Zeynep Üner ile Şehir Hayatının Vazgeçilmezleri

Zeynep Üner ile sabah rutininden vazgeçilmez teknolojik uygulamalarına, otomobildeki tercihlerinden ilham aldığı başarı hikayelerine kadar birçok konuyu konuştuk.

İş dünyasında liderlik ve girişimcilik deneyimine sahip Zeynep Üner ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Üner’in sabah rutini, vazgeçilmez teknolojik uygulamaları, otomobildeki tercihleri gibi birçok konuyu konuştuğumuz röportajda, yenilikçi ve sürdürülebilir otomobil teknolojileri ile dünyaca tanınan otomobil markası Honda’nın HR-V e:HEV modelini de keşfettik.

Sabahları olmazsa olmaz rutininiz nedir?

Köpeklerinle vakit geçir, tenis oyna, kahveni kap işe git…

Sabahları güne hangi şarkı ile başlamayı seviyorsunuz?

Ruh halime göre çok değişir. Çekim günleri Harry Styles, Beyonce, Rihanna gibi… Keyfim yokken David Bowie, Nick Cave ve bilimum rock şarkılar; yılbaşı dönemi hep Queen; yazın Teoman’dan Lou Doillon’dan Roisin Murphy’e ya da chill out müziklere çok farklı janralarda ama daha flörtöz şarkılar… Evde uyanıp müzik açmam ama arabaya biner binmez ilk iş müzik açıyorum.

Ruhunuza ve bedeninize enerji katan, yapmayı ya da izlemeyi sevdiğiniz sporlar nelerdir?

Bir numarada tenis var. İzlemek ayrı, oynamak ayrı, kültürü ayrı; hayatın birebir aynası olduğunu düşünmem ayrı… Mesela bir dergicilik efsanesi Anna Wintour da tenis fanatiğidir ve bu hevesini dergiye çok farklı şekillerde yansıtmıştır. En son Met Gala’da onunla birlikte ev sahipliği yapan isimlerden biri Roger Federer. Yaratıcı işlerle ilgilenen insanların bu hobilerini işine yansıtmak, bu heveslerini yaymak gibi bir avantajı oluyor. Tenisten sonra motocross ve snowboard heveslerim geliyor. Onların da hem sportif kısmı hem felsefeleri benim için bir hayat biçimi. Egzersiz olarak gördüğüm konular değil.

Gün içindeki koşuşturmalarınızda size enerji ve güç veren şeyler nedir?

Sorumluluk sahibi olduğumu düşünüyorum. O güdüyle ve her ne ile ilgileniyorsam güzelini yapma gayesiyle çalışırım. İşimi iyi yapmak beni motive eder. Bir de bizim iş dev bir fabrikada çarklardan biri olmak gibi değil. Hayal gücünüzle yarattığınız, heveslenerek ürettiğiniz bir şeyleri insanlarla paylaşıyorsunuz. Birebir ortaya bir şey koyuyorsunuz, içinizdeki hevesleri ortaya çıkarıyorsunuz. Beğenilmeleriyle mutlu ve tatmin oluyorsunuz. Çocukların çalışıp çalışıp müsamereye çıkması gibi düşünün. Bana işte o çalışıp çalışıp ortaya bir iş çıkarma kısmı güç veriyor. Enerji doğuştan…

Saatler süren İstanbul trafiğinde, yolculuk boyunca arabada zamanınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Araba, samimiyetle söylüyorum benim için ikinci bir ev. Bazen online toplantıları arabayı sağa çekip yapmak işime geliyor. Sanki benim en özel, tek başıma olduğum tek alanım gibi. Bu duyguda olan insanlar arabasıyla uzun yol yapmayı, müzik dinlemeyi de çok sever genelde; ben de onlardan biriyim. Her uzun yolculuk kendi kendime konuşmam demek, içimde bazı sayfaları çevirmem demek. Yine bu bakış açısıyla ben arabasına isim koyan, onunla duygusal bağ kuranlardanım. Arabamda hep yedek kıyafetlerim, raketlerim, spor ayakkabılarım durur. Yani olduğum yerden bir kaçsam ihtiyacım olacak ilk şeyler…

Yoğunluğunuz arasında hayatınızı kolaylaştıran teknolojik uygulamalar neler?

Arabanın içinde çok vakit geçiren biri için bence en önemli özelliklerden biri iç konfor. Bu da benim için pratik olması ve Apple CarPlay özelliklerinin olması demek. Çekimler için çok fazla bilmediğim yere gidiyorum ve şehir içi-dışı çok yol kullanıyorum. Apple CarPlay çok önemli. Haritalar için, müzik için, çok sık iş konuşması yaptığım için.

Madem bu kadar kullanıyorsunuz bir otomobilde en hızlı alıştığınız ve artık olmazsa olmaz dediğiniz donanım hangisi?

Apple CarPlay ve kablosuz şarj rahatlığı…

Otomobillerle bu kadar ilgili biri olarak bir otomobilde sizi ilk etkileyen ne olmalı?

İşi imaj olan biri olarak; elimde değil tasarımı, rengi ve stiline bakarım…

Son olarak gelecek otomobil teknolojileri hakkında neler düşünüyorsunuz?

Beni en çok etkileyeni git gide karbon izini azaltmaları… Benzinden uzaklaşmak, hibrit kullanıma kavuşmak…