Elektrikli Otonom Araçların Hayatımızda Yaratacağı Değişiklikler
Yazı Boyutu:
Otomobilde büyük bir kabuk değişimi yaşanıyor. Elektrikli ve otonom araçların hayatımızı nasıl değiştirebileceğine yakından göz atın.
Elektrikli otomobiller hiç olmadığı kadar hızlı bir biçimde hayatlarımıza dahil olmaya başladılar. Benzer bir biçimde otonom, yani kendi kendine seyahat edebilen sürücüsüz otomobiller de elektrikli otomobiller ile paralel biçimde geliştirilmeye devam ediyor. Pek çok otomotiv üreticisi, birkaç ana başlıkta bu yeni alışkanlıkları derliyor. Şimdi gelin, elektrikli ve otonom araçların hayatımızı nasıl değiştirebileceğine bir bakalım.
1
Sürücüsüz Otomobiller
Bilim kurgu filmlerinden fırlamış gibi duran bu hayal artık gerçek oluyor. Teknik olarak otomobiller artık kendi kendilerine seyahat edebilecek kapasiteye sahipler. Radar, lidar ve gelişmiş tarama sistemli kameralar gibi donanımlar sayesinde otonom araçlar sürücüye ihtiyaç duyulmaksızın A noktasından B noktasına gidebiliyor. Hatta, diyelim ki otobanda giderken bir acil durum oldu ve ambulans için bir koridor açılması gerekti. İşte bu noktada araçlar birbiriyle internet üzerinden haberleşerek yolu ambulans için açabiliyorlar.
Yıllardır uçaklarda da kullanılan bu sisteme rağmen, pilotun olmadığı bir uçakta seyahat etmek, kulağa ne kadar güven verici geliyorsa, otomobiller için de benzer durumlar söz konusu. Sürücüsüz otomobillerin henüz yasal olarak hayatımıza girememesinin sebebi, yol ve çevre koşullarındaki teknik altyapının yeterince gelişmiş olmaması. Silinmiş yol çizgileri, düşmüş bir hız tabelası ya da algılanamayan bir yaya geçidi durumunda yaşanabilecek bir kazanın sorumlusu kim olacak? İşte bu noktada karar vericiler ve yerel otoritelerin otonom araçlara “yeşil ışık” yakmaları bekleniyor. Yoksa, otomobil üreticileri çoktan bu teknolojileri araçlarında sunmaya başladılar.
2
Direksiyon Simidine Elveda Diyoruz!
Otonom araçlar kendi kendine gidebiliyorsa, o zaman direksiyon, gaz ve fren pedalı gibi ekipmanlara da ihtiyaç kalmıyor. Geleceği yansıtan bazı konsept araçlarda katlanıp, ortadan kaybolan direksiyon simidi, gaz ve fren pedalları bir “ara geçişe” işaret etse de bir sonraki aşamada bu özellikleri de artık otomobillerimizde göremeyeceğiz. Hatta, otomobiller artık kalp ritmimiz ve nefes alışımız gibi datayı analiz ederek sürüşün nasıl olacağına yön verecek.
{35101}
3
Neden Elektrikli Otomobillere Geçiyoruz?
Elektrikli otomobillere hızlı dönüşüm sadece çevreye 0 emisyon ile mobilite sağlamalarından kaynaklanmıyor. Gelecekte otomobil sahipliği azalacak ve paylaşımlı mobiliteye geçeceğiz. Normal şartlarda kişisel otomobilimizi 24 saatimizin 2 ila 4 saati arasında kullanıyoruz. Geriye kalan zamanlarda aracımız sabit olarak bekliyor. Peki bu aralıkta neden aracımız boş kalsın ki? Başkaları da bizim aracımızı kullanabilir ve bu sayede daha az adette otomobille daha çok ulaşım imkânı sağlanabilir. Bu noktada elektrikli otomobiller kullanılmadıkları durumlarda şarj olarak kesintisiz bir mobilite çözümü oluyorlar.
4
Elektrikliler Daha Güçlü ve Tepkili
İçten yanmalı motorlu (Benzinli ve dizel) otomobillere nazaran daha az parça kullanılarak üretilebilen elektrikli otomobiller, kullanım ömürlerini tamamlamalarının ardından geri dönüşüm ya da atık yönetimi anlamında daha sürdürülebilir olarak kabul ediliyor. Öte yandan, alıştığımız türden, şanzıman (Vites), diferansiyel ve şaft gibi güç kayıpları yaratan ara elemanlara da ihtiyaç duymadıklarından dolayı bataryalarındaki elektriği, anlık olarak, müthiş, kesintisiz bir biçimde tekerleklere aktarabiliyorlar.
5
Sürüş Keyfinin Tanımı Değişiyor!
Günümüzde halen ‘sürüş keyfini’ yolculuk esnasında yaşadığımız heyecan ve adrenalin seviyesi ile tanımlıyoruz. Ancak bu durum herkes için geçerli değil. Özellikle de arka koltukta oturan yolcular ya da hız yapmayı sevemeyenler için…
Otonom araçlar ile birlikte artık yolculuk esnasında otomobilin bize verdiği ses, hız ve adrenalin yerine ne derece kaliteli zaman geçirdiğimiz; “sürüş zevki”nin tanımına evrilecek. Gelecekte, otomobilin içinde bir şeyler okumak, toplantılar yapmak, sohbet etmek, film izlemek, hatta uyumak gibi eylemleri ne derece fazla yaparsak, sürüş keyfimiz o derece yüksek olacak. Hatta, ambiyans aydınlatmaları, koku jeneratörleri, modunuza uygun müziklerin de desteğiyle, yolculuk esnasında meditasyon yapmanız bile olası!
{150920}