Rolex Saatin Marka Hikayesi

Dünyanın en hassas ve su geçirmez kol saatini yaklaşık 100 yıl önce yaratan Rolex markasının hikâyesini, başarılarını ve öne çıkan saat modellerini keşfedin.

Etkilenmemek mümkün değil. Rolex, dünyanın en hassas, su geçirmez kol saatini yaklaşık 100 yıl önce yaratan bir marka. Hiçbir şeyin tesadüf olmadığının altını kalın çizgilerle belirleyen etkileyici, başarı dolu bir geçmişe sahip. İyi eğitimli, ayakları yere sağlam basan, vizyoner bir insanın ayak izleri, birçok kişiye ilham olabilecek ticaret, pazarlama ve inovatif hikâyeleriyle donanmış.

Evet Rolex’in yaratıcısı Hans Wilsdorf’dan bahsediyoruz. Sadece markanın oluşumu ve gelişimini değil, mükemmeli arayışı, geleceği için de çalışarak yapısal gücünü sağlamlaştırıp, kalıcı olmasını da sağladı.

1881 yılında doğdu ve 1960 yılında gözlerini hayata kapatırken Rolex, daha önce kurduğu Hans Wilsdorf Vakfı’nın emin ellerindeydi. Yani alınan her bir Rolex saat, hayır kurumuna bağış anlamına da geliyor.

Yeni Bir Marka Doğuyor

Hans Wilsdorf, Almanya’nın Bavyera eyaletinde doğdu ve 12 yaşında ailesini kaybedince 3 kardeşi ile amcasının gözetimi altında yaşamaya başladı. Amcanın eğitime düşkünlüğü Wilsdorf kardeşlerin en iyi okullarda eğitim almalarını sağladı. Kendine güvenen, kararlı bir karakter olmasında amcasının büyük etkisi oldu.

Eğitimi süresince de zekâsıyla çok dikkat çeken Hans Wilsdorf, okul hayatından hemen sonra 19 yaşında, inci konusunda çalışan bir şirkette kariyerinin ilk basamağına adımın attı.

Saat Dünyasına Giriyor

Dönemin yükselen yıldızı İsviçre cep saatlerinin dünya pazarındaki önemli yeri dikkatini çekiyordu. Bu sırada bir saat firmasından teklif aldı. İsviçre’ye taşınarak firma ile çalışmaya başlaması saatler ile daha yakınlaşmasına neden oldu. Pazarlamanın İngiltere kısmını yönetiyordu ve halen 19 yaşındaydı. Hayatında yaptığı bu değişiklik saat mekaniğini de daha iyi tanımasına neden oldu. Başarılı bir dönem sonrasında 22 yaşında yine saat sektöründen gelen bir iş teklifi ile tekrar Londra’ya taşındı. Özellikle satış ve pazarlama konusuna odaklanarak çok başarılı oldu. Wilsdorf, kendi firmasını kurma düşüncesini kayınbiraderine anlatınca ondan gördüğü maddi destekle ortak ilk firmasını kurdu.

İlk Firma Kuruluyor ve Kol Saatlerine Geçiş…

Böylece, 1905 yılında daha 24 yaşındayken, tüm saat pazarlama tecrübelerini kullanabileceği Wilsdorf & Davis’i oluşturdular. Tabi ki Rolex’in ilk adımlarıydı bu kuruluş. İsviçre’den ithal ettikleri parça ve mekanizmalarıyla saatler yapıyorlardı. O dönemde erkekler cep saati, kadınlar ise kol saati kullanmayı daha çok tercih ediyordu. Zamanı tam doğru okuyamayan kol saatleri konusunda Hans’ın daha işlevsel bulduğu bu saatlerin zamanı doğru okuyabileceğine inancı sonsuzdu. “Bir kol saatinin nasıl daha fazla dakik çalıştırılabilir” sorusunun en doğru cevabına ulaşabilmek için Avrupa’da bu konuda isim yapmış ustaların kapılarını çaldı. Tüm emeğinin sonucu olarak İsviçre Bien’de kol saati üretmeye başladı. İlk modelini 1905 yılında, kol saatini benimsemeyen ama pratikliğini merak eden saat meraklılarının bulunduğu bir pazara sundu. Çok ilgi gören saatten bir yıl sonra ikincisi tanıtıldı.

Perilerin Fısıldadığı İsim; Rolex

Modellerinde kullanabileceği, özellikle kadrana rahatlıkla sığacak bir marka ismine ihtiyaç duymaya başladı. Sözlükleri araştırdı, heceleri, harfleri yer değiştirerek yeni bir şeyler bulmaya çalıştı. Amacı hemen refahlığı hem de zenginliği hissettirecek bir isime erişmekti. Kitabında, İngiltere’de at arabasında giderken bir fısıltıdan bahseder; “Mümkün olan her şekilde alfabenin tüm harflerini birleştirmeyi denedim. Sonunda yüzlerce isim ortaya çıktı ancak hiçbiri kulağa doğru gelmiyordu. Londra’da bir sabah faytonun üst sırasında oturmuş Cheapside boyunca ilerlerken bir peri kulağıma ‘Rolex’ diye fısıldadı” dedi.

Kraliyeti ve lüksü birleştiren bu kelime, Rolex Montres Rolex SA olarak şirket ismi de oldu. Ayrıca Hans Wilsdorf Rolex’in herkes tarafından aynı şekilde telaffuz edilmesinden çok etkilendi.

İlkler Başlıyor…

Rolex, satışını marka güvenirliği üzerine inşa etmeye başladı. Özellikle makine ve mekanizmalar üzerine daha çok önem verdiler. Bienne’de Resmi Saat Değerlendirme Merkezi için de bir ilk yaşanarak, 1910 yılında İsviçre Kronometri Hassasiyet Sertifikasını alan ilk kol saati Rolex oldu.

4 yıl sonra ise başka bir önemli sertifikası Büyük Britanya Kew Rasathanesi’nin en hassas derecesi olan “A” sınıfı belgesini aldı. Bu belge o güne dek donanmada kullanılan askeri kronometrelere veriliyordu.

Tüm dünyanın önünde I. Dünya Savaşı’nın zorlu dönemi başladığında Rolex kol saatlerinin pratik okunabilmesi nedeniyle daha da tercih edilmeye başladı. Böylece zamanın dakikliğinin hayat kurtaracak kadar önemli olduğu bir dönemin parlayan yıldızı Rolex’di.

Savaş sonrasında ise yaralarını vergilerle sarmaya çalışan ekonomik krizin ithalat vergi yükünden, İsviçre’ye firmayı taşıyarak en az zararla atlattı. Takvim 1920 yılını gösteriyordu ve Montres Rolex S.A. markası Cenevre’de tescilini aldı.

Dünyanın İlk Toz ve Su Geçirmez Saati

Sahip olduğu sertifikalarla zamanı doğru ölçtüğü güvenirliliğini kazanan Rolex için sırada saatlerin genel bir problemi olan su-nem ve toza karşı dayanıklılığını artıracak çalışmalar vardı. Böylece şu anda var olan Oyster Perpetual koleksiyonunun temeli 1926 yılında, devrim niteliğinde tepesiyle dünyanın ilk toz ve su geçirmez saati başarılı Oyster modelini piyasaya sürülmesi ile atıldı. Model sadece Rolex için bir mihenk taşı olmadı, dünya kol saatçiliği için de öncü rolü üstlendi.

Dünya Canlı Bir Laboratuvar

Hans Wilsdorf, saatlerini yaşamın güncel şartları içerisinde testlere tabi tutarak tüm dünyayı canlı bir laboratuvar olarak kullandı. Bir saatin en aktif tanıtımını, modellerinin teknik yapısının sağlamlığını, alanında iddialı sporcular ile yaptığı iş birliktelikleriyle dünyaya daha hızlı duyurma yolunu tercih etti.

Örneğin Rolex Oyster İngiliz yüzücü Mercedes Gleitze ile 1927 yılında Manş Denizini geçti. 10 saatlik uzun ve zorlu yüzüşün sonunda saat mükemmel bir şekilde zamanı gösteriyordu. Gazetelerin de manşetten verdiği haberi pekiştirebilmek için saat dükkanlarının vitrininde, modeller su dolu bir akvaryum içerisinde sergilendi. Farklı bir ilk de “temsilcilik konsepti”nin pazarlama ve tanıtım dünyasına kazandırılması oldu.

1933’de ilk Everest uçuşu bir tek Rolex için değil dünya için de sıra dışı bir testti. Tüm ekibe bileklerinde Oyster eşlik ediyordu.

1935 yılında ünlü İngiliz hız kralı Malcom Campel, Bluebird isimli otomobiliyle 485 km rekorunu kırarken bileğinde Rolex Oyster vardı.

Rolex Date Just ise 1945 yılında tanıtıldı. Dünyanın ilk, kadranında tarih göstergeli otomatik kurum kronometre sertifikasına sahip kol saati oldu.

Süreç içerisinde Rolex Oyster gelişimini sürdürdü. 1940 yıllarında Rolex Oyster Perpetual farkedilebilir görünür bir tasarım kimliğine geçiş yaptı. Koleksiyon şu anda Oyster Perpetual Classic ailesinde; Day-Date, Sky-Dweller, Datejust, Oyster Perpetual, Pearl Master Explorer’dan oluşuyor. Oyster Perpetual Professional koleksiyonunda ise Cosmograph Daytona, Sea-Dweller, Submariner, GMT Master II, Yacht-Master, Explorer, Milgauss, Air-King gibi profesyonel aktivite saatlerini kapsıyor.

1950’lere ulaştığımızda hem kara hem de su altında tüm çalışma ve araştırmalarına aşamalı olarak hız verdiğini gözlemliyoruz. Çok kapsamlı üretimleri sadece saat yapımı değil ayrıca dayanıklılık üzerine, uzmanlarla çalışarak halen devam ediyor.

Su geçirmez ilk dalgıç saati Rolex Submariner’i 1953 yılında piyasaya sürdü. Tam profesyonel olan model 100 metre derinliğe inen ilk dalgıç saati olarak bir çığır açtı. Döner bezeli ayrıca dalgıçlarda hayati öneme sahip dalış sürelerini gösteriyordu.

Aynı düşünce ile havayollarının resmi sponsorluklarını üstlenirken, iki zaman dilimli GMT Master göklerin hâkimi olarak doğdu. Ardından dünyanın ilk tarih-gün takvimli altın ve platin olarak Rolex Oyster Perpetual Day-Date tanıtıldı. Göz kamaştırıcı şıklıkta tasarımı büyük ilgi gördü.

Rolex Oyster Perpetual Explorer, markanın cesur maceracı ruhuna hizmet ederek, 1953 yılında Everest’e tırmanan dağcıların bileğindeki Oyster Perpetual modelinin ilhamıyla oluştu.

Mariana Çukuruna Dalış

1950’lerde Rolex en zorlu koşullara dayanacak saati test etme deneyine başladı; Deepsea Special.

Su basıncına dayanıklılık konusunda daha derinleri hedefleyerek U.S. NAVY Don Walsh ve İsviçreli oşinograf Jacques Piccard bir proje yapıldı. 1960 yılında dünyanın en derin su altı çukuru Mariana çukuruna, 10.916 metre derine Rolex Deepsea indi ve başarıyla çıktı. Yapılan bu deneyin sonunda saat arzu edilen mükemmellikte çalışıyordu.

2012 yılında daha da derinlere yeniden inme çalışmalarına hız verildi. National Geographic kâşifi James Cameron, Rolex Oyster Perpetual Deepsea, Deepsea Challenger batiskafı (serbest dalış danizaltısı) ile okyanusun en derin noktası Mariana çukurunda 12.000 metreye kadar indi ve bu derinliğe ulaşan ilk dalış saati olarak dünya rekoru kırdı.

Her Rolex saatinin bir yeşil mührü bulunuyor. Bu mühür “Superlative Chronometer Certified” yani Üstün Kronometre unvanını belirtiyor ve markanın kendi laboratuvarlarından geliştirdiği kalite testlerini başarıyla geçtiğini ifade ediyor. Tüm saatin tabi tutulduğu kronometrik hassasiyeti, su geçirmezlik, güç rezerv, otomatik kurum kabiliyetleri içeren bir dizi zorlu bir test bu. Fakat eşsiz saatlerin bir kriteri olarak tüm Rolex saattleri mühre sahip.

Saat dünyasının geçmişine bakınca, “Superlative Chronometer Certified”ın, mekanizmaların geliştirilmesi ve tüketiciyi doğru yönlendirme konusunda etik bir hareketi de belirlediğini görüyoruz. Özellik zaman ölçüm hassasiyetinde 20. yy’in başlarında öncü bir yol izliyor.

Tüm bu gelişmeler Rolex bünyesinde kendi uzmanlığını ürettiği kadar, farklı alaşımlar konusunda da Ar-Ge çalışmalarına çoktan evrilmişti. 904L gibi kendi çeliğini ve kendi altınını da saat dünyası ile tanıştırdığında takvim 1985 yılını gösteriyordu. Bir Rolex marka saat, yapımı süresince gerekli olan tüm testlerden geçiriliyor ve tüm aşamalar yaklaşık 1 yıl sürüyor.

Dünyayı, daha iyi saat modelleri yaratabilmek için canlı bir laboratuvar olarak kullanan marka, insan sınırlarını zorlayan sporlara, öncü kaşiflere destek vererek, en zorlu şartlarda zamanı doğru tutacak modeller için araştırmalarına halen devam ediyor.

Ayrıca marka, yarattığı tasarım, mekanizma ve kullandığı malzemeleri ifade eden kendi ait incelenmesi zevk verecek bir özel bir sözlüğe sahip.

Pazarlama stratejisi olarak müşteriye direkt satış tercih ediliyor ve bunun için de Rolex Butikleri gidilecek tek adres. Resmî web sayfalarında tüm modellerine ve Rolex hakkında merak edilen bilgilere rahatlıkla ulaşılıp, modeller incelenebiliyor.