Duyulara Hitap Eden Zamansız Evler

Fonksiyonu konforla sentezleyen escapefromsofa tasarım stüdyosunu yakından tanıyalım…

Gelip geçici zevklerden uzak, zamana yenik düşmeyen modern ve yenilikçi tasarım yaklaşımı escapefromsofa’nın mimari çizgisini yansıtıyor. Mahmut Kefeli, Kerem Erçin ve İrem Başer Oğan’ın 2009 yılında güçlerini birleştirerek yarattıkları bu tasarım stüdyosu, ilham veren ev projelerinin yanı sıra farklı ihtiyaçlara yönelik konsept danışmanlığı, iç mimari proje ve uygulama hizmetleri de sunuyor. Doğal malzemeleri incelikli detaylarla şekillendirmek onların tasarım ilkelerinin başında geliyor. Her ev, içinde yaşayanların yaşam alışkanlıklarına uyarlanmış ayrı bir hikâye barındırıyor. Proje ve tasarımlarıyla ilgili tüm merak ettiklerimizi escapefromsofa ekibi yanıtlıyor.

escapefromsofa tasarım stüdyosunun mimari dilini nasıl tanımlarsınız?

Tasarladığımız mekânlar günün sonunda her ne kadar fiziksel olsa da, duyulara hitap edebilen üretimler yapabilmek bizim açımızdan oldukça önemli. Bu anlamda, her bir proje özelinde farklı hikâyeler yaratırken fiziksellik-duyusallık dengesini kurabilmaya odaklanıyoruz. Bu esnada zamansız ve konforlu mekânların yanı sıra incelikli detaylar sunabilmek, mimari dilimize öncelikli olarak yansıyanlar arasında…

İç mekân kurgusunu gerçekleştirdiğiniz evlerde öne çıkan ortak tasarım kriterleri nelerdir?

Her ev karakteri dolayısıyla farklı bir ruha ve dinamizme sahip. Bu bakış açısını benimseyerek tasarladığımız yaşam alanlarında; kullanıcıları, mekânın adeta bir parçasıymış gibi hissettirebilmeyi önemsiyoruz. Ek olarak, fonksiyonel yaklaşımı estetik bir biçimde ele almaya çalışıyoruz. Özellikle farklı doğal malzemeleri bir arada kullandığımız, ince işçilikle ortaya çıkmış ve zarif detaylar sunan mekânlar kurguluyor, aynı zamanda projeye özel ürünler de tasarlıyoruz.

{27804}

Bir yapının mimarisi iç mekân tasarımını nasıl yönlendiriyor? 2021 yılında Cihangir’de yaptığınız Susam House projesinde yapının tarihi dokusuyla ilişkilendirdiğiniz Mid-century modern dekorasyon öğeleri arasında yarattığınız uyumlu dengeden bahseder misiniz?

Mimarinin iç mekân tasarımını yönlendirmesi, bizce yoruma açık bir konu. Kimlikli bir yapıdan bahsediyorsak, iç mekânın tasarımında yönlendirici rolde olmasından ya da birtakım referanslar sunmasından belki bahsedebiliriz ancak bu durum, öncelikli olarak nasıl bir mekan ve atmosfer yaratmak istediğinizle alakalı. Yakın zamanda İstanbul’da tamamladığımız Fenerbahçe Evi’nin bu açıdan güzel bir örnek olduğunu düşünüyoruz. Burası, 1990’ların başında inşa edilmiş bir apartmanda tek kata yayılan yaşam alanıydı, fakat kullanıcıların ihtiyacına cevap verme konusunda hem mekansal hem de fonksiyonel eksiklikleri bulunuyordu. Müşterimizin eve dair birtakım arzularını bizlerle doğrudan paylaşması, bizim bu evde yaratmak istediğimiz atmosfer ile bir araya geldiğinde, yapının mevcut mimarisinden olabildiğince kopan bir yaşam alanı ortaya çıkmış oldu.

2021 yılında Cihangir’de tamamladığımız Susam Evi projesindeyse, mevcut yapının tarihi dokusu, ruhu ve karakteri, henüz sürecin en başındayken, yaratmak istediğimiz yaşam alanına dair bize hoş referanslar verdi. Biz de, hem yapısal eksiklikleri tamamlarken, hem de iç mekân tasarımını oluşturan öğeleri bir araya getirirken bu referansları iyi bir şekilde kullandık. Bu anlamda salona sonradan eklediğimiz kemer, duvarları tamamladığımız ahşap kaplamalar, tercih ettiğimiz ağırbaşlı renk paleti, mobilya ve aydınlatmalar ile ruhu olan bir yaşam alanı yarattık.

Tasarladığınız mekânlarda genel bütün ile ahenkli bir şekilde bir araya getirilmiş sanat eserleri karşımıza çıkıyor. Sanat ve mekân ikilisini projelerinizde nasıl şekillendiriyorsunuz?

Burada kimi zaman, işverenin koleksiyoner olmasıyla doğrudan ilişkili olarak mevcut sanat eserlerini ya da bir kısmını mekana dahil ediyoruz. Kimi zaman da, proje tamamlandığında mekânda yerini alacak eser ya da eserlerin nasıl hisler uyandırabileceğiyle alakalı olarak birtakım seçimler yapıyor, eserleri mekâna dahil ederek işverenin deneyimlemesini istiyoruz. Sonrasında işveren, oluşturduğumuz seçkiden birtakım seçimler yapabiliyor.

Bütünsel bir tasarım için projelerinizde hangi malzeme, renk ve stilleri bir araya getirmeyi tercih ediyorsunuz?

escapefromsofa olarak bu konularda kendimizi asla kısıtlamıyoruz, çünkü her projenin ayrı birer ruha sahip olduğunu düşünüyoruz. Fakat bu saydıklarınız arasında kendimizi kısıtladığımız tek konunun, doğal malzeme kullanımı olduğunu söyleyebiliriz. Doğal malzemenin karakteristik renk ve dokularını, incelikle düşünerek tasarladığımız mekânlarda kimi zaman tek başına kimi zaman da bir arada kullanarak farklı stillere göz kırpıyoruz.

Bir yaşam alanını konforlu ve özgün kılan dekorasyon elemanları sizce nelerdir?

Burada bir görecelilik söz konusu olduğuna inanıyoruz. Kullanıcının, mekanın bir parçasıymış gibi hissedebildiği, kendinden bir şeyler bulabildiği her yaşam alanı, bizce konfor ve özgünlük denklemini sağlıyor. Bir başka deyişle, bir yaşam alanı için konfor ve özgünlük sunan dekorasyon elemanları, bir diğer yaşam alanının karakteriyle örtüşmeyerek bu denklemi ortadan kaldırabiliyor.

{1515}

Gerçekleştirdiğiniz ev projeleri arasında escapefromsofa’nın tasarım felsefesini en iyi yansıtan hangisi?

Susam Evi diyebiliriz. Pek tabii işverenin kurucu ortağımız Kerem olması, bu cevabımızda büyük rol oynuyor. Birbirimizi yıllardır tanıyor; bu nedenle bir mekâna adım attığımızda uyandırdığı hissi birbirimiz adına az çok tahmin edebiliyoruz, ki buna zevkler, ilgi alanları ve hayata bakış açısı da dahil. Bu nedenle Susam Evi, tasarım süreci anlamında bize özgürlük alanı sunduğundan escapefromsofa’nın tasarım felsefesini en iyi yansıtan proje oldu.