Güzelleştiren Markalara Hayat Veren İsimler: Gülsha, Gülşah Gürkan

•

27.05.2024

Güzelleştiren Markalara Hayat Veren İsimler: Gülsha, Gülşah Gürkan

Yazı Boyutu:

Türk kozmetik markalarının yükselişiyle beraber, bu gururu yaşatan marka kurucularını daha yakından tanımak istedik. Stilleri, hayata dair seçimleri, motivasyonları, günlük rutinleri ve hedefleriyle karşınızda size ilham verecek kadınlar… Gülsha markasının kurucusu Gülşah Gürkan ile beraberiz.

Kozmetik tutkunuzu nasıl aktarırsınız? Bu tutku hangi kararla markalaştı?

Dünyanın şu an hızla daha çok benimsediği skin-minimalism benim kozmetik tutkumu en iyi anlatan kavram diyebilirim. Hiçbir zaman çok fazla kozmetik ürünü kullanmaya zaman ayırabilen bir insan olmadım. Gülün cilt üzerindeki mucizevi etkilerine şahit olarak büyüdüğümden, 30 yaşına kadar cildimi sadece gül suyu ile hem temizledim hem nemlendirdim diyebilirim. Amacım da zaten gül suyu ve gül yağı ile zenginleştirilmiş Gülsha cilt bakım serisi ile kullanıcılarımızın cildini temizlemek, tazelemek ve beslemek. Çok ürün kullanmak zayıflamış bir cilt bariyeri, tahriş ve sivilceye yol açabiliyor. Doğal, etkili ve keyifli ürünler içeren üç adımlık cilt bakım serimiz bu yüzden hem cildinize, hem dünyaya hem de bütçenize dost. Zamanla makyaj, saç bakımı gibi malzemelerimi de yalınlaştırdım. Bir dönemde tek bir ruj, tek bir şampuan, tek bir fondöten deneyip, onlar bitmeden yenisini almıyorum.

Gülsha deyince insanların aklına gelmesini istediğiniz üç şey nedir? Sizi şu an için en çok heyecanlandıran ürününüz hangisi?

Bizim mottomuz; ‘Cilt bakımında gülün adı Gülsha.’ Gül denince akla markamızın gelmesini istiyoruz çünkü biz zaten üç kuşaktır dünyaca ünlü parfüm ve kozmetik markalarına gül özleri tedarik ediyoruz. Bu uzmanlığımızı özel bir cilt bakım serisine aktarmaya karar verdiğimde, en iyi Fransız cilt bakım uzmanları ile çalışarak esansiyel gül yağının temel içerik olduğu Gülsha markasını kurdum. Her zaman en iyi bildiğimiz işi yaptık ve yapmaya da devam edeceğiz.

Yola çıktığımdan beri amacım Isparta’dan çıkan bu eşsiz hikâyeyi global bir kozmetik markasına dönüştürmek. Isparta gülüne sahip çıkarak, Ispartalı kadınların güzellik sırrını tüm dünya ile paylaşıyoruz. Ürünlerimizin yüksek ihracatı benim için ayrı bir gurur kaynağı. Ürünlerimizi başta Amerika, Çin, Hong Kong, Kore ve Tayvan olmak üzere 10’dan fazla ülkede, 2000’e yakın satış noktasında, dünyanın dört bir tarafında kullanıcılarımız ile buluşturuyoruz. Uzun Ar-Ge’ler sonucu kullanıma sunduğumuz tüm ürünlerimiz, yüksek aktif oranları, güçlü etkinlik testleri sonuçları ve farklı içerikleri ile sadık kullanıcılar kazandırdı bizlere. Şu an uzun zamandır üzerinde çalıştığımız yeni göz kremimizin lansmanının heyecanı içerisindeyiz. % 99,3 doğal kaynaklı, değerli esansiyel gül yağı ve tam gül suyu ile zenginleştirilmiş göz kremi, narin göz bölgesindeki yaşlanma belirtilerine karşı bütünsel bir çözüm sunuyor.

Markanızı güncel tutmak adına sosyal medya kanallarını nasıl kullanıyorsunuz?

Sosyal medyada, en başından beri samimi ve dinamik olmaya çok önem verdik, kanallar arasında en aktif olduğumuz mecra ise Instagram. Sosyal medya kanallarımızda kullanıcı geri dönüşlerini de takipçilerimizle büyük bir gururla paylaşıyoruz. Müşterilerimizle ve markamızın yakın takipçileriyle çok sağlam ve güzel bir etkileşim içerisindeyiz.

Sosyal medya kanallarımızda en aktif olduğumuz dönem mayıs ayında gerçekleşen hasat dönemimiz. Birçok influencer ve basın misafirimiz ile bahçeden cilde uzanan tüm hikâyemizi paylaşma fırsatı buluyoruz. Milli piyango iş birliği ile yaptığımız yarışmalar sonucunda bir şanslı takipçimizi gül hasadımızda misafir ediyoruz.

Favori seyahat rotanız nedir? Seyahat planınızı neye göre oluşturursunuz?

Bir kadın girişimci olarak tatil yapmaya yönelik çok fazla fırsatım olmuyor. Yaz tatillerinde sakin ve doğanın içinde olabileceğim butik oteller ya da tekne gezileri tercih ediyorum. İşim dolayısıyla çok seyahat ettiğim için mutlaka iş seyahatlerimin sonuna küçük kaçamaklar da eklemeye çalışıyorum. En geniş ihracat ağına sahip olduğumuz Uzak Doğu seyahatlerimde düzenli olarak Çin, Hong Kong, Singapur gibi ülkelere gitme fırsatı buluyorum.

İngiltere pazarına yeni giriş yaptık; Superdrug ve Debanhams sitelerinde satışlarımız başladı. Hem yeni satış aktivitelerimizi takip etmek hem de eski okuduğum şehri gezmek için şu aralar sık sık Londra seyahatlerim oluyor.

İstanbul’da en sevdiğiniz yeme-içme mekânı? Vazgeçemediğiniz lezzetler neler?

Sabancı Müzesi’nin içinde bulunan MSA restoran en fazla tercih ettiğim mekân; evime ve işime yakınlığı, yemeği, müziği, ortam ve servis kalitesi ile senelerdir vazgeçilmezimiz.

Yediklerimin de kozmetiklerim gibi doğal, faydalı ve keyifli olmasına dikkat ederim. Vazgeçemediğim lezzetler ise, evde kendi kendime yaptığım, içine ne girdiğini bildiğim sağlıklı tarifler diyebilirim. Şekersiz, laktozsuz, glutensiz ama çok lezzetli tatlı ve yemek tariflerini denemeye bayılıyorum. Tipik bir boğa burcu olarak Türk, Uzak Doğu, İtalyan gibi tüm lezzetlere açığım. Tutkulu bir Antep fıstığı aşığıyım, Antep’ten farklı hasat kalitelerinden alıp hepsini yememek için kendimi tutmaya çalışırım.

Hafta sonlarınızı nasıl doldurursunuz? Enerjinizi en çok neye harcarsınız?

Dengelenmek, yenilenmek ve hazırlanmak için sessizlik ve sakinlikle. Hiç örnek bir cevap olmayacak belki ama hafta sonlarımın büyük bir kısmını geçen haftanın işlerini toparlamaya ve önümüzdeki haftanın detaylı planlarını yapmaya ayırıyorum. Hafta içi hep toplantılar ve koşturma içerisinde geçtiğinden, sakin ve detaylı bir şekilde yapmam gereken işleri sessizlik içinde hafta sonuna bırakıyorum.

Onun dışında, spor yapmaya ve bahçemde zaman geçirmeye özen gösteriyorum. Ve tabii ki pazar gününü bakım günü olarak, haftalık maske ve bakım zamanı olarak ayırıyorum.