Roma'nın En İyi Restoranları

Yazı Boyutu:
Üzerine filmler çekilmiş, tarihi birçok sahneye ev sahipliği yapmış, her yıl on milyon turisti ağırlayan Roma’da ambiyanslarıyla gözünüzü, tatlarıyla midenizi doyuracak yeme içme mekânlarını sizler için derledik.
Kimine göre aşıkların kimine göre gladyatörlerin şehri. Yüzyıllardır birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, imparatorların uğruna şehirler yaktığı Roma bugün de bütün iştihamıyla gelenleri büyülemeye devam ediyor. Pantheon’dan İspanyol Merdivenleri’ne, Aşk Çeşmesi’nden Kolezyum’a adeta bir açık hava müzesi olan bu şehirde insan yürürken tarihin içinde kendini kaybediyor ve şehrin ruhuyla yeniden buluyor.
Her zaman hareketli, dinamik ve kalabalık ara sokaklarında, her köşede karşımıza çıkan geleneksel aile işlemeleri trattoriaları, espresso barları ve gelatocularıyla Roma, gastronomi severlerin de vazgeçilmez adresi. “Beş p”; pasta (makarna), pancetta (bacon), pomodoro (domates), pecorino (koyun peyniri) ve peperoncino (acı biber) ile kurulan İtalyan mutfağı, dünyanın her yerinde 7’den 70’e herkesin favorisi olurken en iyi örneklerini de tabii ki başkentte bulabiliyoruz. Şimdi bu stil sahibi ve sofistike şehirde sokaklarda kaybolup en güzel yeme içme mekânlarında kendimizi bulacağız.
Roma’nın En İyi Restoranları
Felice A Testaccio
en iyi La Cacio e Pepe

Felice A Testaccio sizi ağırlayan Romalı bir aile gibidir. 1936’da kurulduğundan beri nesilden nesile aktarılan orijinal tariflerle müşterilerine hizmet vermektedir. Romalı bir aile tarafından kurulan bu işletme lezzetini şehrin kültüründen ve toprağından aldığını söylüyor. Restoranı babasından devralan Franco ise geleneklerin verdiği lezzeti modern bir alanda sunmaya devam ediyor. Özenle tedarik edilmiş, taze ürünler ise tariflerini mükemmelleştiriyor. A la Carte menülerinin yanı sıra günlük menüyle çıkan Roma mutfağı klasiklerini deneyebilirsiniz. Aynı zamanda İtalya’nın her bölgesinden geniş bir şarap menüsü de sunuyor. Roma mutfağının ünlü klasiği Cacio e Pepe’nin de orijinal tarifini burada bulabilirsiniz. Taze makarna, pecorino, parmesan ve karabiberin mükemmel uyumu Roma’yı tekrar tekrar ziyaret etmeniz için bile yeter.
Cecconi’s Teresa

Bir Soho House Grup klasiği Cecconi’s, mutfağının anavatanında, Soho House Roma’da da açıldı. Otelin onuncu katındaki terasta hizmet veren restoran, San Lorenzo’nun unutulmaz tabaklarını tadarken Roma’yı ayaklarınızın altına seriyor. Limon ve zeytin ağaçlarının gölgesindeki eklektik dekorasyonuyla misafirlerini İtalya kıyılarına kadar götürüyor. Açıldığından beri de hem lokal hem de yabancı genç, yaratıcı ve dinamik bir kitleyi kendine çekiyor. Aperitif eşliğinde paylaşabileceğiniz cicchettilerden, taze, el yapımı makarnalara Roma’yı izlerken birçok İtalyan lezzetinin keyfini çıkarabilirsiniz.
Ristorante La Matriciana

Crisciotti ailesine ait bu restoran ününü 150 yıllık geçmişinden alıyor. İtalya’nın Amatrice bölgesinden göçen bir kadın, 1870’de bölgeye özel tariflerle hazırladığı spagetti tabaklarıyla Roma’da kısa sürede adını duyurmayı başardı. Şimdilerde ise Somalier Fabio ve Mauro kardeşler mirası devraldılar. Ailelerinden aldıkları geleneksel tarifleri ve işletme tecrübelerini devam ettiriyorlar. Yıllar içinde birçok ödül kazanmış ve birçok şehir rehberine çıkmış La Matriciana, geleneksel dekorasyonuyla gelenlere gerçek bir “trattoria” deneyimi yaşatıyor.
Trattoria al Moro

Trevi Fountain (Aşk Çeşmesi) etrafında acıktıysanız ve bir molaya ihtiyacınız varsa, dilim pizzacilar ve bir çok Trattoria arasında kararsız kalabilirsiniz. Trattoria al Moro ise burada imdadınıza yetişiyor. Kendi yaptıkları peynir ve şarküteri ürünleri, otantik Roma mutfağı tarifleri ve geniş tatlı yelpazesiyle bu restoran turistik bir bölgede lokal bir tat arayanlar için ideal. Ayrıca şehrin güzelliğini içinizde çekebilmeniz için dışarıdaki masalarında da oturabilirsiniz. Restoranın spesiyali Spaghetti al Moro’yu denemelisiniz. Taze yapılmış çilekli tart ve taze esperesso ise gününüze enerjiyle devam etmenin en leziz yolu.
Nino

80 yıl önce Toskana’dan Roma’ya göç eden Gioacchino Guarnacci, mutfağını da beraberinde getiriyor. Kısa sürede popüleritesine kavuşan Nino, Roma’da geleneksel Toskana mutfağının en iyi temsilcisi. Açıldığından beri birçok sanatçıya, ünlüye ve bir çok önemli kişiye hizmet vermektedir. Ambiyansı, dekorasyonu ve tarifleri ise yıllardır değişmeden kalitesini koruyor. Büyük bir tutkuyla sunulan yemekler, İtalyan mutfağına bir sanat gibi yaklaşan bu restoranın nasıl yıllardır popülaritesini koruduğunu gösteriyor. Cannelloni al Nino, bistecca di costa all’Arrabbiata ve beyaz trüflü ravioli denemeye değer.
{775266}
Pierluigi

Roma’nın ortasında, Piazza de’ Ricci’de yer alan Pierluigi, 1938’den beri lüks bir “trattoria” olarak hizmet veriyor. Hem lokallerin hem de uluslararası kalabalığın ilgi odağı olan bu restoran, Mark Zuckerberg’in balayından Selena Gomez’in 27 yaş kutlamasına birçok magazin olayına da sahne oldu. Otantik Roma mutfağını gastronomik bir deneyime çeviren Şef David Cianetti tarafından taze malzemelerle hazırlanmış tabakları al-fresco (açık hava) bir öğle yemeğinde tadabilirsiniz. Empresyonist bir kanvas gibi sunulan yemeklerin yanına ödüllü geniş şarap listesinden bir İtalyan şarabıyla eşlik edebilirsiniz. Amerikan tarzı kokteyl barı ise Roma’daki ilklerden. Deniz ürünleri, balık ve et menüyü doldururken taze sebzeler de eşlik ediyor. Rönesans dönemini yansıtan arka plana kurulmuş bu restoran tarihte yolculuk etmenizi ve kendinizi özel hissetmenizi sağlayacak.
Per Me

Roma mutfağının ünlü şefi Giulio Terrinoni’nin mükemmel ürünü bulup onu gastronomik bir maceraya dönüştürme mottosuyla kurduğu Per Me, şehrin popüler durakları arasında. Özellikle deniz ürünleriyle öne çıkan restoran, misafirlerine vejeteryan opsiyonlu tadım menüsü de sunuyor. Her tabakta ise özenle seçilmiş, lokal olarak tedarik edilmiş, taze ve yüksek kalitedeki malzemeler bir harmoni yakalarken tek tek de güçlü ve baskın tatları ayırt edilebiliyor. Beyaz duvarlar ve büyük koyu maun masalarla sade ve şık bir atmosfer yakalayan mekânda her masaya konan tekli çiçeklerle minimalist bir havaya bürünüyor.
Rena Travel Ortağı Elif Naz Özlen Roma’ya geleceklere şu notları öneriyor:

Roma’nın yeri bende her zaman ayrı. İtalya’yı herkes gibi ben de seviyorum ama Roma, başka bir yerde. Burası, benim ikinci evim. Son yıllarda şehir her köşesiyle turist akınına uğramış olsa da, hâlâ yerel halkın keyifle gittiği, biraz daha sakin ve özgün mekanlar var. Hem tarih kokan sokaklarda hem de biraz daha dışında, keşfedilmeyi bekleyen köşeler…
Sicilia in Bocca: Prati semtinde, otantik bir Sicilya deneyimi arayanlar için ideal bir durak. Restoran, Sicilya’nın zengin kültürünü yansıtan geleneksel detaylarla özenle dekore edilmiş. Taze deniz ürünleri ve Sicilya’ya özgü yemeklerle ünlü olan restoran, yalnızca yemekleriyle değil, her köşesi estetik açıdan oldukça cazip olan dekorasyonuyla da fotoğraf meraklılarının ilgisini çekecek.
Il Chianti Vineria: Roma’nın kalabalık caddelerinde gezinirken, Trevi Çeşmesi’nin hemen yakınlarında, turist akışının yoğun olduğu bir alanda sizi Il Chianti Vineria bekliyor. Kalabalığa rağmen kalitesini koruyan bir restoran. Taze makarnaları ve klasik İtalyan mutfağıyla ünlü. Özellikle trüflü makarna ve carpaccio burada denemenizi tavsiye ettiğim lezzetlerden… Sıcak atmosferi ve leziz yemekleriyle kutlamalar için de harika bir tercih.

Pizzeria da Baffetto: Roma’da klasikleşmiş pizzacılardan biri ve hala en lezzetlilerden. Piazza Navona’ya yakın konumlanan bu mütevazı mekan, ince hamurlu, odun fırınında pişen geleneksel Roma pizzalarıyla ünlü. Rezervasyon almıyor, bu yüzden önündeki uzun kuyruklara hazırlıklı olun. Ancak beklemeye kesinlikle değer! Yıllardır değişmeyen kalitesi ve samimi atmosferiyle, hâlâ Roma sokaklarının en ikonik lezzet duraklarından biri.
Spaghetteria L’Archetto: Trevi Çeşmesi’ne yakın dar bir sokakta, hem makarna hem de pizza sevenleri mutlu eden samimi bir adres. Bir zamanlar sayısız sos seçeneğiyle ünlü olan menü, artık biraz daha sadeleşmiş olsa da hâlâ lezzet garantili. İncecik hamurlu pizzaları özellikle geç saatlerde tiyatro çıkışı uğrayan İtalyanların favorisi.
Trattoria Da Gino al Parlamento: Parlamento Binası’nın hemen arkasında, klasik Roma mutfağının en iyi örneklerini sunan gizli bir hazine. Yıllardır değişmeyen samimi atmosferiyle, politikacılardan yerlilere kadar herkesin uğrak noktası. Cacio e pepe, amatriciana gibi geleneksel lezzetleriyle ünlü. Küçük bir yer olduğu için mutlaka gitmeden rezervasyon yapın!
Il Corallo: Piazza Navona’ya oldukça yakın bir konumda yer alıyor. Tarihi sokakların arasında, sıcak ve samimi bir atmosfere sahip olan bu trattoria, özellikle deniz ürünlü makarnaları ve odun fırınında pişirilen pizzalarıyla biliniyor. Eğer klasik ama salaş bir İtalyan yemeği deneyimi arıyorsanız, Il Corallo iyi bir seçenek!

Il Giardino Romano: Yahudi Mahallesi’nde yer alan bu restoran, özellikle carciofi alla giudia (Yahudi usulü kızarmış enginar) ve carciofi alla romana (Roma usulü enginar) gibi lezzetleriyle ünlü. Eğer Roma’da enginarın en lezzetli halleriyle tanışmak isterseniz, burayı kaçırmayın. Ayrıca, mevsimine denk gelirseniz, tartufo (trüflü) dondurmasını da denemenizi tavsiye ederim; oldukça lezzetli ve farklı bir tat.
Trattoria Da Teo: Trastevere semtinde bulunan bu geleneksel trattoria, amatriciana ve carbonara gibi Roma mutfağının klasiklerinden vazgeçemeyenler için harika bir seçenek. Ferzan Özpetek’in de favorilerinden olan bu mekan, samimi bir atmosfer ve otantik Roma lezzetleri için ideal bir seçenek.
Il Sorpasso: Prati bölgesinde, modern İtalyan mutfağını rahat bir atmosferde deneyimleyebileceğiniz bir mekân. Yaratıcı menüsünde taze makarnalar, şaraplar ve özenle hazırlanmış yemekler bulunuyor. Ayrıca kokteyl severler için klasik kokteyller de oldukça başarılı. Hem lezzet hem de ambiyans açısından mükemmel bir durak.
Santo Palato: San Giovanni semtinde, modern bir dokunuşla sunulan geleneksel Roma yemekleriyle dikkat çeken bir trattoria. Samimi atmosferi ve yaratıcı mutfağıyla, Roma’nın gastronomik sahnesine taze bir bakış açısı getiriyor.

Locanda Meloni Ritrovo di Quartiere: Prati semtinde, otantik Roma yemeklerini samimi bir ortamda deneyimleyeceğiniz bir restoran. Burada, taze makarnalar ve günlük hazırlanan lezzetler menüyü oluşturuyor. Özellikle cacio e pepe ve amatriciana gibi klasik tatları denemek için harika bir yer. Sade ama leziz atmosferiyle, yerel halkın sıkça tercih ettiği bu mekân, akşam yemeği için oldukça keyifli bir durak.
Il Maritozzo Rosso: Roma’da tatlıdan tuzluya evrilen bir lezzet deneyimi sunuyor. Maritozzo, klasik tatlı dolgulardan vazgeçip, amatriciana, baccalà mantecato gibi özgün seçeneklerle servis ediliyor. Kaliteli malzemeler ve mevsimsel tatlar, her lokmada farklı bir deneyim yaşatıyor. Rahat ortamı ve yaratıcı menüsüyle Roma’da yenilik arayanların uğraması gereken bir nokta.
Antica Pesa: Trastevere’de bulunan bu tarihi restoran, Roma mutfağının en geleneksel tatlarını modern bir dokunuşla sunuyor. 1922’den beri hizmet veren mekân, şık atmosferi ve özenle hazırlanmış menüsüyle öne çıkıyor. Taze malzemelerle hazırlanan klasik yemekler ve şarap listesi, Roma’nın yemek kültürüne olan bağlılıklarını gösteriyor. Eğer Roma’da geleneksel İtalyan yemeklerini keşfetmek isterseniz, Antica Pesa tam aradığınız yer.
Spirito di Vino: Trastevere semtinde, şarap odaklı bir mekan. Zengin ve özenle seçilmiş şarap koleksiyonu ile yerel ve uluslararası pek çok lezzeti keşfedebilirsiniz. Şarap eşliğinde keyifli bir akşam geçirmek isteyenler için ideal bir mekân.
Trattoria Perilli: Testaccio semtinde, yıllardır şehrin gastronomik sahnesinde kendine sağlam bir yer edinmiş, samimi atmosferi ve kaliteli yemekleriyle geleneksel Roma mutfağını tatmak isteyenler için mükemmel bir seçenek. Yerel halkın da favori mekanlarından biri olan Trattoria Perilli’de, cacio e pepe, amatriciana ve carbonara gibi Roma’nın ünlü klasik lezzetlerinin tadına bakabilirsiniz.

CasaLoca Roma: Ponte Milvio bölgesinde bulunan, dekorasyonu ile Tulum atmosferini yaşatan harika bir mekan. İtalyan mutfağından sıkılıp farklı tatlar arayanlar için ideal bir seçenek. İspanyol mutfağının geleneksel tatları ve modern dokunuşlarıyla tadı damağınızda kalacak bir deneyim. Ayrıca sangriasını da kesinlikle tavsiye ederim.
L’acciuga: Prati bölgesinde yer alan ve deniz ürünleriyle ünlü bir restoran. Sürdürülebilirlik, mevsimsellik ve tazelik ilkesine odaklanarak sade ama sofistike bir menüye sahip. Basit ve doğal malzemelerle yapılan yemekler, Roma’da deniz ürünleri arayanlar için harika bir seçenek.
Zia Restaurant: Trastevere’nin daha sakin köşelerinde yer alan, Michelin yıldızlı özel bir mekân. Genç şef Antonio Ziantoni’nin elinden çıkan yemekler, klasik İtalyan mutfağını modern dokunuşlarla harmanlıyor. Eğer Roma’da sıradışı ve özgün bir yemek deneyimi arıyorsanız, Zia tam aradığınız yer.
Caffè Sant’Eustachio: Roma’nın tarihi sokaklarında kaybolurken, Pantheon’a yakın Caffè Sant’Eustachio’yu keşfetmek, şehrin kahve kültürünü deneyimlemenin en iyi yollarından biri. 1938’den beri ayakta olan bu ikonik kafe, meşhur kahve karışımı ve geleneksel yöntemleriyle dikkat çekiyor. Burada içtiğiniz kahve, zengin aromasıyla hafızanızda uzun süre yer edecek.

Antico Forno Roscioli: Roma’da lezzetli bir mola vermek isterseniz, Roscioli tam aradığınız yer! Şehirdeki en popüler mekanlardan biri olan Roscioli, taze fırınlanmış pizzalar, enfes paninolar ve nefis tiramisularıyla ünlü. Dilim pizza seçenekleriyle de mükemmel bir atıştırmalık deneyimi sunuyor.
Caffè Greco: Monti bölgesinde bulunan tarihi ve ikonik bir kafe. 1760 yılında açılan bu mekan hem Roma halkı hem de turistler için kültürel bir buluşma noktası. Klasik İtalyan kahvelerinin yanı sıra zengin bir tatlı menüsüne de sahip. Yüzyıllardır birçok sanatçıyı ağırlayan Caffè Greco, Roma’nın tarih kokan atmosferini yaşamak isteyenler için harika bir durak.
Danny’s Bar: San Giovanni bölgesinde keşfedilmeye değer bir mekan. Gün boyunca açık olan Danny’s Bar, akşam saatlerinde samimi bir atmosfer yaratıyor. Eğer Roma’nın turistik alanlarından uzaklaşmak ve biraz farklı bir deneyim yaşamak isterseniz, Danny’s Bar kesinlikle uğramaya değer bir mekan. İster kahveyle başlayın, ister bir kokteyl ile günün yorgunluğunu atın, burası gerçekten rahatlatıcı bir yer.

Mr. 100 Tiramisù: Roma’nın popülerleşmiş fakat hala farklı ve keşfedilmeyi bekleyen tatlarından biri arayışındaysanız, Mr. 100 Tiramisù tam size göre! Geleneksel tiramisunun ötesine geçerek, farklı tatlar ve yaratıcı dokunuşlarıyla her bir dilimi ayrı lezzetli. Hem klasik hem de yenilikçi tarifleriyle, Roma’da mutlaka uğramanız gereken bir mekan!
Gelateria alla Romana: Roma’nın en popüler dondurmacılarından biri olan Gelateria alla Romana, dondurma severlerin mutlaka deneyimlemesi gereken bir mekan. Çikolata, fıstık, limon gibi klasik tatlar kadar, yaratıcı kombinasyonlarla hazırlanan dondurmalar da oldukça dikkat çekici ve lezzetli.
Biscottificio Artigiano Innocenti: Trastevere’nin sokaklarında gizli kalmış bir hazine. Aile geleneğiyle şekillenen bu bisküvi atölyesi, Roma’nın eski tariflerini günümüze taşıyor. Stefania’nın liderliğinde, zeytinyağlı bisküviler ve çeşitli tatlarla dolu bir lezzet yolculuğuna çıkabilirsiniz. Eğer Trastevere’de dolaşıyor ve geleneksel bir tatlı molası arıyorsanız, bu sıcak ve samimi yere uğramadan geçmeyin!
Dante’s Bar: Via del Corso caddesinde yer alan bu mekan, sabah saatlerinde işe gidenlerin kahve ve cornetto (kruvasan) için tercih ettiği popüler bir durak. Ancak dikkat, 09:00’dan sonra kruvasanlardan pek bir şey kalmıyor, o yüzden erken gitmekte fayda var. Giderseniz, benim yerime de kremalı cornetto yiyin!
La Gatta Mangiona
en iyi gurme pizza

Kendini “pizza mühendisi” olarak tanımlayan Giancarlo Casa’nın eşi ve lise arkadaşıyla kurduğu La Gatta Mangiona, Roma’da yüksek kalitede pizza arayanların adresi. Farkı ise birçok mekânın aksine ucuz malzemelerle değil birinci kalite ürünlerle pizza yapmak. “Gurme pizza” yaptıklarını söyleyen Casa’nın hamurda kullandığı ve sırrını vermediği “özel” un ve uzun fermantasyon süresi oldukça çıtır ve hafif pizza tabanının sırrı. Ortam ise aklınızdaki İtalyan pizzacısı gibi; gürültülü, kalabalık ve neşeli.
La Pergola
en iyi manzara

Roma’nın ilk ve tek üç Michelin yıldızlı restoranı La Pergola, Heinz Back’in şefliğinde hizmet veriyor. A la Carte menüsünün yanı sıra şefin misafirleri gastronomik bir yolculuğa çıkardığı 10 tabaklık tadım menüsü tavsiye ediliyor. İtalyan mutfağını merkeze alan menüde dünya mutfağından birçok element bulmak mümkün. Restoranın ödüllü somalieri ise geniş şarap menüsünde size yardımcı olacaktır. Bir de bu ziyafete eşlik edecek manzarası ile mekân ruhunuzu da doyuruyor. Rome Cavalieri Waldorf’un tepesinde, Roma ve Vatikan’a açılan camları ile mekân şehri içinize çekmenizi sağlıyor.
Pro Loco Pinciano
Roma stilinin, şıklığının en iyi örneklerinden Pro Loco Pinciano. Tuğla ve taş duvarlarının verdiği sıcaklık ile misafirlerini bir arkadaşın evinde gibi hissettiriyor. İçeri girdiğinizde sizi karşılayan şarküteri kısmında ise İtalya’nın her bölgesinde, üreticelerden toplanmış birinci kalite peynir çeşitleri, et ürünleri ve lokal reçeller bulabilirsiniz. Hatta vakumlatıp yanınızda götürmeniz için de uygun. Restoranda ise bu kalitedeki ürünler ile hazırlanmış tabaklar tabii ki fark yaratıyor. Çıtır pizzaları, taze raviolisi ve şarküteri et tabağının tadını çıkarırken sohbet ve şarapla dolu bir gece müşterileri bekliyor. Eğer bir Martini severseniz içinde Prosciutto ile servis edilen Dry Martini’sini mutlaka deneyin.
Roscioli

Modern İtalyan yemeğinin vazgeçilmez adresi Roscioli, bir gurme marketin içinde yer alıyor. Bu tarihi restoran lezzetini takip ettiği geleneksel tariflerin yanı sıra marketten sağladığı taze ve yüksek kalitedeki malzemelere borçlu. Menüsü tazeleyici ve etkileyici. Duvarlarında da üç binden fazla İtalyan şarabı saklıyorlar. Sadece bir peynir tabağı ve ona uygun bir şişe şarapla bile keyifli saatler geçirebilirsiniz. Eğer bir mozarella aşığıysanız, buffalo mozerella tadım menüsü aklınızı başınızdan alacaktır. Perşembe gününe özel çıkan taze gnocchi de başka bir yerde bulamayacağınız bir tat.
Spazio Niko Romito

Michelin yıldızlı şef Niko Ramito’nun açtığı bu restoranın üç temel mottosu var; araştırmak, yüksek kalite ve yaratıcı olmak. Gastronomik bir labirent olarak tasarlanan mekâna ilk girdiğinizde sizi rüstik bir kafe karşılıyor. Barı ve çay odasını geçtikten sonra arkada ise cam, modern bir seranın içinde fine dininin restoran kısmı bulunuyor. Her yeri saran yeşillikler, koyu renkte, minimalist tahta masa ve sandalyeler bolca ışık alan camekân ile birleşince kucaklayıcı bir atmosfer içinde modern şık bir dekorasyon yaratıyor. Müşterilere ise modern İtalyan mutfağının basit ama sofistike örnekleri sunuluyor. Lokal üreticileren tedarik edilen kaliteli ve taze malzemelerle şehrin tadını tabaklara taşıyan şef, ilhamını şehirden alıyor.
{775230}
Antico Arco
en iyi otantik Roma mutfağı

Roma’nın en popüler restoranlarından Antico Arco, gerçek Roma klasiklerini orijinal tarifleriyle sunan az sayıda mekândan biri. Beyaz örtülü masaları, takım elbiseli garsonlarıyla Roma şıklığının da temsilcisi. Amaçları ise hem çalışanları hem de misafirleri için mutlu bir ortam yaratmak. Özenle seçtikleri organik malzemeleri tedarik ederken yeşil bir tedarik zinciri izlediklerine de dikkat ediyorlar. Yedi parçalık tadım menüsü ve a la carte opsiyonuyla hizmet veren restoranın trüflü karbonarası, cacık soslu somon fümesi ve çikolatalı suflesi en popüler yemeklerinden.
Retrobottega

Roma’nın “it” mekânlarından biri de Retrobottega. Piazza Navona ve Pantheon arasında sıkışmış bu cevher şef Guiseppe Lo Iudice ve Alessandra Miocchi’nin ürünü. Amaçları ise mutfağın sınırlarını zorlamak. Kendilerinin özenle, üreticiden seçtikleri ürünleri, mutfakta ön plana koyarak çıkardıkları tabaklar ise oldukça şairane. Tadım menüleri de alışılagelmişin dışında. Havyar ile başlayan yolculuk, ragu lazanya ile devam ediyor ve vişneli cheesecake ile sonlanıyor.
Enoteca La Torre a Villa Laetitia
en ilginç mekan

Villa Laetitia’nın içinde yer alan bu şık restoran, Roma’nın en genç Michelin yıldızlı şefi Domenico Stile tarafından yönetiliyor. Kendi toprakları Napoli’den öğrendikleri ve yıllarca birlikte çalıştığı uluslararası şeflerin tekniklerini harmanlayarak deniz ürünleri temelli bir menü oluşturuyor. Detaylar, profesyonellik ve yüksek mutfak bilgisi Eroteca La Torre’nin sırrı. Mekân ise tabaklar kadar büyüleyici. Anna Fendi Venturini’nin yaşadığı ve Giulio Cesare Delettrez Fendi tarafından dekore edilen bu villa, erken 20. yüzyılın en iyi örneklerinden. Rönesans ve Barok dönemini yansıtan binada yerlere kadar uzanan Art Deco pencerelerle çevrili salonda yemek deneyiminiz bir başka olacak.
Reserva Restaurante y Cocteles

Brezilyalı şef Paulo Aires, Güney Amerikalı ekibiyle Roma’ya Latin mutfağını getiriyor. Trattoria’lardan, makarna ve pizzalardan mola istediğinizde Reserva adresiniz. Egzotik öğelerle birleştirilmiş şık ve havalı dekorasyonuyla dikkat çeken mekân yüksek tavanlarıyla müşterilerine eğlenceli, ferah ve kucaklayıcı bir ortam sunuyor. Kokteyl menüsü ise kesinlikle denemeye değer. Pisco Sour ise favorimiz.
Circolo Vittorio

Tahta masalar, deri büyük koltuklar, tavandan sarkan yeşillikler, doğayı yansıtan duvar kağıtları ve odayı domine eden büyük deri kaplı bar Cicolo Vittorio’nun eklektik tarzını oluşturuyor. Renkli etnik marketler, Çin dükkânları ve sokak yemeği standları arasında yer alan restoran, Fas esintili dekorasyonu ve İtalyan temelli tabakları ve tazeleyici kokteyl menüsüyle genç kitleleri kendine çekiyor.
180 Grammi Pizzeria Romana
en iyi otantik Roma usulü pizza

Otantik Roma pizzası nasıl olur derseniz; ekstra ince ve çıtır. Roma’daki en iyi pizzacıyı aradığınızda da her yerde karşınıza çıkan 180 Grammi, popülerliğinin sebebini lezzetiyle ispatlıyor. Elle açılan hamurları da farkları. Ayrıca pie’ları ve lazanya soslu canneloni’leri da oldukça tercih ediliyor.
{774932}
Barred

Tiziano ve Mirko Pacuci kardeşlerin yemek ve şarap aşkıyla kurdukları Barred, müşterilerine üç şey vaad ediyor: Gerçek yemek, natural şarap ve yabani bira. Yaratıcı, hafif ve doyurucu yemekleri, alternartif müzik listeleri ve Hipster tarzıyla Roma’nın genç yüzünü yansıtıyor.
Imago
en romantik akşam yemeği

Hotel Hassler’in üst katında panaromik manzarasıyla Imago, modernleştirilmiş İtalyan mutfağının en ünlü temsilcilerinden. Mermer zemin, ince ahşap masalar, sarı ışıklar ve aynalarla dekore edilmiş mekan arka planda çalan sakin müziği ve canlı bir tabloyu andıran manzarasıyla misafirlerine romantik bir ortam sunuyor. İspanyol Merdivenleri’nden Pantheon’a kadar birçok tarihi yapıyı ayaklarınız altına seriliyor. Yıllardır Grace Kelly’den Leonardo diCaprio’ya birçok önemli ismi ağırlamış bu mekân şimdilerde de Şef Andrea Antonini’nin hazırladığı tabaklar ise bu deneyimi tamamlıyor. Restorandan hem ruhunuz hem de mideniz doymuş olarak ayrılacaksınız.
Marco Martini

Marco Martini, gurme mutfağın süperstarı olarak geçiyor websitelerinde. Üç kere Michelin yıldızı kazanmış şef, çalışmaları ve eğitimi sonrasında Roma mutfağının güçlü tatlarını dünya mutfağıyla buluşturuyor. Yazın açık alanı da olan mekân kış bahçesiyle de keyifli bir oturma alanı sağlıyor. Öğle saatlerinde başlayan servis geceye kadar devam ediyor. Şık ve rahat dekorasyonuyla fark etmeden saatler geçirebilirsiniz. Ayrıca başarılı miksolojistlerinin hazırladığı kokteylleri de denemeden kalkmayın.
Roma’nın En İyi Kahvaltı ve Brunch Mekanları
Coromandel

İtalyan kahvaltısından farklı bir alternatif arıyorsanız, rotanızı büyük Amerikan tarzı kahvaltı ve brunch tabaklarıyla Coromandel’e çevirin. Sadık müşteri kitlesiyle restoran, farklı şeyler arayan çoğunluğu genç Romalılar arasında da popülaritesini koruyor. Egg benedict, waffle, bagel ve günlük çıkan ev kekleriyle Coromandel uzun kahvaltıların, arkadaş toplantılarının ve bol kahkahalı sohbetlerin evi haline geldi.
{773771}
Porto Fluviale

Romalı gençlerin favorisi Porto Fluviale, geç kahvaltı/ erken öğle yemeğiniz için ideal bir adres. Sokağa yayılmış masalarıyla şehrin günlük rutinini izlerken keyifle kahvenizi içebilirsiniz. Gün boyu devam eden menüsünde ise herkese uygun doyurucu tabaklar yer alıyor. Pizzaları ve Venedik usulü cichettileri de deneyebilirsiniz.
Marigold

Roma’nın ortasında bir İskandinav durak; Marigold. Mottoları “hygge”; Danimarkaca mutluluk, huzur ve sıcaklık anlamına gelen bu kelime restoranın dekorasyonundan sunduğu ürünlere kadar her noktada merkezde bulunuyor. Yabani bahar çiçekleriyle süslenmiş basit, sade masalar tasarımın temelini oluştururken el yapımı seramik ürünler ortamı daha da kucaklayan bir eve çeviriyor. Lokal ve eko-bilinçli üreticilerden tedarik ediler ürünlerle hazırlanan tabaklar, haftalık olarak mevsime bağlı değişimler gösteriyor. Sebze temelli hafif tabakları diğer öğünler için de sağlıklı bir alternatif. Tarçınlı bun ve meyveli brioche, yine iddialı oldukları sabah kahvenizin yanına ideal eşlikçi olacak.
Roma’nın En İyi Barları
Salotto 42
Belki de Roma’nın en ünlü barlarından biri Salotto 42. 2004 yılında tarihi dokusunu hala koruyan Piazza di Pietra’da, Hadrian Tapınağı’nın kolonları karşısında geniş bir şarap menüsü ve kokteyl seçenekleri sunan Salotto 42, popülerliğini hem bir Rönesans setinde gibi hissettiren ambiyansından, hem güleryüzlü ve profesyonel çalışma takımından hem de başarılı miksolojistlerinden kazanıyor. Ayrıca kokteyl ve ya şarabınıza eşlik edecek paylaşımlık tabakları da sizi lezzetiyle şaşırtacak.
Charade at Hotel de Ricci

Roma’nın bir sırrı da Charade. Hotel de Ricci’nin misafiriyseniz ve ya bu barın üyesi değişeniz mavi, kalın kadife perdelerden içeriye giremiyorsunuz. Ama eğer diğer tarafa geçebilirseniz oldukça büyüleyici bir ortam sizi bekliyor. Klasik şık dekorasyonu, altın detaylarıyla zenginleştiriliyor. Ünlü illustrator Andrea Ferolla’nın çizimleriyle süslenmiş duvarlarıyla 1940’ların Roma’sına, “La Dolce Vita” hayat stiline açılan bir kapı.
Jerry Thomas Project

Çılgın partileriyle meşhur 1920’lerden esinlenen gizli bir bar Jerry Thomas Project. Amaçları ise eski usulde kokteyl yapımını yeniden canlandırmak. Uzun araştırmalar ve eğitimler sonucu hazırlanan, farklı bir çok tekniğe ve malzemeye yer veren menüsüyle Dünya’nın En İyi 50 Barı listesinde ve İtalya’nın bar endüstrisinin göz bebeği.
{775034}
Sacripante Gallery

Sacripante Sanat Galerisi’nin içerisinde yer alan bar, sanat, moda, tasarım ve miksolojiyi bir araya getiriyor. Gri taş duvarlar arasında, sergilenen tabloların arasında, sürrealist ve pop art öğelerle çevrilmiş barda geleneksel yöntemlerle hazırlanmış klasik kokteyllerin tadını çıkarabilirsiniz.
The Stravinskij Bar

Roma’nın ünlü oteli Hotel de Russie’nin barı The Stravinskij, şehrin buluşma noktası. Otelin botanik bahçesinde, büyük ağaçların gölgesinde, çeşmelerden akan suların sesiyle dinleneceğiniz bu barda İtalyan aperativlerinin tadını çıkarabilirsiniz. Aydınlık, geniş ve huzurlu bu iç bahçede akşam üstü saatlerinin tadı bir başka. İmzaları ise Stravinskij Spritz ve kendi bahçelerindeki özel otlarla yaptıkları vermoutları.
En İyi Gelato: Ciampigni

İtalya’ya gelmişken gelato yemeden dönmek istemeyiz. Şehirdeki turistleri çekecek şekilde konumlanmış, renkleriyle dikkatleri toplayan bir çok seçenek arasında iyisini seçmek ise ancak yerellerin tavsiyesiyle mümkün. Ciampigni ise bir çok Romalı’nın ortak tercihi. İspanyol Merdivenleri’nden Pantheon’a yürürken listenize eklemeyi unutmayın.
Roma’nın En İyi Kahvecisi: Sant’Eustachio İl Caffè

Güne bir İtalyan gibi başlamak istiyorsanız otantik bir espresso barda kahve ve kruvasanınızı ısmarlamalısınız. Bunun için doğru adresi arıyorsanız Sant’Eustachio, 1938’den beri kendini sürekli yenileyen tarzıyla hem lokallerin hem turistlerin favorisi. “İl miglior caffè del mundo” yani dünyadaki en iyi kahve olduklarını söyleyecek kadar iddialılar. Sırları ise odun ateşiyle çalışan kahve makineleri. Ayrıca Güney Amerika’dan gelen özenle seçilmiş çekirdekler de kalitelerini sağlıyor.
Roma’nın En İyi Çikolatacısı: Said

1923’ten beri gurme çikolatalarıyla gelenlerin hep yüzünü güldüren Said, Roma’dan sonra popülerliğini Londra’ya ve Dubai’ye de taşıdı. Koyu kıvamlı sıcak çikolataları, erimiş çikolata ile süslenen kahveleri, çikolata temelli pastaları, kekleriyle masanızı donatmanızı tavsiye ederim.