Cildinizi Sakınmanız Gereken "Şüpheli 6"!

Birçok kozmetik markasının, cilde iyi gelen içerikler üzerine iddia ve söylemleri mevcutken, cildinizden uzaklaştırmanız gereken ‘Şüpheli 6’ya dikkat çeken ve bu doğrultuda ürün geliştiren, biyouyumlu bir cilt bakım markası; Drunk Elephant! Kaçınmamız gereken içerikleri ve Drunk Elephant markasını keşfedin.

Dünyada çok ses getiren ve bu sene itibariyla Türkiye’de, Sephora Mağaza’larında, satışa sunulan markanın yaratıcısı Tiffany Masterson’a, bu şüpheli içeriklerin ne olduğunu, cildi nasıl savunmasız hale getirerek hassaslaştırdıklarını ve markasıyla ilgili en çok merak edilenleri sorduk.

Tiffany Masterson

“Hassaslaştırıcı bileşenler, bir cilt bakımı detoksunun ‘abur cuburları’ gibidir ve bunları kullanmayı kesmek, herkesin istediği sağlıklı ve berrak bir cilde sahip olmanın anahtarıdır.”

“Bir rutin ancak en kötü ürün kadar iyi olabilir, bir ürün ise en kötü içeriği kadar başarılıdır" cümlenizden ne anlamalıyız?

Cildiniz tahriş edici içeriklerin (uçucu yağlar vb.) sürekli uygulanmasına reaksiyon verdiğinde veya asidik dengesi zarar gördüğünde, yararlı içeriklerden faydalanma yeteneğini kaybedebilir. Diğer bir deyişle, cildinize zarar veren başka bir ürün kullanıyorsanız, hiçbir ürün olumlu bir değişim gösteremez. Mesela bir sigara içtikten sonra biraz da brokoli yiyip, bu ikisinin birbirini dengelemesini beklemeyeceğiniz gibi, cildinizin de bu şekilde çalışmasını beklemezsiniz. Bu nedenle hem pH dengeli formüller, hem de cildin asit dengesine zarar verebilecek bileşenlerden uzak durma konusunda son derece kararlı bir tavır sergiliyoruz.

Sağlıklı bir cilt için kestirme yol yoktur. Ciltlerinin aktif etken maddeleri kaldıramayacak derecede hassas olduğunu düşünen birçok müşterimiz vardı, ancak pH dengeli formüller ve “Şüpheli 6” olarak adlandırdığımız, en yaygın sorunlara yol açan, bileşen kategorilerini ortadan kaldırdıktan sonra askorbik asit gibi bileşenleri kullanmanın mümkün olduğunu, retinol veya AHA (alfa hidroksi asit) ve BHA (beta hidroksi asit) eksfoliantlar ile harika sonuçlar elde edebildiklerini gördüler. Hassaslaştırıcı bileşenler, bir cilt bakımı detoksunun ‘abur cuburları’ gibidir ve bunları kullanmayı kesmek, herkesin istediği sağlıklı ve berrak bir cilde sahip olmanın anahtarıdır. Daha fazla insanın bu gerçekten haberdar olmaya başlaması beni çok heyecanlandırıyor.

“Cildi esnek ve nemli tutmaya yarayan lipitlerin bu şekilde çözülmesi, iltihaplanmayla sonuçlanarak sivilce problemine yol açabilmektedir.”

Nedir bu ‘Şüpheli 6?’ Cilt bakımı rutinimizde bunlardan nasıl uzak durabiliriz?

“Şüpheli 6”, kendi cildimde yaşadığım sorunlara neden olan birleşenlerdi. Bunları korkunç, kötü ya da ‘toksik’ olarak adlandıramayız ancak bence cildin işlevini bozarak, akneye yatkın, hassas, aşırı kuru veya yağlı gibi rahatsız edici cilt davranışlarına yol açabilecek türdeler. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz:

Esansiyel Yağlar: Doğaları gereği uçucu koku bileşikleri cildi duyarlı hale getirir. Onlarla aynı faydayı sağlayabilecek ancak olumsuz etkileri bulunmayan başka kokusuz bileşenler de mevcuttur.

Kurutucu Alkoller: Bunlar, ciltten nemi çekme ve hassaslaştırma potansiyeline sahip alkollerdir ve içerik listesinde; SD alkol, denatüre alkol, alkol denat, doğal alkol, tahıl alkolü, etil alkol veya sadece alkol olarak tanımlanır. Bunlar formülde bulunan diğer faydalı içeriklerin cilde daha kolay nüfuz etmelerini destekleme amacıyla kullanılsalar da, bunu cilt yüzeyindeki lipitleri çözerek yaptıkları için uzun vadede zarar verdiklerine inanıyoruz . Cildi esnek ve nemli tutmaya yarayan lipitlerin bu şekilde çözülmesi, iltihaplanmayla sonuçlanarak sivilce problemine yol açabilmektedir.

Silikonlar: Özellikle ağır oklüzif (kapatıcı etkili) silikonlar (dimetikon gibi) ile cildi tıkayabilir ve gerçekten fayda sağlayan aktif maddelerin (askorbik asit gibi) cilde nüfuz etmesini ve işlerini yapmasını önleyebilirler. Ayrıca bazı türleri cildi kurutucu etkiye de sahip olabilir.

Kimyasal Koruyucular: Cildinde aşırı hassasiyet bulunan (gül hastalığı veya egzamalı ciltler gibi) birçok kullanıcıda, özellikle göz çevresinde hassaslık yaratabilen bir içerik. Biz bu hassasiyetin, beklenmedik sivilcelerin oluşmasına ve mevcut akne problemlerinin kötüleşmesine sebep olabileceğine inanıyoruz. Bazıları için harikalar yaratabilirler, ancak bazı ciltler için sorun yaratabiliyorlar. Bu nedenle ürünlerimizde fiziksel koruyucular kullanıyoruz.

Koku / Boyalar: Bir formüle hoş bir koku veya renk katmak için kullanılsalar da cilde hiçbir faydaları yoktur. Aksine hassaslaştırıcı olabilirler ve bunların kaplayacağı alanda daha faydalı bileşenler kullanmayı tercih ediyoruz.

SLS: Yüzey gerilimine aşırı derecede etki eden bir aktif maddedir. Cildin nemini emerek kurumasına yol açan, cilde nüfuz ederek enflamasyona neden olabilen ve cilt bariyerine zarar verme potansiyeli olan küçük bir moleküldür.

“…birçok uçucu yağın antibakteriyel veya anti-fungal özelliklere sahip olmasının amacı bu özelliklerin bitkiler için bir ‘böcek ilacı’ görevi görmesidir.”

{772026}

Uçucu yağlar, gerçekten diğer 5 içerik kadar hassaslaştırıcı olabilir mi?

Uçucu yağlar, uçucu koku bileşiklerinin konsantre kimyasal karışımlarıdır -çiçek veya turunçgilleri düşünün- ve elde edildikleri bitkinin (örneğin gül veya limon) kuvvetli kokusunu alırlar. Uçucu yağları oluşturan bileşikler biyouyumlu değildir, asıl amaçları bitkinin mantarlara veya böcekler tarafından yenilmesine karşı savunma mekanizmasını oluşturmaktır. Bu, birçok uçucu yağın antibakteriyel veya anti-fungal özelliklere sahip olmasının amacı bu özelliklerin bitkiler için bir "böcek ilacı" görevi görmesidir. Bu da cildi hassaslaştırıp iltihaplanmayı tetikleyebilmesinin sebebini yeterince açıklıyor. Uçucu yağların cildi hassaslaştırma potansiyellerinin, sahip olma ihtimali bulunan kanıtlanmış faydalarına oranla daha ağır bastığına inanıyorum. Aynı faydayı diğer kokusuz yağ ve özlerde de bulabilirsiniz, bu yüzden biz sadece bu içeriklere bağlı kalıyoruz.

“Bence, cilt sadece cilttir ve hepsi aynı şekilde çalışır. Buradaki kritik rolü cilt bariyeri üstlenir.”

Hepimizin ortak sorunu ‘hassas cilt!’ Gerçek anlamıyla ‘hassas cilt’ nedir ve cildimizin böyle olduğunu nasıl anlarız?

Doktor olmadığım için herhangi cilt rahatsızlığıyla ilgili tıbbi teşhis koyamam, ancak cilt tiplerine inanmadığımı söyleyebilirim. Yani gerçekten hassas veya daha fazla yağ üreten, kuru olmaya daha meyilli gibi cilt tiplerinin olmadığına inanmıyorum demiyorum, ama doğuştan sahip olduğumuz “cilt tipinin" farklı bir tedaviye ihtiyaç duyduğunu düşünmüyorum. En bilinen cilt tipleri (hassas, akne eğilimli, karma vb.) çoğunlukla her gün kullandığımız içeriklere maruz kaldığında bu hale gelir. Bahsettiğim içerikler, kullandığımız hemen her üründe farklı kombinasyonlarla karşımıza çıkar. Bence, cilt sadece cilttir ve hepsi aynı şekilde çalışır. Buradaki kritik rolü cilt bariyeri üstlenir. Drunk Elephant’ta amacım; uyumsuz içeriklerden kaçınıp yalnızca biyouyumlu bileşenler kullanarak, cildin temel işlevine onu zarara uğratmadan ve bozmadan fayda sağlamaktır. Problem yaratma ihtimali bulunan içerikleri ortadan kaldırmak her zaman denemeye değerdir ve ne olursa olsun kimseye bir zararı dokunmaz.

“The Littles ile yola çıkarsanız, herhangi bir günde neye ihtiyaç duyduğuna bağlı olarak cildinize en iyi gelen ürünleri görebilirsiniz.”

Drunk Elephant ile tanışmak isteyenler ilk olarak hangi ürünü tercih etmeli?

Markamızı yeni deneyeceklere her zaman, sekiz seyahat boyu ürünü içeren ve bir ila bir buçuk aylık bir süre boyunca ürünleri denemelerine olanak sağlayan The Littles serisini tavsiye ederim. Birlikte kullanıldıklarında tüm cilt bakımı ihtiyaçlarınızı karşılar ve sizi “Şüpheli 6”dan uzak tutacak felsefemi deneyimlemenize olanak tanırlar. The Littles ile yola çıkarsanız, herhangi bir günde neye ihtiyaç duyduğuna bağlı olarak cildinize en iyi gelen ürünleri görebilirsiniz.

“Siz de cildinizin moduna göre bakımınızı kişiselleştirin. Bazı günler diğerlerinden daha kurudur, bu nedenle hangi nemlendiriciye ne kadar ihtiyaç duyduğu konusunda onu dinleyin.”

{773419}

Drunk Elephant markasında cildimiz için kendi karışımlarımızı yapabileceğimizi söylüyorsunuz. Yani ürünlerinizi cilt ihtiyacımıza göre karıştırıp eşleştirebileceğimiz anlamına mı geliyor? Kendi cilt karışımımızı nasıl yaratabiliriz?

Evet kesinlikle! Tüm ürünlerim biyolojik olarak kullanılabilir ve emilim gücü yüksek olacak şekilde formüle edilmiştir. Bunun tek istisnası, temizleyiciler ve güneş koruyucularıdır. Serum, yağ ve nemlendiricilerim tek başlarına veya karışım haline getirilip birlikte uygulandığında cildinize tamamen nüfuz edecektir. Yani cildinizin o anki ihtiyaçlarına göre kişiselleştirilmiş smoothie’ler yaratabilirsiniz.

Size bir örnek vermek gerekirse sabahları hidrasyon için B-Hydra , C vitamini desteği için C-Firma, retinol için A-Passioni, nem için Lala ve cilde ve vitaminlere sıcak bir görünüm katması için bir damla D-Bronzi kullanıyorum. Hepsini avucumun içinde karıştırıyor ve uyguluyorum, ardından fiziksel SPF koruması için Umbra Sheer ile bakımımı tamamlıyorum.

Geceleri cildimi Slaai veya Beste ile temizliyor, ardından dökülmeyi önlemek için TLC Framboos'u, protein ve peptitler için Protini, hidrasyon içinse B-Hydra ve Marula Yağı'nı birlikte uyguluyorum. Siz de cildinizin moduna göre bakımınızı kişiselleştirin. Bazı günler diğerlerinden daha kurudur, bu nedenle hangi nemlendiriciye ne kadar ihtiyaç duyduğu konusunda onu dinleyin.

“Cildin günde bir defadan daha fazla temizlenmesinin, cilt bariyerine zarar vediğini düşünüyorum.”

Okurlarımıza özel cilt bakımı tavsiyeniz nedir?

Bol su için, bolca uyuyun ve “Şüpheli 6”dan kaçının! Tüm bu konuştuklarımıza ek olarak, sabahları ürün kullanmadan cildimi sadece su ile yıkadığımı da söylemek isterim. Cildin günde bir defadan daha fazla temizlenmesinin, cilt bariyerine zarar vediğini düşünüyorum. Cilt bariyeri, ilk savunma hattıdır ve cilt sağlığı için büyük bir önem teşkil eder. Cildin sağlığını ve dengesini bozan bir diğer etken de, aşırı temizleyerek, cilt bariyerini zayıflatmaktır.

Saçımız ve saç derimiz de yüzümüzle aynı şeyi istiyor: Gerektiği gibi gelişmelerine ve işlevlerini yerine getirmelerine yardımcı olacak bileşen türleriyle dolu ürünler.

Saç bakım ürünlerinizin de çok popüler olduğunu biliyoruz, sizce bunun sebebi nedir?

Teşekkür ederim! Felsefemi tepeden tırnağa genişletebilmek için saç ve vücut koleksiyonları da çıkardım. Saçımız ve saç derimiz de yüzümüzle aynı şeyi istiyor: Gerektiği gibi gelişmelerine ve işlevlerini yerine getirmelerine yardımcı olacak bileşen türleriyle dolu ürünler. Kullandığımız formüller bunu mümkün kıldı. Etkin maddeler ve faydalı bileşenlerin miktarını az tutmadık çünkü cildinizin her bir santimetresinin (ister kafa derinizde ister boynunuzun altında) yüzünüzle aynı muameleyi hak ettiğini düşünüyoruz.

Editörün Notu: Drunk Elephant kurucusu Tiffany Masterson, etken maddeleri araştırmaya başladığında, Afrika marula yağına âşık oldu ve fillerin marula meyvesini yedikten sonra sarhoş oldukları mitinden çok etkilendi. Bu da markanın adına esin kaynağı oldu. Drunk Elephant; ciddi bir cilt bakım ürün yelpazesi için mutlu ve içten bir ad.