preloader

Deniz Kenarında Okuyabileceğiniz Kitaplar

19.06.2023
Deniz Kenarında Okuyabileceğiniz Kitaplar

Yazı Boyutu:

Plaj çantanızdan ayırmak istemeyeceğiniz, denizin sakinleştirici sesinin eşliğiyle okuyacağınız sürükleyici kitapları sizin için derledik.

Evet, kitap okumanın yeri ve zamanı olmaz; ancak biliyorsunuz ki deniz kenarında kitap okumanın tadı da bambaşka oluyor… Bu yaz sahilde okuyabileceğiniz sürükleyici kitapları sizin için derlerdik. İyi okumalar dileriz!

Eve Yüzerken, Deborah Levy

Fransız Riviera’sındaki bir villada tatillerinin tadını çıkaran iki İngiliz ailenin havuzunda beliren kızıl saçlı, yeşil tırnaklı, çıplak bir kadın: Kitty Finch. Nereden geliyor? Onlardan ne istiyor? Her anlamda onlara yabancı olan bu kadın bir botanist mi, bir şair mi, yoksa sadece deli mi?

Deborah Levy’nin eleştirmenlerce Virginia Woolf’a, Patricia Highsmith’e, zaman zamansa Claude Chabrol ya da François Ozon filminden bir sahneye benzetilen stili sonuçta hiçbirine benzemeyen bir özgünlüğe ulaşmayı başarıyor. Sakladıkları ve açık ettikleriyle sinematografik ve taze bir anlatı kuran Levy, son zamanların en dikkat çeken yazarları arasında adından söz ettirmeyi başarıyor.

2012 yılında Man Booker Ödülü’nün finalistleri arasında yer alan Eve Yüzerken, sayfaları elinizde göz açıp kapayıncaya kadar eriyecek, tekinsiz bir modern zaman rüyası.

Yayınevi: Everest Yayınları

Çevirmen: Elvan Kıvılcım

Dr. Aira’nın Mucizevi Tedavileri, César Aira

Bir gün, şafak sökerken, Dr. AIra kendini Buenos AIres’in mahallelerinden birindeki ağaçlı bir sokakta yürürken buldu. Bir tür uyurgezerlikten mustaripti ve aslında hepsi birbirinin aynı olduğundan gayet iyi tanısa da kendisine o sırada yabancı gelen sokaklarda ayıldığı nadir değildi. Kimilerinin deha, kimilerinin ise şarlatan olarak gördüğü Dr. AIra ününün temelindeki mucizelere artık katlanamıyor. En büyük arzusu Mucizevi Tedaviler projesini yazıya dökerek somutlaştırmak. Ama önce baş düşmanı Dr. Actyn’in tertiplediği tuzaklardan sıyrılması gerek. Dr. Aira’nın Mucizevi Tedavileri César Aira’nın kendine has edebiyat, düşünce ve gerçeklik sisteminin yaratıcı bir yansıması.

Yayınevi: Can Yayınları

Çevirmen: Emrah İmre

Ölü Dilde Bir Hayalperest, Grace Paley

Benzersiz üslubuyla pek çok yazarın hayranlığını kazanmış Grace Paley’den, sıradan insanların “sıradan” yaşamlarına ayna tutan sıra dışı öyküler. Bu son derece gerçekçi ve eğlenceli diyaloglara dayalı öykülerde, New York’un alt sınıf insanlarının, göçmenlerin, bekâr annelerin, aldatılan karıkocaların yaşamlarına bütün doğallığı içinde tanık oluyoruz.

Kadınlar hakkında yazmanın başlı başına “politik bir eylem” olduğunu vurgulayan yazarın; kadın-erkek ilişkilerini, anneliği, evlilik ve cinselliği ele alışındaki eleştirel ve alaycı tavır, gerçekliğin en ağır meselelerini yüzümüze vururken bile elden bırakmadığı mizahi anlatım, onu bütünüyle özel bir yazar hâline getiriyor.

Yayınevi: Delidolu Yayınları

Çevirmen: Püren Özgören

İdeal Defter, Brenda Lozano

Adam annesini kaybetmiştir, kadın geçirdiği kazanın ardından iyileşme dönemindedir. Tanıştıktan kısa süre sonra beraber yaşamaya başlarlar. Ama adam annesinin anısının izinde İspanya’ya gider, kadın da Meksiko’da onu bekler. Odysseus’u bekleyen Penelope gibi, Godot’yu bekleyen Vladimir ve Estragon gibi… Bu bekleyiş aynı zamanda içsel bir yolculuk. Hem sevgilisinin yokluğunun yarattığı boşluğu kapamaya hem de şehirdeki kırtasiyeleri dolaşarak ideal defterini bulmaya çalışır.

İdeal Defter kadının bakış açısından anlatılan bir aşk hikâyesi. Bu modern çağ Penelope’si örüp sökmek yerine defterine yazıp silmektedir, zira “ideal bir defter kısa, bölük pörçük, tutarsız, uzun veya rastlantısaldır.” Meksikalı yazar Brenda Lozano parçalı, durak­lamalar ve kısa paragraflarla dolu, haiku’ları andıran tekrarlayan cümleciklere de yer verdiği bir anlatı sunuyor.

Yayınevi: Notos Kitap

Çevirmen: Nergis Gürcihan

Sütçü, Anna Burns

Ortanca kız kardeş başını kitabına gömerek yürüyor. Derken bir dedikodu: “Diğer taraftan” ve “retçi” bir sütçüyle sevgiliymiş güya. Yalan bunlar, ortanca kız kardeşin başka bir sevgilisi var. Belki-sevgilisi. Sınırların sert çizgilerle çekildiği bu yerde dikkat çekmek tehlikeli. Özellikle de bekâr genç kadınlar için. Her yerde seni dinliyor, gözlüyor olabilirler ve sınırı aşmak için tek kelime yeterli.

Sütçü, kutuplaşmış bir toplumdaki gündelik terörün, her şeye sirayet eden siyasetin, asla bertaraf olamayacakların romanı.2018 Man Booker ödülü alan romanıyla Burns, politik ama hızlı okunabilen, mizahı oldukça etkili kullanan enfes bir kitap yazmış. Duygu Akın’ın özenli çevirisiyle ıskalanmaması gereken bir kitap.

Yayınevi: İthaki Yayınları

Çevirmen: Duygu Akın

Dünyanın Sakin Kayıtsızlığı, Peter Stamm

Orta yaşlı bir yazar olan Christoph’un, genç bir oyuncu olan Lena’ya anlatmak istediği bir hikâyesi vardır. Uzun bir zaman önce Lena gibi genç bir oyuncu olan Magdelena ile bir aşk yaşamıştır. Lena ise Chris adında bir yazarla birliktedir. İkili derin bir sohbete daldıkça ilişkilerinin yankılar, benzerlikler ve tesadüf denemeyecek tesadüflerle dolu olduğu anlaşılır. Chris ve Lena yıllar öncesinin Christoph ve Magdelena’sı olabilir mi? Eğer öyleyse kaderlerinde bu çiftin yaşadıklarını tekrar etmek mi vardır? Gelecekten gelen bir uyarı mıdır bu karşılaşma? Yoksa hepsi bir kurgudan, hayalden mi ibarettir? Gerçek nedir? Kader diye bir şey var mıdır? Böylece dünyanın sakin kayıtsızlığında, geçmiş ve gelecek arasında mekik dokuyan, eşsiz bir dans başlar.

Peter Stamm, kahramanlarının yürüyüşüne ayak uyduracak bir ritimle akıp giden bu romanda, sadeliğinden ödün vermeyen bir dille karmaşık ve derin sorular etrafında dönen incelikli bir hikâye anlatmayı başarıyor ve yine ustalığını konuşturuyor.

Yayınevi: Nebula Kitap

Çevirmen: Ogün Duman

Hastalık Hastası Kiralık Katil, Juan Jacinto Muñoz Rengel

Bay Y. kiralık katil olarak aldığı son işi bitirmek zorunda… Zorunda, çünkü parasını peşin aldığı bu işi bitirmek onun için ahlaki bir zorunluluk, zira kendisi Kantçı ahlak sahibidir. Ne ki önünde aşması gereken tek bir sorun var: Bay Y.’nin sadece bir günlük ömrü kaldı…

Hastalık hastası kiralık katil Bay Y. neredeyse doğduğu günden beri, her akşam, ertesi günü göremeyeceğinden emin olarak yatağına girer. Zira o kadar çok hastalığa yakalanmıştır ki… Ayrıca kronik bahtsızlıktan da mustariptir. Bu son işinde hedefini uzun süre takip eder, sıra son darbeye gelir. Ama her seferinde kronik makus talihi ya da nadir semptomlar araya girer. Bay Y. her başarısız girişimden sonra yeni yöntemlere başvuracak, bu arada hayatlarını okuduğu meşhur hastalık hastalarıyla şaşırtıcı ortak yönlerini ifşa edecektir. Rengel çok eğlendiriyor.

Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları

Çevirmen: Selay Sarı

{85188}

Naif. Süper, Erlend Loe

Ülkemizde Doppler romanıyla tanınan ve Norveç’in en çok okunan yazarlarından biri olan Erlend Loe’dan sadeliğiyle pırıl pırıl parlayan ve tüm dünyada ses getirmiş eğlenceli bir roman: Naif. Süper. Loe, bu romanda karşımıza son derece sempatik ve kafası bir o kadar karışık bir kahraman çıkarıyor ve onun anlam arayışına ortak olmamızı sağlıyor. Yirmi beşine basmasına rağmen dünyaya uyum sağlayamadığını, amatörlüğüyle yaşamdan dışlandığını hisseden naif kahramanımız, zaman hızla akıp giderken insanların her sabah uyanıp koşa koşa işe gitmesi karşısında şaşkınlığa uğruyor ve yaşadığı buhranın devasını kitaplarda, ormanlarda ve oyuncakçı dükkanlarında arıyor. Bu romanın evreninde en karmaşık kuramlar en basit gerçeklerle aynı ağırlığı taşıyor ve yaşamın her saniyesi aynı ciddiyeti hak ediyor… Hayatın anlamı mı dediniz? Liste yapmanın güzelliğinde, oyun oynamanın öneminde ve anların -veya sayfaların- arasında bir yerde yatıyor ve onu keşfetmenizi bekliyor.

Tüm dünyada yirmi dilde okuruyla buluşan Naif. Süper’in basitliğindeki bilgeliğe hayran kalacak, bilgeliğinin basitliğinden ilham alacaksınız.

Yayınevi: Siren Kitap

Çevirmen: Dilek Başak

Botter Apartmanı, Ayşe Övür

İstanbul’un en eski ve etkileyici apartmanlarından biri olan Botter Apartmanı’nın katları arasında gezinirken, zamanın sınırlarını aşarak birbirini etkileyen yaşamlara dokunacak, geçmişte deneyimlenip, artık gücünün kalmadığı sanılan travmaların hâlâ türlü yollarla insanların hayatına sızmasına tanıklık edeceksiniz. İstiklal Caddesi’nin şık ve zarif sakininin yer aldığı bu romanı çok seveceksiniz.

Yayınevi: Remzi Kitabevi

Sonbaharın Sonu, Mary Lawson

Liam, eşinden ve işinden yeni ayrılmış, ne yapacağını bilmeden kendini bu soğuk kuzey kasabasında bulmuş bir adam. Elizabeth’in evine taşınıyor ve çok geçmeden polis kapısına dayanıp ona kayıp bir genç kız hakkında sorular soruyor.

Elizabeth, ömrünün son demlerinde geçmişini düşünüyor. Yıllar önce işlenmiş o suçu, uzun zamandır taşıdığı utancı… Ölmeden önce telafi etmesi gereken şeyler var.

Üç farklı bakış açısından aktarılan Sonbaharın Sonu, karakterler arasında geçiş yaparak onları birbirine bağlayan kederin, pişmanlığın ve sevginin katmanlarını birer birer kaldırıyor. Günümüzün en maharetli anlatıcılarından birinin kaleminden, meraklandıran, nüktedan ve alabildiğine insani bir roman.

Yayınevi: Domingo Yayınları

Çevirmen: Kıvanç Güney

Hadula, Aleksandros Papadiamantis

Hadula, yaşadığı adadaki dertlilerin kapısını çaldıkları yoksul bir kadındır. Şifalı bitkilerden hazırladığı ilaçlarla şifa dağıtır hastalara. Ve yaşlı Hadula, sonunda her şeyin kökeni olan bir soruna da çözüm bulur: Yaşamak sorununa.

Yunan nesrinin en önemli yazarlarından Papadiamantis, dönemin sosyal ve ekonomik şartlarının -özellikle kadınlar üzerindeki- etkisini göstermekle kalmaz; suçun cezaya, iyiliğin kötülüğe karıştığı o gizemli bölgeye insan ruhunun adım adım nasıl çekildiğini de ustalıkla resmeder. Hiç aklımıza bile gelmeyenlerin nasıl da başımıza gelebileceğini, kaderimizden kaçmak için çırpınırken kendi kaderimizi yaratışımızı ve bu sırada yaşadığımız iç hesaplaşmaları, tutkuyla anlattığı bu trajik öyküyle gösterir. Herkül Millas’ın önsözüyle…

Yayınevi: Jaguar Kitap

Çevirmen: Yasemin Aydın

İşte Geldim Deniz Kenarı, Selçuk Altun

Londra’da bilgisayar mühendisliği akademisyenliği yapan Harun, on bir yıl önce ayrıldığı İstanbul’a beklenmedik bir nedenle dönmek zorunda kalır. Küçüklüğünden beri yalnızlığına eşlik eden Salacak sahiline gider ve Deniz Kenarı’na gizemli geçmişini anlatmaya başlar… Ona yuvada olma hissini yaşatan yetişkinler anne ve babası değildir. Mahalle ortamının, türlü tesadüflerle yaşamın karşısına çıkardığı kimi iyi, kimi kudretli kişilerin ve en çok da kitapların sıcaklığıyla yetişir Harun. Yıllar sonra İstanbul’a dönüşüyle karşısına çıkan iki kişiyle yaşam burgusu bir kez daha mı dönecektir? Çünkü her acının sonunda bir kapı vardır.

“Hayat Romanlardan Daha Tuhaf” üçlemesi –Ardıç Ağacının Altında, Ayrılık Çeşmesi Sokağı– İşte Geldim Deniz Kenarı ile tamamlanıyor.

Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

Başka, Ege Soley

Bazı şeyler var hayatta, insan yapana kadar yapabileceğini bilmiyor. Daha fenası, inanmıyor da elinden gelebileceklere. Çizeceği resimlere, söyleyebileceği şarkılara, anlatacağı hikâyelere inanası gelmiyor. Kendini bitmiş, elindekiler çoktan tükenmiş gibi hissediyor. Oysa hepimizin içinde, coşkuyla açabilmek için doğru topraklara ekilmeyi bekleyen tohumlar uyuyor.

Sakin ve Yakın kitaplarının yazarı Ege Soley’le bu kez “bambaşka” bir yolculuğa çıkarıyor. İngiltere’de siyaset eğitiminin ardından her şeye sıfırdan başlama kararıyla, kendini Paris’te bir çiçekçide çırak olarak çalışırken bulan Ege’nin deneyimleri, bize bu mesleğin hiç tahmin edilemeyecek kapılarını aralarken hayata her an yeniden başlamanın da mümkün olduğunu hatırlatıyor…

Yayınevi: Doğan Novus

Martha ile Hanwell, Zadie Smith

İlk romanı İnci Gibi Dişler ile hem edebiyat eleştirmenlerinin hem de okurun büyük ilgisini çeken Zadie Smith, daha sonra yazdığı gerek kurgusal gerek kurgu dışı eserlerin hemen hepsiyle de ödüllere layık görüldü. Martha ile Hanwell’de iki öykü anlatan Smith, sizi büyüleyecek.

Yayınevi: Everest Yayınları Açıkhava Serisi

Çevirmen: Zeynep Baransel

Tropik Güncesi, Alvaro Mutis

Tropik Güncesi bir ırmakta akıntının tersine, mavna üzerinde yapılan hummalı ve sarhoş edici bir yolculuğun romanı. Hikâye türlü arayışlarla ülkeden ülkeye sürüklenen, günümüze özgü bir Don Kişot olarak da adlandırılabilecek Maqroll el Gaviero’nun bulunan günlükleri ile aktarılıyor. Kereste nakliyesi yaparak zengin olma planlarıyla yolculuğa başlayan Maqroll’un ve ona eşlik edenlerin teslim olmuş melankolisi tropik ormanların büyülü havasıyla birleşiyor ve Mutis’in kendine özgü şiirsel ve özlü diliyle aktarılıyor. Tehlikeli ve beyhude olduğu bilinen ama yine de yapılan bu yolculuk, zamanla amacın ta kendisine dönüşüyor.

Yayınevi: Yedi Yayınları

Çevirmen: Pınar Savaş

{85633}

Meral Tabakoğlu
Meral Tabakoğlu Tüm Yazıları