Sex and The City Hakkında Az Bilinen Gerçekler
Yazı Boyutu:
Samimi replik ve sahneleriyle kalbimizdeki yerini uzun yıllardır koruyan Sex and The City ile ilgili bilinmesi gereken gerçekleri öğrenin.
1998 ve 2004 yılları arasında izleyiciyle buluşan ikonik dizi altı sezon boyunca sevenleriyle beraberdi. Yayınlandığı dönemde büyük kitleler tarafından heyecanla takip edilen, sonrasında da defalarca yeniden izlenen popüler dizi hakkında az bilinen gerçekleri öğrenmek, diziye olan bağlılığınızı arttıracak. Her bir maddesini merakla okuyacağınız yazımızın sonunda sizi bekleyen harika bir sürprize de hazırlıklı olun!
Sex and The City Aslında Bir Kitap Uyarlaması
Dizi, Amerikalı yazar Candace Bushnell’in aynı isimli kitabına dayanıyor. New York Observer’da köşe yazarlığı yapan Bushnell, 1994 yılında sevilen diziye de ilham olacak Sex and The City köşesini yazıyordu. Kendisinin ve üç arkadaşının ilişkilerinden bahsettiği bu köşe yazıları önce bir kitap haline geldi daha sonra da şovun yaratıcısı Darren Star ile birlikte televizyonlara taşındı.
Karakterler Gerçek Hayattan İlham Alınarak Yaratıldı
Carrie Bradshaw, Miranda Hobbes, Samantha Jones ve Charlotte York-Goldenblatt, New York Observer’ın “Sex and the City” köşesinde yer alan gerçek hayattaki insanlardan ilham alınarak yaratılmış. Dizide karmaşık duygular yaşamamıza sebep olan Mr. Big ise, Candace Bushnell’in 1995 yılında bir partide tanıştığı ve bir sene boyunca ilişki yaşadığı yayıncılık yöneticisi Ron Galloti’den esinlenerek kurgulanmış. Carrie Bradshaw karakterinin de yazarın kendisi olduğu düşünülüyor! İzleyenlere samimi duygular hissettirebilen dizi belki de tüm başarısını yaratılan karakterlerin içimizden birileri olmasına borçlu.
Sarah Jessica Parker’ın Rolü Hakkında Bazı Tereddütleri Vardı
Senaryoyla ilk karşılaştığında kendini Carrie ve arkadaşlarına pek yakın hissetmeyen Parker, tiyatro ve sinema kariyerini de tehlikeye atmaktan korkuyordu. Dizinin yaratıcısı Darren Star ile karakterlere Parker’ın da katkı yapabileceğini konuştukları görüşmeden sonra bu tereddütler azalmıştı. 2001 yılında Sarah Jessica Parker başrol oyunculuğunun yanında dizinin prodüktörlüğünü de yapmaya başladı ve bu dönemde Parker’ın bölüm başına kazandığı ücret 3 milyon dolardı.
Carrie Rolünü İlk Okuyan Kristin Davis Oldu
Darren Star, oyunculuk kariyerini komediye dönüştürmeye çalıştığını bildiği oyuncu Kristin Davis’e senaryoyu gönderdi ve ondan Carrie rolünü okumasını istedi. Ancak, Davis onları ikinci rol için daha doğru olduğuna ikna etti ve tercihi Charlotte York rolünden yana oldu. Bunun altında yatan sebep ise kitaba göre Carrie’nin “Heather Locklear’ın bedenine ve Dorothy Parker’ın zihnine” sahip olmasıydı. Davis, Carrie’nin kurgulanan harikalığına ulaşamayacağını düşünüyordu ve kendini Charlotte’a daha yakın hissetmişti.
Time Dergisine Kapak Olan İlk Diziydi
Sex and the City, 2000 yılında iyice artan popülerliğiyle beraber ünlü Time dergisinin kapağında yer alan ilk dizi oldu. Dizinin Charlotte’u Kristin Davis bir röportajında bu konu hakkında şöyle demiş: Time dergisi dördümüzü kapağa koyduğunda ve başlığı ‘Who Needs a Husband?’ diye yazdığında anladım ki; biz bir şeyler yapıyoruz. Bu kadar büyük bir kültürel etki de bulunduğumuzu kesinlikle farkında değildim. Cidden afalladım.
Dizi Ünlü Moda Markalarının Odak Noktası Haline Geldi
Sex and The City, popüler moda markalarının yeni ürünlerini pazarlama stratejilerinden biri olmaya başlamıştı. Özellikle Carrie’nin ilk sezon kullandığı ‘Fendi Baguette’ çanta, dizide göründüğü bölümden sonra satış rekorları kırdı. Dünyaca ünlü markalar Sex and The City’de yer almak için sıraya girdi.
Parker Üçüncü Sezonda Tetanoz Aşısı Olmak Zorunda Kaldı!
Mr. Big ile havuza düştükleri ikonik sahneyi çekerken Sarah Jessica Parker’ın ayağı kesilmiş. Güvenlik önlemi olarak sudan çıkar çıkmaz da tetanoz aşısı olması gerekmiş.
Kadın Yazarların İlişki Deneyimleri de Senaryoya İlham Oldu
Dizinin kadın yazarlarının yaşadığı kötü date anıları o dönemde eğlenceli bir ilham kaynağı haline dönüşmüş, hatta meşhur post-it ile ayrılma sahnesi de kurgu değilmiş. Bu olay senaryo ekibinden birinin başına gelmiş! Tüm anılarını birbirleriyle paylaşmaktan çekinmeyen yazarlar adeta yakın arkadaş gibi olmuş ve bir konu hakkında kavga etmeleri ya da küçük anlaşmazlıkların olması hiç de kötü bir şey değilmiş, fikir ayrılıkları dolu eğlenceli brunch sahnelerinin doğallığı da işte buradan geliyor.
Carrie Bradshaw Stil İkonu Oldu
Sex and The City’nin çok sevilmesinin bir nedeni de kostüm seçimleriydi! Bu başarıyı diziye getiren ve Carrie’nin 2000’li yılların stil ikonu olmasını sağlayan kişi Patricia Field. Kostümler 90’lı yılların S&M kataloglarından ilham alınarak yaratılmış daha sonrasında ise dünyaca ünlü moda markalarının tasarımları ve vintage parçaların bir araya gelerek oluşturduğu mükemmel seçimlerle izleyicinin çok sevdiği bir görsel şölen haline gelmiş.
İkonik Tütü Etek Bir Halk Pazarındandı
Gardırobunun stil sahibi parçalarıyla seyir zevkimizi arttıran Carrie’nin pembe tütü eteği, dizinin kostüm tasarımcısı Field tarafından dizi başlamadan çok önce bir halk pazarından yalnızca beş dolara satın alınmış ve Sarah Jessica Parker bu eteği gerçekten de çok seviyormuş!
Carrie’nin Altı Sezon Boyunca Ayakkabılara Harcadığı Ücret 40 Bin Dolardı!
Ayakkabı seçimleriyle bize zevkini kanıtlayan Carrie, toplamda 40 bin dolarlık bir harcama yapmış. Seçimlerinin çoğu da Manolo Blahnik markasından yana olmuş. Beşinci sezonda kendine bir daire satın almak isteyen Carrie bu gerçekle karşı karşıya kalıyor.
Carrie’nin En Pahalı Kostümü Son Sezondaki Bir Elbiseydi
Dizinin son sezonundaki Paris’te geçen bölümünde, Mr. Big ile yeniden bir araya geldikleri sahnede Carrie’nin giydiği elbisenin markası Atelier Versace. Bu kostümün değeri ise 80 bin dolar!
Dizi Boyunca Birden Fazla Giyilen Tek Parça Carrie’nin Kürküydü
Dizi boyunca bir defa giyilen giysiyi bir daha görmememize rağmen, Carrie’yi kürküyle birçok kez görüyoruz. Özellikle birinci ve ikinci sezon boyunca sık sık gördüğümüz kürkü, final bölümünde Mr. Big ile yaptığı telefon konuşmasının olduğu sahneye kadar görmüyoruz.
Parker Beşinci Sezon Boyunca Hamileydi
Sarah Jessica Parker, beşinci sezon çekilirken ilk oğluna hamileydi. Sezonun diğerlerine göre biraz daha kısa sürmesinin ve altıncı sezonun iki bölüm olarak yayınlanmasının sebebi Carrie’nin doğum izninde olmasıydı. Altıncı sezonda ise Parker’ın oğlunu bir sahnede Aidan’ın çocuğu olarak görüyoruz. Bizce, Carrie için yapılan kıyafet seçimlerinden bu durum hiç anlaşılmıyor ve senaryonun gerçekliği sarsılmıyor, kostüm ekibi burada da harika bir iş çıkarmış!
Final Bölümüne Kadar Mr. Big’in Gerçek Adı Düşünülmedi
Mr. Big’in gerçek adı dizinin final bölümüne kadar hiç duyulmuyor. Final bölümünde ise adının John olduğunu öğreniyoruz. Bu ismi yönetici yapımcı Michael Patrick King, ikonikleşen bir karakterin adının olması gerektiğini düşünerek dakikalar içinde bulmuş!
Carrie’nin Repliğiyle “The Way We Were’’ Filmi Tekrar En Çok Satılanlar Arasına Girdi
Dizinin ikinci sezonunda Mr. Big’in nişanına giden Carrie, Mr. Big’e efsanevi filmden bir replikle veda ediyor ve şöyle diyor: Your girl is lovely Hubble
Cosmo Bir Sembol Haline Geldi
Carrie ve arkadaşlarının her buluşmada içtiği Cosmo’nun hayatımıza Sex and The City ile girdiğini düşünüyor olabilirsiniz. Esasında bu içki içerisindeki az votka ve pembe renginde olmasından dolayı 1930’lu yıllarda kadınların tükettiği bir içkiymiş. Haliyle Cosmo, tarih boyunca bir kadın içkisi olarak anılıyormuş. Neyse ki, Sex and The City ile bu algı kırıldı ve Cosmo kendi ayakları üzerinde duran özgür kadınların bir sembolü haline geldi.
BONUS:
Carrie Bradshaw’ın evi artık Airbnb’de günlük kiralamaya veriliyor! Günlük 23 dolara kiralanabilecek dairede konaklamak isteyenler bir günlüğüne Bradshaw’ın lüks ve ışıltılı hayatını tadabilecek. Misafirler, Carrie Bradshaw’ın giyinme odasında yer alan kıyafetleri ve tutkusunun hiç bitmediği topuklu ayakkabılarını da deneme şansına sahip. Hatta dizide yer alan ve Bradshaw’ın köşe yazılarını yazdığı masa da evin içinde!
{98072}