Güzelleştiren Markalara Hayat Veren İsimler: Ashley Joy, Aslı Gümüşel

•

21.04.2024

Güzelleştiren Markalara Hayat Veren İsimler: Ashley Joy, Aslı Gümüşel

Yazı Boyutu:

Türk kozmetik markalarının yükselişiyle beraber, bu gururu yaşatan marka kurucularını daha yakından tanımak istedik. Stilleri, hayata dair seçimleri, motivasyonları, günlük rutinleri ve hedefleriyle karşınızda size ilham verecek kadınlar… Ashley Joy markasının kurucusu Aslı Gümüşel ile beraberiz.

Hangisine daha çok zaman ayırırsınız; saç bakımına mı makyaj görünümüne mi?

Markamdan da anlayacağınız gibi saç bakımı diye düşünebilirsiniz. Evet saçlarım benim için çok değerli, zaten bu anlamdaki ihtiyacım ve arayışımın sonucu elde ettiğim etkili bakımı herkese ulaştırmak üzerine Ashley Joy doğdu. Ancak şunu da belirtmeliyim ki tipik bir başak kadını olarak her anlamda en iyisini isterim. Yani saçım da iyi olmalı, makyajım da, giyimim de, cildim de…

Bir markayı geliştirip büyütme yolunda verebileceğiniz tavsiyeler neler?

Öncelikle markanızın kategorisiyle ilgili kendinizi bilgi ve donanım olarak geliştirmelisiniz. Yani yaptığınız işin altını doldurmalısınız ve bu hiç bitmemeli. ‘Oldum’ demeden her zaman alanınızda yeni bilgiler edinerek, yeni araştırmalar yaparak, gelişen dünyayı yakından takip ederek güncel kalmalısınız. Bununla beraber, talebi doğru anlamalı, bu talebe en etkili şekilde karşılık verecek yaklaşımları ortaya koymalısınız ki fark yaratan bir marka konumu elde edebilesiniz. Doğru marka DNA’sı, doğru strateji, doğru pazarlama ve elbette ki doğru ekip olmazsa olmazlar ancak bence bir markanın hayata dokunması ve ilham vermesi de gerekir. Bu kimi zaman görsel ve estetik anlamda, kimi zaman da markanın hikâyesinde insanlara sağladığı güç, rehberlik ve iş imkânı olabilir. Ve tabii ki sevdiğiniz işi yapmalı, çok çalışmalı, sevginizi ve motivasyonunuzu en pozitif şekilde markanıza aktarmalısınız.

Bazen bir çocuk kadar neşeyle, merakla, heyecanla baktığımızda yaratım enerjimiz de artıyor, kalıplardan sıyrılarak ‘imkansız’ dediğimiz ama aslında kendi kendimize yarattığımız endişelerden arınıyoruz.

Çocuklarınızdan öğrendiğiniz ve size rehberlik eden bir deneyimi paylaşır mısınız?

Bence bu soru tam benlik, teşekkür ederim. Ben hayatta sadece yaşça büyüklerden bir şey öğrenildiğine inanan biri değilim. Kaldı ki, sadece insan insana da bir şeyler öğretmez; doğanın kendisi, sahiplendiğiniz bir minik dost, doğru gözlemlediğiniz ve anladığınızda size inanılmaz şeyler katar, ruhunuzu ve dimağınızı besler. Çocuklarımla öncelikle anne olmayı öğrendim ki bu gerçekten paha biçilemez bir duygu. Hayata bambaşka bakıyorsunuz, öncelikleriniz değişiyor. Hepimiz gerçekten çok hızlı bir tempo içindeyiz, çocuklarımla beraber özellikle de onların küçük yaşlarında unuttuğum ama aslında hep içimde saklı olduğunu anladığım çocuğa yeniden sarıldım. Bu da ruhen beni inanılmaz besledi. İnsan bazen hayata kapılıp gittiğinde kalıplara da takılıyor ve yaratma enerjisini kaybediyor.

Oysa bazen bir çocuk kadar neşeyle, merakla, heyecanla baktığımızda yaratım enerjimiz de artıyor, kalıplardan sıyrılarak ‘imkansız’ dediğimiz ama aslında kendi kendimize yarattığımız endişelerden arınıyoruz. Tek bir deneyimden bahsetmedim biliyorum çünkü onlarla yaşadığım her bir deneyim benim için çok değerli, çok kıymetli. Buradan ikisini de kucaklıyor ve kocaman sarılıyorum.

Şehirde yapmayı en sevdiğiniz aktivite hangisi? Klasik bir pazar günü keyfine neleri dahil edersiniz?

İnanır mısınız şehirde yapmayı en sevdiğim şey, adeta bir turistmişim gibi bilmediğim yerleri keşfetmek ve gezmek. Tarihi semtler, tarihi yerler, sergiler; bunlar beni hep heyecanlandıran ve besleyen adresler. Yenilikleri keşfetmeyi, yeni bir şeyler öğrenmeyi çok ama çok seviyorum. Klasik bir pazar günü denince de beni yakından tanıyan herkes iyi bilir, pazar benim için bakım günüdür. Yalnız cildim için değil, çok kapsamlı bir bakımdan söz ediyorum. Dolap bakımı, dolap detoksu, çekmece düzeni, kremleri kombinlemek, içerik bakmak ve kapsamlı bir bakım günü şeklinde oluyor. Hepsini de kişisel merakım sebebiyle, keyifle yapıyorum. Mesela aynı etkiyi sağlayan benzer ürünleri deneyerek, kıyaslıyorum. Kremlerin formüllerini okuyorum, sonra kombinliyorum. Yüzümde bizzat deneyerek, her bir ürünü test ediyorum. X markası ile Y markasını kıyaslıyorum. Kışın yaptığım uygulamalar başka, yazın başka; sabah ritüelim başka, gece başka.

Markanızdan sürekli olarak kullandığınız ürünler hangileri?

Bu soru bir anneye ‘Hangi çocuğunu daha çok seviyorsun?’ demek gibi oldu! Hepsi benim çocuklarım diyerek ayırt edemeyeceğimi söylemeliyim ancak hikâyenin başkahramanı, markamın ilk ürünü olan mucizevi 24 bitkisel yağ ile zenginleştirilmiş Ashley Joy Saç Bakım Yağı’nın yeri bende apayrı.

Sosyal medyada size ilham veren hesaplardan örnek verir misiniz? Genelde hangi tarz kişileri takip etmekten keyif alırsınız?

Yerli ve yabancı çok sayıda sevdiğim sayfa var. Güncel haberleri Gazetemagazin ve Modavesosyete’den, iş ve pazarlama dünyasına dair gelişmeleri Reputeforge’den takip ediyorum. Kişisel zevklerime uygun olanlar ise kesinlikle Arzu Sabancı, Nur Bilen Yavuzer, Annabellefleur ve Giorgiagabriele. Dekorasyona dair Hakan Kütahya favorim. Güzellik Yayında’yı güzellik için takip ediyorum ve elbette lifestyle tarzda da OGGUSTO takibimde.

En sevdiğiniz başucu kitabı ve verdiği mesajı aktarır mısınız?

İlber Ortaylı’nın bir kitabı var; Bir Ömür Nasıl Yaşanır?, mutlaka herkes okumalı. Bir ömre neler sığdırabileceğinizi, hayatı nasıl yaşamak gerektiğini, Ortaylı’nın ön sözde dilediği gibi ‘Olgun ve bilge bir çehre edinmeyi’, hayata farklı bakış açılarından bakabilmeyi, doğru çalışmayı, doğru okumayı, doğru dinlemeyi, doğru izlemeyi, seyahat etmenin inceliklerini ve yaşama dair pek çok konuyu barındırıyor. Defalarca okunabilecek ve her defasında kendinizle ilgili yeni şeyler de keşfettiğiniz müthiş bir eser.