Cilt Lekeleriyle İlgili Bilmeniz Gereken Her Şey
Yazı Boyutu:
Cilt lekeleri nasıl oluşur, lekeleri tedavi etmek için ne yapılması gerekir? Cilt lekeleri hakkında merak edilen her şey bu dosyada!
Dermatoloji Uzmanı Dr. Şerafettin Saraçoğlu ile cilt lekelerinin sebeplerini, çeşitlerini konuştuk. Siz de inatçı ve sinir bozan lekelerden muzdaripseniz, leke tedavisindeki en etkili yöntem, içerik ve uygulamaların yer aldığı detaylı röportajımıza göz atabilirsiniz.
Cilt Lekeleri Nasıl Oluşur?
Çok farklı lekelenme türleri bulunmaktadır; doğumsal lekeler, damarsal lekeler veya vitiligo gibi edinsel ancak deride renk kaybına yol açan lekeler gibi. Ancak sonradan oluşan kahverengi edinsel lekelerden bahsetmek gerekirse, bunlar birden fazla nedenden kaynaklanabilir: Güneşe maruz kalma, yaşlanma, hormonsal değişiklikler, genetik yatkınlık, bazı ışığa duyarlı ilaçların kullanımı, deri yaralanmaları ve sivilce gibi farklı etkenler tek tek veya bir araya gelerek lekelenmelere neden olabilir.
Bunlar arasında en sık gördüğümüz lekelenme sebebi, güneşe maruz kalmamızdır. Güneşle temas hepimiz için kaçınılmazdır ve az ya da çok hepimiz etkileniriz. Güneş, kronik olarak içinde barındırdığı farklı dalga boyları nedeniyle değişik isimlerle anılan gerek mor ötesi (Ultraviyole-UV), gerekse kızıl ötesi (Infrared-IR) veya görünen ışık (özellikle mavi ışık) ile derimizi etkiler. Eskiden lekelenmede temel olarak UV ışınları suçlanırken günümüzde mavi ışığın (monitör veya cep telefonu, televizyondan yayılan ışıklar) da lekelenmelerde etkili olabileceği belirtiliyor. IR spektrumunun ise özellikle elastik lif ve kolajen yıkımını arttırarak derinin hızlı yaşlanmasına ve yaşlanan hücrelerde kromozomal değişikliklerin kalıcılığını sağlayıcı özellikleri olduğu bilinmektedir. Bu durumda sadece güneş değil, yapay ışık kaynaklarının da lekelenmede etkili olabileceği açığa çıkıyor, ki bu işin ne kadar karmaşık olduğuna bir örnektir. Güneşe maruz kalmak, deride melanin olarak adlandırılan deriye renk veren pigmentlerin üretimini ve salgılanmasını artırır.
Hormonel değişiklikler, örneğin hamilelik, doğum kontrol ilacı kullanımı, tiroid fonksiyon bozuklukları, Cushing sendromu gibi durumlar lekelenmelere yol açabilir.
Genetik olarak koyu tenli olanlar (özellikle deri tipi 4-5 olanlar) lekelenmeye daha yatkındır. Örneğin Peru halkının deri fototipi 5’tir ve 40 yaş üzeri kadınların %90’ı lekeli bir cilde sahiptir. Bu durum hem kalıtsal alt yapı hem de güneşe maruziyetin önemli bir etken olduğunu gösterir.
Derideki yaralanmalar lekelenme için olanak sağlar. Deri yanıkları, iltihaplanma, kesiler, akne, ağda sonrası yaralanma veya yapılan kozmetik uygulamalar lekelenmeyi artırabilir.
Bazı ilaçlar da lekelenmeyi kolaylaştırabilir. Genellikle güneşe duyarlılığı arttıran ilaçlar (bazı A vitamini türevi ilaçlar, bazı antibiyotikler, ağrı kesicilerin bazıları, parfüm veya bronzlaşmayı kolaylaştıran içerikli kremler) ile lekelenme şansı artmaktadır.
Deri lekeleri genellikle sağlık sorunu yaratmaz. Fakat çoğu insan çocukluk yıllarındaki sevimli görünen çillenme dışında, kimse lekeli bir cilde sahip olmak istemez. Bazı toplumlarda lekeli bir deri görünümü statü kaybı olarak da yorumlanmaktadır, özellikle Japonya, Kore, Çin gibi ülkelerde. Bu nedenle öncelikle oluşumu engellenmeye çalışılmalı, ya da leke oluştuysa uygun bir tedavi yöntemiyle mümkünse yok edilmelidir.
Leke Çeşitleri Nelerdir?
Farklı leke çeşitleri şu şekilde listelenebilir;
Çil (Efelid): Çoğunlukla yüzde yerleşen ancak açık deri fototipi olanlarda (örneğin kızıl saçlı olanlarda) tüm vücutta yaygın olarak bulunabilen üst deri yerleşimli kahverengi lekelerdir. Çocukluk yıllarından itibaren belirir ve kış aylarında rengi açılsa da yaz aylarında koyulaşır.
Lentigo: Güneş lekeleridir ama daha çok güneş yanıkları sonrası yüz, sırt, omuzlar veya göğüste görülen açıklı koyulu kahverengi lekelerdir.
Lentigo Senilis: Yaşlanmayla beliren yüz yerleşimli kahverengi lekelerdir. Karaciğer lekesi, yaşlılık lekesi olarak isimlendirilirler. Gerçekten güneş hasarı ve yaşla oluşan kromozomal hasar tespit edilmiş lekelerdir. Zamanla büyüme eğilimindedir.
Melasma: Yüz lekeleri içerisinde tanısı en kolay konulan, ancak tedavisi de bir o kadar zor olan bir leke sorunudur. Vakalarda kadın-erkek oranı 9/1’dir. Yani temelinde hormonsal alt yapı rol oynar, fakat tek etken değildir. Güneş hasarı melasma olan bölgelerde sağlam görünen deriye göre belirgindir. Melanositler renk üretme yeteneklerini artırmıştır. Damarlanma artışı ve kollajen yapısında bozulma, elastik lif kaybı leke bölgesinde belirgindir. Yani lekelenme sadece bir lekeden ibaret değil, tüm deri elemanlarının etkilendiği bir sorunsalı içerir. Bu durum tedaviyi zorlaştıran en önemli etkendir.”
Cilt Lekeleri Önlenebilir mi?
Derideki lekelenmeleri önlemek veya azaltmak için yapılabilecek bazı uygulamalar şunlar olabilir;
- Güneşten Korunma: Güneşin zararlı UV ışınlarına maruz kalmaktan kaçının. Güneş kremi kullanmak, geniş kenarlı şapka ve güneş gözlüğü takmak lekelenmeyi önlemeye yardımcı olabilir.
- Cilt Bakımı: Cilt tipinize uygun lekelenmeyi engelleyici etken maddelerle hazırlanmış temizleyici ve nemlendirici ürünler kullanarak cildinizi düzenli olarak temizleyin ve nemlendirin.
- Hormonsal Kontrol: Hormonsal değişikliklere dikkat edin. Hamilelik veya doğum kontrol yöntemleri gibi durumlar hormonsal dalgalanmalara neden olabilir. Bu durumlarda dermatoloğunuza danışabilirsiniz.
- Sağlıklı Yaşam Tarzı: Dengeli bir diyet, düzenli egzersiz ve yeterli su içme, genel sağlığınızı destekler ve cilt lekelerinin oluşumunu azaltabilir.
- Akneyi Kontrol Altına Almak: Akneyi önlemek veya tedavi etmek, akne sonrası oluşabilecek lekeleri azaltabilir.
- Kozmetik Ürünleri: Cilt tipinize uygun kozmetik ürünleri seçmek ve aşırıya kaçmadan kullanmak önemlidir. Bazı kimyasal içerikler cildi tahriş edebilir.
En iyi leke kremleri ve serumları konumuza buradan ulaşabilirsiniz.
En Etkili Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Leke tedavisi yöntemleri lekenin türüne, nedenine ve cilt tipinize bağlı olarak değişebilir, ancak bazı yaygın deri lekesi tedavi yöntemleri arasında şunlar yer alır;
- Güneş Koruması: Güneş lekeleri için, güneşten korunma önlemleri almak önemlidir. Güneş kremi kullanmak, açık renkli giysiler giymek ve güneşe maruz kalmaktan kaçınmak lekelerin daha da belirginleşmesini önleyebilir.
- Topikal Tedaviler: Dermatologlar, lekelerin görünümünü azaltmak için topikal tedaviler önerebilir. Bu, retinoidler, hidrokinon, C vitamini veya azelaik asit içerebilecek kremleri veya jelleri içerebilir.
- Lazer Tedavisi: Lazer tedavisi, cilt lekelerini azaltmak veya ortadan kaldırmak için kullanılır. Lazer, cilt hücrelerini hedef alarak lekelerin rengini düzeltebilir.
- Kimyasal Peeling: Kimyasal peeling, üst cilt katmanlarını soyarak lekelerin görünümünü azaltabilir. Günümüzde gelişmiş peeling ürünleriyle hem deri üst katmanı soyulurken deri altına etki edecek ve lekelenmeyi daha derin dokuda etkileyecek ve durduracak peeling türleri kullanıyoruz. Bu sayede sadece birikmiş pigmenti uzaklaştırmak değil aynı zamanda düzeltici etki elde etmek mümkün oluyor. Bu prosedür genellikle bir dermatolog tarafından yapılır.
- Mikrodermabrazyon: Bu prosedür, cilt yüzeyindeki ölü hücreleri ve lekelerin üst tabakalarını çıkarmak için küçük kristaller kullanır.
- Kriyoterapi: Kriyoterapi, lekeleri dondurarak ortadan kaldırmaya yönelik bir tedavi seçeneğidir.
Her bir tedavi seçeneğinin etkinliği kişisel farklılıklara bağlı olarak değişebilir. Bu nedenle, lekeleriniz için en uygun tedavi planını belirlemek için bir dermatoloğa danışmanız önemlidir.
En Etkili İçerikler
“Cilt lekeleri için etkili içerikler, lekenin tipine ve nedenine bağlı olarak değişebilir, ancak genel olarak bazı içerikler şunlar olabilir:
Hidrokinon
Tirozinaz enzimini engelleyerek melanin üretimini önleyen bir diğer içerik olan hidrokinon, koyu lekelerin görünümünü hafifletmekteki yüksek etkinliğiyle biliniyor. Ancak bazı durumlarda, örneğin post-inflamatuar hiperpigmentasyon söz konusu olduğunda cilt reaksiyon gösterebiliyor. Bu nedenle dermatoloğa danışmadan kullanılmaması gerekiyor. Hamilelikte ve emzirme döneminde cilde uygulanması sakıncalı olan hidrokinon, hassas cilde sahip kişilere önerilmiyor.
Butil Rezorsinol
Hidrokinona göre en az dört katı leke açıcı özelliğe sahiptir. Uygun oranlarda hazırlanmış serum veya kremlerle leke oluşumunu engelleyebildiği gibi, var olan leke sorunlarını giderir.
Retinoidler (Retinol, Tretinoin)
Hücre yenilenmesini hızlandırarak yeni hücrelerin oluşumuna katkıda bulunduğu için hiperpigmentasyon tedavisindeki güçlü içeriklerden olan retinol, A vitamininin türevi. Ek olarak, melanosit hücrelerini stabilize etme özelliğiyle melanin üretimini kontrol altında tutuyor. Hem cildin güneşe karşı hassasiyetini artırdığı için, hem de UV ışınları retinolün etkinliğini azalttığı için geceleri kullanılması gereken retinol, hamilelere tavsiye edilmiyor. Retinol hakkında detaylı bilgi almak ve ürün önerilerimizi görmek için tıklayın.
C Vitamini (Ascorbic Acid)
Vücudun, melanin üretimi için kullandığı tirozinaz enzimini engellemesiyle leke tedavisinde öne çıkan bir içerik olan C vitamini, aynı zamanda güçlü bir antioksidan. Serbest radikallerle savaşarak cilt hücrelerini UV ışınları ve hava kirliliği gibi zararlı çevresel faktörlere karşı koruyor. Böylelikle yeni leke oluşumunun da önüne geçmeye yardımcı oluyor. Tüm cilt tiplerinin kullanımına uygun olan ve cilde aydınlık bir görünüm kazandıran C vitamininin magnezyum askorbil fosfat, askorbik asit sülfat, askorbil palmitat gibi farklı formları bulunuyor.
Azelaik Asit
Pigmentasyonu düzenleyebilir ve koyu lekelerin rengini açabilir. Arpa, buğday, çavdar gibi tahıllardan elde edilen azelaik asit, diğer asitler kadar cildi irrite etmeden, nazik bir eksfoliasyon sağlama özelliğiyle hassas ciltlerin de kullanabildiği bir içerik. Anti-enflamatuar etkisi ve melanin üretimini baskılamasıyla hiperpigmentasyona cevap veren antioksidanlardan olan azelaik asit, hamilelikte kullanılabiliyor. Bu, onu bir hiperpigmentasyon türü olan melazmanın tedavisinde kayda değer bir içerik kılıyor.
Alfa Arbutin
Tirozinaz enzimini engelleyerek melanin üretimini önleyen Alfa Arbutin, düzenli kullanıldığında ciltteki koyu lekeleri ve yaşlılık lekelerini, sivilce izlerini ve leke sonrası kızarıklığı azaltmaya yardımcı oluyor.
Niasinamid (Vitamin B3)
B3 vitamininin türevi olan niasinamid, özellikle AHA grubu asitlerle birlikte kullanıldığında melanin sentezini baskılayarak ciltteki renk eşitsizliklerini gidermedeki ve yeniden oluşmalarını önlemedeki başarısıyla, leke probleminde son zamanların en popüler içeriklerinden. Anti-enflamatuar etkisiyle akneli ciltlerin tedavisinde rolü büyük olan niasinamid, aynı zamanda akne sonrası beliren lekeleri önlemek ve diğer post-inflamatuar hiperpigmentasyon şikayetlerini gidermek için ideal. Niasinamid hakkında detaylı bilgi almak ve ürün önerilerimizi görmek için tıklayın.
Glikolik Asit
AHA (Alfa Hidroksi Asit) ailesinden olan glikolik asit, cildi nazikçe soyarak hücre yenilenmesini hızlandırıyor. Böylelikle hiperpigmentasyon görülen ölü hücreler atılıyor, yeni hücreler cilt yüzeyine çıkıyor; aydınlık ve eşit tonlu bir cilt görünümü sağlıyor. Bu özelliğiyle kliniklerde uygulanan kimyasal peeling’lerde en çok tercih edilen içerik olan glikolik asidin evde kullanımının çok kontrollü yapılması gerekiyor. Ciltte hassasiyet veya yanık oluşmaması için, uyguladığınız bakım ürünlerinin içerdiği glikolik asit oranının %15’in altında olmasına dikkat edin. Glikolik asit hakkında detaylı bilgi almak ve ürün önerilerimizi görmek için tıklayın.
Kojik Asit
Kojik Asit, ciltte inatçı koyu lekeler ve sivilce izleri bırakabilecek, kızarıklık ve lekelere neden olabilecek bakterileri hedef alarak cildi tahriş etmeden onları etkisiz hale getirmeye yardımcı olur.
Licorice Root Extract (Meyan Kökü Ekstresi)
Meyan kökü, ciltteki pigmentasyondan sorumlu bir amino asit olan melanin üretimini engeller, anti-enflamatuvar etki gösterir ve iyileşme sürecini hızlandırırken, cilt tonunu eşitlemeye yardımcı olur.
Her bir içerik, cilt tipinize ve lekenin özelliklerine bağlı olarak farklı sonuçlar verebilir. Tedavi öncesinde bir dermatoloğa danışmak, lekenin nedenini belirlemek ve en uygun tedavi planını oluşturmak önemlidir. Ayrıca, yeni ürünleri kullanmaya başlamadan önce cilt testi yapmak da önemlidir. Bazı ürünlerde alerjik reaksiyonlar veya lekelerde koyulaştırıcı etki gibi olumsuzluklar yaşamak mümkündür.
Leke Tedavisinde Etkili Uygulamalar Nelerdir?
Laser uygulamaları yüzeysel lekelerin giderilmesinde çok etkili tekniklerdir. Çiller, lentigo gibi sorunları Q-SW veya Piko LASERLER veya BBL sistemleriyle kolaylıkla yok edebiliyoruz. Sorunun yaygınlığına göre 1-3 seans uygulama yeterli olabilir. Yaz aylarında nüks görülürse, sonbahar veya kış aylarında seanslar tekrarlanır. Fraksiyonel Q-SW laserler ile özellikle “melasmada” yanıt alınabilir.
Yanı sıra Quantal Moleküler Rezonans cihazları, cilt tip III kollajeni ve elastik lif üretimini arttırıcı cihazlardır. Moleküler rezonans aynı zamanda melanosit fonksiyonlarını da düzenleyici etki gösterir. Günlük hayatı etkilememesi ve diğer tedavilerle birlikte kombine kullanılabilmesi, leke tedavisinde özellikle “melasma” ve senil lentigo sorunlarında deriyi normalleştirici özelliği sayesinde protokollerimizde yer alıyor.
Exosom uygulamalarıyla, kök hücrelerden elde edilen exosom ekstrelerinin lekeli bölgelere uygulanmasıyla, lekenin kontrol altına alındığı ve deride hem kolajen hem de elastik dokunun düzenlendiği ve bu sayede daha sağlıklı bir deri elde edilebildiğini söylemek isterim. Belli aralıklarla tekrarlanan exosom tedavileri ile elde edilen iyileşme devam ettirilebilir. Leke tedavileriyle ilgili rehber için bu içeriğe göz atabilirsiniz.
En Etkili Leke Giderici Bakım Ürünleri
Cilt bakım rutininizin her adımına dahil edebileceğiniz yeni nesil “leke savar” ürünlerle, bu raundun galibi olacağınız kesin! Bakım rutininize eklemeniz gereken en iyi leke kremlerini keşfedin.