Koç Holding'den 10 Kasım Mesajı: "Cumhuriyet ve Atatürk Değerleri Gelecek Nesillerde Yaşayacak"
Yazı Boyutu:
Koç Holding, 10 Kasım’da Atatürk’ün mirasına vefa temalı dokunaklı bir kampanya ile milli değerlere sahip çıkıyor.
Koç Holding, 10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü’nde, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü anmak ve onun değerlerini yaşatmak amacıyla güçlü ve duygu yüklü bir kampanya hazırladı. “Bırakmayız Seni, Eserin Bize Emânet” temalı kampanya, Koç Holding’in Cumhuriyet Bayramı’nda başlattığı “Şans Eseri Değil, O’nun Eseri” iletişim kampanyasının devamı niteliğinde olup, Atatürk’ün mirasını güvenli ellere emanet etmenin önemine vurgu yapıyor.
Atatürk’ün Mirasına Sahip Çıkmak: “Bırakmayız Seni, Eserin Bize Emânet“
Koç Holding 2006 yılından bu yana gelenek haline getirdiği 10 Kasım iletişim kampanyaları, bu yıl da anlamlı bir filmle izleyiciyle buluşuyor. Atatürk’ün değerlerini koruma ve gelecek nesillere aktarma misyonunu üstlenen Koç Holding, bu film ile Ulu Önder’in mirasına olan bağlılığını bir kez daha gösteriyor. Film, Atatürk’ün gelecek nesillere emanet ettiği Cumhuriyet’in Türk milletinin ellerinde güvenle yükselmeye devam ettiğini güçlü bir şekilde yansıtıyor.
Koç Holding, Cumhuriyet Bayramı’nda başlattığı “Şans Eseri Değil, O’nun Eseri” kampanyasıyla Cumhuriyet’in sağladığı kazanımları hatırlatmayı amaçladı. 28 Ekim – 8 Kasım tarihleri arasında yayımlanan video serisi, demokrasi, bağımsızlık, hukuk, tarım, eğitim, sağlık, kalkınma, sanat, spor ve barış gibi Cumhuriyet’in sunduğu temel değerlere odaklandı. Videolar, Koç Holding ve bağlı şirketlerin sosyal medya hesaplarından paylaşılarak toplumun Cumhuriyet değerlerine dair farkındalığını artırmayı hedefledi. Ayrıca, kampanyanın ana mesajı olan “Şans Eseri Değil, O’nun Eseri Cumhuriyet” sloganı 81 ilde açık hava reklamlarıyla halka ulaştırıldı.
Dokunaklı Bir Hikaye: Buharlı Tren ve İki Kardeşin Yolculuğu
Reklam filmi, 10 Kasım 1938’deki derin hüzünle başlıyor. Saat 09.05’te, Dolmabahçe Sarayı’ndan gelen acı haber tüm Türkiye’yi sarıyor. Halk, Atatürk’ün vefatını derin bir üzüntüyle karşılıyor ve ardından Atatürk’ün naaşı Dolmabahçe Sarayı’ndan Yavuz Zırhlısı ile İzmit’e naklediliyor. Buradan, halkın yoğun ilgisiyle karşılanan tren yolculuğu başlıyor. Trenin, tam 17 saatte Ankara’ya varması ise halkın liderine duyduğu sevgiyi ve bağlılığı simgeliyor.
Film, bu tarihi anı iki çocuğun gözünden anlatıyor. Kardeşler, kasaba köy yollarını aşarak, Atatürk’ün trenine yetişmeye çalışıyor. Yolda, ellerinde çiçeklerle, gözlerinde yaşlarla ilerleyen kalabalığa katılıyorlar. Her adımda, halkın gözlerinde tarif edilemez bir hüzün ve minnetle, Atatürk’e son bir veda etmek için nasıl yollarda beklediği görülüyor. Tren, halkın sevgisiyle adeta sarılıyor; durmak bilmeyen bir kalabalık, son bir kez Atatürk’e veda edebilmek için el birliğiyle yol alıyor.
Reklam filmi, sadece Atatürk’ün halkına olan sevgisini değil, aynı zamanda halkın ona duyduğu sonsuz bağlılığı da derinlemesine vurguluyor. Çocuklar, Atatürk’ün trenine yetişebilmek için son bir gayretle ilerlerken, bu yolculuk, halkın Cumhuriyet’e olan bağlılığını simgeliyor. Film, “O’nu asla bırakmayacakları” mesajını güçlü bir şekilde veriyor.
Sonunda ise trenin geçtiği noktaya ulaşan çocuklar, halkın tüm kalbiyle Atatürk’e olan sevgisini ve minnettarlığını gözler önüne seriyor. Film, Atatürk’ün Cumhuriyet’i Türk milletine emanet ederken, halkın ona olan sadakatinin ebediyen süreceğini anlatıyor. Bu, sadece bir veda değil, halk ve lider arasındaki ebedi bağın simgesi oluyor.
Geniş Kitlelere Erişen Güçlü Bir Kampanya
8 Kasım’da dijital kanallar, sinema ve televizyonlarda eş zamanlı olarak yayına giren kampanya, geniş bir erişim sağlamayı amaçlıyor. Koç Holding Topluluk şirketlerinin de katkı sunduğu bu anlamlı kampanya, #BırakmayızSeni etiketiyle sosyal medyada geniş kitlelere ulaşıyor. Atatürk’ün mirasına sahip çıkma sorumluluğunu yeni nesillere aktarma hedefiyle hazırlanan kampanya, izleyicilerden büyük ilgi görmeye devam ediyor.
Proje, hareket eden bir trenin iç ve dış çekimlerinin birlikte yapıldığı ilk proje olarak dikkat çekiyor. Tren, 8 km’lik bir yolda saatte 30 km hızla ilerlerken çekimler güneşin en tepede olduğu saatlerde gerçekleştirildi. Çekim için vagon özel bir konstrüksiyonla güçlendirilip bir tır üzerinde denemeler yapıldı. Trenin dış görünümü, 1938 yılına ait arşivlere dayanarak bire bir şekilde hazırlandı ve gerekli 3D modellemeler tamamlandı. Atatürk’ün naaşının taşındığı son vagon, dekor olarak titizlikle yeniden tasarlandı.
Atatürk’ün Son Yolculuğuna Sinematik Bir Bakış
“Atatürk’ün Treni” filmi, Atatürk’ün son yolculuğunu canlandırmak için titizlikle hazırlanmış, tarihsel gerçekliğe uygun detaylarla donatılmış bir prodüksiyon süreci yaşadı. Tribal İstanbul’un yaratıcı imzasını taşıyan filmin yönetmenliğini Uygar Kutlu üstlenirken, duygusal müzikler Cenk Çelebioğlu tarafından 25 m2 çatısı altında bestelenerek hikayeye derinlik kattı. İstanbul’dan başlayarak Konya’nın Akşehir ilçesine bağlı köylerde doğal bir atmosferde, üç günde tamamlanan çekimlerde sahnelerin gerçekçiliğini sağlamak amacıyla hareketli bir vagon tasarımı üzerinde çalışıldı ve trenin orijinaline uygun aksesuarlar yeniden üretildi. Dayanıklılık testlerinden geçen vagon, Konya’daki çekim alanına taşındı. 8 kilometrelik özel bir asfalt yolda çekilen sahnelerde doğal ışık yönetimi ve post-prodüksiyon teknikleri ile yüksek gerçeklik sağlandı. Tüm detaylarda gerçeklik gözetilerek, projenin belgesel niteliği korunurken hikayenin dramatik yapısı da başarıyla yansıtıldı.
Bu anlamlı kampanyayı ve Atatürk’ün mirasının Türk milleti için ne denli değerli olduğunu hissetmek için filmi buradan izleyebilirsiniz.
*Bu içerik Koç Holding iş birliğinde hazırlanmıştır.