Çocuğunuz ile Birlikte Türkiye’de Mutlaka Görmeniz Gereken Yerler
Yazı Boyutu:
Gitmediğiniz yeni bir şehri deneyimlemek ya da sıklıkla gittiğiniz bir şehirde daha önceden ziyaret etmeye fırsat bulamadığınız bir müze, tarihi eser ya da kültür noktasını çocuğunuzla birlikte keşfedebilirsiniz.
Ailemle birlikte yaptığım tüm uzun yol tatillerinin gidiş ve dönüş yolculuklarında varacağımız yere ulaşmadan önce yapmayı en sevdiğim şey; kahverengi tabelaların tozlu yollarına sapmak, karış karış Anadolu’yu keşfetmek, antik şehirlerin peşine düşmek, hiç tatmadığım yeni lezzetleri deneyimlemek, bilmediğim hayatları gözlemlemek olurdu. Yolda olmanın keyfi, yeni yerleri keşfetme heyecanı, çoğu zaman varmaktan çok daha eğlenceli gelirdi. Şehirlerin ara sokaklarında saatlerce yürüyerek kaybolmak, büyüdüğümde ve anne olduğum zaman da bile vazgeçemediğim alışkanlıklarımdan. Her kayboluş sonrasında eşsiz bir keşfin beni beklediğini bilmek heyecanımı katlıyor. Yaşadığım şehirde bile zaman zaman turist olarak gezmek ise eşsiz bir serüven, hele ki bu deneyimi kızımla paylaşmak paha biçilemez bir duygu.
Siz de çocuğunuzla birlikte yeni yerleri keşfetmek isterseniz listemize mutlaka göz atın, belki de sizin şehrinizde hiç keşfetmediğiniz bir önerimizi bulabilirsiniz.
Adana, Atatürk Evi Müzesi
Gastronomik lezzetleri, eşsiz doğası, sıcak havası ve samimi insanlarıyla Adana, mutlaka görmeniz gereken şehirlerin başında yer alıyor. Özellikle et severlerin midesinin bayram edeceğini garanti vereceğimiz Adana’da; parklar, müzeler ve tarihi yerler turistlerin ilgi odakları arasında. Adana Atatürk Evi Müzesi’de (Suphi Paşa Konağı) çocuğunuzla mutlaka ziyaret etmeniz gereken noktaların başında yer alıyor. Müzede Atatürk’ün Adana seyahatlerini anlatan dev boyutta fotoğraflar, Kuvayı Milliye dönemine ait eşyalar, gazete arşivleri sergileniyor. Ayrıca Hatay’ın kurtuluşunu anlatan özel bir odanın da bulunduğu müze, mimari olarak da geleneksel bir Adana evini yansıtıyor. Müzeyi her gün 08:30 – 18:00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.
Adıyaman, Nemrut Dağı
Adıyaman ilinin Kahta ilçesinde bulunan Nemrut Dağı Milli Parkı’nda; MÖ 69-34 yıllarında Kommagene Kralı Antiochos’un Doğu ve Batı’nın tanrılarına saygı niteliğinde yaptırdığı, güneşin doğuşu ve batışına doğru oturur biçimde konumlandırılmış dokuz heykel yer almaktadır. Her gün güneşin doğuşunu ve batışını selamlayan bu heykeller Anadolu’nun günümüze kadar korunan kültür miraslarından.
Anne tarafından Büyük İskender’e, baba tarafından da Persler’e yakın olan barışçıl Kral Antiochos mezarının olduğu Tümülüs’ün etrafını çevreleyen bu heykel grubu arasında Kommagene’nin yeryüzü koruyucusu Aslan ve gökyüzü koruyucusu Kartal sıranın başında ve sonunda yer alıyor. Daha sonra soldan sağa sırasıyla Kral I. Antiochos (Theos), Fortuna (Theichye-Kommagene-Tanrıça) Zeus (Oromasdes) Apollon (Mithras-Helios-Hermes) ve Herakles (Ares-Artagnes-Herkül) heykelleri devasa boyutları ile güneşi selamlıyor.
Gap turlarının vazgeçilmez rotaları arasında yer alan Nemrut ziyaretiniz için önerimiz, özellikle gün doğumuna gitmeyi arzu ediyorsanız Adıyaman’da konaklamanız yönünde olacaktır. Aralık, ocak, şubat ve mart aylarında kapalı olan Nemrut Dağı’nı bahar aylarında ziyaret etmenizi öneririz.
Editörün Önerisi: Doğu Terası hem heykellerin daha iyi korunmuş olması hem de ön cephesinde yer alan sunak bölümünün genişliği açısından ihtişamı ile insanı büyülüyor. İmkânınız varsa önce gün doğumu (doğu terası) sonra da gün batımı (batı terası) için tepeye tırmanabilirsiniz, ama baştan sizi pek de kolay olmayacak bir yolculuğun beklediğini hatırlatalım. Uzun ve yorucu bir tırmanış sonrası tepeye ulaşılacağı için, küçük çocuklu ailelerin zorlanabileceğini ayrıca belirtelim. Gün doğumu için sabaha karşı yola çıkmanız gerekiyor, mevsime göre güneşin doğuş saati fark etse bile karanlık ve nispeten daha soğuk bir havada tepeyi tırmanıyorsunuz. Yanınıza kalın kıyafetler, rahat ayakkabılar, su, yiyecek ya da atıştırmalık almanızı tavsiye ederiz, zira dağın tepesinde satın alabileceğiniz bir nokta mevcut değil. Ayrıca zirve de tuvalet de bulunmuyor, tüm bu ihtiyaçları bilet noktasında Milli Park girişinde sağlayabilirsiniz. Her türlü zahmetine rağmen unutulmayacak bir deneyimi yaşayacağınız Nemrut, hafızalarınızda silinmeyecek hayranlık uyandıracak bir iz bırakacak, bizden söylemesi.
Ankara, Anıtkabir
Başkent Ankara, birçok özelliği ile öne çıkan şehirlerimizden biri. Cumhuriyet tarihimizin önemli eserlerinin bulunduğu Ankara’nın diğer şehirlere fark atan yapısı ise kuşkusuz, Ulu Önder Atatürk’ün ebedi uykusunu geçirdiği anıt mezar Anıtkabir. Bu büyüleyici yapı, sadece mimari özellikleri ve heybeti ile sizi etkilemiyor aynı zamanda yaşattığı huzur ve hürmet duygusuyla da benliğinizi sarıyor. Ülkemizin bağımsızlığının ortaya konması için çekilen mücadelenin en büyük göstergelerinden bir olan Anıtkabir, Atatürk’ün mozolesinin bulunduğu Şeref Salonu, Kurtuluş Savaşı Müzesi, Atatürk’ün kişisel ve günlük eşyalarının sergilendiği salonlarıyla mutlaka görülmeye değer. Heybetiyle uzaktan sizi büyüleyen Anıtkabir, yürümeye başladığınız Aslanlı Yol’dan itibaren her an tüylerinizi diken diken ediyor. Çocuğunuz ile unutamayacağınız bir yolculuğa Anıtkabir’den başlayabilirisiniz.
Antalya, The Land of Legends
Ülkemizin turizm cenneti Antalya; plajları, otelleri, Kaş, Kemer, Side, Alanya, Manavgat bölgeleri ile yaz ve bahar aylarında tatilcilerin öncelikli tercih ettiği destinasyonların başında geliyor. Kültür, tarih ve doğal güzelliğin buluştuğu Antalya’da, çocuklar için öne çıkan yerlerden biri, dünyada da adından söz ettirmeyi başarmış bir lokasyon. The Land of Legends, rengarenk dekorasyonu ve çocuklara yönelik tasarlanmış odaları ile hizmet veren Kingdom Otel’i, Tema Park’ı, su parkları ve tüm gün süren Show ve etkinlikleriyle çocuklara unutamayacakları deneyim vadeden bir cazibe merkezi. Antalya’ya gezinizde ayrıca; Noel Baba’nın doğup büyüdüğü Demre Köyü’nü, Manavgat Şelalesi’ni, Antalya Kaleiçi’ni, Side Antik Kenti’ni, Myra Antik Kenti’ni, caretta carettalar için Patara Plajı’nı, dalgalarla boğuşmak için de Kaputaş Plajı’nı ziyaret etmeyi unutmayın.
Bolu, Abant Gölü
Tabiat parkları, gölleri, Kartalkaya Kayak Merkezi, Akkaya Travertenleri ve gastronomik lezzetleri ile Bolu; sakinlik arayan ailelerin başlıca tercihleri arasında yerini alıyor. Doğa sporlarının yanı sıra yürüyüş parkurları ile de öne çıkan Bolu’da çocuğunuzla mutlaka görmeniz gereken yerler arasında listemizin ilk sırasında Abant Gölü geliyor. İster günübirlik isterseniz de birkaç günlük konaklama olanağıyla vakit geçirebileceğiniz Abant’ta, göl etrafında yapacağınız yürüyüşünün yanı sıra bisiklet kiralayabilir, faytonla gölün etrafında tur atabilir ya da yamaç paraşütü yapabilirsiniz. Geziniz sırasında yabandomuzu, tavşan, karaca, ayı, tilki, yaban ördeği, keklik ve yaban güvercine rastlayabilirsiniz. Oksijen deposu bu doğa harikası yer, sessiz sakin atmosferiyle ziyaret edenlere her mevsim huzur vermeye devam ediyor.
Bursa, Karagöz Müzesi
MÖ 4000 yılına kadar uzanan tarihi, Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk başkenti olma özelliği, camileri, medreseleri, kültürel ve doğal güzellikleriyle öne çıkan Bursa; 2022 Türk Dünyası Kültür Başkenti olarak da cazibe merkezi olmaya devam ediyor. Marmara denizine uzanan; Trilye, Mudanya, Gemlik sahil hattı, bölgenin karlı zirvesi Uludağ Kayak Merkezi ve gastronomik lezzetleri; İskender kebap ve kestane şekeri ile Bursa; yetişkinler kadar çocukların da ilgisini çekiyor. Tüm bunların dışında çocukları en çok etkileyecek yer ise şüphesiz kültürel mirasımız gölge oyununun folklorik karakterleri Karagöz ve Hacivat’ın yuvası olan Karagöz Müzesi.
Gölge oyununun serüvenin yanı sıra karakterlerin de sergilendiği müze, şehrin ana caddelerinden biri olan Çekirge Caddesi’nde tam da Karagöz – Hacivat heykelinin karşısında yer alıyor. Müzede gölge oyunu gösterileri ve atölyeleri düzenleniyor. Geleneksel yöntemlerle ustadan çırağa devredilen bilgiler ışığında 700 yıllık geçmiş, gelecek nesillere aktarılıyor.
Editörün Önerisi: Müze içerisinde yer alan Karagöz – Hacivat setlerinden satın alabilir, gösteri sırasında izlediğiniz gölge oyununu çocuğunuzla birlikte evde kendi yorumunuzu katarak canlandırabilirsiniz.
Çanakkale, Troya Müzesi
Antik çağlardan günümüze uzanan bir coğrafyada yer alan, Türkiye’nin en huzurlu şehirlerinden biri olan Çanakkale; geçilmez Boğazı, anıt mezarları ve şehitliği, Türkülere konu olan Aynalı Çarşısı, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne yer alan Troya Antik Kenti, Truva Atı, adaları, Kaz Dağları, sahil şeridi boyunca inci gibi dizili kasabaları ile cennet köşelerimizden. Sadece yaz aylarında değil ilkbahar ve sonbahar aylarında da gezmek için oldukça fazla alternatifin bulunduğu Çanakkale’de, doğal güzelliklerin yanı sıra tarihi doku da ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. 2018 yılında açılan Troya Müzesi, Troya’nın katmanlarına doğru benzersiz bir yolculuğa çıkarıyor misafirlerini; Troya’nın Tunç Çağı, İlyada Destanı ve Troya Savaşı, Antik Dönem, Doğu Roma ve Osmanlı dönemi müzede görülebilecekler arasında yer alıyor. Çanakkale’nin destansı tarihini ortaya seren müze üzerinde yaşadığımız toprakların önemini çocuklara anlatmak için harika bir keşif noktası. Müzeyi her gün 08:30-17:30 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.
Denizli, Pamukkale
Pamukkale, Bergama Krallığı’nın efsanevi kurucusu Telephos’un karısı Kraliçe Hiera’nın isminden doğan Hierapolis, Beyaz Cennet adı ile anılan doğal kaynak Pamukkale travertenleri, yedi Asya kilisesinden birinin yer aldığı Laodikeia ve antik kent Tripolis Denizli’nin başlıca görülmesi gereken destinasyonlarından. Özellikle şifalı suları ile benzersiz bir görsel şölen sunan doğal oluşum Pamukkale travertenleri, büyük küçük tüm aileyi etkisi altına alacak.
Eskişehir, Sazova Bilim Kültür ve Sanat Parkı
Şehir planlaması, modern görüntüsü, kanalları, gondolları, parkları, Odunpazarı, Balmumu Müzesi, Odunpazarı Modern Müze (OMM), Lületaşı Müzesi, Cam Müzesi, Havacılık Müzesi ve Devrim Arabaları Müzesi gibi müzeleri, Sazova Bilim Kültür ve Sanat Parkı ile Avrupai bir şehir olan Eskişehir; çocukların mutlaka deneyimlemesi gereken şehirlerin başında geliyor. Tarihi dokusunun günümüze kadar ulaşması şehrin adının hakkını veriyor. Üniversite şehirlerinden biri olan Eskişehir’de genç nüfusun yoğun olarak yaşaması şehre dinamizm ve enerji katıyor. Sokaklarda sıklıkla karşılaşabileceğiniz kafeler ve restoranlar da bunun en güzel örneklerinden. 400 bin metrekare alan üzerine kurulu Sazova Bilim Kültür ve Sanat Parkı içerisinde yer alan Masal Şatosu, Nuh’un Gemisi, 25 bin metrekarelik gölet, park çevresini dolaşan buharlı mini treni, çocuk oyun alanları, hayvanat bahçesi, bilim ve deney müzesi, konser alanları ile çocukların en sevdiği yerlerin başında geliyor. Vazgeçilmez Eskişehir lezzeti olan çiğböreği mutlaka tatmanızı ayrıca tavsiye deriz.
Gaziantep, Oyun ve Oyuncak Müzesi
Gastronominin başkenti sayılan Gaziantep lezzet tutkunlarının başlıca uğrak duraklarından biri. Ama bu şehri sadece lezzet için deneyimlemek kültür ve tarihi zenginliği hafife almak olur. Gaziantep’in şehir içinde yer alan çarşıları, Zeugma Müzesi, kalesi, Arkeoloji Müzesi, han ve bedestenleri ve yakın çevresinde yer alan Zeugma Antik Kenti, Fırat Nehri ve Merzimen Çayı’nın birleşiminde yer alan Rumkale, sular altında kalan Halfeti mutlaka görmeniz gereken yerlerden. Çocukların hayır diyemeyeceği lokasyon ise; küratörlüğünü Sunay Akın’ın yaptığı, 1700’lü yıllardan günümüze el ve fabrika yapımı oyuncakların evrimini görebileceğiniz 600’e yakın oyuncağın sergilendiği Gaziantep Oyun ve Oyuncak Müzesi. Destansı tarihi, geniş caddeleri ve sıcak insanıyla Gaziantep, Güney Doğu Anadolu’da seyahatinizin ilk duraklarından biri olmalı. Beyran çorbası, şiveydiz, simit kebabı, katmer ve fıstıklı baklavanın favorileri lezzetlerimiz arasında yer aldığı Gaziantep’te diyetinize ara vermenizi ve bu eşsiz lezzetlerin keyfini sürmenizi tavsiye ederiz.
Hatay(Antakya), Arkeoloji Müzesi
Antakya mutfağı haklı bir üne sahip ama sadece lezzetleri ile öne çıkmadığı da hafife alınmayacak bir gerçek. Tarih, kültür ve sosyal yaşantısı ile de öne çıkan Antakya’nın, dünyaca ünlü bir diğer özelliği de Hatay Arkeoloji Müzesi. Medeniyetlerin buluştuğu Antakya’yı çocuğunuzla keşfettiğinizde çok doğru bir tercih yaptığınızı anlayacaksınız bizden söylemesi.
Arkeoloji Müzesi’nin zengin koleksiyonunu; Antakya, İskenderun, Daphne (Harbiye), Tell Atçana, Tell Tayinat, Samandağ (Seleukeia Pieria), Erzin (Epiphaneia), Dörtyol, Altınözü, Kırıkhan, Hassa ilçelerinde yapılan kazılardan çıkan eserler oluşturuyor. Çoğu Roma dönemine ait olan mimari ve diğer buluntular bölgenin ihtişamını gözler önüne seriyor.
“Terkedilmiş Ariadne Mozaiği”, “Yakto” ve “Satyr ve Hermaphroditos Mozaği”, “Mevsimler Mozaiği”, “Venüsün Doğuşu Mozaiği”, “Artemis Mozaiği” ve “İskelet Mozaiği” müzenin en ilgi gören mozaikleri arasında yer alıyor.
Isparta, Kuyucak Köyü
Türkiye’nin Provence’ı Isparta, lavanta ve gül tarlalarıyla ziyaretçilerine görsel bir şölen sunuyor. Mayıs-haziran aylarında gül hasadı, haziran-temmuz aylarında da lavanta hasadının yapıldığı Isparta’nın en yoğun dönemleri de bu aylar. Bahar aylarında daha sakin olduğu için gezinizi bu döneme planlamanızı tavsiye ederiz.
Rengarenk bir renk cümbüşü sunan “Lavanta Kokulu Köy” olarak bilinen Kuyucak Köyü çocukları doğa ve tabiat ile buluşturmak için eşsiz bir destinasyonların başında geliyor, lavantalı dondurmanın tadına bakmayı da unutmayın.
İstanbul, İstanbul Oyuncak Müzesi
İstanbul’un cazibesi ve görülecek yerleri saymakla bitmez, şanslıyız ki bu şehirde çocuklar için dosya konusu olarak detaylı işlenebilecek kadar zengin alternatif var. İstanbul Oyuncak Müzesi, hem küçük hem de büyük çocukların ilgisini sonuna kadar hak eden en keyifli noktalardan biri. 2005 yılında Belgin Akın ve şair/yazar Sunay Akın tarafından kurulan, TOYCO-2012 İstanbul buluşması ile İstanbul’a ‘oyuncak müzelerinin başkenti’ unvanını getiren İstanbul Oyuncak Müzesi, ziyaretçilerini Sunay Akın’ın 20 yılda 40’ı aşkın ülkedeki antikacılardan ve açık arttırmalardan topladığı oyuncaklarla zamanda bir yolculuğa davet ediyor. Kalıcı ve geçici sergileri ve düzenli olarak çocuklar için düzenledikleri etkinlikleriyle de öne çıkan müze, her zaman ziyaret edilebilir.
İzmir, Efes Örenyeri
Güzeller güzeli İzmir hem şehir merkezi hem de çevresinde bulunan yerleşim yerleri ile her zaman popülerliğini koruyan bir destinasyon. Özellikle yaz döneminde tatilcilerin favori lokasyonlarından olan İzmir’in mutlaka keşfetmeniz gereken tarihi yerlerinden biri, Selçuk ilçesinde yer alan Efes Antik kenti. Zamanının en önemli antik Yunan kentlerinden biri olan Efes’in kuruluşu MÖ 6000 yıllarına dayanıyor. Klasik Yunan döneminde İyonya’nın on iki şehrinden biri olan kent, MÖ 129’da Roma Cumhuriyeti’nin kontrolüne geçtikten sonra gelişme göstermiştir.
Helenistik, Roma, Bizans (Doğu Roma), Beylikler ve Osmanlı Dönemleri boyunca kesintisiz yerleşim gören ve her zaman politik ve ticari bir merkez olan Efes; bilim, kültür ve sanat açısından da tarih boyunca önemli rol oynamıştır.
Eşsiz mimari eserlerinin binlerce yıldır ayakta kaldığı bu mega antik şehir, 1994’te UNESCO tarafından Dünya Mirası Geçici Listesi’ne dahil edildi, 2015’te ise Dünya Mirası olarak tescil edildi. Dünyanın Yedi Harikasından biri olan Artemis Tapınağı ile ünlü olan Efes’te ayrıca Roma dönemi yapılarının en güzellerinden biri olan hem kütüphane hem de mezar anıtı görevini üstlenen Celsus Kütüphanesi, Hz. İsa’nın annesi Meryem’in son yıllarını geçirdiğine inanılan Meryem Ana Evi’de ziyaret edilecek tarihi eserlerin başında yer alıyor. Efes Örenyeri ziyaretinizde tarih kitaplarının sunamayacağı bir deneyimi çocuklarınıza yaşatacağınıza eminiz. Her gün 08:30 – 18:00 arasında Efes’i ziyaret edebilirsiniz.
Kars, Ani Ören Yeri
Doğu’nun Paris’i Kars, mimari açıdan etkileyici şehir yapısı, tarihi izleri, bakir doğası ve Orta Asya geleneklerine saygı niteliğindeki kültürü ile farklı havasını ziyaretçilerine yansıtan bir şehir. Çıldır Gölü üzerindeki rengarenk faytonların, terk edilmiş olsa da hala yaşam varmış gibi capcanlı duran kaleleriyle kartpostal karelerin hafızalarımıza kazınması boşuna değil. Doğu Ekspresi’nin final destinasyonu Kars, sadece kış aylarında değil bahar aylarında da çekici rotalarıyla gezginlerin favorilerinden.
Ani Ören Yeri’nde; Büyük Katedral’i, Tigran Honents (Resimli) Kilisesi’ni, Abughamrents (Polatoğlu) Kilisesi’ni, Aziz Prkich Kilisesi’ni, Selçuklu Kervan Sarayı’nı, Anadolu’daki ilk Türk Cami olan Ebu’l Menuçehr Cami’ni, Bakireler Manastırı’nı ziyaret edebilirsiniz.
Mardin, Mardin Müzesi
Mezopotamya’ya kuşbakışı bakan “gece gerdanlık gündüz seyranlık” Mardin, büyülü ve mistik atmosferi ile sizi bir anda “bin bir gece masalları”na götürüyor. Dinlerin ve kültürlerin yüzyıllardır uyum içinde harmanlandığı Mardin’de, iki dinin temsilcisi kilise ve camiler mozaik bütünlüğü içerisinde sizi sarıp sarmalıyor. Bu ahenkli uyum belki de dünyanın başka hiçbir yerinde kolay kolay karşınıza çıkamayabilir. Hoşgörü ve sevgi bulutu, tıpkı şehrin sokaklarını saran Süryani çöreğinin kokusu gibi etrafa yayılıyor. Şehirde karşılaşacağınız her esnaf sizinle candan ilgileniyor, sokakta ikram edilen bir lezzeti geri çevirseniz içten üzüldüklerini gözlerinden hissedebiliyorsunuz. Büyükşehir insanını sarsan bu duygu, çocukları hiç etkilemiyor, onlar sanki Mardin’de yaşıyor gibi ortama kolayca uyum sağlayabiliyorlar. Çocuksu bir pozitifliği olan Mardin’de insanlar genel olarak bu duyguyu geçiriyor size, belki de büyüsünün kaynağı da buradan geliyor.
Eski kent bölgesini gezerken Cumhuriyet Meydanı’nda yer alan Mardin Müzesi’ni mutlaka ziyaret edin. MÖ 4000 ve MÖ 7. yüzyıla ait dönemdeki bölgede hüküm sürmüş medeniyetler; Eski Tunç, Asur, Urartu, Grek, Pers, Hellenistik, Roma, Bizans, Büyük Selçuklu, Artuklular ve Osmanlı devirlerine ait tabletler, mühürler, takılar, altın, gümüş ve bakır sikkeler, gözyaşı şişeleri ve kandiller sergileniyor. Her gün 08:00 – 17:00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.
Nevşehir, Kapadokya
Nevşehir dünyaca ünlü Kapadokya bölgesi ile yerli yabancı birçok turisti kendine çeken doğal bir kültürel miras. Kapadokya bölgesinde yer alan yeraltı şehirleri, peri bacaları, vadileri ve Açıkhava müzeleri mistik bir dünyanın kapılarını aralamanıza vesile oluyor. Anadolu’nun tam kalbinde yaşayacağınız bu unutulmaz deneyimi balonla gökyüzünden keşfetmek, yapılacaklar listenizin mutlaka öncelikli sıralarında olmalı. Uçhisar Kalesi, Göreme Açıkhava Müzesi, Paşabağları, Aşıklar Vadisi, Avanos öne çıkan keşif noktalarından sadece bazıları.
Samsun, Amazon Köyü
Samsun, Karadeniz bölgesinin öne çıkan cennet noktalarından. Samsun’da çocukları da çok etkileyen yerlerin başında; tarihin en ünlü filozofları Sokrates, Homeros ve Eflatun’un eserlerinde sıklıkla yer verdiği, eski adı Temiskira olan Samsun’un Terme ilçesinde yaşadıkları varsayılan, anaerkil dünyanın savaşçıları Amazonlar’a adanan yapay bir köy geliyor. Devasa Amazon kadın heykeli, karşılıklı konumlanan Anadolu Aslan heykelleri ve Amazon kadınlarının günlük yaşantılarının tasvir edildiği çadırları ile Amazon Köyü, bu cesur kadınlara saygı niteliğinde adanmış bir yapı. Truva Savaşı’nda da Anadolu topraklarını savunan Amazonlar’ın; Akhilleus (Aşil) ve Amazon Kraliçesi Penthesileia’nın mücadelesinin de tasviri ziyaretçilere antik dönemi aktarıyor.
Şanlıurfa, Göbeklitepe
Arkeoloji tarihinin en önemli keşiflerinden olan Göbeklitepe, tarihin sıfır noktasına yönelik bakış açımızı tamamen değiştirdi. Sadece ülkemiz için değil, dünya için de önemli bir arkeolojik alan olan Göbeklitepe, Şanlıurfa’nın dünyadaki yerinin de yeniden konumlanmasına vesile oldu. 12 bin yıl önceye dair bulguları ortaya koyan Göbeklitepe’nin keşfi, dünya arkeoloji tarihi için heyecan verici oldu. Doğuş Holding katkısıyla ziyarete açılan arkeolojik alanda çalışmalar henüz tamamlanmadı, yeni keşiflerle bizleri şaşırtmaya devam edeceği de kesin. Ziyarete açılan arkeolojik alanın yanı sıra Göbeklitepe’ye özel hazırlanan müze ziyaretçileri oldukça etkiliyor. Görselliğin müzik, ışık ve renklerle zenginleştiği bu alan çocukların ilgisini oldukça çok çekiyor. Urfa’ya 80 km uzaklıkta yer alan Göbeklitepe sizi büyüleye dursun, ziyaretinize Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi, Balıklıgöl ve Urfa mutfağı lezzetlerini de mutlaka eklemenizi öneririz.
Van, Van Gölü ve Akdamar Kilisesi
NASA’nın uzaydan çekilen fotoğrafları ödüllendirdiği Dünya Turnuvası yarışmasında 2021 yılı birincilik ödülü alan Van Gölü alfabetik olarak hazırladığımız listemizde son sırada yerini alıyor.
Urartular’dan günümüze uzanan 2 bin 700 yıllık bir tarihe tanıklık eden Van’ın simgelerinden olan Van Gölü, Akdamar Adası ve Akdamar Kilisesi mutlaka keşfetmeniz gereken noktalardan. Van kahvaltısının yanı sıra, otlu peynir, tandırda Van balığı, çiriş pilavı, kavut ve ıspanaklı borani de unutulmaz Van lezzetlerinden sadece bazıları.