Sinema Yazarlarının İstanbul Film Festivali’nden Film Önerileri
Yazı Boyutu:
Yılın heyecanla beklenen sinema etkinliği olan İstanbul Film Festivali’nde hangi filmlerin mutlaka izlenmesi gerektiğini sinema yazarlarına sorduk.
Dünyanın önde gelen film festivallerinde yarışan filmlerin Türkiye gösterimlerini izleyeceğimiz 41. İstanbul Film Festivali başladı. 8 – 19 Nisan 2022 tarihleri arasında sürecek olan festivalin öne çıkan yapımlarını sinema yazarlarına sorduk.
Kemal Akçay
Yıldız Teknik Üniversitesi Gemi İnşaatı Mühendisliği’nden mezun olan Kemal Akçay, YTÜ Sinema Kulübü’nün eski üyesi. Yıldız Kısa Film Festivali’nde birçok kez jüri üyeliği yaptı. Hazırladığı kısa film ve belgeselleri birçok festivalde gösterildi. Şu sıralar film analizi atölyeleri düzenlemektedir.
Kemal Akçay’ın Önerileri
Ziya Demirel, “Ela ile Hilmi ve Ali”
Ellilerinde bir matematik öğretmeninin genç bir kadınla yaptığı evliliğin 1., 2., 5., 11., 12., 21., 28. günlerinden kesitler sunan Ziya Demirel’in ilk uzun metrajlı filmi “Ela ile Hilmi ve Ali” bu yıl İstanbul Film Festivali’nin ulusal yarışmasında yarışacak filmler arasında beni en çok heyecanlandıran filmlerin başında yer alıyor. Çektiği “Evicko” ve Cannes’da en iyi kısa film dalında yarışan “Salı” filmleri ile ilk olarak adını duyuran 33 yaşındaki Demirel, Türk sinemasında çok sık rastlamadığımız risk alan ve özgün bir dile sahip bir yönetmen olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Klasik anlatıların dışına çıkan işlere imza atmaya çalışan ve kendine has biçimsel bir dil kullanan yönetmenin işleri de bu sebeple ayırca takip edilmeyi hak ediyor.
Filmin ayrıca oyuncu kadrosu da ilgi çekici. Özellikle Emin Alper’in “Kız Kardeşler” filmi ile dikkat çeken Ece Yüksel, uzun vadede Türk Sineması’ndan adından sık sık söz ettirecek bir oyuncu. Ona deneyimli oyuncu Serkan Keskin, son zamanlarda birçok başarılı filmde aldığı roller ile adından söz ettiren Ozan Çelik ve 9 yaşından beri ekran önünde olan Denizhan Akbaba eşlik ediyorlar.
Son olarak yine festivalde yarışan Zuhal filminin yönetmeni Elif Nazlı Duru’nun, aynı Ziya Demirel’in “Zuhal” filminde olduğu gibi bu filmin de ortak senaristi olduğunu ekleyelim. Bu anlamda “Ela ile Hilmi ve Ali” filmini “Zuhal” filmi ile birlikte düşünerek izlemek, izleyicelere ayrı bir deneyim sunacağını düşünüyorum.
Justin Kurzel, “Nitram”
Festivalin kendi adıma dikkat çeken filmlerinden birisi de Avustralyalı yönetmen Justin Kurzel’in yönetmenliğini yaptığı “Nitram”. Cannes Film Festivali'nde yarışan ve başrol oyuncusu Caleb Landry Jones’a En İyi Erkek Oyuncu ödülünü kazandıran film, 1996 yılında akli dengesi yerinde olmadığı iddia edilen Martin Bryant tarafından gerçekleştirlen Port Arthur Katliamı'nın neden ve nasıl meydana geldiğini irdeliyor. Filmografisine bakıldığında özellikle "şiddet ve akıl sağlığı" temalarına eğilen yönetmen Kurzel’in bu filmde de benzer bir meselenin altını kazımaya çalıştığını görüyoruz.
2011 yılında çektiği ilk filmi “Snowtown” ile kariyerine hızlı bir başlangıç yapan yönetmen, daha sonrasında Michael Fassbender ve Marion Cotillard’ın başrollerinde olduğu 2015 yapımı Shakespeare uyarlaması “Macbeth” ve 2016 yapımı popüler bilgisayar oyunun filmi “Assasins Creed”i filme çekmişti. Justin Kurzel, bu iki filmden sonra 1970’lerde Avustralya’daki ünlü bir çetenin hikayesini anlattığı “True History of the Kelly Gang”i çekerek yeniden kamerasını ülkesinin hikayelerine çevirmiş oldu. Son filmi “Nitram” ile ülkesinde zamanında büyük bir travma oluşturmuş bir olaya imza aran Kurzel, bakalım bu filmle benzer meseleleri işleyen “Elephant”, “We Need to Talk About Kevin” ve “Polytechnique” gibi filmlerden sonra bizlere bu konuyla ilgili yeni bir şeyler söyleyebilecek mi?
Kerem Akça
Bilgi Üniversitesi Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetimi bölümünden mezun olan Kerem Akça, 2008’de Empire Türkiye Dergisi’nde editörlük yaptı, Adana Film Festivali'nde Program Direktörü olarak çalıştı. 2018 yılında ilk sinema kitabı olan “Yerli Sinemada Hollywood Kuşağı”nı çıkardı.
Kerem Akça’nın Önerileri
Peter Strickland, “Flux Gourmet”
Peter Strickland'in manyetik yemek filmi başyapıtı Z kuşağı için “Büyük Tıkınma” ya da postmodern “Modern Zamanlar” olarak konumlanıyor. Ferreri-Lanthimos-Greenaway'in leziz karışımı teknolojik tüketim toplumu eleştirisi yaparken benzersizliğiyle sınırları zorluyor!
Kogonada, “After Yang”
Techosapin adlı yeni bir robot türü yaratmaya oynuyor. Kogonada'nın Marker-Ozu kırması özgün “android essay” filmi, içinden hatıra, acı ve işlevsiz aile geçen melankolik bir tür sineması ürünü. Unutulmayacak görüntüleriyle serseme çeviriyor.
Bertrand Mandico, “After Blue”
Yeni Fransız Aşırılığı hareketinin kült yönetmeni Bertrand Mandico'dan “Maymunlar Gezegeni”ne kuir cevap! Yönetmen, akıma damga vuran başyapıtı “Vahşi Oğlanlar”dan sonra bir kez daha kalp atışlarınızı hızlandıracak bir esere imza atıyor. Retro doku ile erotizmin avant-garde buluşması ikonik sahneler bırakıyor geriye!
Kültigin Kağan Akbulut
Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünden mezun olan Kültigin Kağan Akbulut, Gazete Duvar, Sanat Dünyamız başta olmak üzere birçok yayının içerik süreçlerine katkı sundu. “Susma Platformu”nda editörlük yaptı. Kurucu Yayın Yönetmeni görevi ile Argonotlar'da yayın hayatına devam etmektedir.
Kültigin Kağan Akbulut’un Önerileri
Deniz Tortum ve Kathryn Hamilton, “Our Ark”
Kısa filmler seçkisinde yer alan Our Ark, hem iklim krizine hem yaşamı nasıl tanımladığımıza hem de metaverse tartışmalarına el atıyor. Tortum ve Hamilton'un yönetmenliğini yaptığı film, yumuşak geçişlerle onlarca katmanı açıyor. Deneysel, avangard ve birçok soruyu havalara uçuşturuyor.
Ali Kemal Çınar, “Geceden Önce”
Çınar'ın filmlerini ilk döneminden bu yana takip ettiğim için kendimi şanslı hissediyorum. OHAL koşullarındaki üç farklı hayatı yansıtan bu film, festivalde merakla beklediklerim arasında.
Şenay Aydemir
Şenay Aydemir, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ndeki egitiminin ardından gazetecilik kariyerine başladı. Evrensel Kültür, Milliyet Sanat, Arka Pencere ve Altyazı gibi başlıca dergilerde sinema yazıları yazdı. Birçok seçkin film festivalinde jüri üyeliği yaptı.
Şenay Aydemir’in Önerisi
Sergio Leone, "Bir Avuç Dolar" ve "Bir Zamanlar Amerika”
Kuşkusuz festivalde çok iyi filmler var ama benim için “Sergio Leone” toplu gösterimi en özel olanı. Hakkı çok sonradan teslim edilen bu büyük ustanın filmlerini perdede izleme fırsatı bulunmayacak bir nimet. İlle de bir tercih yapmak durumunda kalacaksanız, "Bir Avuç Dolar" ve "Bir Zamanlar Amerika"yı tavsiye ederim.
OGGUSTO Sinema Editörü Tayfun Bodur’un diğer yazılarını okumak için tıklayın.
Dünyadan en yeni haberleri ilk bilen olmak için OGGUSTO’nun haftalık e-bültenine kaydolun.