Chanel_Banner 5_12528791_sidebar

300x600

Chanel_Banner 4_12528790_sidebar

Chanel_Banner 3_12528789_sidebar

Chanel_Banner 2_12528788_sidebar

Chanel_Banner 1_12528787_sidebar

Chanel_Banner 3_12528794

Masthead (970 x Auto)

Orta banner (970 x Auto)

Chanel_Banner 2_12528793

Chanel_Banner 1_12528792

BMW GLK

honda-hrv-2

honda-hr-v-1

mercedes-g580-2

mercedes-g580

Odea Bank_8 Kasım 2024

fossil-2

fossil-banner-1

koc-holding-10kasim-2

koc-holding-10kasim

president-4

president-kasim-3

president-kasim-2

president-kasim

Odea Bank_4 Kasım 2024

velavit-kasım-2

velavit-kasım

fiat-600-2

fiat-600-iletisimi

Akbank Sürdürülebilirlik_Ekim_KV2_

Akbank Sürdürülebilirlik_Ekim_KV1_

hafele-2

hafele-1

Mercedes2_2409

Mercedes_240924

THY_MILES&amp;SMILES 2

THY_HAYATTA HER AN

Mercedes Benz IKSV_Mayıs 2024

oggusto club

boş banner Zehra

boş banner

Gizlilik İlkeleri

Çerezler

Reklam ve İş Birliği

Hakkımızda

Künye

OGGUSTO Academy

Etkinlikler

İletişim

Yılbaşı

Seyahat by Miles&amp;Smiles

Gentlemen by BMW

Moda

Sanat by Koç Holding

Güzellik

Pets

Mücevher / Aksesuar by Fossil

Spor

Lifestyle by Honda

Well-Being by Velavit

Wedding

Dekorasyon by Häfele

Gastronomi by President

Teknoloji

Business &amp; Yatırım by Odea

Sürdürülebilir Yaşam by Akbank

Astroloji

Şehir Rehberleri

Yurt İçi

Yurt Dışı

Otomobil

Saat

Erkek Bakımı

Erkek Modası

Trendler

Markalar &amp; Tasarımcılar

Stil

Türkiye

İstanbul

Röportajlar

Makyaj

Saç

Cilt Bakımı

Dekorasyon Trendleri

Dekorasyon Fikirleri

Bitki ve Outdoor Yaşam

Renk Önerileri

Yatırım by Odea

Home Office

Etkinlik

Film ve Dizi Önerileri

Çocuk

Düğün Hazırlığı

Gelinlik

Eser ve Müze İncelemeleri

Sanatçı

Sergi


<p><em>Geçmişin izlerini sanatsal bir titizlikle işleyen ve mekânın hafızasını duyumsal ritimlerle keşfe çıkan sanatçı Berka Beste Kopuz ile röportaj gerçekleştirdik.</em></p>



<p>Berka Beste Kopuz’un “Toprak Biriktirir Geçmişi II” adlı kişisel sergisi, 30 Kasım tarihine dek Merdiven Art Space’te izleyiciyle buluşuyor. Sanatçının küçüklüğünden bu yana yaşadığı Acıbadem Mahallesi’ndeki kendi evine komşu sınır olan bir âtıl köşk serginin çerçevesini oluşturuyor. Kopuz’un sanatsal pratiği, geçmişin bellek kırıntılarında saklı kalmış hikâyeleri açığa çıkarırken, mekânın içsel ritmini de duyma cesareti gösteriyor.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Kendinizden ve işlerinizden bahsedebilir misiniz?</strong></h3>



<p>2017 yılında Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi resim bölümünden mezun oldum. Şu anda ise Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü resim bölümünde yüksek lisans eğitimi görmekteyim. Çalışmalarımda kent tarihi, mekânın hafızası ve arşivsel çalışmalar yürüterek yer ile kurulan katmansal ilişkiler ağı üzerine eğilmekteyim. Çoğunlukla kent tarihi ve arşivsel belgelere dayanarak başladığım araştırma tabanlı projeler üzerine çalışıyor ve mekân odaklı işler üretiyorum.</p>



<div class="wp-block-media-text is-stacked-on-mobile"><figure class="wp-block-media-text__media"><img decoding="async" width="469" height="650" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/11/sanatci-sohbetleri-berka-beste-kopuz-1.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=469%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-324736 size-full"/></figure><div class="wp-block-media-text__content">
<h3 class="wp-block-heading"><strong>Sanatla uğraşmaya nasıl başladınız?</strong></h3>



<p>2013 yılında Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi resim bölümünde aldığım eğitim ile beraber özellikle Bülent Şangar ile eğitim sürecimde yolumun kesişmesi sanata bakışımı ve üretimlerimi önemli ölçüde etkiledi diyebilirim. Ancak 2017 yılından itibaren daha profesyonel anlamda sanat alanında üretimlerime devam etmekteyim.</p>
</div></div>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Çalışmalarınızda hangi bakış açılarını ön plana çıkarıyorsunuz?</strong></h3>



<p>Kentlerin en önemli özelliklerinden birisinin tamamen yok edilememesi ve her durumda geçmişinden izler barındırması olduğuna inanıyorum. Üretimlerinde de kentteki bu izleri arayarak, geçmiş-şimdi-gelecek zaman dilimleri arasında hatırlama ve unutma pratiği üzerinden çalışmalarımı şekillendiriyorum.</p>



<div class="wp-block-media-text has-media-on-the-right is-stacked-on-mobile"><div class="wp-block-media-text__content">
<h3 class="wp-block-heading"><strong>Çalışmalarınızı hazırlarken ilham aldığınız noktalar nelerdir?</strong></h3>



<p>Bu benim oldukça esnek bir konu aslında. Kimi zaman ayağıma takılan bir taş, şans eseri önüme çıkan bir fotoğraf, her gün önünden geçtiğim ama dikkatimi yeni çeken bir yapı çalışmalarımın ilham noktası olabilir. Daha genel anlamda başlangıçta haritalar, arşivler, fotoğraflar oldukça dikkatimi çeken ilham aldığım parçalar diyebilirim.</p>
</div><figure class="wp-block-media-text__media"><img decoding="async" width="488" height="650" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/11/sanatci-sohbetleri-berka-beste-kopuz-2.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=488%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-324737 size-full"/></figure></div>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Merdiven Art Space’te açılan yeni serginiz “Toprak Biriktirir Geçmişi II”ten bahsedebilir misiniz?</strong></h3>



<p>“Toprak Biriktirir Geçmişi II” , aslında eski atıl bir av köşkünden ilhamını alan, yaklaşık 1,5 yıllık derinlikli bir araştırma sürecini içerisinde barındıran ve bununla beraber kişisel tarihimin de içerisinde yer yer bulunduğu çeşitli yapı malzemelerinin kullanılarak ürettiğim eserlerden oluşan bir sergi. Bir yandan bölgenin hafızasını canlı tutmaya çalışırken, bir yandan da beton, ytong ve mesh gibi günümüzdeki yapı malzemelerinden üretilmiş olan eserler ile izleyicinin geçmiş ve gelecek arasında “şimdi”yi bu malzemeler üzerinden yeniden yorumlanışına bir kapı aralamak niyetindeyim.</p>



<figure class="wp-block-gallery has-nested-images columns-default is-cropped wp-block-gallery-1 is-layout-flex wp-block-gallery-is-layout-flex">
<figure class="wp-block-image size-large"><img decoding="async" width="460" height="550" data-id="324739" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/11/sanatci-sohbetleri-berka-beste-kopuz-4.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=460%2C550&ssl=1" alt="" class="wp-image-324739"/></figure>



<figure class="wp-block-image size-large"><img decoding="async" width="730" height="569" data-id="324740" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/11/sanatci-sohbetleri-berka-beste-kopuz-3.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=730%2C569&ssl=1" alt="" class="wp-image-324740"/></figure>
</figure>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Acıbadem’deki âtıl bir köşk serginin ortaya çıkışını oluşturuyor. Her şey nasıl başladı?</strong></h3>



<p>Her şey aslında her gün önünden geçmek zorunda kaldığım, evimin yanında yer alan eski ve atıl bir yapının hikayesini merak etmemle başladı. İlk araştırmalarım sonrasında eski bir av köşkü olduğunu öğrenmem ve yaşadığım Acıbadem mahallesinde yer alan diğer köşkleri araştırmaya devam etmemle beraber araştırma süreci ilerledi. İlk olarak bölgenin hafızasına ışık tutabilecek bir defter ve en sonunda da “Toprak Biriktirir Geçmişi II” sergisi ortaya çıktı.</p>



<div class="wp-block-columns is-layout-flex wp-container-core-columns-is-layout-1 wp-block-columns-is-layout-flex">
<div class="wp-block-column has-black-color has-text-color has-background has-link-color wp-elements-2ad3fc3840f98035e3b878d448992771 is-layout-flow wp-block-column-is-layout-flow" style="background-color:#bcbacc">
<p></p>



<h2 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Pop Quiz</strong></h2>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Sanatını üç kelimeyle tanımlayabilir misin?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Mekana özgü (site-specific), hafıza ve malzeme.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>İmkânın olsa tanışmak istediğiniz sanatçı kim olurdu?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Richard Serra.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Tüm zamanların en önemli sanat eseri hangisidir?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Gustav Courbet, &#8220;Sanatçının Stüdyosu&#8221;.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Türkiye ve dünyadaki galeri ve müzelerden en sevdiklerin hangileri?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Türkiye’de yaptığı sergileri düşündüğümde Salt, Arter, Dirimart, Öktem Aykut, Merdiven Art Space ve Sakıp Sabancı Müzesi sıklıkla ziyaret ettiğim yerler. Dünyada ise bu zamana kadar gezme şansım olan Louvre, Uffizi, Rijkmuseum, Musee National d’Art Moderne, Prado müzesi oldukça heyecan vericiydi diyebilirim.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Evinde hangi sanat eserinin olmasını isterdin?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Hema Uphadyay, &#8220;Güzellike ve Çöküş&#8221;.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Hangi şehir sana ilham veriyor?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">İstanbul.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>En son ziyaret ettiğin üç sergi hangileriydi?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Ahmet Rüstem &amp; Hakan Sorar&#8217;ın &#8220;Bir Varış Bir Yokuş&#8221;, Osman Bozkurt&#8217;un &#8220;Hatırla&#8221; ve &#8220;Yeryüzü Halleri&#8221; sergisi.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Sanatçı olmasaydın hangi mesleği tercih ederdin?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Arkeolog.</p>



<p></p>
</div>
</div>



<p>{324105}</p>


medium

thumbnail

medium_large

300x300

slider

big_card

card

interest

sanatci-sohbetleri-berka-beste-kopuz

Sanatçı Sohbetleri: Berka Beste Kopuz


<p><em>Sanatçı Serina Haratoka ile farklı disiplinlerdeki yolculuğunu, arkeoloji tutkusunu ve eserlerindeki Akdeniz duygusallığını konuştuk.</em></p>



<p>Serina Haratoka, “Rüya Mağaraları” adlı sergisiyle 24 Aralık 2024-24 Ocak 2025 tarihleri arasında Tokatlıyan Han’ın beşinci katında sanatseverlerle buluşuyor. Rüya, mağara ve renk metaforları etrafında çerçevesini oluşturan sergi, Denizhan Özer küratörlüğünde hayata geçiyor.</p>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="250" height="250" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/11/sanatci-sohbetleri-serina-haratoka-portre.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=250%2C250&ssl=1" alt="" class="wp-image-323751"/><figcaption class="wp-element-caption"><em>Serina Haratoka</em></figcaption></figure></div>


<h3 class="wp-block-heading"><strong>Kendinizden ve işlerinizden bahsedebilir misiniz?</strong></h3>



<p>Bu soru bana geçen gün tanıştığım bir gazeteciyi hatırlattı. “Siz kimsiniz?” diye sorunca ağzımdan “ressamım” kelimesi çıkıverdi oysa aslında ressam olduğumu düşünmediğimden ya da sadece ressam olduğumu düşünmediğimden sesim neredeyse sönen bir balon gibi çıkıverdiği için karşımdaki kişiye hiç ilginç gelmemiştim. Şimdi sizin sorunuza daha heybetli kelimeler seçeyim…</p>



<p>“Sanatçıyım” demek dilimizde garip karşılıklara taşıyor anlamı, oysa ki hayatta söyleyeceği şeyleri farklı sanat dallarıyla ifade eden biri olarak sabit bir etiket veya titr ihtiyacı duymamak konusunda oldukça tutarlı bir insanım diyebilirim. Multidisipliner bir sanatçı.</p>



<p>Mimarlık, sinema ve görüntü yönetmenliği eğitimleri aldım, şimdi de üçüncü üniversite eğitimimin tam ortasındayım arkeolojinin sanırım en zor dalını okuyorum. Protohistorya ve Ön Asya arkeolojisi. Yıllardır devam eden yoğun öğrencilik süresinde ikinci bir katman açıp uzun yıllar tüm dünyada turist rehberliği yaptım. Dünyayı öğrenmek, gezmek ve ekonomik olarak özgür olmak adına bana büyük bir tecrübe katan 15 senem oldu.</p>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="556" height="550" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/11/sanatci-sohbetleri-serina-haratoka-1.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=556%2C550&ssl=1" alt="" class="wp-image-323210"/></figure></div>


<p>Bütün bu yolculuğun ilk adımları teknik resim ve karakalem resim eğitimleri ile atıldı sonra ışık, mekan, kültür, tarih ve mitoloji birer baharat gibi bugünkü durağa ulaşmamda yardımcı lezzetler oldu. Sinema eğitimini Barcelona’da aldım oldukça küçük bir sinema okuluydu ancak öğretmenleri İspanyol sinemasında ve belgeselciliğinde çok tecrübeli insanlardı. Başka bakış açıları ve çok uluslu bir üretim süreci içinde imgeyi ışık ve gölge ile şekillendirmeyi, minimal tavırlarla, dolu bir duygusal etki yaratmayı orada öğrendim demeliyim. Akdeniz kültürünün yoğun duygusal iniş çıkışlarını çok iyi anlayan ve bizzat yaşayan biri olarak aslında asıl hedefimi yaptığım eserlerle duygusal bir kanca atıp insanları o hislere davet etmek olarak özetleyebilirim.</p>



<p>Yolculuğun sanırım yarısındayım ve bu aralar resim, fotoğraf, heykeli andıran enstalasyonlar ve yazı ile kendimi ifade ediyorum. İşler de bu medyumlar ve teknikler arasında dalgalanıyor ve şekilleniyor.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Sanatla uğraşmaya nasıl başladınız?</strong></h3>



<p>Oldukça şanslı bir öğrenci olarak resim sanatına hem teknik resim hem karakalem resim eğitimi ile İtalyan Lisesi’nde başladım. Çok değerli bir ressam olan Gülseren Südor ilk resim öğretmenimdi. Bir tarafta Venedik Sarayı’nı öteki tarafta Fransız Yetimhanesini gören bir resim odamız vardı. Camdan bakıp hayallere kapıldığım çok anım olmuştur. Bir sefer zannediyorum 13 yaşlarında bir İtalyan sarayında sergim olduğunu hayal etmiştim. Gerçekten de katıldığım ilk uluslararası sergi Venedik’te harika bir sarayda gerçekleşti.</p>



<p>Üniversitede fotoğraf sanatına merak saldım. Sanat tarihi ile de epey haşır neşir olunca hem İstanbul’da hem Anadolu’da tarihi yapılar, antik kentler, kültürel miras ile ilgili bir dia koleksiyonu oluşturmaya başladım. Üniversitede fotoğraf öğretmenim Ufuk Duygun bana babamın eski rus analog kamerasıyla ışığı, filmi, lensi nasıl algılamamla ilgili çok kıymetli bilgiler verdi. Böylece mekanları ışık, hikâye, imge gibi filtrelerle algılamaya başladım.</p>



<figure class="wp-block-gallery has-nested-images columns-default is-cropped wp-block-gallery-2 is-layout-flex wp-block-gallery-is-layout-flex">
<figure class="wp-block-image size-large"><img decoding="async" width="545" height="550" data-id="323211" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/11/sanatci-sohbetleri-serina-haratoka-3.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=545%2C550&ssl=1" alt="" class="wp-image-323211"/></figure>



<figure class="wp-block-image size-large"><img decoding="async" width="561" height="550" data-id="323212" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/11/sanatci-sohbetleri-serina-haratoka-2.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=561%2C550&ssl=1" alt="" class="wp-image-323212"/></figure>
</figure>



<p>Lise yıllarının başlarında Günal Salt ile karakalem çalışmalar yaptık sonra bir süre Beyoğlu’nda atölyesi olan bugünün usta ressamlarının atölyelerini ziyaret etmeye başladım. Kitap fuarından param bir seferde ödemeye yetmediği için senetle dev bir sanat kitabı aldım ve akımları ve ressamları çalışmaya başladım.</p>



<p>Çok küçük yaşlarda edebiyat ile tanışmış olmam, görsel sanatlara ilgim ve biraz daldan dala atlayarak bütün sanat dallarının arasında bir yerlerde kendime yer edinmeme sebep oldu.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Çalışmalarınızda hangi bakış açılarını ön plana çıkarıyorsunuz?</strong></h3>



<p>Çalışmalarımın hissizleşen dünyamızda insanların bir şeyler hissedebilmesi için bir tetikleyici olmalarını istiyorum. O yüzden o duygu bana nereden nasıl ne formda geliyorsa o şekilde ifade etmeye çalışıyorum. Bazen bir fotoğraf bazen soyut bir resim bazense figüratif bir anlatım olabiliyor. Değişkenlik uçucu ruhuma ve pratiğime iyi geliyor. Kendimi eskiden daha iyi olduğum tekniklere dönmek için zorluyorum. Ve hem kendimle bu şekilde bir mücadele bir taraftan da karşındaki izleyicinin zihnini, kalbini ve ruhunu hapsetmiş modern dünya kafesi ile mücadele var diyebilirim.</p>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="534" height="550" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/11/sanatci-sohbetleri-serina-haratoka-5.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=534%2C550&ssl=1" alt="" class="wp-image-323213"/></figure></div>


<p>Bu duygusal tetikleme metaları çoğunlukla on binlerce yıldır var olan mitlere, ritüellere ve onların modern dünyaya yansımalarına, felsefe ve psikolojideki karşılıklarına sırtını dayıyor. Her şey daha basitken yaşayan bir insanın hikayeci, ruhani ve keşfedici dünyasından bugünün her şeyi bildiğini sanıp kendini beton kafeslere hapsetmiş insanına bir bakış gibi.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Çalışmalarınızı hazırlarken ilham aldığınız noktalar nelerdir?</strong></h3>



<p>Ünlü İspanyol düşünür Ortega y Gasset’in söylediği zaman zaman da Picasso’ya atfedilen biz söz&nbsp; vardır: “Altamira’dan sonra her şey bir çöküştür”. Çöküş kelimesi oldukça sert bir ifade olsa da bu sözü, insanın modernleşme süresinde kendinden, özünden, doğadan ve doğaldan kopuşuna bir veryansın ediş gibi algılayabiliriz. Benim en büyük ilhamım; paleolitik çağ insanlarının kendilerini ifade etmek için, doğa ile bağlantı kurmak için, kutsallarını yaşatmak ve bir şekilde o bağlantı sayesinde hayatta kalacaklarına inandıkları için yaratma eyleminin içini sonuna kadar doldurdukları resim, heykel, müzik, dans ve hatta tiyatro sanatlarının ilk adımları attıkları mağaralardır.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Hangi sanat akımı sizi daha iyi tanımlar?</strong></h3>



<p>Geçenlerde İtalya’da küratörlük yapan Sanat Tarihi doktorası olan bir arkadaşım benim işlerin ve kendime has anlatım tarzım üstüne çalıştığını ve bu çağın ekspresyonist sanatçılarından biri olduğumu düşündüğünü söyledi. Açıkçası daha önce bir akıma dahil olmakla ilgili bir fikrim olmamıştı ama ben de fikrine katılıyorum. Dışavurumculuk benim için uygun bir akım olabilir.</p>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="556" height="550" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/11/sanatci-sohbetleri-serina-haratoka-6.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=556%2C550&ssl=1" alt="" class="wp-image-323215"/></figure></div>


<h3 class="wp-block-heading"><strong>Yaptığınız bütün işler arasında en heyecan verici ve özel işiniz hangisi?</strong></h3>



<p>2021 yılında Bilgi Üniversitesi Göç Araştırma Merkezi liderliğinde gerçekleşen Öteki Hikayeler sergisi için büyük bir enstalasyon yapmıştım. Kafkasya’dan sürülen Çerkes atalarımı onurlandırmak için yaptığım “Ağıt” isimli çalışma aylarca bol gözyaşı, bol duygu yüklediğim binlerce metre ipliği Karadeniz’in dalgalarına çevirdiğim akordeonla çalınan eski bir Çerkes şarkısı eşliğinde dönen bir platformda yüzbinlerce insanın gemilerde ölerek Karadeniz’e atılmasını anlatıyordu. Duygusal olarak hem etnik kimliğimi temsil ettiği için hem de insanlık tarihinin az bilinen kara anılarından birini hatırlattığı için benim için çok özeldir.</p>



<p>Şu sıralar ise Aralık ayı sonunda açacağımız “Rüya Mağaraları” sergimin doğum mağarasında bulunan yine bir enstalasyon olan Ovula’ya baktıkça çok heyecanlanıyorum. Kadının yaratma gücünün her ay bedenine böylesine ilginç bir döngü ile tekrar tekrar yüklenmesi sadece çocuk doğurmak değil gerçekten her tohumu, her fikri, her duyguyu besleyip büyütüp yaratabilme gücünün kadınlara tekrar hatırlatılması gereken kutsal bir güç olduğunu düşündürüyor bana.</p>



<p>Ölümün ve doğumun aslında her ay bir şekilde yaşandığı bedenlerimizin bugün birer görsel metaya dönüştürülmesine bir tepki belki de. Ovula, yemyeşil doğanın içinde tekrarlayan kanlı döngümüze, bir örümcek gibi ilmek ilmek tutunduğumuz hayatın bize sunduğu güçlü salgılarımızla ördüğümüz dünyamıza bir övgü, bir adak, bir hediye gibi.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Şu anda üzerinde çalıştığınız veya çalışmayı planladığınız işlerden bahsedebilir misiniz?</strong></h3>



<p>24 Aralık’ta açılacak “Rüya Mağaraları” sergimin son kısmı olan Rüya Gerçek Rüya mağarasının işlerini tamamlıyorum. 30 adet, yıllar boyu görüp not ettiğim rüya ve onların neredeyse birebirlerini yaşadığım gerçek olayları bir film fragmanı gibi izleyiciye sunacağımız seriyi tamamlamak üzere son düzlükteyim diyebilirim.</p>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="561" height="550" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/11/sanatci-sohbetleri-serina-haratoka-4.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=561%2C550&ssl=1" alt="" class="wp-image-323214"/></figure></div>


<p>Sergi hazırlıkları tamamlandığında sonraki davetler için yaptığım eskiz çalışmalarına geri döneceğim. Şubat ayında Sarajevo’da yapılacak Kültür Sanat Olimpiyatları için Filistin ve Ortadoğu genelindeki emperyalist baskıyı konu aldığım bir enstalasyon çalışmam var. Ona odaklanıp hayal ettiğim şekilde benzer acıları yüreğinde taşımış Bosna’ya götürmeyi çok istiyorum. İnsan istiyor ki doğanın mükemmel döngüsünün içinde tüm ilhamı oradan alalım ama maalesef insanlık bize sıkça sanatla dokunmamız gereken acıları yaşattığı için bazen birlikte iyileşmek bazen de aynayı en sert açıdan tutup izleyiciyi sarsmak gibi yöntemlerim olabiliyor.</p>



<p>Ama burada bu son yıllarda kendi toprağımızda öz vatanımızda o kadar sıkıştık ve baskıdan yorulduk ki “Rüya Mağaraları” bana ve sergiyi ziyaret edenlere bir nefes alma alanı, bir öze bakış ve bir nevi Asklepion gibi iyi gelsin istiyorum.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Güncel sergileriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?</strong></h3>



<p>24 Aralık 2024 – 25 Ocak 2025 arasında Beyoğlu İstiklal Caddesindeki Tokatlıyan Han’ın 5. Katında “Rüya Mağaraları” isimli bir solo sergim olacak. Ziyaretçiler için oldukça özgün bir yolculuk olacağını düşünüyorum. Koşmadan yavaşça gezecekleri, telefonları ellerine alma ihtiyacı duymayacakları, gözleriyle ve kalpleriyle nefes alıp verecekleri, farkında olmadan tatlı bir nostaljiye kapılacakları ve belki de tekrar eskiden kıymetli olan duyguları hatırlayacakları bir sergi olacağını sanıyorum.</p>



<div class="wp-block-columns is-layout-flex wp-container-core-columns-is-layout-2 wp-block-columns-is-layout-flex">
<div class="wp-block-column has-black-color has-text-color has-background has-link-color wp-elements-f55f62192b9e3a9856b213047530b968 is-layout-flow wp-block-column-is-layout-flow" style="background-color:#bcbacc">
<p></p>



<h2 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Pop Quiz</strong></h2>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Sanatınızı üç kelimeyle tanımlayabilir misiniz?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Renkli bir melankoli.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>İmkânınız olsa tanışmak istediğiniz sanatçı kim olurdu?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Albrecht Dürer.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Tüm zamanların en önemli sanat eseri hangisidir?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Lascaux, Chauvet, Altamira gibi paleolitik çağ mağara resimleri ve Rembrandt’ın &nbsp;“Philosopher in meditation” tablosu.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Türkiye ve dünyadaki galeri ve müzelerden en sevdikleriniz hangileri?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Arkeoloji Müzesi, Pera Müzesi ve Sabancı Müzesi ile Albertina, Uffizi, National Gallery, Hermitage, Gemaldegalerie.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Evinizde hangi sanat eserinin olmasını isterdiniz?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Bruegel’in Babil Kulesi.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Hangi şehir size ilham veriyor?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Barcelona, Londra, İstanbul, Havana.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>En son ziyaret ettiğiniz üç sergi hangileriydi?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Tokatlıyan Han’da Polifonik bir bahçe, Taviloğlu Koleksiyonu sergisinin tüm noktaları, Gaudi eseri Casa Vicens’in dönüşümü sergisi.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Sanatçı olmasaydınız hangi mesleği tercih ederdiniz?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Bu soruya iki cevabım var biri zaten gerçekleşmiş diğeri de gerçekleşmek üzere olan iki meslek. Turist rehberi ya da arkeolog olurdum.</p>



<p></p>
</div>
</div>



<p>{322994}</p>


sanatci-sohbetleri-serina-haratoka

Sanatçı Sohbetleri: Serina Haratoka


<p><em>Ahşaba farklı formlar katan sanatçı Eda Taşlı ile hem eserleri hem de güncel sergisi hakkında konuştuk.</em></p>



<p>Bir süredir Flanör/Flâneur temasından ilham aldığı eserler üzerine yoğunlaşan Eda Taşlı, şu anda Chi Art Gallery’nin &#8220;Mümkün&#8221; adlı karma sergisinde yer alıyor. Ayrıca yine Chi Art Gallery ile, “İdealler Serisi” kapsamında büyük ebatlı bir heykeliyle, Artweeks İstanbul’a katılıyor. Ahşaba bambaşka formlar katan sanatçıyı ve heykellerini kendisinden dinledik.</p>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="250" height="250" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/10/sanatci-sohbetleri-eda-tasli-portre.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=250%2C250&ssl=1" alt="" class="wp-image-301088"/><figcaption class="wp-element-caption"><em>Eda Taşlı</em></figcaption></figure></div>


<h3 class="wp-block-heading"><strong>Kendinizden ve işlerinizden bahsedebilir misiniz?</strong></h3>



<p>1978 yılında İstanbul Suadiyeli ikizlerden biri olarak doğdum. Çocukluğumdan beri sanatçı olmayı çok istedim, bunu başardığımı da düşünüyorum. İşlerimi üretirken okuduğum kitaplar, mahalledeki bakkal, komşu Safiye Teyze yani gördüğüm her insan benim için işlenilmesi gereken karakterler, buna kendim de dahil. Yaşayan ve organik malzeme olan ahşaba bu karakterlerle yeniden hayat veriyorum.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Sanatla uğraşmaya nasıl başladınız?</strong></h3>



<p>Ben aslında yine sanatın bir dalı olan fotoğrafçılık ile uğraşıyordum hatta Kocaeli GSF Fotoğrafçılık (4 yıllık) bitirdim. Ardından da maç fotoğrafçılığı yapmaya başladım. Fakat ruhuma o kadar hitap etmedi ki bir süre sonra Mimar Sinan GSF Heykel Bölümü’nü kazanarak hayallerimin peşinden gitmeye karar verdim. Bunun neticesinde ise bölümü bitirir bitirmez heykeltıraşlık kariyerim başladı. İyi ki de başlamış kendimi başka türlü hayal edemiyorum.</p>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="730" height="411" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/10/sanatci-sohbetleri-eda-tasli-1.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=730%2C411&ssl=1" alt="" class="wp-image-301089"/></figure></div>


<h3 class="wp-block-heading"><strong>Çalışmalarınızda hangi bakış açılarını ön plana çıkarıyorsunuz?</strong></h3>



<p>Sürekli hayallerinin peşinden koşmaya çalışan/çalışmayan ama fütursuzca ideallerini aramaktan vazgeçmeyen insanların ironik hallerini trajikomik bir şekilde ön plana çıkarıyorum.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Çalışmalarınızı hazırlarken ilham aldığınız noktalar nelerdir?</strong></h3>



<p>İnsanları gözlemlemeyi çok seviyorum bence herkesin kendine has bir komikliği, şaşkınlığı var. Bir çizgi filmin içerisinde yaşıyormuş gibi bakmayı seviyorum. En acı olayda bile arkada çalan güldüren melodiyi duymak benim ilham kaynağım.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Hangi sanat akımı sizi daha iyi tanımlar?</strong></h3>



<p>Post Empresyonizm.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Yaptığınız bütün işler arasında en heyecan verici ve özel işiniz hangisi?</strong></h3>



<p>Ayça Dinçkök özel koleksiyonunda yer alan “Pilot”(2016) ve “Hadii, saat kaç oldu?” (2016) heykellerinin bende çok özel bir yeri var.</p>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="730" height="411" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/10/sanatci-sohbetleri-eda-tasli-2.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=730%2C411&ssl=1" alt="" class="wp-image-301090"/></figure></div>


<h3 class="wp-block-heading"><strong>Şu anda üzerinde çalıştığınız veya çalışmayı planladığınız işlerden bahsedebilir misiniz?</strong></h3>



<p>Bir süredir Flanör/Flâneur temasından ilham aldığım eserler üretiyorum. Ellerinde büyüteç ile aylak aylak gezen bu karakterlerim ideallerini arıyorlar. Hem de kocaman bir büyüteç ile, ne komik! Oysa ideal dediğin şey kendi yarattığın bir mükemmelliktir. Onlar aramaktan sıkılana kadar bu heykel serisini üretmeye devam ederim daha sonrası için o ana göre karar vermek daha uygun olacaktır.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Güncel sergileriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?</strong></h3>



<p>Chi Art Gallery’nin 21 Eylül’de açılan “Mümkün” adlı karma sergisinde yer alıyorum. Sergi doğayla olan ilişkimizi yeniden düşünmeye davet ediyor. Ayrıca yine Chi Art Gallery ile, “İdealler Serisi” kapsamında büyük ebatlı bir heykelimle, Artweeks İstanbul’a katılıyorum. Yaza doğru yurt dışı fuarları, sergiler ve özel koleksiyonlara eser veriyor olacağım.</p>



<div class="wp-block-columns is-layout-flex wp-container-core-columns-is-layout-3 wp-block-columns-is-layout-flex">
<div class="wp-block-column has-black-color has-text-color has-background has-link-color wp-elements-df0859a1ccb6cf86f30049285ed64653 is-layout-flow wp-block-column-is-layout-flow" style="background-color:#bcbacc">
<p></p>



<h2 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Pop Quiz</strong></h2>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Sanatınızı üç kelimeyle tanımlayabilir misiniz?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Trajikomik, absürt, çizgi film.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>İmkânınız olsa tanışmak istediğiniz sanatçı kim olurdu?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Pina Bausch</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Tüm zamanların en önemli sanat eseri hangisidir?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Paula Rego &#8211; Snare.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Türkiye ve dünyadaki galeri ve müzelerden en sevdikleriniz hangileri?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Ghibli Müzesi Japonya, Unit London, Galeri77 İstanbul.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Evinizde hangi sanat eserinin olmasını isterdiniz?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Hirosuke Yabe.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Hangi şehir size ilham veriyor?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">İstanbul, Tokyo, Singapur.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>En son ziyaret ettiğiniz üç sergi hangileriydi?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Pera Müzesi “Paula Rego: Hikâyelerin Hikâyesi”, Borusan Contemporary “Mat Collishaw: Aritmi”, Sakıp Sabancı Müzesi “Georg Baselitz: Son On Yıl”.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Sanatçı olmasaydınız hangi mesleği tercih ederdiniz?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Modern dans yapıyor olurdum.</p>



<p></p>
</div>
</div>



<p>{300866}</p>


sanatci-sohbetleri-eda-tasli

Sanatçı Sohbetleri: Eda Taşlı


<p><em>Modern sanat alanında uzmanlaşmış görsel sanatçı Fırat Engin ile yeni sergisi ve sanata dair bakış açısına dair bir röportaj gerçekleştirdik.</em></p>



<p>Fırat Engin’in <strong>“OYKNOCK KNOCK!“</strong> adlı yeni sergisi<strong> Galeri Siyah Beyaz</strong>’da açıldı. Birey-toplum ilişkisini ekonomik ve kültürel temsiller üzerinden ele alan Engin, hafızalarda yer eden bazı sembolleri ve anlamlarını yeniden yorumlayarak izleyiciyle buluşturuyor. Sergiyi <strong>19 Ekim</strong>’e dek ziyaret edebilirsiniz.</p>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-large"><img decoding="async" width="1024" height="683" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/09/sanatci-sohbetleri-firat-engin-1-1024x683.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&ssl=1" alt="" class="wp-image-297651"/></figure></div>


<h3 class="wp-block-heading"><strong>Kendinizden ve işlerinizden bahsedebilir misiniz?</strong></h3>



<p>1982 Ankara doğumluyum. İlkokul, ortaokul ve lise öğrenimimi Ankara’da tamamladım. Ardından 2000 yılında Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü’nde lisans, yüksek lisans ve sanatta yeterlik eğitimi aldım. Heykel Bölümü’nün çok yönlü oluşu ve deneysel açılımlar sunması kendimi keşfetme süreçlerimde son derece önemli bir etken oldu. Bu sayede farklı işler üretme imkânı buldum, ayrıca akademik geleneğin prensiplerini de benimsedim. Çalışmalarımda asıl kırılma ise 2008-2009 yılında Erasmus öğrenci değişim programı kapsamında Fransa’da Ecole Nationale Supérieure d’art de Bourges’da bulunmamla gerçekleşti. Burada hem sanatın çok sesli dünyasına tam anlamıyla adım atmış oldum hem de kendimi daha çok keşfetmeme olanak sağlayan kültürel bir süreç yaşadım. O tarihten bugüne baktığımız zaman sosyo-ekonomik konular, küresel ve ulusal politik meseleler, tarihsel olaylar ve hafıza kavramı gibi konular üzerine düşünmeye başladım. Bu kavramlara paralel olarak malzeme repertuvarımı geniş ve çok sesli bir üretim pratiğine olanak tanıyacak şekilde kullanmayı tercih ediyorum.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Sanatla uğraşmaya nasıl başladınız?</strong></h3>



<p>Ailemizde sanat hep vardı. Babam, Devlet Tiyatrosu sanatçısı. Annemse yine Devlet Tiyatrosu’nda dramaturg olarak çalıştı. Küçük yaştan beri çevremizde özellikle sahne sanatları ile uğraşan sanatçılar vardı. </p>



<div class="wp-block-media-text is-stacked-on-mobile"><figure class="wp-block-media-text__media"><img decoding="async" width="709" height="1024" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/09/sanatci-sohbetleri-firat-engin-6.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=709%2C1024&ssl=1" alt="" class="wp-image-299103 size-full"/></figure><div class="wp-block-media-text__content">
<p class="has-text-align-center">Çocukluğum sahne arkalarında geçti. İlkokul, ortaokul ve lisede ise eğitim sistemiyle pek barışık bir öğrenci olamadım. Dersler benim için sıkıcıydı. Üniversite hazırlık sürecinde bu yüzden Güzel Sanatlar okumaya karar verdim. Zaten benden üç yıl önce ağabeyim de aynı süreci yaşamış ve Gazi Üniversitesi Grafik Bölümü’ne girmişti. Ben de ona öykündüm ve Grafik Bölümü’ne hazırlanmaya başladım. Fakat kendimi Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü’nde buldum ve her şey öyle başladı.</p>
</div></div>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-left"><strong>Çalışmalarınızda hangi bakış açılarını ön plana çıkarıyorsunuz?</strong></h3>



<p>Çalışmalarımda spesifik olarak şu olay ya da bu etki aramaksızın kendi akışına bırakarak üretiyorum. Teorik bir akışı doğru biçimlerle buluşturmayı önemsiyorum tabii ki ama burada da deneysel olmaya çalışıyorum. Bu durum bana daha önceden tahmin edilmez yeni alanlar açıyor. Ama temelde soru soran, eleştiren bir bakış açısı önermeye çalışıyorum.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Çalışmalarınızı hazırlarken ilham aldığınız noktalar nelerdir?</strong></h3>



<p>İlham aldığım alanlar; güncel siyaset, sıcak gündem, bunun dışında ulusal ve uluslararası sosyo-kültürel kırılmalar, dönüşümler, yani bir tarafıyla sosyolojik hafızayla ilgileniyorum. Bunları güncel, popüler kültürle sentezlemeyi seviyorum.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Hangi sanat akımı sizi daha iyi tanımlar?</strong></h3>



<p>Herhangi bir akımın benim çalışmalarımı tanımlayacağını düşünmüyorum. Ama zaten akım kavramı da bugünün sanatı için çok doğru bir tanım değil. Bugün sanatın sonundan sonra sanat dediğimiz dönemde, akımların ve üslupların tarihsel anlamda sonundan bahsetmiş oluyoruz.</p>



<figure class="wp-block-gallery has-nested-images columns-default is-cropped wp-block-gallery-3 is-layout-flex wp-block-gallery-is-layout-flex">
<figure class="wp-block-image size-large"><img decoding="async" width="1024" height="773" data-id="297659" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/09/sanatci-sohbetleri-firat-engin-3-1024x773.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&ssl=1" alt="" class="wp-image-297659"/></figure>



<figure class="wp-block-image size-large"><img decoding="async" width="1024" height="773" data-id="297660" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/09/sanatci-sohbetleri-firat-engin-4-1024x773.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&ssl=1" alt="" class="wp-image-297660"/></figure>
</figure>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Yaptığınız bütün işler arasında en heyecan verici ve özel işiniz hangisi?</strong></h3>



<p>Açıkçası ayıramıyorum. Hepsi yapıldığı zamanda ve beslendiği kaynaklar bağlamında heyecan vericiydi. Ama galeri sınırları dışında doğrudan kamusal alanda yapmış olduğumuz “Karanlığı Aydınlat” sergisi bağlamında üretilen çalışmamın özel bir etkisi olmuştu diyebilirim.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Şu anda üzerinde çalıştığınız veya çalışmayı planladığınız işlerden bahsedebilir misiniz?</strong></h3>



<p>Şu an hali hazırda devam eden “OYKNOCK KNOCK!” isimli sergim çok yeni açıldı. Dolayısıyla en güncel haliyle bu sergi üzerine çalıştım.</p>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-large"><img decoding="async" width="1024" height="773" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/09/sanatci-sohbetleri-firat-engin-5-1024x773.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&ssl=1" alt="" class="wp-image-297664"/></figure></div>


<h3 class="wp-block-heading"><strong>Güncel sergileriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?</strong></h3>



<p>Bugünün dünyasında uçucu bir gerçeklikte, genel yapıdan etkilenen özne, kendine konum bulmakta oldukça zorlanıyor. Bu oynak zeminde “OYKNOCK KNOCK!” da hakikatin artık görünmez olduğu, anlamınsa tükenmeye başladığı bir çağda bugünün dünyasına hem tanıklık ediyor hem de bireysel hak ve özgürlükler, demokrasi, ideoloji, güç, hedonizm gibi bulanıklaşan kavramlara yönelik sorular yöneltiyor.</p>



<div class="wp-block-group"><div class="wp-block-group__inner-container is-layout-constrained wp-block-group-is-layout-constrained">
<div class="wp-block-group has-background" style="background-color:#d7eaf6"><div class="wp-block-group__inner-container is-layout-constrained wp-block-group-is-layout-constrained">
<div class="wp-block-group has-background" style="background-color:#a398b1"><div class="wp-block-group__inner-container is-layout-constrained wp-block-group-is-layout-constrained">
<div class="wp-block-group has-background" style="background-color:#bcbacc"><div class="wp-block-group__inner-container is-layout-constrained wp-block-group-is-layout-constrained">
<p></p>



<h2 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>POP QUIZ</strong></h2>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Sanatınızı üç kelimeyle tanımlayabilir misiniz?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Çok yönlü, eleştirel, düşündürücü.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>İmkânınız olsa tanışmak istediğiniz sanatçı kim olurdu?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Joseph Beuys.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Tüm zamanların en önemli sanat eseri hangisidir?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Tüm zamanların en önemli eseri diye bir şey, bence yok.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Türkiye ve dünyadaki galeri ve müzelerden en sevdikleriniz hangileri?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Ucu açık bir soru. Çok fazla sevdiğim galeri, kurum ve müze var.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Evinizde hangi sanat eserinin olmasını isterdiniz?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Fazlaca beğendiğim eser var, çoğu da kamusal alan enstalasyonları. Bunları eve koymak oldukça zor&#8230;</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Hangi şehir size ilham veriyor?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Ankara ve İstanbul.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>En son ziyaret ettiğiniz üç sergi hangileriydi?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Odunpazarı Modern Müze’de (OMM) yer alan “Ehlikeyf”, Bodrum Caresse Art’da yer alan “Artistic Integrity: UNITY” ve son olarak Galeri Siyah Beyaz’da sergilenmiş olan Ali Kotan ve Murathan Özbek’in birlikte gerçekleştirdikleri “Bunu Siz Yaptınız” sergisi.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Sanatçı olmasaydınız hangi mesleği tercih ederdiniz?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Sanatçılık bir meslek değil bence; yaşam biçimi. Ama mimariye oldukça ilgi duyuyorum. Belki mimar olabilirdim.</p>



<p></p>
</div></div>
</div></div>
</div></div>
</div></div>



<p>{293691}</p>


large

1536x1536

2048x2048

sanatci-sohbetleri-firat-engin

Sanatçı Sohbetleri: Fırat Engin


<p><em>Sokak manzaralarının rastlantısal günlüğünü tutan bir kent gezgini gibi, çalışma sürecinde de sergisini bir maceraya dönüştüren çağrışımlara ve anlık etkilere izin veren açık bir yol izleyen sanatçı Antonio Cosentino ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.</em></p>



<p>Enstalasyon, heykel, video, fotoğraf ve tuval serileri gibi farklı mecralarla sanat çalışmalarını sürdüren Antonio Cosentino’nun yeni üretimlerinden oluşan “Öğleden Sonra” adlı sergisi, İMALAT-HANE’de izleyiciyle buluşuyor.</p>



<p>Sanatçı, bir üçleme olarak görülebilecek kişisel sergilerinin ardından “Öğleden Sonra” ile yeni bir panorama sunuyor. Cosentino’nun “kent” kavramı etrafında şekillenen sanatsal pratiği, sanatçının eserlerini bir nevi görsel şehir envanterine dönüştürüyor. Sanatçı, sokak manzaralarının rastlantısal günlüğünü tutan bir kent gezgini gibi, çalışma sürecinde de sergisini bir maceraya dönüştüren çağrışımlara ve anlık etkilere izin veren açık bir yol izliyor. Sergiyi, üretim pratiği ve yaklaşımını Cosentino’dan dinledik. 14 Eylül’e dek yolunuzu Bursa’ya düşürerek “Öğleden Sonra” sergisini ziyaret edebilirsiniz.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Yeni üretimlerinizden oluşan “Öğleden Sonra” adlı serginiz İMALAT-HANE’de izleyiciyle buluşuyor. Öncelikle sormak istiyorum birkaç senenin ardından ve bu defa farklı bir</strong><strong>&nbsp;</strong><strong>lokasyon</strong><strong>&nbsp;</strong><strong>olan Bursa’da izleyiciyle buluşmak nasıl bir deneyimdi?</strong></h3>



<p>Genelde her sergiden önce çok korkarım, bi taraftan yaptıklarım hoşuma gider bi taraftan da utanç duyarım; “Yapa yapa bunları mı yaptın, bir de milleti çağırdın, tam anlamıyla rezillik&#8221; diye geçer aklımdan. Sergi süresince toplayabildiğim izlenimler ve benim de daha önce düşünmeden eylem olarak yaptığım her şey üzerine düşünme fırsatım oluşuyor. Bu hâliyle Bursa izleyicisi çok yüreklendirdi beni, sergimle ilgili harika geri dönüşler aldım. Bu arada açtığım en geniş, en kapsamlı, en büyük sergim oldu. İMALAT-HANE’nin müze sınırlarında geçen mekân fikri ve sergi oluşurken sergilediği açıklık beni heyecanlandırdı ve yüreklendirdi.</p>



<figure class="wp-block-gallery has-nested-images columns-default is-cropped wp-block-gallery-4 is-layout-flex wp-block-gallery-is-layout-flex">
<figure class="wp-block-image size-large"><img decoding="async" width="433" height="650" data-id="286507" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/08/sanatci-sohbetleri-antonio-cosentino-1.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=433%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-286507"/><figcaption class="wp-element-caption"><em><strong>Fotoğraf:</strong> Emirkan Cörüt</em></figcaption></figure>



<figure class="wp-block-image size-large"><img decoding="async" width="433" height="650" data-id="286508" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/08/sanatci-sohbetleri-antonio-cosentino-2.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=433%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-286508"/><figcaption class="wp-element-caption"><em><strong>Fotoğraf:</strong> Emirkan Cörüt</em></figcaption></figure>



<figure class="wp-block-image size-large"><img decoding="async" width="433" height="650" data-id="286509" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/08/sanatci-sohbetleri-antonio-cosentino-3.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=433%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-286509"/><figcaption class="wp-element-caption"><em><strong>Fotoğraf:</strong> Emirkan Cörüt</em></figcaption></figure>
</figure>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Triology sayılabilecek bir serinin son adımı “Öğleden Sonra”, yaklaşık bir senedir üzerinde çalıştığınız üretimlerinizi kapsıyor. Çalışma sürecinizde bir ana izleğin peşinden gitmektense sergiyi bir maceraya dönüştüren çağrışımlara, anlık etkilere izin veren bir yol izliyorsunuz. Sizin için bir sergi, eser fikri nasıl ortaya çıkıyor ve üretim süreciniz ilerliyor?</strong></h3>



<p>Zaman içinde kafamda bir proje fikrinden çok her şeyin peşi sıra akıp gitmesi daha baskın hâle geldi. Proje kelimesini oldum olası kendi sanat hayatımla birleştiremedim. Proje bana daha çok pazarlanacak bir şeyi arz etme kelimesi olarak çınlıyor. Bir projeden çok belli duyusal bağlarım, bir şeyler gerçekleştirebilmek için yeterli sebeplerim olmasını kovaladım. Projede bana teknik gelen kabullenemediğim bir yan var. Sanat alanının içinde gezinirken bir fikri ve duyguyu icat etmekten çok nasıl oluştuğunu ve nasıl bir metodla aktarılması gerektiği sorusuyla baş başa kalıyorum. Bu da hâliyle bir projeden çok olmakta olan, sürekli değişen, yeniden şekil alan bir durumdan geçmek anlamına geliyor. Bende sergi bir macera olarak karşılık buluyor. O yola ucu açık bir şekilde girilince öngöremediğimiz her tür ışıma beni asıl hedefime yaklaştırıyor. Orhan Veli&#8217;nin dediği gibi: “Bir yer var biliyorum, epeyce yaklaşmışım duyuyorum, anlatamıyorum.”</p>



<figure class="wp-block-gallery has-nested-images columns-default is-cropped wp-block-gallery-5 is-layout-flex wp-block-gallery-is-layout-flex">
<figure class="wp-block-image size-large"><img decoding="async" width="730" height="548" data-id="286510" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/08/sanatci-sohbetleri-antonio-cosentino-4.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=730%2C548&ssl=1" alt="" class="wp-image-286510"/><figcaption class="wp-element-caption"><em><strong>Fotoğraf:</strong> Barış Özçetin</em></figcaption></figure>



<figure class="wp-block-image size-large"><img decoding="async" width="488" height="650" data-id="286511" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/08/sanatci-sohbetleri-antonio-cosentino-5.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=488%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-286511"/><figcaption class="wp-element-caption"><em><strong>Fotoğraf:</strong> Barış Özçetin</em></figcaption></figure>



<figure class="wp-block-image size-large"><img decoding="async" width="730" height="548" data-id="286512" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/08/sanatci-sohbetleri-antonio-cosentino-6.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=730%2C548&ssl=1" alt="" class="wp-image-286512"/><figcaption class="wp-element-caption"><em><strong>Fotoğraf:</strong> Barış Özçetin</em></figcaption></figure>
</figure>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Sanatsal pratiğiniz kent kavramı etrafında şekilleniyor. Bu serginizde de kentin yansımalarının izini sürebiliyor muyuz? Serginin</strong><strong>&nbsp;</strong><strong>temasından</strong><strong>&nbsp;</strong><strong>biraz bahsedebilir misiniz?</strong></h3>



<p>Sanatsal pratiğin kent üzerine oluşma fikri tam anlayamadığım bir şey. Kentler insan uzantıları oluşumlar, Floransalı sanatçı da sanatsal katsayısını kent içinde birikmiş bilgi üzerine kurabilirdi. Ha bunun dışında kentin bir tema olarak kullanıldığından bahsediyorsak ki oldukça karmaşık bir tartışma; görünürde görünen bir kent motifi olsa da alt tartışmaları bambaşka bir düzlemde seyrediyor. Bir armoni meselesi bir ritm meselesi bir oran bir politik tavır meselesi ve daha bir çok şey sanatsal bir yapının içeriğidir. Ve elbette bu tür birikim kentlerde oluşuyor. Sergi yapmanın birkaç içeriği var birincisi sanatçının kendi yüzleşmelerini paylaştığı alandan bahsediyoruz.<strong></strong></p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Sergiyle ilgili cümlelerinizde öngöremediğiniz durumların ışımasının sizin için önemli olduğundan bahsediyorsunuz. Ayrıca görsel anlatıya eşlik eden hikâye yazma geleneğiniz bu serginizde de karşımıza çıkıyor. Bu ifadeleriniz ve serginin</strong><strong>&nbsp;</strong><strong>metinsel</strong><strong>&nbsp;</strong><strong>yönünden biraz</strong><strong>&nbsp;</strong><strong>konuşalım mı?</strong></h3>



<p>Burada kastedilen belirsizlik ve onun bir macera ile açığa çıkacak olma ihtimali, hatırı sayılır bir tinsel kazanç. Hikâyelerin sergi ile bir alakaları var mı yok mu bilemedim ama bana açıklayıcı teorik metinler yazmaktan daha iyi geliyor. Açıklayıcı sergi metinlerinde izleyici biraz aptal yerine koyan bir ton oluşuyor, sanırım formatıyla ilgili. Daha önceki deneyimlerimden biliyorum, sergiye eşlik eden açıklayıcı metinler bana iyi gelmedi. Okuduğum bir çok farklı sergi metninden de tat almadım, aydınlanmadım da. Resimler heykeller üretirken zihnimin içindeki tüm her şeyi bir günlük gibi yazarım. İzleyicilere nasıl geliyor bilemiyorum.<strong></strong></p>



<p>{271919}</p>


sanatci-sohbetleri-antonio-cosentino

Sanatçı Sohbetleri: Antonio Cosentino


<p><em>Eserlerinde farklı dillerin ve kültürlerin ortak noktalarını araştırarak, izleyicileri bu zengin çeşitliliği düşünmeye davet eden sanatçı Pelda Aytaş ile röportaj gerçekleştirdik.</em></p>



<p>Vuslat’ın “Emanet” sergisinde yer alan ve Pelda Aytaş iş birliğiyle ortaya çıkan “Kucaklaşma” adlı eser, &#8217;emanet&#8217; kelimesinin içinde yaşadığımız kültürel coğrafyada konuşulan ve 9 ayrı dilde paylaşılan anlamlarını düşünmeye davet ediyor. “E-m-n” kökünden türeyen “Emanet” kelimesinin Aramice-Süryanice, İbranice, Arapça, Farsça, Urduca, Türkçe, Yunanca ve Kürtçe’deki karşılıklarını sunuyor. Eseri ve üretim pratiğini Pelda Aytaş’tan dinledik.</p>



<p>“Kucaklaşma” adlı eserin de yer aldığı, “Emanet” sergisini 30 Temmuz’a dek MSGSÜ Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi’nde ziyaret edebilirsiniz.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Vuslat’ın “Emanet” adlı sergisinde, iş birliği için ürettiğiniz bir eseriniz yer alıyor.  &#8220;Kucaklaşma&#8221; adlı eseri sizden dinleyebilir miyiz? Birlikte üretme fikri nasıl ortaya çıktı, nasıl yan yana geldiniz?</strong></h3>



<div class="wp-block-media-text is-stacked-on-mobile"><figure class="wp-block-media-text__media"><img decoding="async" width="434" height="650" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/06/sanatci-sohbetleri-pelda-aytas-6.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=434%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-271933 size-full"/></figure><div class="wp-block-media-text__content">
<p>“Kucaklaşma” adlı eser, &#8217;emanet&#8217; kelimesinin farklı coğrafyalarda, 9 ayrı dilde ortak anlam taşıyan fonetik birlikteliğini simgeliyor. “E-m-n” kökünden türeyen &#8217;emanet&#8217; kelimesinin 9 farklı dildeki ses ve yazı biçimleri esere yansıyor. Etimolojik araştırmasını ve tasarımını Vuslat’ın üstlendiği, tekstil üzerine dokümantasyonunu benim yaptığım bir iş birliği oldu. Vuslat ilk olarak 2023’te Baksı Müzesi’nde “Emanet” sergisini gerçekleştirmişti. Bazı yeniliklerle İstanbul’da yeniden yapılması planlanıyordu.</p>



<p class="has-text-align-center"><em><sup>Vuslat &amp; Pelda Aytaş, Kucaklaşma, Tekstil üzerine Kelkit Kadın Halkevi&#8217;nde üretilmiş yünden dokuma</sup></em></p>
</div></div>



<p>Sergideki yeniliklerden biri de “Kucaklaşma” adlı eserimizdi, Vuslat ön hazırlığını yapmış tasarımın gerçekleşmesini&nbsp;bekliyordu. Merve Çağlar bu eser için beni referans gösterdikten sonra böyle bir iş birliği gerçekleşti.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Eserde “emanet” kelimesinin dokuz ayrı dilde paylaşılan anlamları karşımıza çıkıyor. Bu iş birliğinde siz de araştırma sürecinin bir parçası oldunuz sanıyorum. Emanet kelimesinin yansıdığı kültürler ve evrenselliği hakkında ne düşünüyorsunuz?</strong></h3>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="730" height="603" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/06/sanatci-sohbetleri-pelda-aytas-5-1.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=730%2C603&ssl=1" alt="" class="wp-image-271928"/></figure></div>


<p>Yaygın üç semavi dinde emanet kavramının toplumsal ilişkilerdeki rolüne ilişkin ayetler, öğretiler ve farklı felsefi yaklaşımlar mevcut olduğu için kelime evrensel bir nitelik kazanıyor. Anadolu, Ortadoğu ve komşu coğrafyaların kültürlerinde &#8220;emanet&#8221; kelimesi ve türevlerinin önemli bir toplumsal değer barındırdığını söylemek mümkün. Örneğin İncil&#8217;de &#8220;emanet” paranın korunmasına yönelik yasaların önemi vurgulanmaktadır. Yahudilikte peygamberlerin önemli niteliklerinden biri de güvenilir, yani emin olmalarıdır. İslam ise emanet kavramını çok güçlü bir şekilde vurgular. Kur&#8217;an&#8217;da emanet kavramıyla ilgili onlarca ayet bulunmaktadır. Atasözleri, deyimler ve hikâyelerde emanetin bu coğrafyadaki toplumsallaştırıcı rolünün altı çizilir. </p>



<div class="wp-block-media-text is-stacked-on-mobile"><figure class="wp-block-media-text__media"><img decoding="async" width="440" height="650" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/06/sanatci-sohbetleri-pelda-aytas-4.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=440%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-271926 size-full"/></figure><div class="wp-block-media-text__content">
<p>&#8220;Kucaklaşma&#8221; başlıklı çalışmamızda yer alan emanet kavramının ait oldukları kültürlerin inanç sistemleri ve sosyal yapılarındaki rolüne bakarsak sadece emanet kavramı değil emanet kelimesinin bile çok derin, zengin&nbsp;bir hafızaya sahip olduğunu söyleyebiliriz. Bu eserle de beraber sergiyle farklı kültürlerde emanetin zengin kavramlarıyla kapsayıcı yönüne odaklanmak, toplum ve doğa ile ilişkileri kopmuş, çevreye karşı duyarsızlaşmış modern insan için sorumluluk etiği açısından önemli kapılar açabilir.</p>
</div></div>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Dokumada kullanılan yünler de özel bir bağı temsil ediyor, bu detaydan da bahsedebilir misiniz?</strong></h3>



<p>Orta Asya&#8217;dan Anadolu’ya uzanan bir gelenek olan ve günümüzde sadece Gümüşhane’nin Kelkit bölgesi halkevlerinde &#8220;zili kilim&#8221; dokumak için üretilen yünlerle işlendi “Kucaklaşma”. Eserde kullanılan yünler, bölgenin doğa ve kültür birikimini gelecek nesillere emanet edebilmek için geliştirilmiş bir kök boyama yöntemi ile renklendiriliyor. Kelimelerdeki 8 farklı kök boyada, evelikten karamuğa, sığır kuyruğundan kuşburnuna, kara lahanadan kızamık köküne, böğürtlen ve karayemişe kadar doğal çeşitliliği yansıtan geniş bir yelpaze bulunuyor. Bu coğrafyanın zenginliklerini ve çoksesliliğini yansıtırken hafızamıza ilmek ilmek işlenen, engin bir kültürel mirasın izlerini taşıyor.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Eserin oluşum ve üretim aşaması nasıl geçti, deneyimleriniz neler?</strong></h3>



<div class="wp-block-media-text has-media-on-the-right is-stacked-on-mobile"><div class="wp-block-media-text__content">
<p>Nakış tekniği&nbsp;üretim dilim olsa da bu eserdeki malzemeyle hiç üretmemiştim. Kanaviçeden farklı bir bez ve muline ipten farklı bir ip. O yüzden oldukça zorladı açıkçası, tasarıma&nbsp;uygun kumaşı, kasnağı bulmak, iplerin nakışlanabilirliğini sağlamak, çoklu iple nakışlayabilmek için iğneyi bulmak bile bir mesele oldu. Vuslat, Los Angeles’tan gönderecekti neredeyse. 🙂 Nakışın dezavantajlarından biri, sonuç çoğu zaman planladığınız gibi olmayabiliyor, o an oldu gibi görünse bile birkaç gün sonra kumaşın ya da iplerin gevşediğini işlerin yolunda gitmediğini görebiliyorsunuz. O yüzden birçok farklı kumaş ve taslakla ve sabırla bu sonucu elde etmeye çalıştık. Mesafelerin aşıldığı, şartların ve medyumun sınırlarının zorlandığı bir süreçti özetle.</p>
</div><figure class="wp-block-media-text__media"><img decoding="async" width="577" height="1024" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/06/Anitnakis-bez-uzerine-nakis-ip-65cmdevam-ediyor-2019.jpeg?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=577%2C1024&ssl=1" alt="" class="wp-image-271923 size-full"/></figure></div>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Dokuma aşamasında sizi zorlayan diller oldu mu?</strong></h3>



<p>Eserdeki kelimelerin yüksekliği 30-35 cm ve nakışta&nbsp;ipi bu kadar uzun atmamalısınız, bu tasarımı zorlar uyumlu olmayabilir. O yüzden ipi&nbsp;bu kadar uzun attıran uzun, düz formdaki bütün harfler zorladı aslında.</p>



<div class="wp-block-media-text is-stacked-on-mobile"><figure class="wp-block-media-text__media"><img decoding="async" width="433" height="650" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/06/sanatci-sohbetleri-pelda-aytas-1.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=433%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-271922 size-full"/></figure><div class="wp-block-media-text__content">
<h3 class="wp-block-heading"><strong>Sanıyorum ilk defa bu boyutlarda bir dokuma üzerinde çalıştınız, sizin için nasıl bir deneyimdi?</strong></h3>



<p>Evet daha önce küçük boyutlu işler ürettim. Normalde tek başıma asla cesaret edemeyeceğim bir boyut bu 4 metreye 9 metre ama güzel bir işbirliği içinde en&nbsp;zoruyla başlamak diğer yapacağım işler için bayağı cesaretlendirdi ve&nbsp;tecrübe kazandırdı.</p>
</div></div>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Gelecek projeleriniz arasında neler yer alıyor, sizi nerelerde görebileceğiz?</strong></h3>



<p>Doğayı iç mekân üzerinden düşünürken insanın içsel doğası ile doğanın kendisi arasındaki kesişimleri merkeze alıp bu kesişimde etik sorular üzerinde düşünme alanları açmak istediğim projeleri var, çalışıyorum. Sergi yerleri henüz belli değil.</p>



<p>{271368}</p>


sanatci-sohbetleri-pelda-aytas-7

Sanatçı Sohbetleri: Pelda Aytaş


<p><em>Sanatını öznelliğin karanlık uçurumunda geçen masalda görsel bir diyalog olarak tanımlayan Ülkü Yılmaz ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.</em></p>



<p>Decollage Art Space, 30 Mayıs tarihinde Ülkü Yılmaz’ın &#8220;Unnamed&#8221; adlı solo sergisine ev sahipliği yapıyor. Sanatçı &#8220;Unnamed&#8221; sergisinde, sınırlamalar ve yönlendirmeler olmaksızın, kelimelerin yetmediği duyguları işleri üzerinden, estetik kaygıdan ziyade güçlü bir dışavurumla, kendini ifade etme biçimi olarak bizlere aktarıyor.</p>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="250" height="250" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/06/sanatci-sohbetleri-ulku-yilmaz-portre.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=250%2C250&ssl=1" alt="" class="wp-image-271381"/><figcaption class="wp-element-caption"><em><a href="https://www.instagram.com/ulkuyilmazstudio/"><mark style="background-color:rgba(0, 0, 0, 0);color:#040404" class="has-inline-color">Ülkü Yılmaz</mark></a></em></figcaption></figure></div>


<h3 class="wp-block-heading"><strong>Kendinizden ve işlerinizden bahsedebilir misiniz?</strong></h3>



<p>1978 İstanbul doğumluyum, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sanat Eserleri Konservasyonu ve Restorasyonu bölümü mezunuyum uzun bir süre hem restorasyonu hem de sanat üretimimi 24 saati gündüz ve gece olarak iki ayrı biçimde kullanarak, her iki alanda da yoğun bir tempo ile çalışarak sürdürdüm. Borusan Contemporary ve Resim Heykel Müzesi gibi kurumlar bünyesinde sanat tarihine katkıda bulunduğum güzel işler yaptım fakat benim için sadece resim üretimime aracı olan hayatımın bu kısmını 2 yıl önce tamamen sonlandırarak sadece resim ürettiğim ve yaşamımın sonuna kadar da öyle kalacak bir karar aldım. Şimdilerde İstanbul’da bulunan atölyemde çalışıyorum. Şu anda Decollage Art Space’de devam eden kişisel sergimin bitişi olan 7 Temmuz 2024 tarihi sonrası Fransa’da üye olduğum bir sanatçılar grubu birliği ile hem ortak hem de bireysel olarak hareket edeceğim bir üretme sürecine geçiş yapacağım.</p>



<p>İşlerimi aklımın başında olmadığı, dünyayı kalbimle gördüğüm bir yerden üretiyorum… Duygularımı somut halleri ile betimlemek için sembollere ihtiyaç duyduğum bir dünyada sanat tarihi bana ilham veren en önemli kaynak…</p>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="730" height="459" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/06/sanatci-sohbetleri-ulku-yilmaz-3.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=730%2C459&ssl=1" alt="" class="wp-image-271376"/></figure></div>


<h3 class="wp-block-heading"><strong>Sanatla uğraşmaya nasıl başladınız?</strong></h3>



<p>Hatırladığım bir zaman dilimi yok maalesef… Sanat hatırlayamadığım en küçük yaşlarımdan itibaren kendimi ifade etmenin tek yolu oldu. Bilgisayarların olmadığı bir ortamda geçen çocukluğum boyunca eğlenmek için de öğrenmek için de sürekli kitap okurken okuduğum masalların resimlerini kopyalamak muhtemelen sanata dair ilk anılarım…</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Çalışmalarınızı hazırlarken ilham aldığınız noktalar nelerdir?</strong></h3>



<p>Birçok farklı ülke ve şehirde yüzlerce müze, binlerce eser gördüm… Beni en çok etkileyen her zaman klasik eserler olmuştur… Sanat dünyası olarak hâlâ yapılmışın üzerine yeni bir hikâye koyabildiğimizi düşünmüyorum… Bİll Viola gibi bir video sanatçısının son derece dijital dünyaya hitap eden hikâyesinin çıkış noktasında ve devam eden hikâyesinde dahi Rönesans tablolarına göndermeler varken, aynı biçimde günümüz sanatı bana da ilham vermekten çok uzak bir yerde şekilleniyor… Çalışmalarımın her birinin geçmiş sanatından ilhamla üretilmiş bir öyküsü var…</p>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="730" height="450" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/06/sanatci-sohbetleri-ulku-yilmaz-1.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=730%2C450&ssl=1" alt="" class="wp-image-271377"/></figure></div>


<h3 class="wp-block-heading"><strong>Hangi sanat akımı sizi daha iyi tanımlar?</strong></h3>



<p>Sembolizm.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Yaptığınız bütün işler arasında en heyecan verici ve özel işiniz hangisi?</strong></h3>



<p>Kesinlikle şu anda Decollage Art Space’de devam eden “Unnamed” sergisindeki bütün işler. Çünkü her bir iş bir öykünün ayrılmaz birer parçası. Birinin eksik olması demek hikâyenin eksik anlatılması demek olur. İzleyicinin hikâyeme başından sonuna hem görsel hem işitsel açıdan şahitlik edeceği atmosfere sahip bir sergileme biçimi var galeride. Öyle zannediyorum ki şu sıralar İstanbul’ da gerçekleşen en görülmesi gereken sergilerden biri. Bunu işlerin sanatçısı olduğum için değil geçmişte birçok sergi kurulumunda profesyonel olarak yer alan müzeci bir izleyici olarak söylüyorum.</p>



<p>Decollage Art Space ekibi, galeriden ziyade bir müze çalışma disiplini ve vizyonuna sahip. Bu kesinlikte sanatçının hikâyesinin doğru bir yerden anlatılmasına olanak ve özgürlük sağlayan bir çalışma biçimi. Türkiye’de böyle bir galerinin olduğunu bilmek ve kendileri ile çalışma şansını elde etmek benim için çok değerli bir deneyim oldu.</p>



<figure class="wp-block-image size-full"><img decoding="async" width="730" height="436" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/06/sanatci-sohbetleri-ulku-yilmaz-2.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=730%2C436&ssl=1" alt="" class="wp-image-271378"/></figure>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Şu anda üzerinde çalıştığınız veya çalışmayı planladığınız işlerden bahsedebilir misiniz?</strong></h3>



<p>“Unnamed” sergimde yer alan “Self Icon” işinin devamı bir seri üzerinde çalışıyorum.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Güncel serginiz “Unnamed” hakkında bilgi verebilir misiniz?</strong></h3>



<p>“Unnamed”, sanat yolculuğumda yaklaşık 10 yıldır devam eden bir hikâyenin kalp ağrısını görsel bir dille anlatan en son durağı. Mekâna girildiği andan itibaren izleyiciyi John Berger’in “Kelime dağarcığımız çok fakir olduğu için hayatta başımıza gelen pek çok şey isimsiz kalır&#8230;” sözleri karşılıyor.</p>



<p>Bu sergiye belli bir isim vermek işlerimi üretirken sözlerle ifade edemediğim hiçbir duygunun karşılığı olmayacaktı dolayısıyla sergiye “İsimsiz” demek süreç içinde hissettiğim kalp ağrısının ve öfkenin beni sanatıma yaklaştıran en önemli iki duygu olduğunu kelimelerden daha güçlü olan görsel bir dille izleyicinin hissetmesini sağlıyorum. Bu sadece benim için değil, genel anlamda canımız yandığı zaman elimizin kalbimize dokunma hareketi acıyı sevgiden çok daha fazla fiziksel olarak hissettiğimiz anlamına gelmez mi? İşlerimi betimlerken, acıyı romantikleştiriyor ve aynı zamanda teselli de buluyorum ve kendimi daha az yalnız hissettiğim bir süreci tecrübe ediyorum… İnanıyorum ki, “Unnamed” sergisinin atmosferine girildiği andan itibaren bütün duygularım izleyicide kendi hisleri olarak yer bulacak…</p>



<figure class="wp-block-image size-full"><img decoding="async" width="730" height="438" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/06/sanatci-sohbetleri-ulku-yilmaz-4.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=730%2C438&ssl=1" alt="" class="wp-image-271379"/></figure>



<p>Sergide Piero Manzoni’nin “Artist’s Shit” işinden temellük ettiğim son dönem işlerimden biri bundan sonraki süreçte yolculuğumu belirleyecek bir eser oldu. Bu sergiye kadar kalp sembolünü anatomik olarak betimlerken bu sergi ile beraber kalp imgesini “Artist’ s Heart” söylemi ile Piero Manzoni’nin “Artist’s Shit” konserve kutularında saklanmasını istediğim duyguları ile beraber koruma altına alarak aslında bir taraftan da kavramsal bir iş üretmiş oldum. Sergi aynı zamanda izleyicinin işitsel anlamda da interaktif bir yolculuğa çıkmasına vesile oluyor. “Unnamed”in en büyük işlerinden biri olan ve tuval üzerine yağlı boya olarak betimlediğim “Awareness of the Void” eseri çok yetenekli sanatçı arkadaşım, İrem Hakyemez tarafından dijital ortamda hareketlendirilip, gerçek kalp atışı sesi ile bütünleştirildi. İzleyici sergiyi gezerken, hem gerçek zamanlı olarak kalp atışını görüp hem de sesi ile beraber hissederek bütün işlerimin duygusunu tecrübe ediyor. Serginin metni çok sevdiğim ve üretim yolculuğumda duygularımı anlayan nadir arkadaşlarımdan biri olan ve aynı zamanda Galeri Fe’nin uzun zamandır yöneticisi çok değerli Esin Koçuk tarafından kaleme alındı. Bir sanatçının kendini tanıyan insanlarla çalışması gerçekten sonuçta ortaya çıkan işin çok daha içten olmasına neden oluyor. Umuyorum ki, 3- 4 yıl sonra Esin’in küratörlüğünde bir kişisel sergi de yapmak istiyorum. Serginin sanat koordinatörlüğünü Hakan Kürklü yaparken, kurulum anlamında küratöryel çalışması benim ve çok sevgili Melisa Şahin tarafından gerçekleşti.</p>



<p>Bu sergi Fransa’da sanat kariyerime devam edeceğim yolculuğum öncesi Türkiye için uzun bir ara vermeden önce gerçekleşen son sergim. Elbette bir solo sergi ile geri döneceğim fakat şimdilik gelecek 3-4 yıl boyunca Türkiye’de sadece karma sergilerde yer almak istiyorum.</p>



<div class="wp-block-columns is-layout-flex wp-container-core-columns-is-layout-4 wp-block-columns-is-layout-flex">
<div class="wp-block-column has-black-color has-text-color has-background has-link-color wp-elements-3b89ded6b2b9972b2eca557ec49bfc0e is-layout-flow wp-block-column-is-layout-flow" style="background-color:#bcbacc">
<p></p>



<h2 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Pop Quiz</strong></h2>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Sanatınızı üç kelimeyle tanımlayabilir misiniz?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Karanlıkta bir peri masalı… Anlattığım şey tam olarak bu. Gotik bir tavrım olduğunu ve vanitasa göndermelerle işler ürettiğimi düşünenler var ama hiçbir biçimde bu kavramlara yakın değilim. Anlattığım şey ışığı, rengi olmayan bir dünyada geçen kendi peri masalım. “The Fairy Tale in the Abyss” İngilizce ifadesi fakat uçurum veya boşluk değil kalbimin anlattığı. Türkçeye başka nasıl çevrilir bilemiyorum tabii…</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>İmkânınız olsa tanışmak istediğiniz sanatçı kim olurdu?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Caravaggio. Sanat tarihinde Caravaggio ile beraber zanaatın, sanat olmaya başladığına net bir şekilde şahit oluyoruz. Söylenecek çok sözüm var bu konu ile ilgili fakat kısaca beni ne Caravaggio öncesi ne de sonrası herhangi başka bir sanatçı Caravaggio kadar etkilememiştir.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Tüm zamanların en önemli sanat eseri hangisidir?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Bu soruya tarihi, kavramsal, estetik vb. açıdan cevap vermek istemiyorum. Zaman açısından değil, gördüğüm an beni Stendhal Sendromu’nun eşiğine getiren, duygusal açıdan o anı düşündükçe hâlâ etkisini hatırladığım, duygusundan yüzlerce müze, binlerce eser gördüğüm halde hâlâ kurtulamadığım San Luigi dei Francesi Kilisesi&#8217;ndeki Contarelli Şapeli için Caravaggio’nun yaptığı Aziz Matta Üçlemesi diye cevap vermek istiyorum…</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Türkiye ve dünyadaki galeri ve müzelerden en sevdikleriniz hangileri?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Dünyada, Paris’te bulunan Musée Jacquemart-André kesinlikle en sevdiğim müze. Kendi koleksiyonu çok ilgimi çekmiyor, müze kavramı ile karşılaştırıldığında son derece küçük bir atmosfere sahip, bir konaktan dönüştürülmüş fakat şu ana kadar dünya üzerinde ziyaret ettiğim bütün müzeler ve galeriler içinde en etkileyici geçici sergilere imza atan tek sanat kurumu benim için. 7 saat çok soğuk bir havada üşüyerek sırada beklediğim bir anım var bu müzeye dair. Girdiğimde de kapanışa çok kısa bir süre kalmıştı. Hakikaten o kadar etkileyici sergilere imza atıyorlar ki, bir kere değil bin kere görmek istiyorum her yapılan sergiyi…</p>



<p class="has-text-align-center">Mesela bir tanesi Caravaggio ve Caravaggio’dan etkilenen sanatçıların işlerinin hem özel koleksiyonlardan hem de müzelerden ödünç alınarak gerçekleşen sergisiydi. En son ziyaret ettiğim, Füssli‘nin “Rüya ve Fantezi Arasında” sergisinin hâlâ etkisindeyim. Ve müze yaklaşık bir yıldır restorasyon çalışmaları için kapalı. Eylül de yine muhteşem bir sergi ile açılışı gerçekleşecek. Bu defa Borghese Müzesi’nin eserlerinden oluşan geçici bir sergiye ev sahipliği yapacak. Borghese eserlerini defalarca gördüğüm halde yine de nasıl bir kürasyonla sergileneceğini merak ettiğim için muhtemelen defalarca ziyaret edeceğim.</p>



<p class="has-text-align-center">Dünyada, Hermitage Müzesi de ilk sıralarda sevdiğim müzeler arasında. Ve sevmediğim tek bir müze yok, hepsini ayrı biçimlerde seviyorum ama şunu söylemek isterim defalarca Louvre Müzesi’nde bulunduğum halde yolum bir defa bile Mona Lisa salonundan geçmedi. Böyle de sevmediğim küçük detaylar olabiliyor bazen.</p>



<p class="has-text-align-center">Türkiye’de en sevdiğim ve ziyaret etmekten hiç sıkılmadığım tek müze kesinlikle Arkeoloji Müzesi.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Evinizde hangi sanat eserinin olmasını isterdiniz?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Sahip olmak istediğim eser salonumun duvarında asılı. Fransız bir sanatçı olan Leopid Lecomte’nin “Devant Jésus” adlı eseri.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Hangi şehir size ilham veriyor?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">İstanbul… Bana sözlerle ifade edemediğim duygularımı, kalbimden geçip giden masalları, şiirleri tuval üzerinde resme dönüştürten şehir… Bütün resimlerimin ilhamı İstanbul’da olduğum dönemlere ait.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>En son ziyaret ettiğiniz üç sergi hangileriydi?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Meşher’de devam eden “Göz Alabildiğine İstanbul: Beş Asırdan Manzaralar” ile yine İstiklal’deki İş Sanat Resim Heykel Müzesi Koleksiyonu eserleri son dönemlerde gördüğüm iki güzel sergiydi. Suadiye’de, 7 Temmuz’a kadar Decollage Art Space’de devam edecek olan “Unnamed”i de bu listeye eklemek istiyorum elbette.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Sanatçı olmasaydınız hangi mesleği tercih ederdiniz?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Sanat tarihini dünyayı durmaksızın gezerek anlatan bir sanat tarihi anlatıcısı olmak isterdim. Tam olarak böyle bir meslek yok sanırım.</p>
</div>
</div>



<p>{268716}</p>


sanatci-sohbetleri-ulku-yilmaz

Sanatçı Sohbetleri: Ülkü Yılmaz


<p><em>Resimden seramik ve enstalasyona kadar uzanan yelpazede işler sunan sanatçı Güher Elçiçek ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.</em></p>



<p>Güher Elçiçek’in&nbsp;“Dönüşüm”&nbsp;adlı sergisi,&nbsp;Marcus Graf&nbsp;küratörlüğünde,&nbsp;25 Mayıs-25 Haziran&nbsp;tarihleri arasında Göztepe’de yer alan&nbsp;G&amp;G Sanat Merkezi’nde hayata geçiyor. Sergi, dönüşüm kavramının imgesel bir alegorisi olarak kelebeğe dair referanslar kullanıyor ve değişim kavramını tartışıyor.&nbsp;</p>



<p>Resimden seramik ve enstalasyona kadar uzanan yelpazede işler sunan sanatçı, soyutlama ile figürasyon eşiğinde duran parçalarda felsefedeki evrimsel değişim fikrini tartışıyor. Deformasyon ve temsilin yanı sıra doku ve renkler de Elçiçek’in işlerinde önemli bir rol oynuyor.</p>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="250" height="250" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/06/sanatci-sohbetleri-guher-elcicek-portre.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=250%2C250&ssl=1" alt="" class="wp-image-268854"/><figcaption class="wp-element-caption"><a href="https://www.instagram.com/guherelcicekart/"><em><mark style="background-color:rgba(0, 0, 0, 0)" class="has-inline-color has-black-color">Güher Elçiçek</mark></em></a></figcaption></figure></div>


<h3 class="wp-block-heading"><strong>Kendinizden ve işlerinizden bahsedebilir misiniz?</strong></h3>



<p>Tabii ki memnuniyetle. 1974, İstanbul doğumlu, evli ve iki çocuk annesiyim. Lisans eğitimimi Doğuş Üniversitesi’nde tamamladım. Sanat ve Tasarım Bölümü’nü birincilikle bitirdim. O yıllardan beri çalışmalarım genişleyerek devam ediyor. 2020 yılında Göztepe’deki atölyemi kurdum. Buranın açılışını 2021’de hocam Devrim Erbil’in kişisel (özel bir seçkisiyle) sergisiyle, G&amp;G Sanat Merkezi olarak yaptık. Burada halen çeşitli sanatsal atölyelerde dersler vermeye ve kendi çalışmalarımı üretmeye devam ediyorum.</p>



<div class="wp-block-media-text is-stacked-on-mobile"><figure class="wp-block-media-text__media"><img decoding="async" width="435" height="650" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/06/sanatci-sohbetleri-guher-elcicek-2.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=435%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-268860 size-full"/></figure><div class="wp-block-media-text__content">
<p>İşlerime gelince, aslında çok yönlü bir sanatçıyım, öncelikle resimlerimden bahsedeyim. Tuval üzerine, bazen karışık teknik, genelde yağlı boya çalışıyorum. Doku ve renkleri deformasyon ve temsilin yanı sıra, mikro ve makro perspektifler sunuyorum. Doğanın renk ve formlarından esinleniyorum. Baskın renk kontrastlarının yanı sıra, monokrom çalışmalarım da oluyor. Diğer taraftan bu çalışmalarla ilintili olarak, 2 boyutlu duvar panoları ve 3 boyutlu seramik heykelleri de üretiyorum. Bunlar resimlerime nazaran doku ve ifade biçimleri daha sakin, yalın ve minimal çalışmalardır.</p>



<p class="has-text-align-center"><em><sup>Güher Elçiçek, &#8220;Başkalaşım&#8221;</sup></em></p>
</div></div>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Sanatla uğraşmaya nasıl başladınız?</strong></h3>



<p>Resme olan ilgim çok genç yaşlarda başladı. Ortaokul-lise dönemlerinde resim hocalarımın işlerine yardım ederken yoğun ilgim olduğunu fark ettim. Fakat eğitimimi mühendislik üzerine almayı düşündüğüm için bu ilgimi askıya almıştım. Yıllar geçse de bunu çok fazla baskılayamadım ve sanat ve tasarım okudum. Profesyonel anlamda 15 yıldır resim ve tasarımlar yapıyorum.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Çalışmalarınızda hangi bakış açılarını ön plana çıkarıyorsunuz?</strong></h3>



<div class="wp-block-media-text has-media-on-the-right is-stacked-on-mobile"><div class="wp-block-media-text__content">
<p>Çalışmalarımda kavramsal olarak doğaya ve insanlığın bu dünyadaki konumuna holistik bir açıdan bakıyorum. Geleneksel doğa kültür ayrımının ötesine geçerek evrendeki sonsuz döngüsel varoluşumuza dikkat çekiyor ve doğanın dönüştürücü gücünü hayranlıkla izleyerek, işlerimle vurgulamaya çalışıyorum.</p>



<p class="has-text-align-center"><em><sup>Güher Elçiçek, &#8220;Yeniden Doğuş 1&#8221;</sup></em></p>
</div><figure class="wp-block-media-text__media"><img decoding="async" width="518" height="650" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/06/sanatci-sohbetleri-guher-elcicek-1.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=518%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-268861 size-full"/></figure></div>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Çalışmalarınızı hazırlarken ilham aldığınız noktalar nelerdir?</strong></h3>



<p>Çalışmalarımda doğadan, evrendeki uyum, denge ve dizayndan ilham alıyorum. Bana göre doğadaki tüm canlılar mucizevi bir şekilde evrim sembolüdür. Örneğin bir kelebeğin, yumurtayla başlayan yaşam serüveni doğanın dönüştürücü gücünü temsil eder. Evrendeki gecenin gündüze, gündüzün geceye evrilmesi bu simetrik düzeninin ilahi yaratımla gerçekleştiğinin göstergesidir. Tüm bunlar beni etkileyen ilham kaynağımdır.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Hangi sanat akımı sizi daha iyi tanımlar?</strong></h3>



<p>Öncelikle bu düşündürücü soru için size teşekkür ederim. Doğada gözlemlediklerimi kendi estetik anlayışıma göre yeniden düzenleyip izleyiciyle buluşturduğum için ve felsefi anlamda beni etkileyen duygu ile iç dünyamın bir aktarımı olup vurgulamaya çalıştığım temalarımdan ötürü “ekspresyonizm”in beni daha iyi tanımladığını düşünüyorum. Örneğin konumun ve sembollerin olduğundan farklı biçimlerde kullanıp deformasyona uğratırken soyutlamaya gidiyorum.</p>



<figure class="wp-block-gallery has-nested-images columns-default is-cropped wp-block-gallery-6 is-layout-flex wp-block-gallery-is-layout-flex">
<figure class="wp-block-image size-large"><img decoding="async" width="553" height="550" data-id="268863" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/06/sanatci-sohbetleri-guher-elcicek-3.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=553%2C550&ssl=1" alt="" class="wp-image-268863"/><figcaption class="wp-element-caption"><em><sup>Güher Elçiçek, &#8220;İsimsiz&#8221;</sup></em></figcaption></figure>



<figure class="wp-block-image size-large"><img decoding="async" width="555" height="550" data-id="268864" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/06/sanatci-sohbetleri-guher-elcicek-4.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=555%2C550&ssl=1" alt="" class="wp-image-268864"/><figcaption class="wp-element-caption"><em><sup>Güher Elçiçek, &#8220;Uçuş Senfonisi&#8221;</sup></em></figcaption></figure>
</figure>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Yaptığınız bütün işler arasında en heyecan verici ve özel işiniz hangisi?</strong></h3>



<p>Tüm çalışmalarıma başlarken müthiş keyif ve heyecan duyuyorum. Her biri benim duygularımla ortaya çıkmış özel işlerdir. Ayırmam çok zor. İlla birini söylemem gerekirse “Bölünme” adındaki seramik tablomdur. Çünkü yağlı boya çalışmalarımın seramik rölyeflere dönüşmesinin ilk eseridir. Yani seramik çalışmalarımın çıkış noktası olmuştur.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Şu anda üzerinde çalıştığınız veya çalışmayı planladığınız işlerden bahsedebilir misiniz?</strong></h3>



<p>6 &#8211; 7 aylık yoğun sergi çalışmalarımın üzerine bir müddet (çeşitli öykü ve yazı) dinleneyerek geçirmeyi planlıyorum. Yeni fikirler için buna ihtiyacım olacak fakat şu anki planlarımda, 3 boyutlu seramik heykeller üzerine çalışmaları, sürdürmeyi düşünüyorum.</p>



<figure class="wp-block-gallery has-nested-images columns-default is-cropped wp-block-gallery-7 is-layout-flex wp-block-gallery-is-layout-flex">
<figure class="wp-block-image size-large"><img decoding="async" width="585" height="550" data-id="268868" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/06/sanatci-sohbetleri-guher-elcicek-5.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=585%2C550&ssl=1" alt="" class="wp-image-268868"/><figcaption class="wp-element-caption"><em><sup><em><sup>Güher Elçiçek, &#8220;Başlangıç Serisi&#8221;</sup></em></sup></em></figcaption></figure>



<figure class="wp-block-image size-large"><img decoding="async" width="679" height="550" data-id="268866" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/06/sanatci-sohbetleri-guher-elcicek-6.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=679%2C550&ssl=1" alt="" class="wp-image-268866"/><figcaption class="wp-element-caption"><em><sup>Güher Elçiçek, &#8220;Başlangıç Serisi&#8221;</sup></em></figcaption></figure>



<figure class="wp-block-image size-large"><img decoding="async" width="394" height="650" data-id="268867" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/06/sanatci-sohbetleri-guher-elcicek-7.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=394%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-268867"/><figcaption class="wp-element-caption"><em><sup>Güher Elçiçek, &#8220;Oluşum&#8221;</sup></em></figcaption></figure>
</figure>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Güncel serginiz “Dönüşüm” hakkında bilgi verebilir misiniz?</strong></h3>



<p>Öncelikle ismiyle başlayayım “Dönüşüm” ismi hem sergi içeriği hem kavramsal olarak hem de bendeki bir takım gelişmeler sonucunda oluştu. Merkezimizin giriş katında yağlı boya tablolarım yer alıyor. Tablolarımda kelebek ikonun alegorisini kullanarak renk, doku olarak yansıtırken aynı zamanda farklı perspektiflerden, mikro makro açılardan baktığımı görebilirsiniz. Üst kata çıktığımızda bir değişim ve dönüşüm başlıyor. 2 boyutlu seramik duvar panoları, 3 boyutlu seramik heykeller bulunuyor. Bu farklı disiplinleri holistik olarak değerlendirerek bir araya getirdim. Hepsinin kendi içinde bir kavram bütünlüğü var. Ve son olarak sergi bir enstalasyon çalışmamla son buluyor. Bu sergiyle doğanın ve içimizdeki dönüştürücü gücüne vurgu yaparak, insanlara entelektüel anlamda yaşam döngüsünü düşündürüp, yeniden keşfettirmek istedim.</p>



<div class="wp-block-columns is-layout-flex wp-container-core-columns-is-layout-5 wp-block-columns-is-layout-flex">
<div class="wp-block-column has-black-color has-text-color has-background has-link-color wp-elements-76e058885517513aa1d2d623055588df is-layout-flow wp-block-column-is-layout-flow" style="background-color:#bcbacc">
<p></p>



<h2 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Pop Quiz</strong></h2>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Sanatınızı üç kelimeyle tanımlayabilir misiniz?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Üç kelimeyle sıkıştırmak çok zor. Renk, doku, his.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>İmkânınız olsa tanışmak istediğiniz sanatçı kim olurdu?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">O kadar çok var ki, hangisini söylesem bilemedim. İlk aklıma gelenlerden Leonardo Da Vinci. Çünkü zekâsıyla, yetenekleriyle, çok yönlülüğüyle ve dahiliğiyle hayran olduğum bir isim. Tanımayı çok isterdim. Bir diğeri ise Salvador Dali; yeteneğiyle renkli kişilik özellikleri ve içinde yaşadıkları, hayal gücünün etkisiyle çıkan eserlerini daha iyi anlamak için yakından tanımak isterdim.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Tüm zamanların en önemli sanat eseri hangisidir?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">“Uçuş Senfonisi” adlı eserimdir. Çünkü tarzımın çıkış noktasıdır.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Türkiye ve dünyadaki galeri ve müzelerden en sevdikleriniz hangileri?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">En sevdiğim galeri G&amp;G Sanat Merkezi. Evet şaka bir yana; Osmanlı’nın ilk müzesi ve mimarisi 1891’de kurulması ve dünyada da yerinin olması açısından çok önemli İstanbul Arkeoloji Müzesi’dir. İçeriğiyle zenginliği tarihi çok eskilere dayanan kültür hazinelerine ve çok değerli eserlere ev sahipliği yapan sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da önde gelen arkeoloji müzelerinden biridir.</p>



<p class="has-text-align-center">Dünyada beğendiğime gelince; yine birçok müzeye gerek tarihi mimarisi ve gerekse barındırdığı önemli eserlerden dolayı ayrı ayrı hayranlığım var. Fakat bunlardan birini seçmem gerekirse Londra’da bulunan Victoria ve Albert&nbsp; Müzesi (V&amp;A)dir. Dünyaca ünlü sanat ve tasarım müzesidir. Tamamen benim bölümüm ve ilgi alnımla alakalıdır. 5000 milyon objeden oluşan koleksiyonlar 5000 yıllık insan yaratıcılığının sonucu ve dünyanın dört bir yanından gelen çok farklı kültürlerin bir arada toplandığı çok nadide parçalara sahip. Bu geniş yelpaze her türden sanatsevere hitap ediyor. Mimarisi de kendi döneminin mimari tarzını ve mühendislik başarısını yansıtıyor. Ben içinden bir türlü kendimi alamadım. Herkesin görmesini kesinlikle tavsiye ediyorum.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Evinizde hangi sanat eserinin olmasını isterdiniz?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Yine seçmesi çok zor bir soru. O kadar özel eserler var ki. Bunu tek bir esere sınırlandırmak yerine şöyle diyebilirim; Tarzından ve resimlerinden etkilendiğim iki isim var ki eserlerine saatlerce baksam doyamıyorum. Biri izlenimcilik akımının başta gelenlerinden Pierre Auguste Renoir. Diğeri de sürrealizmin ene önemli temsilcisi Salvador Dali. Bu iki ismin tüm resimlerine hayranlığım var.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Hangi şehir size ilham veriyor?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Aslında geçmişine sahip çıkan tarihi dokusunu günümüze kadar ustalıkla koruyup getirebilmiş tüm şehirlere hayranım. Sanatsal anlamda bir Katalan şehri olan “Barcelona” her zaman için ilham kaynağım olacaktır.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>En son ziyaret ettiğiniz üç sergi hangileriydi?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">En son Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde Contemporary İstanbul, Arter’de Farz Et Ki Sen Yoksun” Ömer Koç Koleksiyonu, Sakıp Sabancı Müzesi’nde “Melek Celal” sergisi.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Sanatçı olmasaydınız hangi mesleği tercih ederdiniz?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Sanatçı olmasaydım kesinlikle mimar (iç-dış) olmayı isterdim. Bu yönde yeteneğim olduğunu düşünüyorum. Aslında okul zamanında yan dal olarak derslerini almaya başlamıştım, fakat iki meslek kendine özgü zorlukları olan bölümler. İkisinden de ödün vereceğime birini tam yapabilme adına seçim yapmak zorunda kaldım. Ama hiçbir zaman mimari dekorasyonu destekleyecek tasarımlardan uzak kalmadım.</p>



<p></p>
</div>
</div>



<p>{268577}</p>


sanatci-sohbetleri-guher-elcicek

Sanatçı Sohbetleri: Güher Elçiçek

sanatci-sohbetleri-dilsad-aladag

Sanatçı Sohbetleri: Dilşad Aladağ


<p><em>Sanatsal üretimin yazı ve çizgi gibi birçok disipliniyle kendini ifade eden sanatçı <a href="https://www.instagram.com/melekzb/">Melek Zeynep Bulut</a> ile röportaj gerçekleştirdik.</em></p>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full is-resized"><img decoding="async" width="650" height="650" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/11/sanatci-sohbetleri-melek-zeynep-bulut-1.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=250%2C250&ssl=1" alt="" class="wp-image-210976" style="object-fit:cover;width:250px;height:250px"/><figcaption class="wp-element-caption"><em>Sanatçı Melek Zeynep Bulut</em></figcaption></figure></div>


<p>Deneysel bir mekân kurgusu olan &#8220;Açık Yapıt&#8221; eseri ile her yıl Milano yakınlarında Como’da düzenlenen, dünyanın her yerinden yüzlerce sanatçı ve tasarımcının katıldığı <strong>A Design Award</strong>’ın <strong>&#8220;Fine Arts &amp; Arts Installation Design&#8221;</strong> kategorisinde <strong>ödüle layık görülen sanatçı Melek Zeynep Bulut</strong> ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Kendinizden ve işlerinizden bahsedebilir misiniz?</strong></h3>



<p>Soyut kavramlar ve somut oluşlar arasında bir köprü ve üretimler yapan biriyim. Yerleştirme sanatı, mekân bilgisinin soyutlaştırılması ve yer yer heykel gibi davranması ve sanatsal üretimin yazı, çizgi gibi birçok disiplini benim aslında kendimi ifade etme biçimim.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Sanatla uğraşmaya nasıl başladınız?</strong></h3>



<div class="wp-block-media-text is-stacked-on-mobile"><figure class="wp-block-media-text__media"><img decoding="async" width="564" height="650" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/11/sanatci-sohbetleri-melek-zeynep-bulut-2.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=564%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-210981 size-full"/></figure><div class="wp-block-media-text__content">
<p>Sinestezim var. Duyularım çeşitli çevresel olgularla birbiriyle ayrışmadan hareket edebiliyor. Bunu dengelemenin ve aktarımı seçmenin bir sonucu olarak ve sezgiler, hissettiğimiz “öte” bence yaşamdaki en önemli şeylerden biri. Onu izlemenin de en güçlü yolu sanat. Bu bir karar olmadı, tüm bu parametrelerle bir kendiliğindenlik belirdi ve bu alanı deneyimlemeye başladım.</p>



<p><em><strong>Fotoğraf: </strong>Mehmed Arda</em></p>
</div></div>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Çalışmalarınızda hangi bakış açılarını ön plana çıkarıyorsunuz?</strong></h3>



<p>Soyut-somut köprüler, sezgiler.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Çalışmalarınızı hazırlarken ilham aldığınız noktalar nelerdir?</strong></h3>



<p>Tanıdıklık hissi. Bir şey çizerken ya da bir kurgu yaparken onun kendi içimdeki kadimliği, onu biliyor, yüzündeki tüm çizgilere hâkim olduğumu hissediyor olmak.</p>



<figure class="wp-block-gallery has-nested-images columns-default is-cropped wp-block-gallery-12 is-layout-flex wp-block-gallery-is-layout-flex">
<figure class="wp-block-image size-large"><img decoding="async" width="730" height="550" data-id="210982" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/11/sanatci-sohbetleri-melek-zeynep-bulut-3.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=730%2C550&ssl=1" alt="" class="wp-image-210982"/><figcaption class="wp-element-caption"><em><strong>Fotoğraf: </strong>Mehmed Arda</em></figcaption></figure>



<figure class="wp-block-image size-large"><img decoding="async" width="730" height="573" data-id="210983" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/11/sanatci-sohbetleri-melek-zeynep-bulut-4.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=730%2C573&ssl=1" alt="" class="wp-image-210983"/><figcaption class="wp-element-caption"><em><strong>Fotoğraf: </strong>Mehmed Arda</em></figcaption></figure>
</figure>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Hangi sanat akımı sizi daha iyi tanımlar?</strong></h3>



<p>Üretimlerimi bir akıma ya da bir üretim grubuna indirgemeyi, aslında tanımın kendini bağlayıcı buluyorum. Aralıklar hâlini seviyorum.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Yaptığınız bütün işler arasında en heyecan verici ve özel işiniz hangisi?</strong></h3>



<p>Hepsi. Hepsi ayrı bir deneyim ve sezgi hâlinin karşılığı. Ve aslında işlerimde en çok sevdiğim şey de bu; yıllar geçmesine rağmen hâlâ aynı fikre heyecanlanmak, yine olsa yine aynısını yaparım demek.</p>



<div class="wp-block-media-text has-media-on-the-right is-stacked-on-mobile"><div class="wp-block-media-text__content">
<h3 class="wp-block-heading"><strong>Şu anda üzerinde çalıştığınız veya çalışmayı planladığınız işlerden bahsedebilir misiniz?</strong></h3>



<p>Ben deneysel ve parçalı çalışmayı severim. Atölyem bir laboratuvar gibi. Bir parça ses orada, bir parça görüntü orada, sonra parçalar birleşir ve bir “iş” olur. Dolayısıyla bana da sürpriz.</p>



<p><em><strong>Fotoğraf: </strong>Erdem Dilbaz</em></p>
</div><figure class="wp-block-media-text__media"><img decoding="async" width="362" height="650" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2023/11/sanatci-sohbetleri-melek-zeynep-bulut-5.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=362%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-210984 size-full"/></figure></div>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Güncel sergileriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?</strong></h3>



<p>Güncelde ilk kez Londra Bienali’nde, ardından köklü Londra Tasarım Festivali’nde sergilediğimiz “Açık Yapıt” adlı bir sergim var. Cumhuriyet’in 100. yılı kutlamaları kapsamında Türkiye’ye getirdik ve AKM önünde, Taksim Meydanı’nda sergiliyoruz. Herkesi bekleriz.</p>



<p></p>



<h2 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>POP QUIZ</strong></h2>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Sanatınızı üç kelimeyle tanımlayabilir misiniz?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Maalesef. Tanımlarla aram yok.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>İmkânınız olsa tanışmak istediğiniz sanatçı kim olurdu?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Leonardo Da Vinci.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Tüm zamanların en önemli sanat eseri hangisidir?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Aslında birçok eser var çok önemli olduğunu düşündüğüm, ama illa bir “olmazsa olmaz” seçeceksek yine Da Vinci üretimleri.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Evinizde hangi sanat eserinin olmasını isterdiniz?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Van Gogh, &#8220;Buğday Tarlasında Kargalar&#8221;.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Hangi şehir size ilham veriyor?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">İstanbul, Paris yer yer Londra.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>En son ziyaret ettiğiniz üç sergi hangileriydi?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Marina Abramovic’in Royal Academy’de sergilemeye açtığı retrospektifi, Herzog&amp;De Meuron’un bir proje sergisi ve Tate Modern’de bir performans.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Sanatçı olmasaydınız hangi mesleği tercih ederdiniz?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Meslekleri, tanımları bağlayıcı buluyorum. Yaratıcılığın, o kanalın kendi esastır. Hep söylerim; kendime sanatçı diyemem, bunu insanlar yıllar sonra ya da şimdi öyle adlandırabilir. Benim için esas kreatif, oluşturucu o bağlantıdır ve zaten bu bir kalıba konamaz. Bazen bir buluş, makine belki, kimi zaman bir kitap, metinde buluşur, yer yer bir film olur, yer yer cisimleşir bir mekân ya da heykel. Dolayısıyla ne yapardım bilmem ama yaratıcılığın peşinde koşardım.</p>



<p>{203686}</p>


sanatci-sohbetleri-melek-zeynep-bulut

Sanatçı Sohbetleri: Melek Zeynep Bulut


<p><em>Yıllar içinde çıktığı yolculuklarda biriktirdiği anları kendine özgü yöntemiyle manipüle ederek dijital-kolaj sinematografik fotoğraflar olarak ortaya çıkaran sanatçı Kezban Arca Batıbeki ile röportaj gerçekleştirdik.</em></p>



<p>Kezban Arca Batıbeki’nin “On The Road” adlı kişisel sergisi, 10 Mayıs-10 Haziran tarihleri arasında, Burcu Ölmez küratörlüğünde, Londra’da yer alan FAAR Gallery Mayfair’da ziyarete açıldı. Batıbeki, son dönemde dünyada yaşanan pandemi sürecinde ele aldığı ve kişisel hafıza arkeolojisi içinde ortaya çıkardığı fotoğraflarında, deneyimin kendisini bir görme/bakma biçimine çeviriyor.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Kendinizden ve işlerinizden bahsedebilir misiniz?</strong></h3>



<p>Londra&#8217;daki ilk kişisel fotoğraf sergimi; 10 Mayıs&#8217;ta FAAR Gallery Mayfair&#8217;de, çok iyi bir izleyici kitlesiyle açtık. Mimar Fahrettin Aykut ve küratör Burcu Ölmez&#8217;in; galerinin ilk açılışı için bana teklif getirmeleri üzerine, birlikte &#8220;On The Road&#8221; başlıklı fotoğraf serimden ve önceki çalışmalar içerisindeki, konsepte uygun büyük boy üç fotoğrafı da seriye dahil ederek sergiyi yapılandırdık, güzel de bir kitapçıkla sergiyi destekledik.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Çalışmalarınızda hangi bakış açılarını ön plana çıkarıyorsunuz?</strong></h3>



<p>Genelde feminist tanımını fazla tek taraflı ve klişe bulsam da başka bir tanım bulamadığımdan feminist bakış açısını benimsediğimi söylemeliyim. Zaten doğuştan bilinçli bir kadın olarak, başka kadınların haklarını savunmayıp ne yapabilirim ki, tabii ki feminist olacağım!..</p>



<figure class="wp-block-gallery has-nested-images columns-default is-cropped wp-block-gallery-13 is-layout-flex wp-block-gallery-is-layout-flex">
<figure class="wp-block-image size-large"><img decoding="async" width="730" height="492" data-id="264092" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/05/sanatci-sohbetleri-kezban-arca-batibeki-1.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=730%2C492&ssl=1" alt="" class="wp-image-264092"/><figcaption class="wp-element-caption"><em>Sanatçı Sohbetleri: Kezban Arca Batıbeki, &#8220;Bologna Day&#8221;; 2020</em></figcaption></figure>



<figure class="wp-block-image size-large"><img decoding="async" width="730" height="555" data-id="264094" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/05/sanatci-sohbetleri-kezban-arca-batibeki-4.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=730%2C555&ssl=1" alt="" class="wp-image-264094"/><figcaption class="wp-element-caption"><em>Sanatçı Sohbetleri: Kezban Arca Batıbeki, &#8220;Cunda&#8221;; 2020</em></figcaption></figure>



<figure class="wp-block-image size-large"><img decoding="async" width="730" height="626" data-id="264093" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/05/sanatci-sohbetleri-kezban-arca-batibeki-7.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=730%2C626&ssl=1" alt="" class="wp-image-264093"/><figcaption class="wp-element-caption"><em>Sanatçı Sohbetleri: Kezban Arca Batıbeki, &#8220;Istanbul&#8221;, 2020</em></figcaption></figure>
</figure>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Çalışmalarınızı hazırlarken ilham aldığınız noktalar nelerdir?</strong></h3>



<p>Hiç belli olmaz. Bazen bir yolculuk, bazen bir film ya da olay, bazen de sosyal hafıza&#8230; Her şey tetikleyici olabilir.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Hangi sanat akımı sizi daha iyi tanımlar?</strong></h3>



<p>Genelde çalıştığım her disiplini içeren, kadın öyküleri üzerine yoğunlaştığım bir porfolyom var. Pop Art sınıfına dahil edebileceğimiz figür ve kolaj, resim ve fotoğraflarımda çok severek kullandığım malzeme ve içerikleri oluşturuyor.</p>



<figure class="wp-block-gallery has-nested-images columns-default is-cropped wp-block-gallery-14 is-layout-flex wp-block-gallery-is-layout-flex">
<figure class="wp-block-image size-large"><img decoding="async" width="730" height="485" data-id="264098" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/05/sanatci-sohbetleri-kezban-arca-batibeki-5.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=730%2C485&ssl=1" alt="" class="wp-image-264098"/><figcaption class="wp-element-caption"><em>Sanatçı Sohbetleri: Kezban Arca Batıbeki, &#8220;Home Sweet Home&#8221;; 2020</em></figcaption></figure>



<figure class="wp-block-image size-large"><img decoding="async" width="730" height="345" data-id="264097" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/05/sanatci-sohbetleri-kezban-arca-batibeki-6.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=730%2C345&ssl=1" alt="" class="wp-image-264097"/><figcaption class="wp-element-caption"><em>Sanatçı Sohbetleri: Kezban Arca Batıbeki, &#8220;Hurricane&#8221;; 2020</em></figcaption></figure>
</figure>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Yaptığınız bütün işler arasında en heyecan verici ve özel işiniz hangisi?</strong></h3>



<p>Tüm sergilerimdeki işler kendi içlerinde bütünlük taşırlar, bir öykü çerçevesinde belli bir seri üretirim. Dolayısıyla tek bir iş seçmem mümkün değil. Ama en anlamlı sergim hangisiydi diye sorarsanız, yanıtım; uzun süren demans hastalığından kaybettiğim annemin anısına yaptığım; &#8220;Senin Annen Bir Melekti Yavrum!..&#8221; başlıklı sergim olur. Annemle ilk kez birlikte bir proje oluşturmamız ve aynı zamanda onun kimliğinde, çağımızın yaygın hastalığı demans ve alzheimera dikkat çekmek açısından bu sergi; fotoğraflarımın yanı sıra, özel üretim duvar kağıdı, hologram ve mekân düzenlemesinden oluşan enstalasyondan, ilk kez yaptığım neon iş, kullandığım müzik ve yine bu sergiye özel fanzin tasarımına kadar tümüyle çok değerlidir benim için.</p>



<div class="wp-block-media-text is-stacked-on-mobile"><figure class="wp-block-media-text__media"><img decoding="async" width="500" height="650" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/05/sanatci-sohbetleri-kezban-arca-batibeki-2.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=500%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-264095 size-full"/></figure><div class="wp-block-media-text__content">
<h3 class="wp-block-heading"><strong>Şu anda üzerinde çalıştığınız veya çalışmayı planladığınız işlerden bahsedebilir misiniz?</strong></h3>



<p>FAAR Gallery Mayfair&#8217;de yeni açılan sergimin kurulumu için gittiğim Londra&#8217;dan yeni döndüm. Birkaç yakın tarihli projem var ama onları ancak kesin tarihler belli olduğunda paylaşmak isterim.</p>



<p class="has-text-align-center"><em><sup>Sanatçı Sohbetleri: Kezban Arca Batıbeki, &#8220;Cabaret 1 NY&#8221;; 2020</sup></em></p>
</div></div>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Güncel serginiz “On The Road” hakkında bilgi verebilir misiniz?</strong></h3>



<p>Pandemi sürecinde, seyahat özgürlüğümüzün kısıtlanması, üzerimizde yoğun bir baskı oluşturmuştu. Sanki bu yerlere bir daha gidemeyecek gibi hissediyorduk, koskoca bir hapishanede gibiydik. Evde kapalı kaldığımız dönemi, çok yoğun çalışarak, &#8220;Yolda/On The Road&#8221; başlığıyla bu sergide yer alan siyah beyaz fotoğrafları üreterek değerlendirdim.</p>



<p>Bu çalışmalar için bireysel arşivimden, yıllar içinde gittiğim coğrafyalarda çektiğim, planladığım görsellere de uygun olanları seçerek, üzerlerinde uzun süre çalıştım. Fahrettin Bey ve Burcu Hanım da, sergi öncesinde atölyemde gördükleri, bu yol öykülerine uygun, eski tarihli, renkli ve büyük ebatlı, İstanbul, Ürdün Aqaba Körfezi ve Beyrut&#8217;tan 3 fotoğrafımın son edisyonlarını da bu seriye eklemeyi önerdiler, bu üç büyük çalışma galeri mekânına çok da iyi oldu.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Şimdiye dek gördüğümüz üretimlerinizden ayrışan bir teknik karşıladı bizleri, bu sergi özelindeki üretim pratiğinizden bahsedebilir misiniz?</strong></h3>



<div class="wp-block-media-text is-stacked-on-mobile"><figure class="wp-block-media-text__media"><img decoding="async" width="487" height="650" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/05/sanatci-sohbetleri-kezban-arca-batibeki-3.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=487%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-264096 size-full"/></figure><div class="wp-block-media-text__content">
<p>Genellikle analog olarak çektiğim fotoğraflarla, dijital kolaj yapıyorum diyebilirim. Sergilediğim fotoğrafların çoğu içlerinde, birden çok daha fazla fotoğraf barındırıyor. Bu nedenle eserlerin tekniği olarak, kısaca; Fotoğraf Kolajı yazmayı tercih ediyorum. Bu arada şimdilerde moda olan, hepsi birbirine benzeyen AI yazılımlarını kesinlikle kullanmadığımı da belirtmek isterim.</p>



<p class="has-text-align-center"><em><sup>Sanatçı Sohbetleri: Kezban Arca Batıbeki, &#8220;Cage 1 NY&#8221; (On The Road Series); 2020</sup></em></p>
</div></div>



<p>Kadın formunu genelde hep aynı, Avatar&#8217;ım gibi kabul ettiğim hazır bir figür üzerinden geliştirerek kullanıyorum. Ayrıca çok geniş bir obje kolleksiyonum var ve fotoğraflarımdaki tüm objeleri kendi evimde fotoğraflayarak kolajlarımda kullanıyorum.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Sergi kapsamındaki çalışmalar ilk defa izleyici karşısına çıkıyor. Nasıl geri dönüşler aldınız?</strong></h3>



<p>Aslında bu kurguyla ilk kez Londra&#8217;da izleyici karşısına çıkıyor ama içlerinde daha önce Türkiye&#8217;de ve New York&#8217;da sergilenmiş bazı fotoğraflarım da var.</p>



<div class="wp-block-columns is-layout-flex wp-container-core-columns-is-layout-6 wp-block-columns-is-layout-flex">
<div class="wp-block-column has-black-color has-text-color has-background has-link-color wp-elements-7405699b60c13dc769f0991bc1dd113d is-layout-flow wp-block-column-is-layout-flow" style="background-color:#bcbacc">
<p></p>



<h2 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Pop Quiz</strong></h2>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Sanatınızı üç kelimeyle tanımlayabilir misiniz?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Feminist, pop ve samimi.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>İmkânınız olsa tanışmak istediğiniz sanatçı kim olurdu?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Sevdiğim pek çok sanatçıyla tanışma fırsatım oldu. Ama tanışmak başka, tanımak başka. Sanatçıları herkes tanıdığını zanneder ama gerçekten tanıyabilen çok az insan olur, genelde zordurlar.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Tüm zamanların en önemli sanat eseri hangisidir?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Tüm sanat akımlarını ilk başlatan sanatçı kimse, onun yaptığı ilk iş (iyi ya da kötü) benzersizdir ve öncü oldukları için çok değerlidirler. Farklı zamanları nasıl kıyaslayabiliriz ki!&#8230;</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Türkiye ve dünyadaki galeri ve müzelerden en sevdikleriniz hangileri?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Gittiğimiz her şehirde güncel sanat müzelerine mutlaka gideriz, hele şimdilerde ünlü galeriler ve koleksiyonerler de müzeciliğe soyundular, sayı çok arttı, hepsini seviyorum.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Evinizde hangi sanat eserinin olmasını isterdiniz?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Niye her şey bir tane olmalı ki, beğendiğim her eseri isterdim -ki çok fazlalar- ve benim de bir müzem olurdu.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Hangi şehir size ilham veriyor?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">İstanbul başta olmak üzere tüm metropoller.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>En son ziyaret ettiğiniz üç sergi hangileriydi?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Londra&#8217;dan yeni döndüm, sadece beğendiklerim arasından sıraladığım 3 sergi de oradan olsun. Zineb Sedira&#8217;nın Whitechapel Gallery&#8217;deki &#8220;Dreams Have No Titles&#8221; sergisi (Bu harika enstalasyon sergisini bir önceki Venedik Bienali&#8217;ndeki Fransız Pavyonu&#8217;ndan bilenler vardı, ben tekrar izlemekten büyük keyif aldım), Barbara Kruger&#8217;in / Sprüth Magers London&#8217;daki sergisi, Harmony Korine&#8217;nin Hauser&amp;Wirth London&#8217;daki &#8220;Aggressive Brifter PartII&#8221; sergisi, Hayv Kahraman&#8217;ın Pilar Corrias London&#8217;daki sergisi ve Tate Modern. Aslında Tate Modern&#8217;e Yoko Ono sergisi için gitmiştik ama çok zayıftı, çok daha iyisini görmüştüm zaten. Müzenin diğer sergilerinden ikisine bayıldım: &#8220;Materials and Objects&#8221; ve &#8220;Artists Rooms: &#8220;Art and Text&#8221; başlıklı olanlar.</p>



<p></p>
</div>
</div>



<p>{261630}</p>


sanatci-sohbetleri-kezban-arca-batibeki

Sanatçı Sohbetleri: Kezban Arca Batıbeki


<p><em>Eserlerinde en temel geometrik formlar olan küre, prizma ve piramidi metal sarmallarla yeniden yorumlayan sanatçı Mike Berg ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.</em></p>



<p>Yaşamını ve çalışmalarını New York, Cheney ve İstanbul arasında sürdüren Mike Berg’ün “Buraya Nasıl Geldik?” başlıklı sergisi, 25 Mayıs &#8211; 25 Ağustos tarihleri arasında YUNT’ta görülebilecek. Sanatçının sergi için özel üretilen “Piramit” isimli heykelinin yanı sıra sanat pratiğinden farklı örneklerde sergide yer alacak. Sergi kapsamında ayrıca Berg’ün “Kafes” adlı heykeli dış mekânda izleyiciyle buluşacak.</p>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="250" height="250" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/05/sanatci-sohbetleri-mike-berg-portre.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=250%2C250&ssl=1" alt="" class="wp-image-261659"/><figcaption class="wp-element-caption"><a href="https://www.instagram.com/whos_mikeberg/"><em><mark style="background-color:rgba(0, 0, 0, 0);color:#030303" class="has-inline-color">Mike Berg</mark></em></a></figcaption></figure></div>


<h3 class="wp-block-heading"><strong>Kendinizden ve işlerinizden bahsedebilir misiniz?</strong></h3>



<p>Amerika&#8217;da yetişmiş ve 20 yılı aşkın bir süredir yılın bir kısmını Türkiye&#8217;de geçiren bir sanatçıyım. Çalışmalarım soyutlamaya dayanıyor.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-left"><strong>Sanatla uğraşmaya nasıl başladınız?</strong></h3>



<p>Sanat benim için doğuştan gelen bir şeydi. Her iki ebeveynim de sanatsal yeteneklere sahipti, ancak başka mesleklerle uğraşıyorlardı. İkisi de bana sanatçıların zor hayatını yaşamamamı önerdi, ancak tesadüfen ve eğilimimle sanata yöneldim.</p>



<p>Genç bir yetişkin olarak sanatı deneyimlemek, Avrupa&#8217;ya seyahat etmek ve Louvre gibi birçok ünlü müzeyi ziyaret etmek, özellikle de Madrid&#8217;deki Prado Müzesi&#8217;ni görmek… Bir şekilde, bir derecede sanatçı olacağımı biliyordum.</p>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="730" height="438" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/05/sanatci-sohbetleri-mike-berg-2-1.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=730%2C438&ssl=1" alt="" class="wp-image-262403"/><figcaption class="wp-element-caption"><em>Mike Berg, &#8220;In Living Color&#8221;; 2023</em></figcaption></figure></div>


<h3 class="wp-block-heading"><strong>Hangi sanat akımı sizi daha iyi tanımlar?</strong></h3>



<p>Yıllar içinde birçok sanat formuna olan ilgim değişti. Şu anda beni en çok ilgilendiren şey minimalizm ve belirli türlerde kavramsal sanat.</p>



<p>Çalışma biçimlerim birçok farklı kategoriyi kapsıyor. Çalıştığım herhangi bir tür, en çok ilgilendiğim şey olurdu. Yaptığım işlere geri dönüp baktığımda, en başarılı bulduğum parçalar olduğunu düşündüğüm parçalar var. Bu bir heykel olabilir, bir kilim olabilir, bir mürekkep çizimi duvar heykeline dönüşebilir, bir çizim veya bir resim olabilir.</p>



<figure class="wp-block-gallery has-nested-images columns-default is-cropped wp-block-gallery-15 is-layout-flex wp-block-gallery-is-layout-flex">
<figure class="wp-block-image size-full"><img decoding="async" width="587" height="650" data-id="262407" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/05/sanatci-sohbetleri-mike-berg-1-1.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=587%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-262407"/><figcaption class="wp-element-caption"><em>Mike Berg, &#8220;Blue Square&#8221;; 2020</em></figcaption></figure>



<figure class="wp-block-image size-full"><img decoding="async" width="433" height="650" data-id="262406" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/05/sanatci-sohbetleri-mike-berg-3-1.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=433%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-262406"/><figcaption class="wp-element-caption"><em>Mike Berg, &#8220;Piramit&#8221;; 2024</em></figcaption></figure>
</figure>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Şu anda üzerinde çalıştığınız veya çalışmayı planladığınız işlerden bahsedebilir misiniz?</strong></h3>



<p>Bu sefer sadece birkaç hafta daha İstanbul&#8217;da olacağım ama gitmeden önce Yunt&#8217;taki sergimde yer alan Chamber Tower adlı maketten büyük bir heykel yapmak için metal imalat ekibimle buluşacağım. Ayrıca, yeni bir parçayı bronzda dökme konusunda usta ile görüşeceğim.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Güncel sergileriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?</strong></h3>



<p>25 Mayıs’ta Yunt&#8217;ta açılacak “Buraya Nasıl Geldik?” adlı sergi, “Piramit” adlı büyük bir çelik heykel içerecek. Piramit heykelin bir maketi olacak ve çalışmalarımı geliştirirkenki sürecimin fikrini vermek üzere tasarlanmış eskizlerin, küçük balmumu heykellerin ve bronz parçaların bir kurulumunu içerecek. İki kilim, Chamber Tower için maket ve maket üzerine dayalı olarak duvara yapılan bir boyama olacak. Yunt avlusunda, “Kafes” adlı büyük heykel sergilenecek.</p>



<div class="wp-block-columns is-layout-flex wp-container-core-columns-is-layout-7 wp-block-columns-is-layout-flex">
<div class="wp-block-column has-black-color has-text-color has-background has-link-color wp-elements-06df8af0f49bd1743a3e2d8e38a86f35 is-layout-flow wp-block-column-is-layout-flow" style="background-color:#bcbacc">
<p></p>



<h2 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Pop Quiz</strong></h2>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Sanatınızı üç kelimeyle tanımlayabilir misiniz?&nbsp;</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Sanatım üç kelimeyle: Minimal, yüzey, değişken.&nbsp;</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Türkiye ve dünyadaki galeri ve müzelerden en sevdikleriniz hangileri?&nbsp;</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Çok sayıda müze ve galeri var. Türkiye&#8217;de en etkileyici sanat müzesi İstanbul Modern olabilir. Dünyada ise birçok önemli müze var. Prado, Louvre, MOMA, Metropolitan gibi. Adını saymak için çok fazla galeri var.&nbsp;</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Evinizde hangi sanat eserinin olmasını isterdiniz?&nbsp;&nbsp;&nbsp;</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Evimde görmek istediğim birçok eser var. Metropolitan Müzesi&#8217;nde her zaman ziyaret ettiğim iki resim var, biri Velazquez&#8217;e ait, diğeri Watteau&#8217;ya. Ayrıca Bryce Marden&#8217;e ait bir resim de istiyorum.&nbsp;</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Hangi şehir size ilham veriyor?&nbsp;</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Beni en çok etkileyen şehir İstanbul ve New York olabilir, ancak aynı zamanda Roma ve New Orleans da. Ama başka birçok şehir de var.&nbsp;</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>En son ziyaret ettiğiniz üç sergi hangileriydi?</strong>&nbsp;</h3>



<p class="has-text-align-center">En son geçtiğim sergilerden 10 tanesini Chelsea&#8217;de gezdim.&nbsp;</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Sanatçı olmasaydınız hangi mesleği tercih ederdiniz?</strong>&nbsp;</h3>



<p class="has-text-align-center">Belki tesisatçı, iyi para var.</p>



<p></p>
</div>
</div>



<p>{261630}</p>


sanatci-sohbetleri-mike-berg

Sanatçı Sohbetleri: Mike Berg


<p><em>Sanatçı Doğa Çal ile sanat hayatı ve “Parça Parça” adlı sergide yer alan çalışmaları hakkında keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.</em></p>



<p>Neriman Polat küratörlüğünde Defne Parman, Doğa Çal ve Hilal Balcı’nın çalışmalarını bir araya getiren “Parça Parça” adlı sergi, 7 Mayıs Salı günü Merdiven Art Space’te ziyarete açıldı. Polat’ın bir araya getirdiği üç kadın sanatçı, feminist pratik ile aralarında gerçekleştirdikleri iletişim üzerinden sergideki seçkiyi oluşturuyorlar.</p>



<p><a href="https://www.instagram.com/cal.doga/">Doğa Çal</a>, “Kafam Başka Yerde” başlıklı video serisinde, evin farklı odalarında parçalanmış ama her parçanın hareket ettiği ve yaşadığı kadın bedenini, trajediden uzak, absürt bir mizah duygusu ile gösteriyor. “Annem, Ben, Ananem” videosu; üç jenerasyon üzerinden abartılı bir biçimde, kadınlar arasındaki ilişki ve dayanışmayı vurguluyor.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Kendinizden ve işlerinizden bahsedebilir misiniz?</strong></h3>



<p>Ben Doğa. Merdiven Art Space’teki &#8220;Parça Parça&#8221; sergisindeki üç sanatçıdan biriyim. 2023 Aralık’ında Helsinki’de yüksek lisansımı tamamladım. ODTÜ felsefe mezunuyum ve uzun zamandır çeşitli sivil toplum kuruluşlarında çeşitli roller üstleniyorum. Çocuklar ve yetişkinlerle sanat ve felsefe atölyeleri yapıyorum. Yazıyorum. Birçok medyum ile çalışıyorum. Son zamanlarda daha çok birlikte yapmanın estetiği üzerine düşünüyorum.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Sanatla uğraşmaya nası</strong><strong>l ba</strong><strong>şladını</strong><strong>z?</strong></h3>



<p>2022 yılında hocalarımdan birine 2006’da yaptığım bir resmi de portfolyomun parçası olarak gösterince, bunu da portfolyona katman ne enteresan, demişti. O zamanlar 11 yaşımdayım. Sanat uğraşım anlamında 2016 bir eşik, Nesin Sanat Köyü’nün Sanat Yaz Okulları ile içimde yeniden uyanan bir şeyler oldu. Sonra 2020-2021, sanat uğraşım için başka bir eşik, Neriman Polat ile çalıştım ve 2022 yine başka bir eşik çünkü Helsinki Sanatlar Üniversitesi’nde Zaman ve Mekân çalışmaları bölümünde yüksek lisansa başladım. Birden fazla başlangıç var bence.</p>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="730" height="411" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/05/sanatci-sohbetleri-doga-cal-1.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=730%2C411&ssl=1" alt="" class="wp-image-261639"/><figcaption class="wp-element-caption"><em>Doğa Çal, &#8220;Annem, Ben, Ananem&#8221; Video Performansı; 2022</em></figcaption></figure></div>


<h3 class="wp-block-heading"><strong>Çalışmalarınızda hangi bakış açılarını ön plana çıkarıyorsunuz?</strong></h3>



<p>Çalışırken, ihtiyaçları görmeye çalışıyorum, mekânlara ve durumlara göre başlangıç noktaları arıyorum. Beraber yapmayı önemsiyorum.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Çalışmalarınızı hazırlarken ilham aldığınız noktalar nelerdir?</strong></h3>



<p>Acılar, kederler, sevgiler, neşeler, başka sanat işleri, filozoflar, gündelik hayat, şiirler, romanlar, insanlar…</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Yaptığınız bütün işler arasında en heyecan verici ve </strong><strong>ö</strong><strong>zel işiniz hangisi?</strong></h3>



<p>“Ev rolünde / in the role of home” (2021) isimli bir video işim var. Sadece sıvasına kadar bitmiş bir evin içinde halı üstünde evcilik oynamaya çalışıyorum. Çok fırtına var. Rüzgâr her şeyi uçuruyor. Halıyı, giysileri, çantaları, kağıtları… Onun sürecinin yaşattığı heyecanı unutamıyorum.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Şu anda üzerinde çalıştığınız veya çalışmayı planladığınız işlerden bahsedebilir misiniz?</strong></h3>



<p>Şu aralar 2025 Nisan’daki bir sergi için çalışmaya ha başladım ha başlayacağım. Tartu Çocuk Sanat Okulu’nda, kâğıt hamurundan yapılmış devasa şiş ve tığlarla örgü örmeye çalışacağız. Yün yumaklar yerine içi gazete kâğıdı dolu silindirik uzun kumaşlar olacak. Hışır hışır. Kimsenin tek başına kucaklayıp kullanamayacağı dev şişleri bakalım kaç kişi nasıl idame ettirebileceğiz. Şişler 2023’ün sonunda, Tampere’de bir katılımcı performansla seyirciyle buluştu. Şişler hazır ama işin tamamlayıcıları olacak kitapçıklar üzerine çalışmaya başlamak üzereyim.</p>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="730" height="411" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/05/sanatci-sohbetleri-doga-cal-2.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=730%2C411&ssl=1" alt="" class="wp-image-261640"/><figcaption class="wp-element-caption"><em>Doğa Çal, &#8220;Kafam Başka Yerde&#8221; Video Performansı; 2021 &#8211; 2023</em></figcaption></figure></div>


<h3 class="wp-block-heading"><strong>Neriman Polat kürat</strong><strong>ö</strong><strong>rlüğünde gerçekleşen </strong><strong>“</strong><strong>Parça Parça” adlı sergide hangi çalışmalarınızla yer alıyorsunuz, bu seçkideki üretimleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?</strong></h3>



<p>“Kafam Başka Yerde” (2021-2023, video serisi), “Annem, Ben Ananem” (2022, video yerleştirme) ve “Duvarı Örmek” (2022, fotoğraf). Hepsinin arkasında performatif süreçler var. “Kafam Başka Yerde”, evle bedenim arasındaki ilişki ve bedenime yapışmış kimliklerle oynadığım reflektif bir süreçti. “Annem, ben, ananem” nesiller arası bir ilişkinin psikodinamikleriyle oynadığım bir süreçti. Fotoğrafını gördüğümüz “Duvarı Örmek” ise bir yaz vakti günde 8 saat çalışarak 4 gün boyunca baretle yıkılmak üzere bir evin altında, etrafında, içinde çalıştığım başlangıç noktası o spesifik yapı olan, yine performatif bir süreç.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Seçkideki üç sanatçı birbiriyle nasıl bir diyalog kuruyor?</strong></h3>



<p>İşlerin diyalogu ve bizim diyalogumuz olarak iki çeşit diyalog kuruyor. Bundan iki yıl önce Neriman Polat bizi tanıştırdı. Biz de bir bunca zamandır çevrimiçi olarak buluşup konuşuyoruz. İşler hakkında, kendimiz hakkında, hayat hakkında… Dinlemenin ve konuşmanın aktif, yoğun ve içten yaşandığı bir diyalog.</p>



<p>İşlerin kurduğu diyaloğu ise ilk önce bizi uzundur tanıyan Neriman Hoca fark ediyor, bizi birbirimizle bu yüzden tanıştırıyor. Bu diyaloğun nasıl olduğunu görmek için sizi sergiye davet ediyorum. 8 Haziran’a kadar açık.</p>



<div class="wp-block-columns is-layout-flex wp-container-core-columns-is-layout-8 wp-block-columns-is-layout-flex">
<div class="wp-block-column has-black-color has-text-color has-background has-link-color wp-elements-4d92a9a99f87fb6aee5f1571c7dcc2f1 is-layout-flow wp-block-column-is-layout-flow" style="background-color:#bcbacc">
<p></p>



<h2 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Pop Quiz</strong></h2>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Sanatınızı üç kelimeyle tanımlayabilir misiniz?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Performatif, mekân-durum duyarlı, süreç odaklı.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>İmkânınız olsa tanışmak istediğiniz sanatçı kim olurdu?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">İmkânım olsa… İmkânım olsa imkânsız bir şeyi isterdim: 2009’a dönüp Pilvi Takala&#8217;nın &#8220;Real Snow White&#8221; işinin sürecine tanıklık etmek. Tanıklık etmek, beraber çalışmak tanışmanın farklı düzeyleri gibi.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Tüm zamanları</strong><strong>n en </strong><strong>ö</strong><strong>nemli sanat eseri hangisidir?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Çeşitli bakımlardan çeşitli önemler atfedilebilecek o kadar çok işten bahsedilebilir ki… Şu an ne desem bilemedim.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Evinizde hangi sanat eserinin olmasını isterdiniz?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Hans Haacke’nin &#8220;Condensation Cube&#8221; işini salonun göbeğinde isterdim doğrusu. Suzanne Lacy’nin &#8220;The Crystal Quilt&#8221; işi de olabilir, ama işte her iş eve sığmaz.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Hangi şehir size ilham veriyor?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Helsinki ve İzmir arasında hissettiğim derin fark düşündürüyor, kırsal alanlar daha çok ilham veriyor olabilir.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>En son ziyaret ettiğiniz üç sergi hangileriydi?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Takvimimdeki son üç değil ama aklıma gelen son üç: Julia Fidder’in küratörlüğündeki &#8220;If I Can Not Cry in the Subway&#8221;, Zeyno Pekünlü’nün &#8220;Bütün Ah’ları&#8221; ve James Prevett&#8217;in &#8220;Together With&#8221;i.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Sanatçı olmasaydınız hangi mesleği tercih ederdiniz?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Başka bir meslek daha yapmak için sanatçı olmamaya gerek yok ki. Pek çok sanatçı, kirasını ödeyebilmek için çeşitli işler yapıyorlar. Ben şu aralar mutfak işlerinde çalışmak için şansımı deniyorum mesela.</p>



<p></p>
</div>
</div>



<p><strong>Fotoğrafçı:</strong> Elif Eren</p>



<p>{256576}</p>


sanatci-sohbetleri-doga-cal

Sanatçı Sohbetleri: Doğa Çal


<p><em>Çalışmalarında duygularını ön planda tutan ve görünenin ötesini yansıtan sanatçı Burcu Ünlü ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.</em></p>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="250" height="250" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/05/sanatci-sohbetleri-burcu-unlu-portre.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=250%2C250&ssl=1" alt="" class="wp-image-256592"/><figcaption class="wp-element-caption"><em><a href="https://www.instagram.com/burcuuunlumodernart/"><mark style="background-color:rgba(0, 0, 0, 0)" class="has-inline-color has-black-color">Burcu Ünlü</mark></a></em></figcaption></figure></div>


<h3 class="wp-block-heading"><strong>Kendinizden ve işlerinizden bahsedebilir misiniz?</strong></h3>



<p>Çocukluğumdan itibaren hareketli, yaşam dolu, neşeli bir yapım vardı. O günlerde yaramazlık olarak isimlendirilen bu hâlim benim bugünkü Burcu olmamı sağladı. Yaşamla, insanlarla olan bu bağım Bilgi Üniversitesi’nde Halkla İlişkiler, Lasalle College’da Moda Tasarımı eğitimleri almamla devam etti. Zaman içinde bende birikenleri önce yeni rotalarla, ardından bu rotalarda doğanın (özellikle deniz ve güneşin) bende yarattığı duygularla ve finalde tüm bu duyguların yarattığı enerjinin resimle ifade edilmesiyle sanatsal yolculuğum başladı. Pandemi ile birlikte evlere kapanınca benim içimdeki yolculuk resimlere dönüştü, içimdeki gizli sanatçı ortaya çıktı diyebilirim. O günden bu yana resim benim için kendimi ifade yoluna ve hayata beni bağlayan bir tutkuya dönüştü.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Sanatla uğraşmaya nasıl başladınız?</strong></h3>



<div class="wp-block-media-text is-stacked-on-mobile"><figure class="wp-block-media-text__media"><img decoding="async" width="434" height="650" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/05/sanatci-sohbetleri-burcu-unlu-1.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=434%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-256581 size-full"/></figure><div class="wp-block-media-text__content">
<p>Sanat benim için üniversite eğitimimle birlikte başladı. İçimdeki görselliği o zamanlar ortaya çıkarmama moda tasarımı aracılık etmişken, zamanla görünenin ötesini görmeme resimler aracılık etmeye başladı. 2019 yılında amatör olarak başladığım, yaptıkça evime astığım, NFT’ye çevirdiğim ve görenlerin ilgisiyle tutkumun arttığı bu yolculuk beni bugünlere taşıdı. Sergi açma hayalim Eylül 2023’de yaptığım “Yansıma” tablosu ile başladı ve bu hayalin temasını yansıtan on beş şehirle birlikte toplam 17 eserle ilk sergim hayata geçmiş oldu.</p>
</div></div>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Çalışmalarınızda hangi bakış açılarını ön plana çıkarıyorsunuz?</strong></h3>



<p>Çalışmalarımda duygularım başrolde oluyor genellikle. Resmettiğim bir doğa parçası gibi görünse de o görüntünün bendeki yansımasını, bilinçaltımdan süzülenleri yani görünenin ötesini aktarıyorum tuvale. “Sanatçının iç dünyasının yansıması” olarak ifade edilen bu yaklaşımın resim dünyasındaki karşılığı “dışavurumcu” (ekspresyonist) bakış açısı olarak isimlendiriliyor.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Çalışmalarınızı hazırlarken ilham aldığınız noktalar nelerdir?</strong></h3>



<p>Doğa benim en büyük ilham kaynağım, çünkü orada her şey sahici, yarattığı duygularla kendi kendini anlatıyor bana. Doğada bana en çok ilham verenlerse evrenin en önemli kaynaklarından biri olan güneş ve bir diğeri olan deniz. Farklı şehirlerde, farklı zamanlarda, farklı mevsimlerde karşılaştığım güneşin ve denizin bende yarattığı duyguların yansımasını resmediyorum.</p>


<div class="wp-block-image">
<figure class="aligncenter size-full"><img decoding="async" width="730" height="537" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/05/sanatci-sohbetleri-burcu-unlu-2.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=730%2C537&ssl=1" alt="" class="wp-image-256580"/></figure></div>


<h3 class="wp-block-heading"><strong>Hangi sanat akımı sizi daha iyi tanımlar?</strong></h3>



<p>Görüneni göründüğü gibi anlatmak yerine iç dünyamda yarattıklarıyla “hissettiğim gibi” aktarmayı seviyorum. Buna sanatsal anlamda bir isim vermek gerekirse; “ekspresyonizm” akımına yakın olduğu söylenebilir.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Yaptığınız bütün işler arasında en heyecan verici ve özel işiniz hangisi?</strong></h3>



<p>Kuşkusuz ki bu ilk sergimin hayalini bana kurdurtan “Yansıma” adlı eserimin bendeki yeri ayrı. Sergimin de adına ilham olan bu eserimle birlikte hayallerim hayal olmaktan çıkıp gerçeğe dönüştü. Bende bu açılımları yaratan bu özel eserin gelirini benzer bir açılıma vesile olması amacıyla “Kansersiz Yaşam Derneği”ne bağışlama kararımın altında da bu yatıyor.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Şu anda üzerinde çalıştığınız veya çalışmayı planladığınız işlerden bahsedebilir misiniz?</strong></h3>



<div class="wp-block-media-text is-stacked-on-mobile"><figure class="wp-block-media-text__media"><img decoding="async" width="434" height="650" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/05/sanatci-sohbetleri-burcu-unlu-3.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=434%2C650&ssl=1" alt="" class="wp-image-256579 size-full"/></figure><div class="wp-block-media-text__content">
<p>Benim çalışmalarım hayallerimden ve bu hayallerle çıktığım yolculuklardan besleniyor. Çıkacağım yeni yolculuklar, o yolculuklarda beni karşılayacak doğa ve bunun bende yaratacağı duygular nasıl gelişirse çalışmalarım da öyle şekil alacak. Bununla birlikte bir sonraki sergimin teması ve tekniği bende çok net. Bunu şu anda sürpriz olarak tutuyorum ve ipucunu sergimdeki bir eserimde saklıyorum. Sergime gelecek olan sanatseverlerin bu ipucunun hangi resimde gizli olduğunu keşfetmelerini bekliyorum.</p>
</div></div>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Güncel sergileriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?</strong></h3>



<p>“Yansımalar” benim ilk kişisel sergim. Bir sonraki sergimin hazırlıklarına ve bu sergiye ilham yaratacak çalışmalarıma başladım ve hatta ilk resmimi yaptım bile. Diğerleri de zihnimde sıraya girdiler. Bundan sonrası sadece zaman…</p>



<div class="wp-block-columns is-layout-flex wp-container-core-columns-is-layout-9 wp-block-columns-is-layout-flex">
<div class="wp-block-column has-black-color has-text-color has-background has-link-color wp-elements-9ebd203d051c0119955441064fb4b873 is-layout-flow wp-block-column-is-layout-flow" style="background-color:#bcbacc">
<p></p>



<h2 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>POP QUIZ</strong></h2>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Sanatınızı üç kelimeyle tanımlayabilir misiniz?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Doğa, duygular, yansıma.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>İmkânınız olsa tanışmak istediğiniz sanatçı kim olurdu?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Refik Anadol.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Tüm zamanların en önemli sanat eseri hangisidir?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Leonardo Da Vinci&#8217;nin &#8220;İsa’nın Son Akşam Yemeği&#8221;.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Türkiye ve dünyadaki galeri ve müzelerden en sevdikleriniz hangileri?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">İstanbul Modern, Perez Art Museum Miami ve Louvre Müzesi.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Evinizde hangi sanat eserinin olmasını isterdiniz?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Johannes Vermeer&#8217;in &#8220;İnci Küpeli Kız&#8221;.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Hangi şehir size ilham veriyor?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">İstanbul.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>En son ziyaret ettiğiniz üç sergi hangileriydi?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Handan Börüteçene ve Amira Akbıyıkoğlu &#8220;Üç İç Denizin Ülkesi&#8221;, Ulya Soley &#8220;Gelecek Hatıraları&#8221; ve &#8220;Kalıntıların Şifası&#8221; Zeyrek Çinili Hamamı.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Sanatçı olmasaydınız hangi mesleği tercih ederdiniz?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">İç mimar.</p>



<p></p>
</div>
</div>



<p>{246856}</p>


sanatci-sohbetleri-burcu-unlu

Sanatçı Sohbetleri: Burcu Ünlü


<p><em>Özgürleşme, bilinmeyene duyulan merak ve evrenin işleyişi konularına sanatında yer veren sanatçı Seçil ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.</em></p>



<p>Eserlerinde bireyin içsel özgürleşmesine ve zihin ile kalp arasındaki uyuma dikkat çeken sanatçı <a href="https://www.instagram.com/secilsstudio/">Seçil</a>, renklerin akışı, geometri ve dokunun etkileyici bir şekilde bir araya geldiği soyut ve derin kavramları ustalıkla yansıtıyor. Şu sıralar ise &#8220;Being&#8221; ve &#8220;Being in Love&#8221; gibi eserler üzerinde çalışan sanatçı, aynı zamanda bir kitap projesi üzerinde de yoğunlaşıyor. İstanbul&#8217;da gerçekleşecek solo sergisi ve Londra&#8217;da devam eden sergi ve üretimlerle sanat yolculuğuna aktif bir şekilde devam eden<strong> sanatçı Seçil</strong> ile sanatının kökenlerinden ilham aldığı noktalara kadar birçok detayı konuştuğumuz keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Kendinizden ve işlerinizden bahsedebilir misiniz?</strong></h3>



<p>Tabii elbette. Öncelikle okuyuculara ve sizlere&nbsp;bana yer ve zaman ayırdığınız için teşekkür ederim.&nbsp;Uzun bir süredir yaşamıma&nbsp;ve çalışmalarıma Londra merkezli devam eden aslen İstanbullu bir çağdaş sanatçıyım. Mimar Sinan Üniversitesi’nde, lisans ve yüksek lisans derecelerinde Klasik Batı Avrupa resim eğitimi almış olmama rağmen her zaman çağdaş sanat ve metafizik konuları ilgimi çekti. Bu bağlamda kendime beni uluslararası alana çıkaran bir yol çizerek ilerledim. İstanbul merkezli iken bazı düşünce ve durumlardan dolayı önce misafir sanatçı programları ve projelerle hareket etmeye başlamıştım, sonra da Londra’ya yerleşme durumum gelişti. Yerleşmemin ardında Türkiye ile bağlarıma ek olarak oradan gelişmeye odaklandım. Londra&#8217;daki ilk yılımın ardından Avrupa Birliği ve London Creative Network’ün birlikte verdiği burs ile sanatçı geliştirme programına katılma hakkı kazandım. Eserlerimin görsel içeriklerinde özgürleşme kendini göstermeye başlarken, Londra Kraliyet Akademisi Yaz Sergisi’ne&nbsp;ve New York Nada’daki küratöryel sergilere kabul edilmem ile birlikte iyice perçinlenerek devam etti, ediyor.</p>



<figure class="wp-block-gallery has-nested-images columns-default is-cropped wp-block-gallery-16 is-layout-flex wp-block-gallery-is-layout-flex">
<figure class="wp-block-image size-large"><img decoding="async" width="459" height="550" data-id="246880" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/03/sanatci-sohbetleri-secil-1-3.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=459%2C550&ssl=1" alt="" class="wp-image-246880"/><figcaption class="wp-element-caption"><em>Seçil, &#8220;Being&#8221; (Olma Hali) &#8211; No 2; 2024</em></figcaption></figure>



<figure class="wp-block-image size-large"><img decoding="async" width="458" height="550" data-id="246881" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/03/sanatci-sohbetleri-secil-2.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=458%2C550&ssl=1" alt="" class="wp-image-246881"/><figcaption class="wp-element-caption"><em>Seçil, &#8220;Being&#8221; (Olma Hali) &#8211; No 4; 2024</em></figcaption></figure>
</figure>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Sanatla uğraşmaya nasıl başladınız?</strong></h3>



<p>Sanatla uğraşmaya başlamadım, o hep oradaydı.&nbsp;Kendimi bildim bileli hep bir şeyler yapıyorum, üretiyorum, bana her zaman büyük bir alan açan ve haz veren bir şey. Yaratıcı tarafımı ve spiritüelliği keşfetmem 8-9 yaşlarıma uzanıyor diyebilirim. 11-12 yaşlarımdayken ise setler hâlinde takılar yapmaya başlayışım ise yaratıcı tarafıma ek olarak ilk girişimci tarafımı ortaya çıkarmıştı. Önce tasarlıyor, ardından malzemeleri düzenliyor ve belli bir disiplinde üretiyor ve satıyordum, aynı şu an çalıştığım gibi.</p>



<p>Sonra lise yıllarımda sanatın her formuna ilgim arttı ve ancak fen matematik okurken, güzel sanatlar yetenek sınavlarına nasıl girileceğini öğrenmem ile beni şu ana taşıyan esas sanat yolculuğum başladı. Hayatımın son anına dek de devam edeceğim sözünü verdim kendime ama nasibini bende izleyerek göreceğim.&nbsp;</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Çalışmalarınızda hangi bakış açılarını ön plana çıkarıyorsunuz?</strong></h3>



<p>Ben bir hayalperest olarak bilinmeyen gelecekte bir başka deyimle sonsuzlukta ideal olan olasılığı ve saf&nbsp;güzeli arıyorum. İçsel özgürleşme, bilinmeyene duyduğum merak ve bildiğimiz sistemin formülasyonun&nbsp;ötesi her zaman ana konum oldu. Dolayısı ile biz kimiz, ben kimim, yaşantımın anlamı nedir, evren nasıl çalışır konuları etrafında dönen resimlerim kendi deneyimlerim, gözlemlerim; okumalar üzerinden ivme aldı.&nbsp;Tabii bu büyük konu dönem dönem kendi içerisinde şekillenerek gelişiyor. Şu anda kendimi resim elementleri kullanarak eser üretir, bu sorular etrafında düşünürken ve oynarken buluyorum.</p>



<p>Son dönem çalışmalarımda bireyin kendisinin, nefesinin, zihin ve kalbi arasındaki senkronizasyonun ve olma hâlinin uyum içerisinde var olmasının ötesinde hiçbir şeyin önemi olmadığına vurgu yapıyorum. Bu bağlamda da sanatçı olarak ürettiğim eserlerin üretim esnasındaki niyeti, hem içerik hem de görsel gücün yarattığı atmosfer ve içinde bulunduğum dönemin yaşama kattığı değerle ilgileniyorum.&nbsp;</p>



<div class="wp-block-media-text is-stacked-on-mobile"><figure class="wp-block-media-text__media"><img decoding="async" width="458" height="550" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/03/sanatci-sohbetleri-secil-3.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=458%2C550&ssl=1" alt="" class="wp-image-246882 size-full"/></figure><div class="wp-block-media-text__content">
<h3 class="wp-block-heading"><strong>Çalışmalarınızı hazırlarken ilham aldığınız noktalar nelerdir?</strong></h3>



<p>O kadar çok şey var ki; seyahat etmek, kültür, sanatın her formu, müzik, dans, spor, kişisel ve spiritüel gelişim üzerine okumalar, meditasyon ile yaşamımın temelini oluşturan ilham kaynaklarım.</p>



<p class="has-text-align-left"><em><sub>Seçil, &#8220;Being&#8221; (Olma Hali) &#8211; No 11; 2024</sub></em></p>
</div></div>



<p>Ayrıca nefesim ana ilhamım hâline dönüştü. Yaşamın akışını gözlemlemek, durmak, gözlemci hâline gelmek,&nbsp;kendimin potansiyelini aktive etme, gelişebildikçe güzelliği görebilmemi sağlıyor. Yaşamın içerisinde bireyin “olma hâli” fikri, uzun zamandır üzerine düşündüğüm bir konu oldu, bu özellikle zaman ve mekânda konseptleri ile birleşmişti ve çok çeşitli yönleriyle ele alma fırsatım olmuştu.&nbsp;Ancak şimdi söylemeliyim ki her şeyin gidip birleştiği tek bir yer var o da bilinç.</p>



<p>Aradığım şey bireysel ve bütünsel olarak değişim, dönüşüm ve özgürleşme ile birlikte içerisinde yaşadığımız tüm kurguların tamamen bilinç ile ve kişinin kendi baktığı yerle ilgisi olduğunu düşünüyorum. Yani benim varlığım (burada ben kişinin kendisi) her şeye yeter ve en güzeli, iyiyi yaratabilmek benim elimde dediğim noktada artan bir yaratma cesaretinden bahsediyorum.&nbsp;Bu bağlamda geometrik bir altyapıya dayanan renk, doku ile birlikte parça bütün ilişkisinin öne çıktığı, birbiri ile bağlı ancak aynı zamanda bağımsız üretilmiş eserlerimi bu kavramlar çerçevesinde üretiyorum.</p>



<div class="wp-block-media-text is-stacked-on-mobile"><figure class="wp-block-media-text__media"><img decoding="async" width="413" height="550" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/03/sanatci-sohbetleri-secil-4.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=413%2C550&ssl=1" alt="" class="wp-image-246883 size-full"/></figure><div class="wp-block-media-text__content">
<h3 class="wp-block-heading"><strong>Hangi sanat akımı sizi daha iyi tanımlar?&nbsp;</strong></h3>



<p>Çağdaş sanat kapsamında, kavramsal soyut resim diyebiliriz. Rengin, dokunun, geometrinin hâkim olduğu eserler. Ama ek olarak yenilikçi, gelecekçi ve biraz da mistisizmle ilişki kuran resimler de diyebilirim.</p>
</div></div>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Yaptığınız bütün işler arasında en heyecan verici ve özel işiniz hangisi?</strong></h3>



<p>Geriye dönüp baktığımda her dönemimi temsil eden, bazı kilit eserlerim olduğunu görüyorum.&nbsp;Birkaç sene süren konseptsel çalışmalar ve&nbsp;konular çerçevesinde birçok teknik ve boyutta çalışma yapıyor ve beraberinde de bir ana ve büyük boyutlu yapıt çıkartıyorum.</p>



<p>Bu bağlamda yaptığım, 2013 yılında “Alan” isimli 55 parça tuvalin birleşmesi ile oluşan 299&#215;600 cm boyutundaki resim yerleştirme, 2016 “Kuşbakışı” isimli yine büyük boyutlu (140x840cm), 200&#215;440 cm toplam boyut veren ve 11 parçadan oluşan 2018 tarihli “Birleşme” ve son olarak 12 parçadan oluşan ancak toplam 180&#215;1800 cm ölçeğindeki “Being” isimli eserim başı çekenler arasında diyebilirim.</p>



<figure class="wp-block-gallery has-nested-images columns-default is-cropped wp-block-gallery-17 is-layout-flex wp-block-gallery-is-layout-flex">
<figure class="wp-block-image size-large"><img decoding="async" width="413" height="550" data-id="246886" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/03/sanatci-sohbetleri-secil-5.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=413%2C550&ssl=1" alt="" class="wp-image-246886"/></figure>



<figure class="wp-block-image size-large"><img decoding="async" width="413" height="550" data-id="246887" src="https://eduzsofsfpv.exactdn.com/wp-content/uploads/2024/03/sanatci-sohbetleri-secil-6.webp?strip=all&lossy=1&quality=92&webp=92&avif=80&resize=413%2C550&ssl=1" alt="" class="wp-image-246887"/></figure>
</figure>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Şu anda üzerinde çalıştığınız veya çalışmayı planladığınız işlerden bahsedebilir misiniz?</strong></h3>



<p>Düzenli üretim yapıyorum ve atölye pratiğimi çok önemsiyorum. Odaklandığım içerik, boyut ve sayıları bir araya getirerek önce kurguyu tasarlıyorum. Bu tasarımlar ben derin bir zihinsel seviyedeyken hâli hazırda gördüğüm görüntüler.&nbsp;Bu bağlamda Londra’daki stüdyomda, tasarımını bitirdikten sonra, üretimi bir sene süren resimlerimden “Being” ve “Being in Love”ı ürettim. Şimdi bu eserler ve içerik kapsamında bir kitap hazırlıyorum. Basımı beraberinde Londra&#8217;da gerçekleşmesi planlanan yine parçalar ile bütün kurgusunun hâkim olduğu bir sergi ile gerçekleşecek olan bir seri üzerinde daha çalışıyorum.&nbsp;</p>



<h3 class="wp-block-heading"><strong>Güncel sergileriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?</strong></h3>



<p>Renklerin akışı ile birbirleriyle diyaloğa giren ve herkesin kendince okuma yapabileceği, kendine dair bir şeyler bulacağına inandığım adas Istanbul’da hayat bulan “Being” başlıklı solo sergim 30 Mart’ta başlıyor ve 4 Mayıs’a dek devam ediyor. Bu sergime paralel “Olasılıklar” başlıklı online solo sergim Artnivo’da yayında. Bu dönemden sonra Türkiye ve İstanbul ile ilişkilerimi daha yakınlaştırmayı, daha aktif olarak sergilerde olmayı umuyorum. Buna ek olarak Londra merkezli sergi ve aktif üretimler devam…</p>



<p></p>



<h2 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong><strong>Pop Quiz</strong></strong></h2>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Sanatınızı üç kelimeyle tanımlayabilir misiniz?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Sanat terminolojisine göre çağdaş sanat kapsamında kavramsal soyut diye geçiyor ama&nbsp;bence gelecekçi, yenilikçi ve mistik.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>İmkânınız olsa tanışmak istediğiniz sanatçı kim olurdu?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Hilma Af Klint ile biraz zaman geçirmek, yaşam deneyimini onun ağzından dinlemek isterdim.&nbsp;</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Tüm zamanların en önemli sanat eseri hangisidir?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Tracey Emin’in Yatağı ile Michelangelo’nun Sistine Chapel’i gibi iki üç örnek geliyor aklıma.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Türkiye ve dünyadaki galeri ve müzelerden en sevdikleriniz hangileri?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Öyle uzun bir liste ki… Türkiye&#8217;de Bayburt&#8217;taki <a href="https://www.oggusto.com/sanat/eser-ve-muze-incelemeleri/bayburt-baksi-muzesi-hakkinda-bilmeniz-gerekenler">Baksı</a>, Eskişehir&#8217;de <a href="https://www.oggusto.com/sanat/eser-ve-muze-incelemeleri/odunpazari-modern-muze-hakkinda-bilmeniz-gerekenler">OMM</a>, İstanbul’da Arter.</p>



<p class="has-text-align-center">Londra’da National Gallery ve Victoria and Albert,&nbsp;Tate Britain ve Modern, Serpentine ve Royal Academy bazıları.&nbsp;Düsseldorf K21 Çağdaş Sanat Müzesi, Neuss’daki Langen Foundation, Basel’deki Fondation Beyeler, Paris’de Orangerie, Roma&#8217;da Sistine Chapel, Berlin’de Hamburger Bahnhof ve Pergamon ilham veren müzeler ve enstitüler.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Evinizde hangi sanat eserinin olmasını isterdiniz?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Hilma af Klint, Joan Mitchell, Agnes Martin, Tomas Saraceno, Richard Serra, Fahrelnissa Zeid, bir tane de Monet’e hayır demem.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Hangi şehir size ilham veriyor?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Zor soru, daha görmek istediğim çok yer var ve&nbsp;her gittiğim yerden mutlaka bir şey kalıyor, ancak&nbsp;şu an en başı çekenler Londra ve İstanbul.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>En son ziyaret ettiğiniz üç sergi hangileriydi?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Daha bugün David Zwirner’de nefis bir Gerhard Richter&nbsp;ve Gagosian’da Albert Oehlen’in solo sergileri ile Philips Müzayede evinin galerisinde “Seeing Red” isimli küratöryel bir sergiyi gördüm.</p>



<h3 class="wp-block-heading has-text-align-center"><strong>Sanatçı olmasaydınız hangi mesleği tercih ederdiniz?</strong></h3>



<p class="has-text-align-center">Ben bu hayatla ilişki kurmanın sanat ve bilim aracılığıyla olabileceğine inanan birisi olarak, görüyorum ki benimki meslek seçimi değil de daha ziyade yaşamı anlama, düşünme ve üretme seçimiymiş. O nedenle sanat olmasa bilim olurdu diyebilirim. Biyolog, fizikçi ya da matematikçi olabilirdim.</p>



<p>{232746}</p>


sanatci-sohbetleri-secil

Sanatçı Sohbetleri: Seçil

Burcu Dimili