Baharı Müjdeleyen Bitkiler
Yazı Boyutu:
Mükemmel koku ve renkleriyle baharı müjdeleyen çiçekleri keşfedin ve İstanbul’daki konumlarını öğrenin!
İçinizi açan bahar çiçeklerini görmeye başladığınız an mevsimin artık değiştiğini anlıyorsunuz… Mimozadan salkıma baharı müjdeleyen çiçekleri keşfedin ve bu çiçekleri İstanbul’da görebileceğiniz noktaları öğrenin.
Boğaz’ın Mor İncisi: Erguvan Ağacı
Yaprak açmadan çiçeklenen Cercis siliquastrum çiçeği, ülkemizde erguvan ağacı olarak bilinmektedir. Boğaz boyunca her noktadan görülebilen ve her yalının bahçesinde olmazsa olmaz erguvan ağacının anavatanı Batı Asya ve Güney Avrupa’dır. Ülkemize Marmara Bölgesi’nden yayılarak Ege’de de gözlemlenmiştir. Ama en çok görülen bölge İstanbul’dur. Tarihi olarak yaygınlaşmaları Bizans zamanına dayanmaktadır. Hatta Bizans İmparatorluğu’nun simgesi olan mor renginin erguvanlardan geldiğine inanılmaktadır. Osmanlı döneminde ise erguvan zamanı özel şölenlerle kutlanmaktadır. Siz de İstanbul’da gezerken mor şölenin gözlemcisi olmak istiyorsanız; nisan ortası ve mayıs başında; Yıldız Parkı, Rumeli Hisarı, Emirgan korusu, Fethi Paşa Korusu, Cemile Sultan, Hatice Sultan, Arif paşa korularını ziyaret edebilirsiniz.
Erguvan ağacının özelliklerini incelemek için tıklayın.
Adalardan Ruhunuza Doğan Güneş: Mimoza
Latince adı Acacia dealbata olan ve gümüşi akasya olarak bilinen süs bitkisidir. Marmara bölgesinde doğal yayılım gösterdiği bilinmektedir. Yaprak dökmeyen bir tür olarak çiçeksiz döneminde gri bir görsellik sunan mimoza ağacı çiçeklenmeye başlaması ile gri üzerine sapsarı bir görünüme kavuşur. Baharın müjdeleyici olarak kabul edilen mimoza ağacı en erken çiçeklenen süs bitkilerindendir. Mart ayından itibaren yolu Adalara düşen herkesi kokusuyla büyüler. Çiçekleri adeta güneş toplarından oluşmuş görünümüyle Adalar’da daimi bir güneş görünümü verir. Eğer siz de mimozaları yoğun olarak görmek istiyorsanız; Fenerbahçe Parkı’na veya Adalar’a bir gezi düzenleyebilirsiniz.
Mimoza çiçeğinin özelliklerini incelemek için tıklayın.
Bir Çiçek Şöleni: Saray Manolyası
Magnolia x soulangeana çiçeklerini görürseniz baharın geldiğini anlayabilirsiniz. Gösterişli çiçekleriyle etki yaratan magnolia x soulangeana hibrit (melez) bir türdür. Fransa’da magnolia liliiflora ve magnolia denudata türlerinin çaprazlanmasıyla 1826 yılında Etienne Soulange tarafından elde edilmiştir. Bu melez türün çiçeklerinden etkilenilmesiyle hızla yayılmıştır. Aslında manolyalar Uzakdoğu kökenlidir. En çok üretilen ve yaprak döken manolya türüdür.
Yaprak döken, çalı formunda (çok dallı), orta dereceli büyüyen ve genellikle 4-8 metreye kadar boylanan bir çalı ve/veya ağaççıktır. İlkbaharda çiçeklenir (Mart-Nisan) ve erken/ilk çiçeklenen bitkilerdendir. İlkbaharda geç don olması çiçekleri olumsuz yönde etkiler. Yapraklanmadan önce çiçeklenir ve çiçekleri büyüktür (10-20 cm). Bu özellik sayılı bitkilerde vardır. Çiçekleri yaprakların arasında kaybolmadığından, bu özelliği ile daha etkili bir hal alır. Fazlaca çiçeklenen bir bitkidir ve hoş kokuludur. Çiçekleri büyük laleye benzer ve pembe, beyaz ve mor renkli olanları vardır ama genellikle pembe renkli çiçekleriyle tanınır. İstanbul’da parklarda ve sokak aralarında, binaların bahçelerinde görmeniz mümkündür.
Peri Masalı: Mor Salkım
Latince adı “Wisteria sinensis” olan mor salkım bitkisinin anavatanı Çin’dir. Nisan sonu ile mayıs başı arasında yapraklanmadan çiçeklenen nadir süs bitkilerindendir. Sarılmayı çok seven mor salkım ağaçları, ahşap evleri en çok da çardakları sever. Mor salkımın gölgesinde oturanlara aynı zamanda dinginleştirici etkiye sahip kokusu eşlik eder. Nazlı olmalarına karşı son derece dayanıklı süs bitkilerindendir. Her iklim koşuluna uyum sağlayabilirler. Hava kirliliğine karşı da dayanıklıdır. Nazlı olan bitkimiz kendi başına sarılamayacağı için destek almaya ihtiyaç duyar. Bizans imparatorluğunun mor renk ve tonlarına düşkünlüğünden dolayı İstanbul’un her köşesine mor salkım bitkisinin dikilmesi buyur edilmiştir. Ve böylelikle mor salkım baharda size İstanbul’da şahane bir karşılama sunar. Siz de mutlaka bir mor Ssalkımın gölgesinde mola verip kokusunu içinize çekmelisiniz.
Hayatın Mucizesi Doğanın Harikası: Sakura
Latince adı ‘Prunus serrulata’ olan bu bitki meyve vermeyen bir tür kiraz ağacıdır. Ana vatanı Japonya olan ve Japonya’nın kültüründe çok büyük bir öneme sahip olan süs bitkisidir. Sakuralar aynı zamanda Japonya’nın ulusal simgelerinden biridir. Çiçek açtıklarında çok yavaş çiçeklenir ama çiçeklenme sona erdikten sonra hızlıca dökülürler. Bu yüzden Japonya kültüründe sakuralar; hayatın ne kadar değerli olduğuna, yaşamı sembolize ettiğine dair bir işaret olarak algılanır.
Japonya’nın doğal zenginliği olarak sınıflandırılmalarından dolayı ülkeden fidanını veya tohumunu çıkartmak yasaktır. Sadece belirli sebeplerle 9 ülkeye dostluk ve barış sembolü olarak gönderilmiştir.
İstanbul’da sakuraları görmek istiyorsanız ilk ziyaret etmeniz gereken yer, Baltalimanı’nda Büyükşehir Belediyesi tarafından ülkeler arasındaki dostluğu pekiştirmek amacıyla 2003’te kurulan Japon Bahçesi’ndedir. Burada tam olarak 52 adet yetişkin sakura ağacı bulunmaktadır. Bir diğer adres ise Emirgan korusundaki Beyaz Köşk’ün havuz yönündeki girişindedir burada da; iki adet sakura ağacı bulunmaktadır. Beyaz Köşk ile Sarı Köşkü bağlayan yolda ise 5 metre boyu ile bir sakura daha bulunmaktadır. Bir diğer adres ise Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi’ndeki Ertuğrul Adası’dır.
En güzel kiraz çiçeklerini görebileceğiniz şehirler için tıkayın.