Dünyanın En Pahalı Otomobili Bir Kez Daha Rolls-Royce Oldu
Yazı Boyutu:
Rolls-Royce, 28 milyon dolarlık Boat Tail ile sahip olduğu “Dünyanın En Pahalı Arabası” unvanını, Ağustos 2023’de tanıttığı 31.2 milyon dolarlık La Rose Noire Droptail ile bir kez daha kendi bünyesinde tutmaya devam ediyor.
Lüksün sınırı yok denildiğinde bu günleri de göreceğimizi biliyorduk. “Dünyanın En Pahalı Otomobili” unvanı bir kez daha Rolls-Royce’un! Monterey Car Week’te ilk olarak kamuoyuyla buluşan Rolls-Royce La Rose Noire Droptail, 31.2 milyon dolarlık fiyatıyla 0 km olarak fiyatı açıklanan dünyanın en pahalı otomobili yarışında en tepeye yerleşti. Rolls-Royce daha önce 2017’de 12.8 milyon dolarlık Swep Tail ve 2021’de tanıtılan 28 milyon dolarlık Boat Tail ile bu rekorları elinde tutuyordu. Boat Tail’den önce Bugatti, 2019 yılında tanıttığı ve sadece 1 adet üretilen, 18,9 milyon dolarlık La Voiture Noire modeliyle bu sıralamanın zirvesinde 2 yıl kadar kalabilmişti.
Sadece 4 Adet Droptail Üretilecek!
31.2 milyon dolarlık Droptail serisinin ilkine La Rose Noire adı verildi. Toplamda 4 adet üretilecek bu serinin ilk örneğinde Rolls-Royce’un Coachbuild ismindeki özel üretim departmanının tüm hünerleri sergilendi. Sadece 2 kişilik oturma kapasitesiyle bir roadster olmasıyla La Rose Noire Droptail, Rolls-Royce tarihindeki ilk roadster model unvanını da elde ediyor!
Rolls-Royce La Rose Noire Droptail, çıkarılabilir sert bir tavan ile iki farklı karaktere sahip. Tavanı olmadan Droptail, ince farları ve stoplarına uygun bir silüette 2 kişilik açık üst bir roadster oluyor. Tavan yerine yerleştirildiğindeyse etkileyici bir coupe karşımıza çıkıyor. Tavanın altında, Rolls-Royce için bir ilk olan, otomobilin adını taşıyan metal bir levha yer alıyor.
‘Gerçek Aşk’ın Rengi Olarak Kırmızı!
La Rose Noire Droptail’in dış yüzeyleri, “Hydroshade” isimli özel bir kaplamayla parıldıyor. İki farklı renkteki “Duotone” genel tasarım, bu otomobile özel olarak geliştirildi. Romantik gül etkisine uygun olarak da etkileyici kırmızı rengin adı “True Love” yani “Gerçek Aşk” olarak açıklandı. 150’den fazla deneme ile geliştirilen bu benzersiz boya işlemi, tasarımı iç mekânda devam eden özel bileşenleriyle uyumlu hale getirildi. Rolls-Royce’un simge ön tasarımındaki ikonik “Pantheon” ızgarası da yeni bir formda, marka geleneklerine uygun olarak tüm dünyaya varlığını gösteriyor.
Baccara Gülünden Esinlenildi!
Muhteşem tasarımı bir yana La Rose Noire Droptail’in iç mekânında Rolls-Royce tarihinin en fazla özenilerek ortaya çıkarılmış tasarımı dikkat çekiyor. İç mekândaki siyah ve kırmızı renkli ahşap üçgenlerden oluşan dekorasyon, toplamda 1.603 parçadan oluşuyor. Ahşap işçiliğinin tamamlanması neredeyse 2 yıl sürmüş. Karanlık Baccara gülünün cazibesinden esinlenilerek tasarlanan otomobil, düşen gül yapraklarının soyut bir ifadesini yansıtıyor. Arka planda 1.070 mükemmel simetrik öğe yer alıyor, asimetrik olarak yerleştirilen 533 kırmızı parça ise gül yapraklarını temsil ediyor.
Kokpitte Audemars Piguet Saate Özel Alan
Adı açıklanmayan müşterilerin istekleri üzerine bu otomobilde özel olarak kokpitte bir de Audemars Piguet marka saat yer alıyor. Yerinden çıkarılarak kola takılabilen bu özel saat sabit bir kemerle yerine sabitleniyor. Bir butonla yerinden elektrikli bir mekanizmayla nazikçe çıkabilen saatten boşta kalan alan ise işlenmiş titanyum bir başlık ile kapatılarak kokpitin bütünlüğü tamamlıyor. Saatin elle işlenmiş gül oyması detayları ve beyaz-altın ham malzemesi, Audemars Piguet zanaatkârlarının özgün becerilerini yansıtan eşsiz bir eser olarak ayrı bir öneme sahip.
Her Yerde Gül Desenleri Var
Sınır konulmadan oluşturulan sipariş detayları kapsamında tasarımcılar, araca uygun özel bir şampanya kutusunu da araca eklediler. Kutu, aracın detaylarına uygun olarak tasarlandı ve gül deseni ile süslendi. Tarihindeki rekortmen otomobiller serisinde çıtayı bir kez daha yükselten Rolls-Royce, La Rose Noire Droptail ile cesur yenilikleri ve ilklerini geleneksel tutkusuyla birleştiriyor!
İkinci Tanıtılan Rengin Adı: Amethyst
Rolls-Royce Droptail serisinin ikinci örneği, Amethyst adını aldı. Bu adın verilmesinin ardındaki hikâye, aracı sipariş veren müşterinin oğlunun doğum taşı saflığına gönderme yapıyor olması. Berraklığın sembolü amethyst mücevheriyle, otomobilin her ayrıntısında keşfedilen temalara odaklanıyor. Ayrıca ismi açıklanmayan araç sahibinin evinin yakınında çölde açan kır çiçeğinin tonlarından esinlenildi. Globe Amaranth olarak adlandırılan çift tonlu dış cephe boyası, çiçek açma aşamalarını yakalıyor. Ana gövde rengi, narin gümüş alt tonuna sahip yumuşak mor renkle tasarlanırken, otomobilin üst kaportasında koyu mor kontrast boyası kullanılıyor. Üstünde kırmızı, mavi ve mor mika renklerinin karışımıyla elde edilmiş, ince metalik bir parlaklık yaratan leylak rengi pullar göze çarpıyor.
Arka güverte kaplaması, Rolls-Royce tarafından şimdiye kadar üretilen dünyanın en büyük ahşap yüzeyi olma özelliğini taşıyor. Çeşitli ortamlarda otomobilin kullanılabilirliğini sağlamak için iç ahşap parçaları da aynı titizlikle test edilip dayanıklılık standartlarına uygun olarak tasarlanıyor. Yapım aşamasından önce, 150’den fazla örnek, 8.000 saatin üzerinde değerlendirmeye tabi tutuluyor. Bu değerlendirmeler arasında simülasyonlar ve ışık dayanıklılığı testleri de bulunuyor. Ayrıca, sıcaklıkların +80°C ila -30°C arasında değiştiği dayanıklılık testleri gerçekleştiriliyor. Böylece, Amethyst Droptail için özel olarak geliştirilen güverte koruyucu kaplamalar, kendi patentini alıyor.
İç mekânı tamamlamak için müşteri zarif bir ekleme talep ediyor. Bunun üzerine otomobilin dekorasyonu için döner kadranlı değerli taşlar iç ve dış mekânlara dahil ediliyor. Otomobil sahibinin Rolls-Royce’un zanaatkârlarına en zorlu süslemeleri gerçekleştirme konusunda duyduğu güven Pantheon ızgara işleminde de açığa çıkıyor. Izgaraya daha önce bu ölçekte hiç denenmemiş, hem fırçalanmış hem de cilalı bir yüzey işlemi uygulanıyor. Otomobilin ön paneli, karmaşık bir el sargısı mekanizmaya sahip bir saatle dekore ediliyor. Müşterinin Vacheron Constantin’in lüks saat tasarımlarından ilham alan kaplama, özel bir tutucuya monte edilmiş ve istenirse otomobilden çıkarılabiliyor.
Saatin retrograde özelliği sayesinde, saat ve dakikaların anlık olarak geri döndüğü bir görsel ekranı var. Çift eksenli tourbillon işlevi, saat mekanizmasını daha hassas hale getirerek saat saptamasını düzeltiyor. İbrelerindeki cila ise yüzeyin parlak ve pürüzsüz olmasını sağlıyor. Saat, beyaz altın bir taban plakasına tutturulmuş el yapımı sunburst guilloché deseni ile kadrana ekstra bir dokunuş ekliyor.
{34552}