İstanbul Parenting Class ile Ebeveyn Danışmanlığı Üzerine
Yazı Boyutu:
İstanbul Parenting Class’ın kurucu ortaklarından gelişimci psikolog ve yazar Sinem Olcay Kademoğlu ile İPC, ebeveynler ve çocuklar üzerine keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
0-17 yaş aralığındaki çocuk ve ebeveyn kitlesine yönelik psikolojik ve eğitimsel danışmanlık çalışmaları yürüten İstanbul Parenting Class’ın kurucu ortaklarından gelişimci psikolog ve yazar Sinem Olcay Kademoğlu ile İPC, ebeveynler ve çocuklar üzerine keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
Sizi ve İstanbul Parenting Class’ı tanıyabilir miyiz?
Merhaba, ben Sinem Olcay Kademoğlu. Ailemden iki ortakla beraber 2007 yılında kurmuş olduğum İstanbul Parenting Class isimli merkezde, bugün 0-17 yaş aralığındaki geniş bir çocuk ve ebeveyn kitlesine yönelik psikolojik ve eğitimsel danışmanlık çalışmaları yürüten bir gelişimci psikolog ve yazarım. Remzi Kitabevi tarafından sırasıyla 2010 ve 2012 yıllarında yayımlanmış ve çok sayıda baskısı olan Merhaba Bebek ve Ebeveynin Rehberi isimli iki kitabım bulunuyor. Diğer yandan, 2017 yılında Özyeğin Üniversitesi Uygulamalı Gelişim Psikolojisi Yüksek Lisans Bölümü’nde verdiğim Gelişim Değerlendirme dersi ile üniversite hocalığı yapmaya başladım ve son dönemde münferit seminerler şeklinde olsa da bu rolü de çok severek devam ettiriyorum. Ayrıca, kendimi tanıtırken büyük bir mutlulukla 8 yaşında Pera isimli bir kız çocuğu annesi olduğumu da belirtmeliyim.
İstanbul Parenting Class, psikoloji eğitimim boyunca derinlikli bir şekilde araştırma fırsatı bulduğum ve gelişmiş ülkelerde oldukça yaygın olan, Erken Dönem Çocuk Gelişimi Destekleme Programları’nı bizim kültürümüzden genç ebeveynlere yönelik hazırlayıp ulaştırdığım bir uygulama projesi aslında. Çocuk gelişimi, ebeveynlik ve aile psikolojisi konularıyla lisans eğitimimi aldığım Boğaziçi Üniversitesi ve New York Eyalet Üniversitesi-Binghamton yıllarında ilgilenmeye başladım. Daha sonra Koç Üniversitesi’nde Gelişim Psikolojisi alanında yüksek lisans yaptım. Ancak İstanbul Parenting Class’ın kurulmasına temel olan asıl çalışmam, Ruhr Universitesi- Bochum’da yürütüğüm, Türk göçmen ve Alman ailelerdeki ebeveynlik uygulamaları ile çocukların zihinsel gelişimi arasındaki ilişkileri inceleyen tez çalışmasıdır. Bu araştırma, Gelişim Literatürü’nün bütünüyle de uyumlu olarak, kültüre bağlı olarak değişen ebeveynlik pratiklerinin çocuk gelişimi açısından ne denli büyük avantaj ve dezavantajlar yaratabildiğini gösterdi. Maalesef ki Türk göçmen çocukların gelişimsel performansı Alman çocuklardan daha düşük bulundu. Buradan da yola çıkarak, önce İngiltere ve Amerika’ya gözlemci olarak gittim ve sonrasında Washington Üniversitesi’nin araştırma temelli, etkinliği saptanmış anne baba eğitim programlarının Türkiye’ye adaptasyonunu hazırladım. İstanbul Parenting Class 2007 yılında bu programların ailelere ulaştırılması amacıyla kuruldu ve bugün hem Türkiye’de yaşayan hem de başta Avrupa ve Amerika olmak üzere dünyanın çeşitli yerlerindeki expat ailelere hizmet veren bir kuruma dönüştü.
{774656}
İstanbul Parenting Class’ı kurma amacınız neydi? Kurma sürecinizi kısaca anlatabilir misiniz?
Bir önceki soruda fikir olarak gelişiminden bahsettiğim İstanbul Parenting Class’ın temel kuruluş amacı aslında özetle şu: Günümüz anne babalarına (büyük şehirlerde yaşayan, eğitim düzeyi yüksek, genç Türk aileler ve expat gruplar) gelişimi destekleyici ebeveynlik becerileri kazandırmak ve bu sayede, çocukların zihinsel, sosyal ve duygusal gelişimlerini tam potansiyelinde gerçekleştirebilmesini sağlamak.
Anne baba olarak hepimiz çocuklarımız için en iyisini istiyor, çocuklarımızın sevildiğini bilmesi, mutlu hissetmesi ve başarılı olması için elimizden geleni yapıyoruz. Ancak bazen tüm bunları sağlamak zorlayıcı bir işe dönüşüyor. Özellikle bilgi çağı ve dijitalleşme ile somutlaşan 21.yy koşulları, başta ebeveynler olmak üzere tüm bireyleri iş ve özel yaşamlarında çoklu görevleri yüksek hızda yürütme beklentisi ile karşı karşıya bıraktı. Günümüz dünyasının bu yüksek temposu ile çocuklarımızla sağlıklı bağ kurabilmenin ve iyi ebeveynlik yapabilmenin temeli olan duyarlılık, anlayış ve sabır gösterme rolü çoğu zaman taban tabana çatışıyor.
Bizim çalışmalarımız hem modern ebeveynin rollerine hem de günümüz çocuklarının gelişimsel ihtiyaçlarına odaklanıyor. Bu sayede ebeveynlere hayal ettikleri gibi bir anne baba olabilmeleri ve sağlıklı çocuklar yetiştirebilmeleri için yardımcı olabiliyoruz.
Bunu yaparken, çocuk gelişimi, çocukyetiştirme ve eğitim bilimi alanlarında bugüne kadar birikmiş bilimsel bulguları temel alıyoruz. Ayrıca, bireyci ve toplulukçu kültürlerin çocuk yetiştirme modellerine özgü avantaj ve dezavantajları öncelikli olarak hesaba katıyoruz. Bu birikim ve yaklaşımımız, hem yerleşik hem expat aileler için büyük katkı sağlıyor.
Biraz da kuruluş sürecinden bahsedebilirim. İstanbul Parenting Class, baştan itibaren hem yurtdışındaki programların bir adaptasyonu oluşu hem de bilimsel temelli bir proje olmasından dolayı yenilikçi bir yaklaşıma sahip oldu. O sebeple kurum isminden, mekan seçimine, dekorasyona, logo tasarımına her başlıkta bu yenilikçiliği yansıtmaya çalıştık. O dönemde ortaklarım Gülfem ve Olgun Vardarlı başta olmak üzere strateji, pazarlama ve reklam alanında profesyonel geniş bir arkadaş ve aile grubuyla çalıştım. Bugün bile Akmerkez’in karşısında yer alan ofis seçimimizin ailelere ulaşmak bakımından çok doğru olduğunu düşünüyorum. Kuruluş aşamasında hem içerikler hem oluşturulan içeriklerin merkezimizde ailelere ulaştırılması aşamasında her detayla tek tek ilgilenildiğini, üzerinde uzun uzun düşünülerek kararlar verildiğini ve ailelere en iyi hizmeti sunabilmek için çok çaba harcandığını rahatlıkla söyleyebilirim. Çocuk ve ebeveyn iletişim gözlemleri yaptığımız oyun odamızdaki oyuncakların seçimden, eğitim ve seansların yürütüldüğü salondaki kütüphanenin kitaplarına kadar her şey tek tek düşünülerek düzenlendi. İçeriklerin ailelere duyurulması için o dönemde popüler olan dergi ve gazete ilanları, röportajlar ve AVM reklamları kullanıldı. Daha sonra içeriklerimizin kitap olarak basılıp ülke geneline yayılması bizim için kuruluş aşamasında oldukça önemli bir adımdı. En sonunda da sosyal medya hayatımıza girdi. Ancak en büyük geri dönüşü İPC hizmetlerini alıp memnun kalan ve bunu kendi çevresine duyuran danışanlardan aldık. Halen de yeni ailelere ulaşmak için en önemli desteğimiz danışanların tavsiyeleridir.
Anne ve babalar için nasıl programlarınız var?
İstanbul Parenting Class’ta ebeveynler için Merhaba Bebek ve Merhaba Çocukluk isimli iki temel eğitim programımız var. Merhaba Bebek Eğitimi, ebeveynlerin hamilelik döneminde katıldığı, 0-1 yaş bebek bakımı ve gelişimini tüm detaylarıyla anlatan ve anne baba adaylarını ebeveynlik sürecine hazırlayan bir program. Programda ebeveyn ve bebek arasında sağlıklı bir bağ kurmanın adımları, bebeklerin zihinsel gelişimini destekleyici oyunlar, ağlamaya müdahale yöntemleri, bebeklerin beden dili, emzirme ve uyku düzeni gibi konular konuşuluyor. Eğitim, toplam 4 saatlik iki buluşmadan oluşuyor. Ebeveynler bu programı online olarak ya da yüz yüze ofisimizde ve isterlerse birebir ya da grup şeklinde alabiliyorlar.
Merhaba Çocukluk Eğitimi ise çocuklar yürümeye başladıktan sonra okul yaşlarına gelene kadar olan gelişim dönemini kapsıyor ve pozitif disiplin yöntemleri, çocuklarla kaliteli vakit, beslenme ve uyku sorunlarına çözümler, tuvalet eğitimi, gelişimi destekleyici oyunlar, okula geçiş ve akran ilişkilerine rehberlik gibi konuları işliyor. Ayrıca, ebeveynler bu eğitim programlarından bağımsız olarak çocuklarıyla yaşadıkları tüm sorunlarda bireysel destek ihtiyaçları için de bize başvurabiliyorlar.
Ebeveynler dışında çocuklar için de programlar var mı?
Çocuklara yönelik yürüttüğümüz en temel çalışmamız Gelişim Takibi’dir. Çocuk ve ebeveyn etkileşimini oyun odamızda doğal gözlem metoduyla inceliyor ve bir gelişim envanteri aracılığıyla çocuğun zihinsel, sosyo-duygusal, dil ve motor beceriler bakımından ne seviyede olduğunu gösteren bir gelişim profili çıkarıyoruz. Bu değerlendirme sonrasında ailenin sorularını cevaplıyor ve gelişimi destekleyici tavsiyeler veriyoruz. Seans sonrası aileye bir de rapor iletiliyor ve bu değerlendirmeler 3 ayda bir tekrarlanıyor. Aileler gelişim değerlendirme seanslarına bebeğin 6. ayından itibaren katılabiliyorlar.
Ayrıca, 5-17 yaş aralığındaki çocukların gelişimini de CAS (Cognitive Assessment System) isimli, uluslararası geçerliği olan, yeni nesil bir bilişsel beceri değerlendirme sistemi aracılığıyla ölçüyoruz. CAS için ‘zihinsel işleyişin tomografisini çekiyor’ şeklinde bir benzetme kullanılıyor. Değerlendirme sonunda Planlama, Dikkat, Eşzamanlılık ve Ardıllık olarak isimlendirilen 4 ana kategori altında görsel hafıza, algısal dikkat, düşünme akışının kontrolü, söz dizilimlerinin organizasyonu, nesnelerin mekandaki konumunu algılayabilme gibi 12 farklı yetenek alanına dair yorum yapmak mümkün oluyor. CAS’i 5-17 yaş aralığındaki yerleşik öğrenciler ve özellikle de okul başarısının kültürel uyum açısından da çok önemli olduğu expat ailelerin çocukları için içtenlikle öneririz. Zihinsel işleyişe dair bu denli derinlikli bilgi sahibi olmak, çocukla ilgilenen ebeveyn, öğretmen, danışman hepimize doğru yönlendirme kapasitesi bakımından büyük katkı sağlıyor. Bu değerlendirmeye dayanarak çocukların sadece akademik değil sanatsal, sportif ve sosyal tüm öğrenme süreçleriyle ilgili de oldukça etkili gelişimsel tavsiyeler üretebiliyoruz.
{774849}
Anne ve babaların ilgisi nasıl? Bu zamana kadar kaç ebeveyne danışmanlık verdiniz?
İstanbul Parenting Class, yaygınlaşması zaman alsa da hep sağlam adımlarla ilerleyen bir proje oldu. İlk kurulduğumuzda, çocukların normal giden gelişim süreçleriyle ilgili de destek aranabileceği ve bu sayede gelişim potansiyelinin yükseltilebileceği hakkındaki farkındalık oldukça düşüktü. Biz hem bu farkındalığı oluşturmaya hem de başvuran ailelere en doğru desteği vererek çocukların gelişiminde gerçekten anlamlı ve olumlu farklar yaratmaya çalıştık. Şimdi geriye dönüp bakınca, binlerce aileye yüz yüze on binlerce aileye de kitaplar, makaleler ve sosyal medya aracılığıyla ulaştığımızı görüyorum ve benim için çok büyük bir mutluluk kaynağı ki hep olumlu geri bildirimler alıyoruz. Bu da İPC’nin amaçlarına ulaştığını gösteriyor ve yeniliklere doğru ilerlemek için motive ediyor.
Danışmanlık verdiğiniz anne ve babalar en çok hangi problemler ile size geliyor?
Danışan ailelerin en temel problemleri, çocukların sosyo-duygusal gelişim süreçleriyle ilgili oluyor diyebilirim. Bu, bebeklik döneminde uyku ya da beslenme sorunları, çocuklar yürümeye başladıklarında öfke nöbetleri ya da hırçınlıklar, daha büyüdüklerinde okul adaptasyonu ve akran ilişkilerindeki sorunlar olarak sürekli karşımıza çıkıyor. Ayrıca, dil ve iletişim gelişimine dair geç konuşma ya da dikkat eksiği gibi sorunlar da oldukça yaygın.
En çok yaşanan bu problemi çözmek için ebeveynlere neler öneriyorsunuz?
Çocuk gelişiminde yaşanan sosyo-duygusal problemlerin çözümü için ebeveynlerin çocuklarıyla sevgi-disiplin dengesi kurabilmeleri, çocukla ilişkide hem bağlanma hem de sağlıklı bağımsızlaşma aşamalarına dikkat etmeleri oldukça önemli. Konu başlığına bağlı olarak ebeveynlerin nerede sevecen nerede kuralcı olmaları gerektiği, çocuklara hangi yöntemlerle doğru alışkanlık ve becerilerin kazandırılacağı konusunda sistemli tavsiyeler üretiyoruz. Örneğin, yaygın öfke krizleri yaşayan bir 2 yaş çocuğu için beslenme, giyinme, diş fırçalama gibi bedensel konularda serbest bırakılmayı ama tehlikeli şeyleri keşfetme çabası ya da uyku zamanı koşup kaçma gibi dürtüsel davranışlarda daha kontrollü bir ebeveynlik yaklaşımı önererek çözümler getirebiliyoruz.
{774976}
Türkiye’de anne ve baba kavramı çok kutsal ancak bazı ebeveynlerin yanlış davranışlarından dolayı ne yazık ki sağlıklı çocuklar yetişemiyor. Bu noktada anne ve babaların hangi süreçte uzman desteği almaya başlamasını öneriyorsunuz?
Kişisel bir yorum olacak ama ebeveynlik dünyanın hem en zevkli hem de en zor rolüdür. Böylesine bütüncül bir rolde zorlanmak hatta yolumuzu kaybetmemek neredeyse imkansız. Çocukların gelişim hızları, bu gelişimi belirleyen çevresel dinamiklerin çeşitliliği ve mizaç gibi yapısal faktörlerin gelişimdeki belirleyiciliği de düşünülünce ebeveynlik yolcuğunda bedensel, mental ve duygusal olarak zorlanmayan kişi yoktur rahatlıkla denebilir. Bir de bahsettiğiniz gibi kültürümüzde ebeveynliğe atfedilen ‘kutsallık’ ve bu beklentinin modern hayat ve teknoloji çağının gereklilikleriyle çatışması günümüzde ebeveynliği iyice zorlu hale getiriyor. Bu sebeple benim tavsiyem ebeveynlerin neredeyse çocuk sahibi olma fikriyle beraber profesyonel destek almaya başlamaları yönünde. Merhaba Bebek eğitimi ve gelişim takibi çalışmalarımızla 2007’den bu yana yapmaya çalıştığımız temel şey de aslında bu, yani çocuk gelişimi ve yetiştirmeyle ilgili sorunlar ortaya çıkmadan önlemler alıp, bilinç ve farkındalıkla ebeveynlik yapabilmek ve bu sayede çocukların tam potansiyelinde gelişebilmesini sağlamak. Ne güzel ki bu çalışmalarımızın faydalarını da hem ebeveynler hem çocuklar için her geçen gün daha fazla görüyoruz.
Şehir dışında yaşayan ebeveynler için sunduğunuz online danışmanlık hizmetiniz mevcut mu?
İstanbul dışında yaşayanlara ek olarak yurt dışında yaşayan da çok sayıda danışan ailemiz var ve kurulduğumuz dönemden itibaren bu ailelere yönelik online danışmanlık hizmetlerimiz hep oldu. Pandemi dönemiyle başlayan evden çalışma ve özellikle eğitim ve danışmanlık gibi hizmetlerin online platformlara hızlıca geçmesi süreci de bizim için bir dönüm noktası oldu. Örneğin, Gelişim Takibi çalışmamızın bir parçası olarak ofisimizde oyun odasında yaptığımız ebeveyn-çocuk etkileşim gözlemlerini, pandemi sürecinde ailelerden doğal ortamlarında çekilmiş kısa videolar isteyerek yürüttük. Beslenme sırasında, ebeveynle oyun oynarken ve çocuk tek başına serbest vakit geçirirken videolar gönderdiler. Buradan elde edilen detaylı bilgiler Gelişim Değerlendirmelerini online olarak da verimli şekilde yürütebildiğimizi bize gösterdi. Elbette ki yüz yüze seanslar, içindeki ilişkisel paylaşımın derinliği ve deneyimsel anlamı açısından çok değerli ama gerekli koşullarda online çalışmaların da etkin ve faydalı olduğunu gördük.
“Merhaba Bebek” ve “Ebeveynin Rehberi” isimli kitaplarınız da var. Bu kitaplarınızı okuyan ebeveynler çocuk yetiştirmek, anne-baba olmak ile ilgili neler öğrenebilir?
Merhaba Bebek kitabı 0-1 yaş bebek bakımı ve gelişimini tüm yönleriyle anlatan temel bir ebeveynlik kitabı. Ebeveyn-bebek arasında sağlıklı bir bağın kurulması ve bebeğin yaşama iyi bir başlangıç yapabilmesi için emzirme, uyku, oyun gibi konularda bilinmesi gerekenler anlatılıyor. Özetle yaşamın ilk yılında iyi bir ebeveyn nasıl olunur sorusunun cevapları veriliyor. Bu sayede anne babaların ebeveynlik yolculuğunda özgüven kazanması hedefleniyor.
Ebeveynin Rehberi kitabı ise çocuklar yürümeye başladıktan sonra ortaya çıkan benlik gelişimi sürecinin ebeveynler açısından zorluklarına odaklanıyor. Küçük çocukların her şeyi kendi kendine yapma isteği, duygusal yoğunluğu ve inatlaşmalarını çözmenin formülleri aktarılıyor. Ebeveynler, küçük çocuklarıyla okul yaşlarına kadar olan dönemde sevgi-disiplin dengesini nasıl kuracaklarını, çocuklarıyla kaliteli vakit geçirebilmenin formüllerini ve özgüvenli/özkontrollü çocukllar nasıl yetiştirebileceklerini öğreniyorlar.
Peki ebeveynler çocuklarının zihinsel, sosyal ve duygusal gelişimini nasıl takip edebilir?
Gelişimi takip edebilmek doğru destekleyebilmek için de oldukça önemlidir. Çocuk gelişimi her ne kadar dalgalanmalı, çok yönlü ve bireye özel ilerleyen bir süreç olsa da ortalamalarını net şekilde bildiğimiz bir ritme sahip. Örneğin, çoğu çocuğun bir yaş civarı birkaç basit kelime söylemesini, her geçen gün bunlara yenilerini eklemesini ve 2 yaş civarında ise en az iki kelimeli cümleler kurabilmesini bekleriz. Bu ortalamaları bilip kendi çocuğumuzun o dönem için ortalamanın neresinde olduğunu görmek hem ebeveynleri rahatlatır hem de gelişimin çok hızlı ve şekillendirilebilir olduğu erken yıllarda doğru destekleri verebilmemizi sağlar. O bakımdan ebeveynlere hem çocuklarını hem kendilerini tanıyan güvendikleri bir uzman eşliğinde düzenli gelişim takibi yapmalarını tavsiye ederim. Kitaplar ve online içerikler de gelişim takibi için iyi bir araç olabilir ancak çocuk gelişimi ve aile konularının ne kadar kişiye/duruma özel konular olduğu düşünülürse sizi tanıyan ve birebir gözlemleyen bir profesyonelden destek almak en doğrusu gibi gözükmektedir.
Çocuklarının zihinsel, sosyal ve duygusal açıdan sağlıklı gelişimi için ebeveynlerin neler yapmasını önerirsiniz?
Bir çocuğun zihinsel, sosyal ve duygusal açıdan sağlıklı gelişimi için en temel unsur, erken yıllar boyunca görme, duyma, dokunma, koklama, tatma ve hareket başta olmak üzere tüm duyuları aracılığıyla hem gerçek fiziksel çevreyi hem de sosyal ilişkileri keşfedebilme fırsatına sahip olmasıdır. Bu keşifler çocuklar için yaşamlarındaki temel bağ figürü olan anne, baba, anneanne gibi bakım-verenlerin sağladığı güven duygusu ve rehberlik sayesinde mümkündür. Ebeveynlere bebekleriyle sağlıklı bir bağ kurabilmeleri için 0-3 yaş arasında uyanık geçirilen vaktin dörtte birini yani 2,5-3 saat kadarına baş başa geçirmelerini, bu vakitte gerçek anlamda ortak dikkat alanını sürdürmelerini, ve ilk yıllarda ekran gibi beyin gelişimine yapısal zarar verebilen eksik ve yanlış uyarılma unsurlarından kaçınmalarını içtenlikle tavsiye ederim. Büyüdükçe çocukların sağlıklı gelişimini belirleyen en önemli unsur ise ebeveynle ilişkideki sevgi-disiplin dengesi ve sağlıklı bağlanma-bağımsızlaşma dinamiklerine özen gösteriliyor olmasıdır. Bu dengenin iyi göstergeleri çocukla iletişimimizde hem çözüm odaklı hem duyguları tanıyan bir tavırda olabilmemiz yani çocuklara duygusal rehberlik yapabilmemizdir. Diğer yandan çocuklara eleştirel düşünme becerileri kazandırabilmek, kişisel sorumluluk alabilmeleri ve sosyal çevreyle empati ve işbirliği üzerinden ilişki kurabilmelerini desteklemek çok değerlidir. Son olarak, özellikle 21.yy koşulları düşünüldüğünde sanat ve sporu da çocukların yaşamının merkezine yerleştirmeden sağlıklı bir gelişimden bahsedemeyeceğimizin altını çizmeliyim. Sanatla çocuklar en temelinde hayal gücü, yaratıcılık ve kendini ifade kapasitesi, spor sayesinde de fiziksel sağlık, öz-kontrol ve hedefe yönelik hareket edebilme becerileri kazanırlar. Yaşam boyun ihtiyaç duyacakları dayanıklılık kapasitesi erken yıllarda atılan bu temellerde gizlidir.
{774569}
Dünyadan en yeni haberleri ilk bilen olmak için OGGUSTO’nun haftalık e-bültenine kaydolun.