Bitkilerle İyi Geçinme Rehberi
Yazı Boyutu:
Bitkilerle İyi Geçinme Rehberi kitabıyla bitki severlere pratik bilgiler sunan Fem Güçlütürk ile sohbet ettik.
Bitkilere ilgi duyuyor ama nereden başlayacağınızı bilemiyor musunuz? Öyleyse bu kitap tam size göre! Fem Güçlütürk hem kitabıyla ilgili detayları hem de bitki bakımıyla ilgili merak ettiklerimizi anlattı.
Bitkilerle aranızdaki bağı nasıl anlatırsınız? Bu bağın kişisel ve profesyonel yaşamınıza etkileri neler oldu?
Aklım erene kadar, ki bu belki de 30’lu yaşlarıma, oğlumu doğurduğum yıllara kadar, gerçekleşmemiş diyebilirim. Kendimden başka bir canlıyla bu kadar derinden iletişim kurmaya çalışmamışım. Her zaman evcil hayvanlarımız, hatta tavşan, kaplumbağa, kurbağa gibi bahçe hayvanlarımız vardı, bitkilerden uzak değildim. Yine de onları anlamayı, dinlemeyi, sevmeyi, hayrete düşmeyi bitkilerle öğrendim. Kişisel olarak da profesyonel olarak da etkileri birbirinden çok uzak değil.
Her canlının eşref saati var, istediğin kadar en doğrusunu yapmaya çalış, ne yapacağına yine o karar verir. Doğanın kendine has döngüleri var, her yıl, her sezon aynı değil, bazen bir tür mutlu, bazen diğeri. Bu kendi hayatlarımız için de geçerli. Günün sonunda benim vardığım nokta; bana insanı az, bitkisi, hayvanı çok olan bir yaşam akışı daha iyi geliyor.
“Bitkilerle İyi Geçinme Rehberi” kitabınızda okuyucuları neler bekliyor?
Mimar ve mühendis olan ailem, bana her şeyi dünya tozdan bir buluttu faslından başlayarak öğretirdi. Babam, araba kullanmayı tekerleğin icadından başlayarak, çizerek anlatırdı. Ben de yer eden bu anlama, olayı kavrama haline sadık kaldım.
Bitkilerle iyi geçinmek için gereken bilgiler; bitkileri tanımak, toprak, saksı, sulama, besin, sergileme konularında yıllar içinde öğrendiklerim ve önce İstanbul’da teraslı evimde, sonra Muğla’da hem bahçe hem kış bahçemde tecrübe ettiklerim bu kitapta toplandı. Kitapta hap çareler de var ama genellikle ne, niye, nasıl anlatımları bulunuyor. Resimlerim ve kendi çektiğim fotoğraflarım da yer alıyor. Böylece her zaman istifade edilebilecek bir kaynak kitap ortaya çıktı.
Bitkilerle iletişim kurmanın insan sağlığı ve ruh hali üzerindeki etkileri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bir başka canlının dilini öğrenmeye çalışmak; insanda dinleme, empati kurma, sorumluluk alma, dert dinleme, çare arama, ufacık bir çiçeğe sevinme, doğayla yeniden bağ kurma ihtimallerini artırıyor. Ruh haline de elbette iyi geliyor. Hatta bir ara psikologlar, danışanlarını enerjilerini dengelemeleri için “toprakla uğraş”, diyerek benim atölyeme gönderiyorlardı.
Balkonda veya bahçede bitki yetiştirmek isteyenler için pratik önerileriniz ne olur?
Kitabımı almaları olur… Zira dediğim gibi her şey Instagram Reels’lerinde kolay gözüküyor. Aslında bitki bakımı zor değil ancak ne, niye, nasıl sorularını öğrenirsek başarı şansı doğuyor. Hangi cephe, hangi iklim, hangi bitkiye göre cevaplar değişiyor. İşte tüm bunlar da kitapta zaten.
Ayrıca komşularda başarıya ulaşmış bitkilerden yola çıkarak, ya aynılarından ya da o türle benzer şartlarda yaşayan bitkilerden seçilirse garanti olacağını söyleyebilirim.
İç mekânlar için bitki seçiminde nelere dikkat edilmeli?
Bitkilerin gelişmesi, çiçek açması, sağlıklı olması için hem süre hem kuvvet olarak gün ışığına ihtiyacı olduğunu hepimiz biliyoruz. Satılırken az ışığa uygun dedikleri bitkiler bile tamamen karanlık bir odada duramaz. Yani iç mekân bitkisi alırken muhakkak evin güneşle olan ilişkisine bakılmalı. Bazı türler hem çok aydınlık hem biraz loş ortamda dayanıklı olduğu halde özellikle renkli ve buzlu yapraklı sukulentler çok daha fazla güneş istiyor. Güneşle doğrudan görüşemedikleri ortamda zamanla formları bozuluyor, renkleri soluyor, hastalıklara açık hale geliyorlar ve çiçek açmıyorlar.
O yüzden bitki seçerken kitapta da belirttiğim gibi bitkiyi evinize uydurmayın, evinize uygun bitki alın. Büyüdüğünde kaplayacağı alanı öğrenmek, evde bitki kemiren canlılar varsa öz suyu zehirli olmayanlardan seçmek, sık seyahat ediyorsanız bakımda düzenli sulama yapılmadığında hemen nazlanan türlerden olmamasına dikkat etmek önerilerim arasında.
Yeni başlayan bitki meraklılarına vereceğiniz en önemli tavsiyeler neler?
En pahalı ve moda bitkilerden başlamayın, ayırabileceğiniz bütçe ile bir tane dev ve iddialı bitki yerine birkaç tane farklı tür alıp bakmayı öğrenin, sevdiğiniz türün klima ihtiyaçlarını evinize uydurmak yerine evinize uyacak bitki alın. Misal az ışık alan bir eve sukulent, kaktüs almayın. Çok güneş alan, kuru havası olan bir yere de nemli ortam isteyen tropik türlerden almayın. Ortamınıza uygun olanlardan seçin. Sulamasında da haftada bir gibi ezber takvim verenlere itibar etmeyin.
Kendi evinizin ışığı, sıcaklığı, saksı malzemesi ve bitkinin türüne hatta mevsimlere göre sulama rejimini muhakkak kendiniz belirleyin. Başkasına da sulatmayın!
Fem Güçlütürk Kimdir?
Fem Güçlütürk, yıllarca içinde bulunduğu kurumsal hayatı bırakıp doğaya dönen bir bitki uzmanı, Labofem markasının kurucusu. Muğla’nın Gökova bölgesinde bir köyde doğayı merkezine alan bir yaşam sürüyor. “Şehirli” insanın doğayla ilişkisini ilk elden bilen biri olarak, kitapta bitki yetiştirirken karşılaşılabilecek sorunlara yönelik somut öneriler getiriyor. Özellikle evde bakılan saksı bitkileri için gerçek bir rehber sunuyor.