Benim Zamanım: Kübra Denizci Keskin

•

12.09.2024

Yazı Boyutu:

Zamanı ustalıkla yönetenlerin ve her anına değer katanların hikayeleri her zaman ilgimizi çeker. Bu kez, “Benim Zamanım” projesi kapsamında, dünyanın ilk ve tek engelli kadın ralli pilotu olan Kübra Denizci Keskin’in ilham verici yolculuğuna ışık tutuyoruz. Omurilik yaralanmasının ardından yeniden doğan ve ralli dünyasında başarılarıyla adını duyuran Kübra Denizci Keskin, azmi ve kararlılığıyla göz kamaştırıyor. Etkileyici yolculuğunu ve başarılarının ardındaki sırları OGGUSTO olarak Saat&Saat ile birlikte sorduk.

Kübra Denizci Keskin, zamanın nasıl yönetileceğini ve her anın kıymetini nasıl bileneceğini gösteren bir yaşam öyküsüne sahip. Yarış pistlerindeki başarısının ardında sadece fiziksel güç değil, aynı zamanda mental dayanıklılık ve kararlılık yatıyor. Engelleri aşma konusundaki azmi ve ralli dünyasında kendine sağlam bir yer edinmesi, ona hayranlık duyan birçok kişi için ilham kaynağı oldu. Onun hikayesi, zamanı en iyi şekilde değerlendirmenin ve her anı dolu dolu yaşamanın önemini bir kez daha vurguluyor. Kübra’nın hayatındaki bu eşsiz yolculuğa, Saat&Saat ile birlikte tanıklık etmekten büyük bir mutluluk duyuyoruz.

Ralli pilotu olma yolculuğunuz nasıl başladı? Bu alana olan ilginizi ne tetikledi?

2004 yılında geçirdiğim omurilik yaralanması hayatımı köklü bir şekilde değiştirdi. Yaralanmadan önce, sürekli hareket halinde olan, adrenalinden beslenen biriydim. Tekerlekli sandalyeyle yaşamaya başladıktan sonra ise otomobil, bana özgürlüğümü geri verdi. Direksiyon başında, sınırları zorlayabilme hissi benim için vazgeçilmez oldu.

İş hayatım devam ederken, hayatımda kendimi akışta hissedebileceğim ve keyif alabileceğim bir spor arayışına girdim. Ralli ise tam olarak beni tanımlayan spor oldu. Bu alanda başarılı olmak için çok çaba sarf ettim ve derinlemesine araştırmalar yaptım. Engelli bir sporcu olarak yarışmak mümkün müydü? Yarışmak için ne yapmam gerekiyordu? Bu soruların cevaplarını ararken, hayat bana sürprizlerle dolu bir yol açtı.

Test aracı için gittiğim pistte, kader beni ralli pilotu olan eşimle tanıştırdı. Bu karşılaşma, hayatımın dönüm noktalarından biri oldu. Artık ortak bir hayalimiz vardı. Birlikte ralli dünyasına adım attık ve bu yolculukta eşim bana önemli bir rehberlik yaptı. Onun desteği ve yol göstericiliği sayesinde, hayallerimi gerçeğe dönüştürdüm. Yarışabilmem için sponsor desteğine ihtiyacım vardı. Bana inanan ve destekleyen sponsorlarım sayesinde yarışmaya başlayabildim.

Ayrıca, ailem, eşim ve destekçilerimden gelen moral ve motivasyon da bu süreçte büyük bir rol oynadı. Her engeli aşarken, hem kendi sınırlarımı zorladım hem de başkalarına ilham vermek için çabaladım. Bu yolculuk, sadece ralli sporunda değil, yaşamın her alanında karşılaşılan zorlukları aşma konusunda bana değerli dersler kazandırdı.

Dünyanın ilk ve tek engelli kadın ralli pilotu olarak karşılaştığınız en büyük zorluklar nelerdir ve bu zorlukları nasıl aştınız?

Ralli pilotu olabilmemde sürekli aldığım fizik tedavi ve hiç aksatmadan yaptığım egzersizler büyük bir öneme sahip oldu. 20 yıldır fizik tedavi görüyorum. Kollarımdaki fiziksel gücü koruyabilmem, motor sporlarında başarılı olmamı sağladı. Eğer vücudumu bu şekilde güçlü tutmasaydım, bu spora girmem mümkün olmazdı. Hiçbir zaman kişinin kendisinden ve bedeninden vazgeçmemesi gerektiğine inanıyorum. Zorluklara rağmen bedeninize iyi bakmak ve onu güçlendirmek, hayallerinize ulaşmanızda en büyük destekçiniz olacaktır.

Omurilik yaralanmam nedeniyle, ralli aracının özel modifikasyonlara ihtiyacı vardı. Araç kontrolünü sağlayacak uygun ekipman ve teknolojileri bulmak ve bu teknolojileri kullanarak aracın performansını optimize etmek zaman ve çaba gerektirdi. İlk önce maddi imkansızlıklardan dolayı standart bir aracı, ralli aracına çevirdik. Daha sonra ise sponsorlarımızın desteği ile bir ralli aracı alıp, gerekli modifikasyonları yaptırdık. Hala her yarış sonrasında aracı nasıl daha fazla geliştirebiliriz diye AR-GE çalışmaları yapıyoruz.

Motor sporları maliyetli bir alan ve sponsor desteği olmadan ilerlemek neredeyse imkansız. Engelli bir kadın pilot olarak sponsor bulmak daha da zor oldu. Ancak, kararlıydım. Hikayemi ve hayallerimi bir çok firmaya anlattım. Ve bana ve hikayeme inanan sponsorları ikna etmeyi başardım. Sponsorlarımın desteği sayesinde Tırmanma Şampiyonası ile başlayan hikayem, 2024 Yılında Türkiye ve Avrupa Ralli Şampiyonalarında yarışmam ile devam ediyor. Hayallerim tam anlamıyla gerçek oldu!

Kendiniz birçoğumuz için bir ilham kaynağısınız. Peki size en çok ilham veren kişiler veya olaylar nelerdi?

Birçok insan için ilham kaynağı olduğumu duymak beni çok mutlu ediyor. Bana en çok ilham veren kişi Alex Zanardi’dir. Zanardi, geçirdiği korkunç kazanın ardından azmi ve kararlılığıyla yeniden hayata tutunarak spor kariyerine devam etti. Onun yaşadığı zorluklara rağmen pes etmeyip başarıya ulaşması, benim de engelleri aşmam ve hedeflerime ulaşmam için büyük bir motivasyon kaynağı oldu. Engelli sporcuların hikayeleri beni her zaman motive etmiştir.

Ayrıca otomobil sporlarında bir engelli kategorisi yok; bu, herkesle aynı koşullarda ve şartlarda mücadele etmem anlamına geliyor. Bu durum, bana daha da fazla motivasyon sağlıyor. Kendi sınırlarımı zorlayarak, yalnızca engelleri aşmakla kalmıyor, aynı zamanda en iyilerle aynı pistte yarışmanın gururunu yaşıyorum. Eşit şartlarda yarışmak, bana daha fazla güç ve azim veriyor.

Ralli pilotu olarak zamanla yarışmanın size öğrettiği en değerli ders nedir?

Yarışlarda, her saniyenin kıymetli olduğu ve her anın hesaplanarak yaşandığı bir ortamda, önceden yapılmış planlara sadık kalmak önemlidir. Ancak, aynı zamanda beklenmedik durumlara hızla adapte olabilmek ve anında doğru kararlar alabilmek de gerekiyor. Yolda karşılaşılan engeller, değişen hava koşulları veya aracın performansıyla ilgili beklenmedik sorunlar, planları alt üst edebilir. Bu tür durumlarda soğukkanlı kalmak ve en iyi şekilde adapte olabilmek, yarışın seyrini değiştirebilir.

Bu dengeyi kurmayı öğrenmek, sadece rallide değil, hayatımın diğer alanlarında da büyük bir değer taşıyor. Hız ve zaman baskısı altında bile doğru kararlar alabilmek, hem kişisel hem de profesyonel yaşamda oldukça önemli. Zamanla yarışmak, bana disiplinli olmayı, esnekliği ve her durumda pozitif kalmayı öğretti. Bu dersler, yarış etaplarında olduğu kadar günlük hayatımda da beni ileriye taşıyan önemli prensipler haline geldi.

Yarışlarda karşılaştığınız kritik anlarda zaman algınız nasıl değişiyor?

Yarışlarda karşılaştığım kritik anlarda, zaman algım değişiyor. Bu anlarda, adrenalin ve yoğun odaklanma nedeniyle zamanın çok hızlı geçtiğini hissediyorum. Her saniye büyük bir hızla akıyor gibi geliyor ve bu nedenle anlık kararlar almak zorunda kalıyorum. Yüksek hız ve heyecan içinde, farklı hissediyorum. Lastik patlaması gibi kritik zamanlarda her saniye bizim için çok önemli oluyor.

Zaman ve hız kavramları sizin için ne ifade ediyor?

Zaman, yarış dünyasında her şeydir. Yarış boyunca saniyelerin, hatta saliselerin bile büyük bir önemi vardır. Her anın doğru planlanması ve en iyi şekilden değerlendirilmesi, başarının anahtarıdır.

Hız ise benim için özgürlüğün ve adrenalin dolu anların ifadesi. Çocukluğumdan beri hız tutkusu içimde var ve bu tutku, yarışlara olan ilgimi daha da pekiştiriyor. Hız, sadece fiziksel bir kavram olmanın ötesinde, sınırları zorlama ve kendi potansiyelimi keşfetme anlamına geliyor. Direksiyon başında hızlandıkça, özgürlüğü ve yaşamın enerjisini en yoğun şekilde hissediyorum.

Ekip çalışması ve koordinasyon yarışlarda ne kadar önemli?

Ekip çalışması ve koordinasyon yarışlarda kritik bir öneme sahip. Ralli gibi karmaşık ve zorlu bir spor dalında, başarı sadece pilotun yeteneklerine bağlı değildir; arkasında güçlü ve uyumlu bir ekibin desteği olmadan mümkün değildir. Öncelikle, takımın ve mekanik ekibin rolü büyük önem taşıyor. Aracın bakımından, ayarlarına ve yarış sırasında ortaya çıkabilecek teknik sorunların hızlı bir şekilde çözülmesine kadar birçok sorumluluk üstleniyorlar. Copilotum, en yakın çalışma arkadaşım. Yarış sırasında doğru yönlendirmeler yaparak, hız ve güvenlik dengesini sağlıyor. Co-pilot ile pilot arasındaki uyum, yarışın başarılı geçmesinde en önemli kriter.

Kariyerinizde en gurur duyduğunuz an veya başarı nedir?

Bu sene Avrupa Ralli Şampiyonası’nda start alma fırsatını yakaladım. Avrupa’da yarışmak ve ülkemizi temsil etmek çok büyük bir hayalimdi. İkinci Avrupa yarışım olan ERC Çek Cumhuriyeti Barum Rallisi’nde kendi kategorimde 3. ve Kadın Pilotlar arasında 1. oldum. Bu kupalar ile emeğimin ve kararlılığımın karşılığını aldığımı düşünüyorum. O an, tüm zorlukların üstesinden gelmenin ve hayallerime ulaşmanın büyük bir mutluluğunu yaşadım.

Yarış kariyerinizde unutamadığınız bir an veya olay var mı?

Yeşil Bursa Rallisi’nde eşimle birlikte ilk defa aynı yarışta start aldık. Bu, uzun zamandır hayalini kurduğumuz ve birlikte başarmayı istediğimiz büyük bir hedefimizdi. O yarışta eşim bana evlenme teklifi etti. Bu hayatımın en unutulmaz anlarından biriydi. O an, sadece yarışmanın değil, hayatımızı birleştirme kararımızın da kutlaması oldu.

Kariyerinizde ileriye dönük planlarınız ve projeleriniz nelerdir?

Kariyerimde ileriye dönük olarak birkaç hedef ve proje üzerinde çalışmayı planlıyorum. Türkiye Ralli Şampiyonası’nda ve Avrupa Ralli Şampiyonası’nda düzenli olarak yarışarak ulusal ve uluslararası alanda daha fazla başarı elde etmeyi hedefliyorum. Bu süreçte, daha fazla deneyim kazanmak ve yeteneklerimi geliştirmek benim için çok önemli olacak. Ayrıca, otomobil sporlarının engelli bireyler için daha erişilebilir hale gelmesini sağlamak istiyorum. Bu doğrultuda, engelli gençleri otomobil sporlarına teşvik eden ve onlara destek sağlayan bir program başlatmayı planlıyorum. Bu projede, sponsorlarla iş birliği yaparak gerekli ekipman ve eğitim desteğini sunmayı amaçlıyorum. Diğer bir hedefim ise, otomobil sporlarında daha fazla kadın pilotun yer almasını teşvik etmek.