212 Photography Istanbul Sanatseverle Buluşuyor
Yazı Boyutu:
1 – 11 Ekim arası İstanbul’un çeşitli mekânlarında ziyaret edebileceğiniz 212 Photography Istanbul’da sizleri neler bekliyor? Festival direktörü Banu Tunçağ ile etkinlik ve fotoğrafçılık üzerine konuştuk.
212 Photography Istanbul’un 4. edisyonu, olimpiyat oyunlarının heyecanını yansıtıyor… Temayı belirleme süreciniz nasıl gelişti? Siz fotoğraflara bakınca neler hissediyorsunuz?
Olimpiyatlar her dönem dünyayı etkisi altına almış, oldukça önemli bir etkinlik. 2020 yılında pandemi sebebiyle Tokyo Olimpiyatlarının ertelenmesi ve bu sene pek çok soru işaretine, endişeye rağmen gerçekleşmiş olmasının heyecanını hep birlikte yaşadık. Dolayısıyla bu sergiye festivalde yer vererek çok anlamlı bir çerçeveye yerleştirmiş oldu. Sporun görsel etkisinin çok güçlü olduğunu biliyoruz. Olimpiyatlarda da başarı, rekabet, hırsın birbirini takip ettiği mücadelelerden çıkmış olan kareleri sergilemeyi uzun zamandır planlıyorduk. Tokyo Olimpiyatları ile birlikte bu serginin niteliği de daha fazla anlam kazandı. Bu fotoğraflar, mücadele esnasında göremeyeceğimiz hareketlerin ve heyecanın izleyiciler tarafından asla fark edilemeyecek anları bize gösteriyor. Tüm bu görsel şölenin en etkileyici karelerini Olimpik Düşler sergisinde görebilirsiniz.
Fotoğrafın dijital dünyadaki geleceği hakkında neler söylersiniz?
Fotoğraf çok kapsayıcı bir disiplin. Diğer kreatif disiplinlerle birlikte bakıldığında, hepsinden daha etkili bir güce sahip olduğunu söyleyebilirim. Dijital dünyada şu anda en çok tercih edilen anlatım dilinin fotoğraf olması da bunu destekliyor.
Dünyayla kıyaslandığında Türkiye dijital fotoğrafçılık alanında nerede?
Önümüzde çıkan çalışmalara baktığımda şunu söyleyebilirim ki hala daha profesyonel dünyada dijital fotoğrafçılık güçlü değil. Daha fazla analog fotoğraf tercih ediliyor. Ancak her sene bu yaklaşım yerini daha fazla dijitale bırakıyor.
Uluslararası 212 Fotoğraf Yarışması kimler yer alabiliyor, kriterlerinizden bahseder misiniz?
Buradaki en önemli amacımız yarışmanın katılan isimlere bir yol gösteriyor olması. Kazanan ismin uluslararası ve ülkemizdeki ilgili kişi ve kurumlara tanıtılması için çalışıyoruz.
Her alanda olduğu gibi sanatta da teknolojinin etkisini çokça görüyoruz… NFT konusunda düşünceleriniz neler?
NFT gündemimize Mike Winkelmann’ın eserinin inanılmaz bir rakama satışının gerçekleşmesi ile birlikte geldi. Ne olduğunu anlamak zaman aldı, hala daha da tam olarak anladığımı söyleyemem. Dijital imza görevi gören, bu şekilde kime ait olduğu ve orijinal olup olmadığı blockchain ile doğrulanan sanat eserleri olduğu için yeni çağı takip eden koleksiyonerlerin bir şekilde ilgisini çekiyor. Orjinallik ve sahip olma kavramları da NFT ile değişiyor diyebiliriz. Önümüzdeki zamanlar bu sistemin devamının gelip gelmeyeceğini bize gösterecek.
Peki, teknolojinin gelişmesiyle artan fotoğraf üretimi sizce ne yöne doğru gidiyor? Eskiyle kıyaslandığınızda ne gibi farklar var?
Teknolojideki gelişmeler sadece fotoğrafı değil, dijital alanda her türü, videoyu, verileri, GIF’leri, NFT’yi ve net-art’ı bu alanda yapılan pek çok işi farklı açılardan etkiliyor. Üretimin daha kolaylaştığı ama bu sefer de işin değerinin ve kalitesinin masaya yatırıldığı bir dönemden geçiyoruz. Teknik, yöntem ve en önemlisi teknoloji hızla değişiyor. Artık yeni medya sanatı her eseri farklı açılardan kapsayacak düzeye geldi.