Château Smith Haut Lafitte & Les Sources de Caudalie: Huzurlu Bir Deneyim
Yazı Boyutu:
Bordeaux’nun Martillac bölgesinde yer alan Les Sources de Caudalie ve Château Smith Haut Lafitte, doğanın güzelliğini lüks konforla birleştirerek hafızalardan silinmeyecek bir deneyim sunuyor.
Bordeaux’nun hem göze hem ruha hem de damağa hitap eden bu mekanları gastronomi, doğa, sanat ve wellness’ı kusursuz bir uyum içinde birleştiriyor. İlkbahar ve sonbaharın ayrı güzellikteki manzaralarıyla her mevsimi özel kılan bu bölge, sizi büyüleyici bir yolculuğa davet ediyor. Ünite Edelman’ın Kurucu Ortağı ve CEO’su Işıl Arıdağ, Fransa’daki bu bambaşka deneyimi OGGUSTO için kaleme aldı.
Üzüm Bağlarının Kalbinde Gastronomi, Doğa ve Sanat Dolu Huzurlu Bir Deneyim
Château Smith Haut Lafitte ve Les Sources de Caudalie’nin sahipleri Florence ve Daniel Cathiard çifti, Bordeaux bölgesinin en etkileyici şarap ve konaklama projelerinden birini hayata geçiren vizyoner isimler. Eskiden olimpik kayakçılar olan Cathiard çifti, 1990’larda Château Smith Haut Lafitte’i satın aldıktan sonra, şaraphanenin tarihi mirasını koruyarak modernize etmiş ve sürdürülebilir bağcılıkla dünya çapında prestijli bir marka haline getirmiş.
Aynı zamanda, şarap yapımında ortaya çıkan üzüm çekirdekleri ve diğer yan ürünleri değerlendirerek antioksidan açısından zengin dünyaca ünlü cilt bakım ürünleri Caudalie’yi yaratmış; Vinothérapie Spa’yı ve Les Sources de Caudalie’yi kurmuş. Cathiard ailesi, bölgeye hem kültürel hem de ekonomik anlamda değer katmış.
Les Sources de Caudalie ve Château Smith Haut Lafitte, dünya çapında ünlü isimlerin ilgisini çekiyor, şık bir düğün destinasyonu olarak da tercih ediliyor. Misafirlerinin mahremiyetine büyük önem veren tesisler, ziyaretçileri hakkında özel bilgileri kamuoyuyla paylaşmamakla birlikte, İngiltere Kralı III. Charles’ın Prens olduğu dönemlerde Les Sources de Caudalie ve Château Smith Haut Lafitte’i ziyaret ettiği biliniyor.
Château Smith Haut Lafitte: Sanat ve Şarabın Büyüleyici Uyumu
Château Smith Haut Lafitte, yalnızca dünyanın en prestijli bağlarından biri değil, aynı zamanda bir sanat mabedi. Şarap üretimini bir sanat formuna dönüştürerek hem görsel hem de duyusal bir şölen sunuyor.
Bağın çevresinde ve şatonun mahzenlerinde sergilenen modern sanat eserleri, şarap yapımına ve doğaya farklı bir perspektiften bakmanızı sağlıyor. Şato ve çevresindeki sanat eserleri, doğayla uyum içinde bir açık hava galerisi sunuyor.
Özellikle bağ girişinde yer alan devasa bronz Guardian heykeli bağların tarihsel mirasını ve doğanın gücünü sembolize ediyor. Geri dönüştürülmüş malzemelerle tasarlanan ahşap enstalasyonlar, şatonun sürdürülebilirlik anlayışını yansıtıyor. Mahzenlerdeki ışık ve gölge oyunlarıyla tasarlanmış multimedya enstalasyonu, üzümün yaşam döngüsünü ve bağların ruhunu sanatla anlatıyor.
Şarap yapımında kullanılan geleneksel meşe fıçıların sanatsal dokunuşlarla yeniden yorumlandığı köpüren fıçılar eseri, şarap üretiminin geçmişle geleceği birleştiren bir zanaat olduğunu vurguluyor. Geleneksel fıçı yapımına rast gelmek ise ayrıca hayranlık yaratıyor.
Château Smith Haut Lafitte, şarap ve sanatın birleşiminde doğanın ve insanın yaratıcılığını harmanlıyor.
Sanatla Şarap Tadımı: Duyusal Bir Yolculuk
Şatonun rehberli tadımlar, sanatı ve şarabı bir araya getiren eşsiz bir deneyim sunuyor. Tadıma başlamadan önce bağları ve sanat eserlerini keşfederek, her yudumun arkasındaki ilhamı daha derinlemesine hissediyorsunuz. Bu deneyim, şarap yapım sürecini bir hikâye olarak yaşamanızı sağlıyor.
2020 yılı, Château Smith Haut Lafitte için efsanevi bir yıl. Bölgenin ideal iklim koşulları sayesinde üzümler mükemmel olgunluğa ulaşıyor, bağın kırmızı ve beyaz şaraplarının dünya çapında büyük beğeni toplamasını sağlıyor. 2020 Grand Cru Classé kırmızı şarabı, yoğun karadut ve siyah erik aromalarıyla dikkat çekerken, tatlı baharat notaları ve kadifemsi dokusuyla damakta unutulmaz bir his bırakıyor.
Beyaz şarabı ise narenciye, beyaz şeftali ve mineral tonlarıyla tazelik ve zarafeti bir araya getiriyor. Bu ürünler, Wine Advocate, Wine Spectator gibi prestijli yayınlardan tam puan alıyor ve Decanter World Wine Awards’da altın madalya kazandırıyor.
Les Sources de Caudalie, her lokmada keşfe çıkacağınız bir gastronomi rüyasına dönüşüyor.
{2769}
Gastronomi Tutkunları İçin Unutulmaz Bir Lezzet Yolculuğu
Les Sources de Caudalie, gastronomi tutkunları için adeta bir cennet. Otelin içinde yer alan üç restoran ve bir bar, her biri kendine özgü bir konseptle unutulmaz bir lezzet yolculuğu sunuyor.
Le Grand’Vigne, otelin gururu olan iki Michelin yıldızına sahip zarif bir restoran. Şef Nicolas Masse, bölgenin yerel malzemelerini modern tekniklerle bir araya getirerek sofistike tatlar yaratıyor. Tadım menüsü, üzüm bağlarının sunduğu doğallığı yansıtan eşsiz lezzetlerden oluşuyor. Château Smith Haut Lafitte veya bölge şarapları eşliğinde foie gras, istiridye ve yerel baharatlarla marine edilmiş deniz ürünleri ve ördek konfit menüde öne çıkıyor.
Taze üzüm ve fındık eşliğinde sunulan vanilyalı mus, yemek şölenini mükemmel bir şekilde tamamlıyor. Burada her yemek, yerel malzemelerle yaratılmış bir sanat eseri gibi sunuluyor.
Restaurant La Grand’Vigne – Les Sources de Caudalie, Smith Haut-Lafitte, Martillac, Fransa; +33557838383
La Table du Lavoir, üzüm bağlarının arasında yer alan taş binadaki restoran, daha samimi bir yemek deneyimi sunuyor. Restoranın rustik atmosferi, sıcak ahşap masaları ve odun fırınından yayılan nefis kokularıyla sizi evinizde hissettiriyor. Menüde, bölgenin geleneksel tatları ön planda. Özellikle, odun fırınında pişirilen ördek ve yerel sebzeler, misafirlerin favorileri arasında. Kırmızı şarap soslu patates grateni ve taze baharatlarla hazırlanan salatalar, yemeği tamamlayan lezzetler arasında. Bu restoran, hem öğle hem de akşam gıda için ideal bir tercih.
La Table du Lavoir, 6 place de l’école, Montrol-Sénard, Fransa, +33555602488
Rouge, bir şarap barı ve bistro olarak, hafif öğünler için harika bir seçenek. Şarküteri ürünleri ve peynirler şarabınızın yanında enfes bir eşlikçi oluyor. Özellikle taze baget ekmeği ve yerel zeytinlerden yapılan tapenade, hafif ama tatmin edici bir yemek için ideal. Rouge aynı zamanda şişe şarap alışverişi yapmak isteyenler için geniş bir koleksiyon sunuyor.
Rouge Restaurant – Les Sources de Caudalie, Smith Haut-Lafitte, Martillac, Fransa; +33557838383
Bar Français, otelin zarif barı, dinlenmek ve bir içki eşliğinde günün keyfini çıkarmak için mükemmel bir mekân. Akşamüstü, terasta bir kadeh şampanya veya bağlardan gelen kırmızı şarapla gün batımını izlemek, buradaki en romantik anlardan biri. Barın kokteyl menüsü de dikkat çekiyor. Üzüm özleriyle hazırlanmış imza kokteyller, hem yenilikçi hem de bölgenin ruhunu yansıtıyor.
Les Sources de Caudalie’deki her restoran ve bar, yalnızca bir yemek deneyimi sunmuyor, aynı zamanda bölgenin şarap, doğa ve mutfak kültürünü kutlayan bir sanat formunu temsil ediyor.
Bar Français – Les Sources de Caudalie, Smith Haut-Lafitte, Martillac, Fransa; +33557838383
Les Sources de Caudalie’de Büyüleyici Odalar
Les Sources de Caudalie’nin odaları, zarif detaylarla donatılmış ve her biri ayrı karaktere sahip şekilde tasarlanmış, hepsi sıcak bir atmosfer sunuyor. Bahçeye açılan odalar, sabah kahvesi eşliğinde bağların dingin manzarasını izlemek için mükemmel.
Balayı odası, otelin en özel konaklama birimi olarak öne çıkıyor. İpek kumaşlarla süslenmiş oda, taş duvarlarla çevrili romantik bir atmosfer sağlıyor. Özel jakuzili banyo, konaklamayı unutulmaz kılıyor.
Les Sources de Caudalie, üzüm bağlarının huzuru ile cildinizde doğanın mucizelerini keşfetmenizi sağlıyor.
Vinothérapie Spa: Üzüm Çekirdeklerinin Mucizesi
Les Sources de Caudalie’nin ünlü Vinothérapie Spa’sı, şarap yapımında kullanılan üzüm çekirdeği özlerinin mucizevi etkilerini cildinizde hissettiriyor. Şarap yapım sürecinin doğal bir yan ürünü olan üzüm çekirdeklerinden elde edilen mucizevi bileşenlerle geliştirilmiş bakım ritüelleri sunuyor.
Atık olarak değerlendirilebilecek bu doğal bileşenler, doğanın döngüsüne duyulan saygının bir göstergesi olarak cilt bakımında ikinci bir hayat buluyor. Masajlar, peelingler ve cilt bakımları, üzüm bağlarının huzur veren manzarası eşliğinde ruhunuzu ve bedeninizi yeniliyor.
Spa’nın en özel deneyimlerinden biri, üzüm bağlarına bakan geniş camlı bakım odalarında gerçekleşiyor. Doğa ile iç içe bir ortamda, bedeninizi ve zihninizi aynı anda yenilediğinizi hissediyorsunuz. Bu sırada, bağların sakin manzarasına eşlik eden kuş cıvıltıları ve taze üzüm kokusu, huzur dolu bir atmosfer yaratıyor. Spa’da sunulan deneyimler, yalnızca fiziksel yenilenme değil, aynı zamanda bir ritüel hissi uyandırıyor.
Crushed Cabernet Peeling, bağlardan gelen ezilmiş üzüm çekirdekleri ve organik bal kullanılarak yapılan bu peeling, cildinizi ölü hücrelerden arındırarak daha yumuşak ve parlak bir görünüm sağlıyor. Merlot Wrap, antioksidan bakımından zengin üzüm maskesiyle yapılan bu vücut sargısı, cildinize derinlemesine nüfuz ederek detoks etkisi yaratıyor.
Caudalie Masaj terapilerinde kullanılan yağlar, üzüm çekirdeği özleriyle zenginleştirilmiş olup, cildi beslerken kaslardaki gerginliği de gideriyor. Özellikle “Vinothérapie Masajı”, üzüm ve esansiyel yağların bir araya geldiği eşsiz bir rahatlama sunuyor. Spa deneyimi, Caudalie’nin dünyaca ünlü cilt bakım ürünlerini deneme fırsatı da sunuyor. Tüm ürünler, Château Smith Haut Lafitte bağlarında üretilen üzümlerin çekirdeklerinden ve şarap yapımı sırasında çıkan atıklardan elde edilen doğal antioksidanlarla formüle ediliyor.
Üzüm çekirdeği polifenolleri, cildin serbest radikallerden korunmasını sağlarken, üzüm suyu ve üzüm sapından elde edilen bileşenler cilde nem kazandırıyor ve yaşlanma karşıtı bir etki sunuyor. Ayrıca, Caudalie ürünleri çevre dostu ambalajlarıyla da sürdürülebilirlik ilkesine bağlı kalıyor.
Havuz: Huzur ve Yenilenmenin Adresi
Spa sonrası, Les Sources de Caudalie’nin havuzlarında geçirilen zaman tam anlamıyla dinginlik sağlıyor. Otelin açık havuzunda, çevredeki üzüm bağlarının büyüleyici manzarasına karşı güneşlenirken, şarap bağlarının doğal atmosferini hissediyorsunuz. Kapalı havuz ise yılın her dönemi sıcak suyla hizmet veriyor ve spa deneyiminin bir uzantısı olarak rahatlamanızı sürdürüyor.
Bordeaux ve Çevresindeki Unutulmaz Keşifler: Şarap, Doğa ve Tarih Yolculuğu
Fransa’nın Bordeaux bölgesinde bulunan Saint-Émilion, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan tarihi ve etkileyici bir kasaba. Bu kasaba, şarap tadımı, gastronomik keşifler ve kültürel geziler için eşsiz bir fırsat sunuyor. Saint-Émilion’un şarap üretim geleneği Roma dönemine kadar uzanmakta.
Bölge, Merlot ve Cabernet Franc üzümlerinden üretilen yumuşak, zengin ve aromatik şaraplarıyla ünlü. En bilinen üreticiler arasında Château Ausone ve Château Cheval Blanc gibi prestijli şatolar bulunuyor.
Bu şarap bölgesi, yalnızca üzüm bağlarıyla değil, aynı zamanda zengin tarihi ve etkileyici mimarisiyle de dikkat çekiyor. Kasabanın dar taş sokakları, yer altı mahzenleri, 12. yüzyıldan kalma monolitik kilisesi ve panoramik bağ manzaraları, şarap severler ve tarih tutkunları için unutulmaz bir keşif sunuyor.
Charente Nehri boyunca uzanan Cognac bölgesi, dünyanın en ünlü konyaklarının vatanı. Cognac üretimi, 17. yüzyıla kadar uzanıyor. Ilıman iklimi, kireçtaşı bakımından zengin toprakları ve üzüm bağlarının gelişmesi için mükemmel koşullar sunuyor. Bölge, AOC (Appellation d’Origine Contrôlée) koruma sistemine tabi olup, burada üretilen her damla konyağın yüksek kalite standartlarına uygun olmasını sağlıyor.
Ünlü bir konyak evi üretim sürecini keşfetmek için etkili turlar düzenliyor. Konyak tadımı sonrasında beğenilen içecek ya da çikolatalar da alabiliyorsunuz. Bölgede başka konyak üreticilerinin de farklı programları oluyor.
Ayrıca, tarihi Cognac kasabasındaki dar sokaklar, Orta Çağ’dan kalma mimari eserler ve Charente Nehri boyunca yapılan tekne turları, bölgeyi en çok cazip kılanlardan…
Fransa’nın güneybatısında, Bordeaux’nun yakınlarında yer alan Cap Ferret, Arcachon Körfezi ile Atlantik Okyanusu arasında uzanan eşsiz bir yarımadadır ve gizli bir cennet olarak biliniyor. Büyüleyici doğası, sakin atmosferi ve Fransız Rivierası’ndan farklı olarak daha doğal ve sade bir lüks anlayışıyla tanınıyor. Körfezin kıyısındaki istiridye barlarında, taze deniz ürünlerinin tadını çıkarabilirsiniz.
Cap Ferret, yalnızca muhteşem plajları, doğal güzellikleri ve gastronomik zenginlikleriyle değil, aynı zamanda Atlantik Okyanusu’nun etkileyici gelgit hareketleriyle de dikkat çekiyor. Gelgitlerin yarattığı sürekli değişen manzaralarla doğanın dinamik yüzünü keşfetmek için mükemmel bir yer sunuyor. Gitmeden önce gelgit zamanlarını takip edebilirsiniz.
{131893}
Fransa’nın güneybatısında, Garonne Nehri kıyısında yer alan Bordeaux şehri, dünyanın şarap başkenti olarak anılıyor. UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki şehir, büyüleyici 18. yüzyıl mimarisiyle dikkat çekiyor, özellikle Place de la Bourse oldukça etkileyici.
Opéra National de Bordeaux’da bir sanat etkinliği ile gezinizi taçlandırabilirsiniz. Place de la Comédie’de bir kafede oturup sanatçıları izlemek veya nehir kıyısında yürürken genç sanatçıların provalarına tanık olmanın ayrı bir keyif vereceği kesin.
Dünyanın en ünlü bağlarına ev sahipliği yapan Bordeaux, Saint-Émilion, Médoc ve Pessac-Léognan gibi bölgelerden gelen ikonik şaraplarıyla şarap severler için bir cennet. Bordeaux, yalnızca şaraplarıyla değil, aynı zamanda Michelin yıldızlı restoranlarıyla da gastronomi tutkunlarının vazgeçilmez adreslerinden biri. Bordeaux, şarap bağları, tarihi atmosferi ve zarif restoranlarıyla hem şarap severlere hem de gastronomi tutkunlarına hitap eden benzersiz bir destinasyon.
Bu gezi, yalnızca bir tatil değil, her mevsiminde farklı duyularınızı harekete geçiren ve her anıyla ruhunuzu besleyen bir deneyim sunuyor. Şarapla yemek eşleşmesini ön planda tutan gastronomi, sanat ve doğanın mükemmel birleşimi, deneyimleyenlerin hafızasında unutulmaz bir iz bırakıyor.
