Güzelleştiren Markalara Hayat Veren İsimler: Abtira, Anna Batyra
Yazı Boyutu:
Türk kozmetik markalarının yükselişiyle beraber, bu gururu yaşatan marka kurucularını daha yakından tanımak istedik. Stilleri, hayata dair seçimleri, motivasyonları, günlük rutinleri ve hedefleriyle karşınızda size ilham verecek kadınlar… Abtira markasının kurucusu Anna Batyra ile beraberiz.
Abtira’yı kurarken aydınlanma yaşadığınız bir dönüm noktasından bahsedebilir misiniz?
Abtira var olalı artık yedi sene oldu. Sanırım dönüm noktası diyebileceğim iki an oldu. İlki, 2017’de aromaterapiyi öğrenmeye başladığımda yaşandı. Doğal olması, beni ne denli iyi ve sakin hissettirdiği, bunun günlük olarak yapmak istediğim bir şey olduğu düşüncesiyle doluydum. Doğaya ve bitkilere her zaman yakındım ancak o zamanlar tamamen farklı bir meslekteydim.
Diğer bir aydınlanma anı da bir yıl sonra geldi. Bazı ürünlerim olduğunda ve insanların aslında onları beğendiğini ve istediğini keşfettiğimde! O zaman yeni bir yolculuğa zihinsel olarak rahatlıkla başlayabildim.
Organik cilt bakımı alanında sizin için öne çıkan bir bilimsel gelişmeyi paylaşabilir misiniz?
Bitkiler ve bitki özleri bin yıllardır doğal ilaç olarak kullanıldığından, bu alana duyulan ilginin geri dönmesi aslında şaşırtıcı değil. Soğuk preslenmiş yağlar, esansiyel yağlar, hidrosoller ve bazı basit aktifler olan bitkisel türevli asitler her daim elde edilmesi oldukça kolaydı. Ancak kozmetikteki diğer vitamin ve destekleyici içeriklerin hâlâ sentetik olma eğiliminde olduğunu söyleyebilirim. İlk gelişmenin felsefi olduğunu düşünüyorum: Kozmetik ürünlerdeki tüm bu yapı taşlarının aslında doğal olabileceğinin farkına varılması! Ne de olsa doğada var olanları bulmamız ya da geliştirmemiz gerekiyordu. İkinci adım ise, bu eksik doğal bileşenleri geliştirmek ve teslimatlarını sağlamaktı. Yeni teknolojiler gerçekten çok etkileyici. Bu sayede, doğal vitaminler, kök hücre özleri, koruyucular ve nemlendiriciler elde ediyor ve cildi güçlü bir şekilde besleyebiliyoruz.
İyi bir nemlendiricide olması gereken üç temel içerik nedir? Abtira formüllerindeki favori içerikleriniz nelerdir?
Bence beş temel içerik var. İlki tabii ki su; tercihen bir bitki hidrosolu, doğal olarak nemlendirici olmasının yanı sıra belirli bir bitkinin ekstra botanik faydalarına sahiptir.
İyi bir hafif soğuk preslenmiş yağ; cildin içindeki nemi kilitleyen güzel bir lipit tabakası oluşturmak için gerekir. İyi bir (doğal) emülgatör; ikisi karıştırılarak stabil bir formül oluşturulur. Bunların üçüne ek olarak, kremizin penetrasyonunu kolaylaştırmak için iyi bir (doğal) yumuşatıcı veya çözücü ekleriz çünkü kremlerimizi hafif ve köpüklü seviyoruz.
Tabii küçük moleküllü hyalüronik asit, kremimizin nemlendirme gücünü artırmak için olmazsa olmaz. Abtira’da şu anki favorimiz mikroalglerimiz; doğal deniz retinolumuza gerçekten aşık oldum!
Sosyal medyada takip ettiğiniz insanların farklı bakış açılarından ne öğreniyorsunuz, bu alan sizi nasıl besliyor?
Instagram aslında hâlâ abone olduğum tek sosyal medya kanalı. Facebook’u erken bıraktım, Twitter ve TikTok hiç ilgimi çekmedi. Instagram doğduğunda, kreatif dünyaya bağlanma açısından muazzam bir etki sağladı ve benim dünyayı görme şeklimde büyük bir değişim yarattı. Kullanmaya başlayanlar için yaratıcı dünya ile bağlantı kurma açısından harika bir araçtı. Kendi içeriğimizi yaratacak ve diğerleriyle paylaşmamızı teşvik edecek bir topluluk bulduk. O dönem önce sanal olarak, daha sonra kişisel olarak eserlerini daha önce sadece mağazalarda ya da dergilerde gördüğüm birçok üreticiyle tanıştım. Bu, markamın oluşumuna tamamen yarar sağlayan bir devrimdi! Şimdi sosyal medyadan beslenmek zor geliyor. O kadar kalabalık ve kaliteli içerik oranı o kadar düşük ki, surf yapma teşvikleri giderek azalıyor. Ancak tabii ki özel hesabımı devam ettiriyorum. Bu sayede sanatı, doğayı ve seyahati takip ediyorum, çevrimiçi olarak tanıştığım arkadaşlarla iletişim kuruyorum.
‘Keşke şu anda orada olsam’ dediğiniz bir yer var mı?
En sevdiğim yer kesinlikle Lanzarote. Burayı 2005’te keşfettim ve birkaç kez ziyaret ettim. Bu volkanik adanın doğal güzelliği o kadar etkileyici ki, insanın dili tutuluyor. Siyah lavlarla kaplı açık alanları, kayalık bağ alanları, rüzgârı, okyanusun sonsuzluğu ve Cesar Manrique’yi seviyorum. Restoran ve yeme içme sahnesi için ise, favori şehirlerim Brüksel ve Varşova.
Stres yönetimi için önerileriniz neler? Meditasyon yapar mısınız?
Stres yönetimi hayatımda büyük bir konu. Hareketli modern dünyada pek iyi olmadığımı keşfettim, hem bedenim hem de zihnim kolayca yoruluyor. Eminim ki birçoğumuz kendimizi bu durumda buluyoruz ve nereye döneceğimizi bilmiyoruz. Bu nedenle, telefonum daima sessizde ve telefonumdaki tüm bildirimler kapalı. Bunun biraz sağlıklı kalmanın anahtarı olduğunu öğrendim, aksi halde sürekli dikkat dağıtıcılar, çalışmamı ve yaşamımı engelliyor. Her sabah yirmi dakikalık somatik yoga yapmaya çalışıyorum, gün sonunda bilgisayarımı ve iş uygulamalarını kapatıyorum ve acil bir durum olmadıkça asla yeniden bağlanmıyorum. Uyumadan önce sadece yatakta uzanmayı seviyorum; hiçbir şey yapmadan, zihnimin süzülmesine izin veriyorum. Bunun da bir tür meditasyon olduğunu düşünüyorum.
POP QUIZ
Hafta sonu planı: Sinemaya gitmek mi evde film izlemek mi?
Evde film izlemek.
İletişim şekli: Sesli mesaj mı yazılı mesaj mı?
Yazılı mesaj.
Cilt bakımı: Yüz yogası mı ev tipi cihazlar mı?
Ev tipi cihazlar.
İş yaşamında karşınıza çıkan bir sorun:
Kendiniz mi çözersiniz, çalıştığınız kişilere mi yönlendirirsiniz?
Çalıştığım kişilere yönlendiririm.