Zor Zamanlarda Liderlik: Cenk Ulu
Yazı Boyutu:
PwC Türkiye Kıdemli Ortağı Cenk Ulu, liderlerin zor zamanlarda kontrolü elinde tutmaları için yol haritası sunuyor.
Zor zamanlarda finans, satış, pazarlama, iç ve dış iletişim ve İK nasıl yönetilir?
Özellikle toplumsal olarak deneyimlediğimiz zor zamanlar, hepimiz için birer dönüm noktası olabilir. İş etkisi bakımından düşünüldüğünde, bu dönüm noktaları hem öngörülerimizi hem de stratejilerimizi yeniden ele almamıza neden olabiliyor. Liderler olarak buradaki hedefimiz, rekabetçi sonuçlara odaklanmak yerine, temel zorlukların neler olduğunu belirlemek olmalı. Bu zor zamanlarda özellikle bu fonksiyonları yönetebilmek çok daha kritik; birbiriyle bağlı olan bu fonksiyonlar, büyük resimde bir şirketin gelecekte varlığını sürdürüp sürdüremeyeceğini belirliyor.
Zor zamanlar için yol haritasını oluştururken, ekiplerle açık iletişim kurmanın gerekliliğini baştan kabul ederek şirketin finansal durumu, karşılaştığı zorluklar ve hedefler konusunda şeffaf olmak gerekiyor. Finans konusunda elbette liderler nakit akışını yakından izlemeli, öncelikli harcamaları belirlemeli ve proaktif bir maliyet yönetimi uygulamalı. Bunlara ek olarak, mevcut finansman seçeneklerini de değerlendirmeliler ve devlet teşviklerinden yararlanma konusunu gündemlerine almalılar.
Satış ve pazarlama alanında liderler, müşterilerin ve paydaşların beklentilerini karşılayarak güçlü ilişkiler kurmaya, yeni fırsatları belirlemeye ve değişen piyasa koşullarına uyum sağlamaya odaklanmalı. Öte yandan, çalışanların ne beklediğini anlayabilmek ve bu beklentilere, fiziksel şartlarla uyumlu bir şekilde cevap verebilmek gerekiyor.
Bütün bunların yanı sıra, buradaki kilit kavramlardan biri tutarlı olmak; zor zamanlar, tutarlılığı kolayca bırakmayı cazip kılabilir, belirlediğiniz ilke ve stratejilere sadık kalabilmek büyük bir efor gerektirebilir. Oysa tutarlı olmak, şirketin karşı karşıya olduğu en önemli zorlukları tanımlama ve bunları aşmak için bir strateji geliştirme arayışından doğar. Zorluklara karşı çözüm üretmenin, otomatik bir süreci ve sınırları belirlenmiş kavramsal bir çerçevesi bulunmuyor. Genel olarak bakıldığında, liderler olarak, deneyim, muhakeme ve iç görüye sahip olmalıyız.
Zor zamanlarda asla yapılmaması gereken yönetsel ve liderlik hataları nelerdir?
Bu sene yayınladığımız 26. Küresel CEO Araştırması’nda da bu konuya çokça değindik; liderler, şirketlerinin geleceğini düşünürken bir yandan da bugün karşılaşılan zorluklara karşı önlem almak zorundalar ve bu ikilik, liderlerin karşı karşıya kaldığı en önemli güçlüklerden biri. Sadece kısa vadeli sonuçlara odaklanmak veya sadece uzun vadeli sonuçlar için, kısa dönemde eğer bir önlem alınmazsa, şirketin varlığını riske atabilecek kararlar arasında bir orta yol bularak, dengeyi sağlamalı: CEO’ların gelecek için yarışmakla birlikte günün gerilimini eş zamanlı yönetmeleri ve bu sayede dengeyi sağlamaları gerekiyor. Bu güçlükleri yenmek için, en başta söylediğim konuya geri dönüyoruz: Zorluklara odaklanmak yerine, rekabetçi hedefler ve sonuçların peşinden gitmek, liderlerin yapmak zorunda kalacakları seçimler üzerinde açık bir paydaş diyaloğunun önünü kapatabilir. Bu durum, stratejik olarak tutarsızlığa yol açan üzerinde düşünülmemiş kararlar almanın önünü açabilir.
Bu anlamda ben, en önemli hatalardan birinin, çalışanların ihtiyaçlarını ve refahını göz ardı etmek olduğunu düşünüyorum. Ayrıca, paniğe kapılarak uzun vadeli beklentileri gözardı etmek (veya tam tersi) ve gelişigüzel bir şekilde maliyetleri düşürmeye çalışmak da çok doğru adımlar değil.
Ekonomik ve iklimsel krizler, göç ve doğal afetler artık iş dünyasının günlük bir parçası. Zor zamanlarda yönetsel becerilerinizi geliştirmek için önerileriniz nelerdir? Yararlandığınız rol modellerinizi, kitaplarınızı ve podcast’lerinizi bizimle paylaşır mısınız?
Liderler de elbette, herkes gibi yönetim becerilerini geliştirmek için, sektör eğilimleri, işini bir adım öteye taşıyabilecek teknolojiler, paydaş beklentileri, iş kesintisine neden olabilecek olaylar ve bu olaylara karşılık verilmiş iyi uygulama örnekleri gibi şirketin sunduğu ürün ve hizmeti etkileyecek konular hakkında sürekli öğrenme halinde olmalı. Bu her zaman bir örgün öğretime işaret eden bir şey değil; ben, kariyerim boyunca hem PwC içinde hem de dışında birlikte çalıştığım ekip arkadaşlarımdan çok şey öğrendim. Bu öğrendiklerimin kimisi teknik yeteneklerimi geliştirdi kimisi kişisel gelişimime büyük katkılar sundu.
Liderlik, inovasyon ve kişisel gelişim konularında değerli iç görüler sunan kitapları mümkün olduğunca takip etmeye çalışıyorum. Bununla birlikte, PwC tarafından global veya yerel olarak ortaya koyduğumuz düşünce liderliği çalışmalarını mutlaka takip ediyorum. En son, Strategy& ve PwC’nin uzmanlarının, dijital çağa uyum sağlamak için kurumların dönüşüm hikâyelerini çok başarılı bir şekilde anlattığı Beyond Digital kitabını öneririm.
{129767}