preloader

Denizcilik Dünyasının Liderleri: Çağın Genç

27.08.2024
Denizcilik Dünyasının Liderleri: Çağın Genç

Yazı Boyutu:

Türk işçiliği ve yenilikçi tasarımlarıyla küresel yatçılıkta öncü bir marka olan Sirena Marine’nin direktörü Çağın Genç ile yat dünyası üzerine röportaj gerçekleştirdik.

Sirena Marine’in 2006’dan bu yana süregelen yolculuğunu anlatır mısınız?

Sirena Marine olarak 2006 yılından bu yana, Türkiye’nin tekne üretiminde küresel bir merkeze dönüşebilmesi hedefiyle faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Tekne üretimine Azimut Yacht’ın teknelerini üreterek başladık ve Azimut-Benetti Grubu ile olan iş birliği 2008’de bir ortaklığa dönüştü. Uzun yıllar süren bu iş ortaklığı döneminde 300’e yakın Azimut-Benetti markalı teknenin üretimini Türkiye’de gerçekleştirdik ve bu tekneler dünyanın farklı ülkelerine satıldı.

Bu başarılı süreç sonunda Sirena Marine olarak kendi markamızla üretim yapma yönünde stratejik bir karar aldık. Aynı döneme rastlayan 2015 yılında Azimut-Benetti Grubu ile iş ortaklığımızı karşılıklı olarak sonlandırdık. Fakat ortaklık bitse de Azimut’a tekne üretimi bir süre daha devam etti.

Denizcilik Dünyasının Liderleri: Çağın Genç

Sirena Marine olarak 2016’da tanıttığımız “Sirena Yachts” markasıyla da son derece rekabetçi olan lüks motoryat sektörüne Türkiye’nin ilk seri yat üreticisi olarak giriş yaptık. Bugün Sirena Marine çatısı altında “Azuree, Euphoria ve Sirena Yachts” olmak üzere üç marka için üretim yapıyoruz.

Sirena Marine olarak bugün Türkiye’nin en büyük yat ihracatçısı konumundayız. Türkiye’nin İlk 1000 İhracatçı Araştırması sonuçlarına göre, 2023’te önceki yıla göre 240 basamak birden atlayarak tüm sektörleri kapsayan listede 288. sıraya yerleştik. “Gemi, Yat ve Hizmetleri” kategorisinde 6. olurken, yat üreticileri arasında da 1. sırada yer alarak büyümemizi sürdürdük.

Sirena Marine, Türkiye’nin en büyük yat ihracatçısı ve küresel bir oyuncu haline nasıl geldi? Lüks motoryat sektöründe Sirena Yachts’ı rakiplerinden ayıran temel özellikler nelerdir?

Rakiplerimizden biz ayıran temel farkımız entegre üretim yapımız ve işçilik kalitemiz. Üretimimizi Bursa Orhangazi’de 150 dönümü aşkın bir alana yayılmış entegre tesisimizde, 1200 çalışanımız ile yapıyoruz. Ayrıca Tuzla’da bir üretim hangarı ve Yalova’da da yeni bir üretim tesisi yatırımımız var. Orhangazi tesisimiz 2017 yılında T.C. Sanayii ve Teknoloji Bakanlığı onayı ile Ar-Ge Merkezi unvanını aldı. Hem Orhangazi’de hem de diğer üretim tesislerimizde inovasyon ve Ar-Ge’yi işimizin merkezine almış durumdayız. Her şeyi kendi bünyemizde çözümlediğimiz entegre bir ekosistem içinde üretim yapıyoruz. Yabancı rakiplerimiz montaj yaparken Sirena Marine olarak biz mobilyasından döşemesine her şeyi kendi tesislerimizde entegre olarak yapıyoruz. German Frers , Cor D. Rover , Luca Vallebona gibi dünyada yakından takip edilen başarılı tasarımcıları, Türk işçiliği ile mükemmel bir ekip haline getirerek yenilikçi ve aynı zamanda kişiselleştirilmiş tekneler ortaya çıkarıyoruz. Bu yapı hem kalite açısından her şeyin kendi kontrolümüz altında olmasını sağlıyor, hem de müşterilerimizin kişiselleştirme taleplerine çok dinamik bir şekilde cevap veriyoruz. Yabancı rakiplerimizin özellikle müşteri deneyimine ve müşterilerin tekneleri kişiselleştirme taleplerine bizim kadar iyi cevap verebilmeleri mümkün değil. Çünkü biz Türk işçiliği ile dünyanın en iyi tasarımlarını bir araya getirebiliyoruz. Entegre tesislerimizde 50’den fazla tekne üretimi yapabilecek kapasiteye sahibiz. Bugüne kadar 500’den fazla tekne ürettik ve dünyanın dört bir yanına ihraç ettik. Bugün %100 yerli işçilikle ürettiğimiz tekneler kalitesi, yaratıcılığı ve el işçiliği ile birçok ülkede tekne severlerin ilk tercihlerinden biri diyebilirim.

Denizcilik Dünyasının Liderleri: Çağın Genç

Yeni pazarlara açılma sürecinde karşılaştığınız ana zorluklar ve fırsatlar nelerdir? Sirena Marine, farklı bölgelerdeki müşterilerin tercihlerine uygun ürün ve pazarlama stratejilerini nasıl uyarlıyor?

Avrupa’dan Amerika’ya, Japonya’dan İsveç’e kadar dünyanın çok farklı bölge ve ülkelerine tekne ihraç edebiliyoruz. En büyük problem ülkeyi ya da bölgeyi tanımamak. Biz bunu lokal bayilerle aşıyoruz. O ülkede bu işi bilen, tecrübeli, deneyimli ve aynı zamanda müşterilerle iletişimi güçlü bayilerle çalışıyoruz. Böylece bizim en büyük gücümüz olan teknelerde kişiselleştirilmiş özelliklerle ilgili taleplere çok daha iyi bir şekilde cevap verebiliyoruz, bu da müşteri memnuniyetini artıyor. Örneğin Amerika pazarında çok güçlüyüz. Üretimimizin yüzde 40’ını ABD pazarına gönderiyoruz. Amerika’da kendi segmentimizde ilk üç arasında yer alıyoruz. ABD’de başarılı bir bayi teşkilatımız var. Bize müşteriden gelen talepleri çok doğru bir şekilde aktarıyorlar. El işçiliğinde becerimiz ve kalitemiz, tasarımdaki, özellikle de iç tasarımdaki yaratıcılığımız, hızlı ve ekonomik çözümlerimiz bu pazardaki müşterileri fazlasıyla memnun ediyor. Sirena ile ABD’de Türk işçiliğinin bir marka haline geldiğini görmek gurur verici. ABD, İspanya, İtalya ve Fransa gibi güçlü olduğumuz pazarlardan sonra Avrupa’da bu yıl İngiltere pazarına da girmeyi de hedefliyoruz. ABD’den sonra en büyük yat pazarlarından biri olan İngiltere pazarının gücümüze güç katacağını düşünüyoruz. Aynı zamanda Asya’da, Çin, Tayland ve Hong Kong gibi ülkeler de radarımızda bulunuyor. Tekne kültürünün henüz oturmadığı bu pazarlarda da var olup; gelecekteki yüksek potansiyeli şimdiden değerlendirerek pazarda öncü olmayı hedefliyoruz.

Denizcilik Dünyasının Liderleri: Çağın Genç

Daha büyük yatlara ve süperyatlara artan talep ile birlikte, Sirena Marine ürün yelpazesini nasıl genişletmeyi planlıyor?

Bizim uzun süredir böyle bir planımız var. Ürettiğimiz süper yatlara ilave olarak kompozit tekne boylarını da büyüterek ürün gamını ve ürün ailesini genişletmeyi sürdüreceğiz. 24 metre altı teknelerde ürün geliştirmeye devam ederken özellikle 30 metre üzerinde yeni modellerle pazara çıkmak istiyoruz. Bu sebeple, 35, 42 ve 50 metre Süper Yat projelerinin, üretim ve lojistik gerekliliklerinden dolayı deniz kenarındaki Yalova’da yeni tersane yatırımı yaptık. Burada öncelikle 42 metre ile superyat üretimine başladık. Yeni tersanedeki üretim hatları 3 adet projeyi aynı anda karşılayacak kapasitede. Eğer alınan siparişlerin teslimatlarına göre kapasite ve üretim hattı ihtiyacı doğarsa burada da ilave yatırımlar yapacağız. Daha önce dış tasarımı German Frers, iç tasarımını Cor D. Rover gibi sektörün çok önemli isimlerinin üstlendiği seride Sirena 58, Sirena 68, Sirena 78 ve Sirena 88 olmak üzere dört modelimiz bulunuyordu. Buna bir süre önce Sirena 48 de dahil oldu. Sirena Yachts markasının mevcutta en ufak boy teknesi 58 iken artık 48 ile farklı müşteri segmentinin de ihtiyaçlarını karşılanmaya başladık. Pazara sunacağımız 118Mve 42M modelleriyle süperyat pazarında da iyi bir yer edineceğimize inanıyoruz.

Çevre dostu ve sürdürülebilir yatçılık çözümlerine artan vurguya şirket nasıl cevap veriyor? Son dönemde piyasaya sürülen Sirena 48 ile birlikte hibrit modeli büyük ilgi gördü. Bu modellerin mevcut pazar trendleri ve müşteri tercihlerine nasıl uyduğunu düşünüyorsunuz?

Sirena Marine olarak şu anda en önemli gündem maddelerimizden biri tekne boyutlarının büyümesi diğeri ise sürdürülebilirlik. Daha büyük tekneler yaparken aynı zamanda karbon salımlarımızı da düşürmek istiyoruz. Diğer taraftan üretimde de sıfır karbon odaklı olacak şekilde ham madde ve proses yönetimi yapmayı amaçlıyoruz. Şu anda kullandığımız çelik, ahşap ve diğer malzemelerin daha az karbon salımı yapacak şekilde üretiliyor olmasına dikkat ediyoruz. Bu konuda çeşitli çalışmalarımız var. Önümüzdeki yıllarda yeşil çelik malzemelerin kullanımından tutun da içeride proses aşamasında karbon salımını daha da azaltacak sistemlere kadar bir dizi yatırımı harekete geçireceğiz. Ayrıca üretimde verimliliği ve karbon salımını azaltan teknolojilere yönelmeye devam edeceğiz.

Denizcilik Dünyasının Liderleri: Çağın Genç

Artık daha az karbon salımı yapan daha çevreci tekneler üretmek istiyoruz ve bunun ilk adımını Sirena 48 Hibrit ile attık. Motor yatlarında daha az egzoz emisyonu üreterek sessiz seyir yapabilmesinin mümkün olduğunu göstermek istiyoruz. Sirena 48 Hibrit’in Cannes prömiyerinde yoğun ilgi görmesini bekliyoruz. İnsanların çevre hassasiyetleri giderek artıyor ve bunu mutlaka teknelerinde de görmek isteyecekler; biz bu stratejiyi çok önceden oluşturarak Sirena 48 Hibrit modelimizle harekete geçtik. Bu bir ilkti, önümüzdeki dönemde mümkün olan tüm modellerimize hibrit sistemleri entegre ederek teknelerimizin karbon emisyonlarını düşürmek istiyoruz.

Sirena Yachts’ın 2026’da suya indireceği süperyat modeli Sirena 118’in dünya prömiyeri bu yıl Monaco Yacht Show’da yapılacak. Bu modelin şıklık ve konfor açısından sunduğu yenilikler ve öne çıkan özellikler nelerdir? Sirena 118’in tasarım süreci ve beklentileriniz hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Sirena 118’i bu yıl Monaco Yacht Show’da tüm dünyaya duyurmayı, 2026’da da suya indirmeyi planlıyoruz. Sirena Yachts markamızın bugüne kadarki tüm özelliklerinin üzerine koyarak yepyeni bir model yarattık. 118’i şıklık ve konfor arasında yeni bir denge vadeden bir model olarak tanımlayabilirim. Gövde tasarımı Germán Frers, iç tasarımı Cor D. Rover ve dış tasarımı Sirena Marine tarafından hazırlandı. Yine kalitemiz, işçiliğimiz ve benzersiz kişiselleştirilmiş deneyim alanlarımızla fark yaratacağız.

Denizcilik Dünyasının Liderleri: Çağın Genç

Lüks yat sektöründe ortaya çıkan trendler nelerdir ve Sirena Marine bu trendlerden nasıl yararlanmayı planlıyor? Türkiye’de ve dünya genelinde yatçılık sektörünün geleceğini nasıl görüyorsunuz ve Sirena Marine bu gelecekte nasıl bir rol oynayacak?

Özellikle pandemi ile birlikte teknelerde kişiselleştirme talepleri arttı. Teknelerde daha fazla vakit geçiren insanlar aynı zamanda daha işlevsel iç tasarımlar istiyor. O yüzden bir yandan tekne boyutları büyürken bir yandan da iç tasarımda kendilerini özel hissedecekleri, daha fazla aktiviteye imkân tanıyan, yaratıcı, yenilikçi ve kullanışlı bir iç hacim ve güverte tasarımı istiyorlar. Bununla birlikte daha önce de ifade ettiğim gibi çevreci teknelere ilgi daha da artıyor. AB Yeşil Mutabakat ile birlikte her alanda bir yeşil dönüşüm başladı. Yapılan yasal düzenlemelerle birlikte çevreci olmayan teknelere kıyasla yeni nesil çevreci tekneler daha fazla talep görecektir. Bu yüzden özellikle hibrit modellerde ciddi bir artış olmasını bekliyoruz.

Küresel ekonomik dalgalanmalar ve politik belirsizlikler dönem dönem sektörü zorlasa da bu tür riskleri esnek ve çevik bir şekilde yönetebilen bir sektörüz. Eskiden bu yana dünya pazarlarına tamamen açık bir sektör olduğumuz için sektörümüzün uluslararası rekabet gücü diğer bir çok sektör ile karşılaştırıldığında oldukça yüksek. Ekosistemimiz gerçekten çok güzel işlere imza atıyor. Tekne ve yat üretiminde dünyanın en hızlı büyüyen pazarlarından biri olmamız bunun en güzel ispatı. Örneğin süperyat üretiminde dünya üçüncüsüyüz. Dünyanın dört bir yanına tekne ihraç ediyoruz. Özellikle nesilden nesile aktarılan bir tecrübe var. Bu iş usta çırak ilişkisiyle daha da anlam kazanan bir iş. Bizim ülke olarak bu konuda çok iyi bir insan kaynağı havuzumuz var. Yeni nesil mühendislerimiz yurt içinde olduğu kadar yurt dışında da farklı meslektaşlarıyla birlikte çok güzel işlere imza atıyorlar. Bizim Sirena Marine örneğinde olduğu gibi yabancı tasarımcılarla birlikte takım halinde çalışarak dünyanın tercih ettiği tekneleri üretebiliyorlar. O yüzden bir yandan geleneksel olarak çok köklü bir sektör, bir yandan da yüzü dünyaya dönük. Türk işçiliği ile birçok küresel üreticinin sunamadığı, kullanıcı deneyimine odaklı tekneleri dünya kalitesinde mühendislik ve tasarımla üretebiliyoruz. Bu da sektörümüzü aynı zaman katma değerli ihracat açısından örnek olabilecek bir konuma taşıyor. Zamanında, kaliteli, özgün ve maliyet açısından rekabetçi tekne üretimiyle sektörümüz önümüzdeki dönemde de ivmesini artırarak büyümesini sürdürecek.

Denizcilik Dünyasının Liderleri: Çağın Genç

Biz de Türkiye’nin en büyük yat ihracatçısı olarak ülkemizin bu dinamik sektörünün yenilikçi ve öncü oyuncularından biriyiz. Daha önce de ifade ettiğim gibi Sirena Marine olarak yeni pazarlar ve yeni ürünlerle büyüme stratejisi doğrultusunda ilerlemeyi sürdüreceğiz. Tekne boyutlarımız büyüyecek. Kapasitemizi kademeli olarak artıracağız. Bursa Orhangazi fabrikamızda son 2 yıldır kademeli yatırımlar yaparak gelen taleplere cevaplar veriyoruz. Geçen sene toplam tutarı 10 Milyon Euro civarında olan bir yatırımla yeni bir montaj hattını devreye aldık. Böylece hem seri üretim kapasitemizi artırdık hem de yeni modelleri ürün ailemize dahil ettik. Bununla birlikte az evvel de ifade ettiğim gibi Yalova tersanemizin de katkısıyla tekne boylarını büyüterek ürün gamını ve ürün ailesini genişletmeyi sürdüreceğiz. 30 metre üzerindeki süperyat modellerimizle yepyeni müşterilere erişmeyi hedefliyoruz. Üretim adetlerimizi mevcut ürünler bazında 2024 yılında %15 artırarak toplam 53, 2025 yılında ise %13 artırarak 60 adete çıkarmayı amaçlıyoruz. Ciromuzu da üretim artışına paralel olarak 2024 yıl sonunda 145 Milyon Euro’ya, 2025 yılında ise 165 Milyon Euro’ya çıkarmayı hedefliyoruz.

{15670}

Sinem Genç
Sinem Genç Tüm Yazıları