplinleriyle çalışan ve üreten iş ortakları bizim için çok değerli.
One Square Meter’ın “slow fashion” yaklaşımı ile sürdürülebilirliğe verdiği değer ve bu yaklaşım ile geliştirdiği koleksiyonları Çalık Denim olarak beğeniyle takip ediyorduk. Sürdürülebilirliği destekleyen üretim modeliyle One Square Meter, koleksiyonlarını büyük bir özenle, el işçiliğiyle üretiyor. Sürdürülebilirlik alanında değerli çalışmalar yürüten paydaşlar olarak One Square Meter x Çalık Denim iş birliğini hayata geçirdik. Çalık Denim’in sürdürülebilir ve inovatif kumaşları ile One Square Meter’in eşsiz ve zamansız tasarımlarını bir araya getirdiğimiz bu iş birliğinin ilk koleksiyonunun lansmanını geçtiğimiz yıl Ekim ayında denim dünyasının önde gelen etkinliklerinden Denim Days Amsterdam’da gerçekleştirdik. Ve bu yılda yepyeni koleksiyon ile iş birliğimize devam ediyoruz.
Peki, koleksiyonun ortaya çıkış süreci nasıl gelişti?
One Square Meter’ın “slow fashion” iş modeli, Çalık Denim’in inovatif ve sürdürülebilir kumaşları ile birleştiğinde çok keyifli bir yolculuğa başladık. One Square Meter tarafından koleksiyonlarına uygun farklı doku ve içerikten oluşan bir kumaş seçkisi yapıldı. Bir denim kumaştan beklenen hafifliğin yanı sıra beklentileri aşacak ve giyildiğinde yumuşaklığı ile şaşırtacak farklı kumaşlar koleksiyonda kullanıldı. Denim kumaşa eşsiz rengini veren indigonun yanı sıra; naturel renkler ve siyah renk de tercih edildi. Tüm bu seçimlerle birlikte One Square Meter tarafından sadeliği temsil eden, rahat hissettiren, zamansız ve şık siluetler oluşturuldu. Kumaşların çeşitliliği ve konseptlerin/seçeneklerin çok yönlülüğü bir araya gelince ortaya, günlük hayata gerçek anlamıyla eşlik edecek, kendinizi iyi hissettirecek güce sahip, farklı tasarımları ile eşsiz bir bütünlüğe sahip zengin bir koleksiyon çıktı.
Koleksiyonda ÇALIK DENİM kumaşları kullanıldı. Bu kumaşların özelliklerini anlatır mısınız?
One Square Meter ve Çalık Denim iş birliğinde oluşturulan koleksiyonda ağırlıklı olarak Weaveland, D’enovated, Denethic ve Fix-Fit konseptlerimizden kumaşlar kullanıldı.
Denethic konseptiyle sürdürülebilirlik inovasyon alanında sektörde benzersiz bir adım atarak; dikim sonrası jean yıkama sürecini ortadan kaldırıyor ve bu teknoloji sayesinde yıkanmış görünümlü kumaşlar elde ediyoruz. Bu teknolojiyle rinse görünümü için %44, rinse+enzim görünümü için %15 ve ağartılmış görünüm kumaşları için %32 oranında su tasarrufu sağlıyoruz.
D’enovated konseptinde ise, 90’ların meşhur “salt&pepper” efektli otantik denim görünümünü, Çalık Denim tarafından geliştirilen özel teknoloji sayesinde kullanıcısına konfor sağlayan elastikiyetli kumaşlarda da sunuyoruz.
Sıra dışı görünümlerle geliştirilmiş bir ürün ailesi olan Weaveland konsepti ise, özellikle denim kumaşın farklı yorumunu arayanlar için ideal. Balıksırtı gibi farklı dokumalarla desenler içeren Weaveland konsepti, “cosy” hissiyle konforlu görünüm alternatifleri sunuyor.
One Square Meter X Çalık Denim koleksiyonunda kullanılan bir diğer kumaş ise Çalık Denim’in kemikleşmiş konseptlerinden Fix-Fit ailesi… Fix-Fit konseptinde yer alan kumaşlarımız yüksek elastikiyeti, güçlü geri toplama (recovery) özelliği ve yumuşaklığı ile günlük şıklıkta eşsiz konfor sağlıyor.
{772745}
Son olarak, sürdürülebilir modanın geleceğine dair öngörüleriniz nelerdir? Sizin bu konudaki gelecek hedefleriniz arasında neler var?
Artık dünyada daha sorumlu ve bilinçli bir tüketici profili olduğunu görüyoruz. Bu yönde değişen tüketici alışkanlıklarına ek olarak teknoloji ve dijitalleşme, iklim değişikliği, doğal kaynakların üzerinde süreli artan baskı ve demografik değişimler tekstil endüstrisinin dönüşümünü tetikleyen küresel eğilimler arasında yer alıyor. Sosyal ve çevresel konularda dikkate değer bir farkındalığa bu tüketici grubu, alışveriş alışkanlıklarına çevresel ve sosyal konulardaki değerlerini dahil ederek alışveriş yapmaya başlıyor ve markalarını dikkatlice seçerek endüstrilerin iş stratejilerini ve üretim süreçlerini şekillendiriyor. Sorumlu moda, bu tüketiciler ile daha çok konuşmaya başladığımız değişim dalgalarından biri.
Sorumlu moda, sektörü karşılaştığı sosyal ve çevresel sorunlara karşı harekete geçmeye çağıran bir hareket olarak tanımlanabilir. Karmaşık ve geniş tedarik zincirlerinde faaliyet gösteren üreticiler, çalışan haklarının ihlal edilmesini önlemek için tüm zincir içindeki her tedarikçi arasında bağlantıyı dikkatli bir şekilde izlemesi gerekiyor. Moda endüstrisinin operasyonları ayrıca önemli bir çevresel etkiye sahip. Düzgün arıtılmayan kimyasalların doğal su kaynaklarına karışması, yüksek enerji ve kaynak tüketimine bağlı olarak endüstrinin büyük bir karbon ayak izine sahip olması gibi iyileşme potansiyeli sahip alanlar bulunuyor.
Başlatılan herhangi bir dönüşüm diğer sektörlere göre daha zor olsa da sektör, çiftçi, üretici, marka ve tüketici açısından düşünüldüğünde çok fazla insana istihdam sağlıyor ve ulaşıyor, dolayısıyla küresel bir dönüşüm başlatmak için fırsatlar barındırıyor. Gelecekte sürdürülebilir ürünlerin portföyler içinde paylarının hızla artacağını, özellikle döngüsellik üzerine yapılan çalışma ve ortaklıklarla sektörün çevresel etkisinin git gide azalacağını ön görüyoruz.
Çalık Denim olarak sürdürülebilirlik stratejimizi hayata geçirmek için 2025 yılı için stratejik alanlarda akıllı hedefler belirledik: Çevresel Sürdürülebilirlik, Sürdürülebilir Ham Madde Tedariki, Yenilikçilik ve Düşünce Liderliği, İç ve Dış Paydaş Hakları. Koyduğumuz hedeflerde birim üretim başına karbon salımlarının %20 azaltılması, birim üretim başına su kullanımının %30 azaltılması ve organik, BCI ve geri dönüştürülmüş pamuk kullanımının %60’a çıkarılması gibi hedefler yer alıyor.
Buna ek olarak, döngüsel ekonomi kavramı tekstil üretiminde çokça kullanılmaya başladı. Çalık Denim olarak tüm atıklarımızı yeni kaynaklar olarak değerlendirdiğimiz bir modele geçmek için çalışmalarımıza başladık. Bunla ilgili ilk olarak Yaşam Döngüsü Analizleri (LCA) gerçekleştirerek üretim süreçlerimizi haritalandırıyoruz. Ürünlerimizin sürdürülebilir üretim süreçleri sonucunda üretildiğini tescillemek için Çevresel Ürün Beyanları (EPD) kullanıyoruz. Ve son olarak bunu başarmada ortaklıklar kurmanın önemine inanıyoruz. Çalık Denim Transformation Lab ile sürdürülebilirlik konularını yenilikçi metotlarla ele almak ve sürdürülebilir bir dönüşümü paydaşlarımızla birlikte başarmak için çalışıyoruz.
Tolga Özkurt kimdir?
1972 doğumlu Tolga Özkurt, İstanbul Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği Bölümü’nden mezun olmuş ve iş hayatına 1991 yılında başlamıştır. 2000 yılından beri Çalık Denim’ de iş hayatına devam eden Özkurt, çeşitli rollerde görev almıştır. Tolga Özkurt, bugün, Çalık Denim’ de Satış ve Pazarlama’dan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak görevine devam etmektedir.