Nespresso ile İstanbul: Yeni ile Eskiyi Buluşturan Müzeler ve Galeriler
Yazı Boyutu:
İstanbul’un geçmişten gelen izlerini yansıtan ve şehri modern dokunuşlarıyla güzelleştiren müzeleri bir arada.
İstanbul’un tarihi ve modern müzelerinin yanı sıra eski ve yenileri bir araya getiren müzeleri de var. Modern sanat eserlerini görmek için harika olan Pilevneli Galeri’den özel koleksiyonların sergilendiği Sadberk Hanım Müzesi’ne, keşfedilmeyi bekleyen müzeler şehri daha da güzelleştiriyor. Nespresso World Explorations serisinin yeni kahvesi İstanbul Espresso ile bu müzelerde keyifli bir gezintiye çıkmanın tam zamanı.
İstanbul Arkeoloji Müzesi
İstanbul tarihi yarımadasının büyük bir bölümünü kapsayan Fatih ilçesinde yer alan İstanbul Arkeoloji Müzesi, ressam ve arkeolog Osman Hamdi Bey tarafından 1891 yılında yaptırıldı. Yaklaşık 5.000 eserin sergilendiği yapı içerisinde, Eski Şark Eserleri Müzesi, Arkeoloji Müzesi ve Türk seramik örneklerinin yer aldığı Çinili Köşk Müzesi bulunuyor. İskender Lahdi ve Ağlayan Kadınlar Lahdi gibi önemli eserlerin de bulunduğu müzede ayrıca arkeolojiye meraklı çocuklar için eğitici atölye çalışmaları da yapılıyor.
Pera Müzesi
19. yüzyılda otel olarak kullanılan Pera Müzesi -o zamanki adıyla Bristol Otel- Mimar Sinan Genim tarafından restore edilerek 2005 yılında kapılarını sanatseverlere açtı. Suna ve İnan Kıraç Vakfı’na ait olan müze içerisinde dünya sanatından örneklerin yer aldığı süreli sergilerin yanı sıra, daimi olarak 4 ayrı koleksiyon bulunuyor. Bu koleksiyonlar; 19. ve 20. yüzyıllar arası dönemi kapsayan Eski İstanbul Fotoğrafları, çinicilik hakkında bilgiler veren Kütahya ve Çini Seramikleri, 17. ve 19. yüzyıllar arası Avrupalı oryantalistlerin eserlerinin bulunduğu Oryantalist Resimler ve eski çağlardan günümüze uzanan Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri bölümlerinden oluşuyor.
İstanbul’da Sanatın Keyfini Nespresso İle Çıkarın!
Dünyanın köklü kahve kültürlerinden etkilenerek hazırlanan seriye Paris ile Rio de Janeiro’nun ardından eklenen ve İstanbul’a saygı niteliğinde sunulan İstanbul Espresso, kozmopolit kentin zengin yapısını yansıtan bir lezzet harmanıyla üretildi.
Badem aromasıyla, yaban baharatlı meyvemsi tatlar sunan bu yeni Nespresso serisi, sert içimli Hint Robustası ve tatlı tonlara sahip Hint Arabikası’nın özgün bir sunumuyla birleştiriliyor. Geleneksel tatlara yenilikçi dokunuşlar eklenerek oluşturulan kadifemsi kahve aroması, tıpkı İstanbul’un eski ile yeniyi buluşturan mekânları gibi kahve tutkunlarını kişisel bir deneyime çağırıyor.
Pilevneli Galeri
Ödüllü mimar Emre Arolat tarafından tasarlanarak tarihi semt Dolapdere’de 2017 yılında açılan Pilevneli Galeri, 5 kata yayılan 1.300 metrekarelik bir alanda yer alıyor. Refik Anadol, Ahmet Güneştekin, Erdoğan Zümrütoğlu gibi çağdaş Türk sanatçıların eserlerini sergileyen Pilevneli, uluslararası alanda da yenilikçi ve ses getiren çalışmalara ev sahipliği yapmayı amaçlıyor. Bölgede devam eden kültür-sanat odaklı kentsel dönüşümün bir örneği olan binası ise grotesk beton iskeletlerden ve zamanın izlerini taşıyan taş duvarlardan oluşuyor.
Arter
2010-2018 yılları arasında İstiklâl Caddesi’ndeki binasında sergi, yayın, söyleşi gibi çeşitli faaliyetlerde bulunan Arter, 2019 yılında Dolapdere’deki yeni binasına taşındı. Kurumsal olarak sanatsal üretime destek vermeyi amaçlayan Arter sergileri, dünyanın farklı coğrafyalarında üretilmiş birçok disiplin ve ifade biçimini kapsayan 1500’den fazla eseri sanatseverlerle buluşturdu. Koleksiyonunda 1960’lardan beri üretilmiş desen, baskı, video yerleştirmeleri gibi birçok eser yer alırken, bina içerisinde ayrıca bir kütüphane, kitabevi ve çeşitli atölye çalışmaları için performans salonları bulunuyor.
Meşher
Osmanlı Türkçesinde ‘’sergi mekânı’’ anlamına gelen Meşher, Arter’in İstiklâl’de bulunan binasından Dolapdere’ye taşınmasından sonra aynı mekânda (Meymenet Han Binası), Vehbi Koç Vakfı’nın sanatsal girişimlerinden biri olarak 2019 yılında açıldı. 3 kata yayılan ve toplam 800 metrekarelik bir alanı kapsayan galeri, kültürlerarası yeni iletişim biçimlerini destekleyerek bu alanda bir referans noktası olmayı hedefliyor. Güncel sanattan tarihi araştırmalara kadar birçok etkinliği kapsayan programları, uluslararası birçok yayın ve kuruluş tarafından takip ediliyor.
Vehbi Koç Evi
Vehbi Koç ailesinin 1938 yılından beri yazlık olarak kullandığı Sarıyer’deki Vehbi Koç Evi, Amerikalı koleksiyoner ve fotoğraf sanatçısı Josephen Powell’ın Anadolu topraklarından edindiği kilim koleksiyonunu Vehbi Koç Vakfı’na bağışlamasının ardından 2018 yılında bir sergi alanına dönüştürüldü. Powell’ın 1970-1990 yılları arasında Türkiye’de yaptığı seyahatlerde topladığı bu seçkin koleksiyon içerisinde, 18. ve 20. yüzyıllar arasında dokunmuş olan 36 adet kilimin dışında dokuma aletleri, el işi çuvallar, heybeler, beşik örtüleri ve 1 adet dokuma tezgâhı bulunuyor.
Sadberk Hanım Müzesi
Türkiye’nin ilk özel müzesi olma özelliğini taşıyan Sadberk Hanım Müzesi, Vehbi Koç’un eşi Sadberk Koç’un vefatından sonra kendisine ait olan koleksiyonları sergilemek ve ismini yaşatmak adına 1983 yılında açıldı. Sarıyer’de bulunan Azaryan Yalısı ve yanındaki binanın da restore edilmesiyle birleştirilerek 2 bölümden oluşan müzenin Türk İslam Eserleri ve Arkeoloji Bölümü’nde 20.000’e yakın eser bulunuyor. Ayrıca dünyanın sayılı koleksiyonlarından kabul edilen İznik Seramik koleksiyonu ile 15. ve 17. yüzyıllar arasına ait İznik seramik sanat eserleri de kalıcı olarak müzede sergileniyor.
Sakıp Sabancı Müzesi
İstanbul Boğazı’nın en eski yerleşim bölgelerinden Emirgan’da bulunan Sakıp Sabancı Müzesi, 1927 yılında İtalyan mimar Edouard De Nari’ye Mısır Hıdiv ailesi tarafından yaptırılmış bir köşk. 1960’lardan itibaren Sabancı ailesinin kullanımına geçen ve uzun yıllar Sakıp Sabancı’nın resim ve hat koleksiyonuna ev sahipliği yapan bu köşk, 1998 yılında içindeki eşyalar ve aile koleksiyonlarıyla birlikte Sabancı Üniversitesi’ne bağışlanarak müzeye dönüştürüldü. Bahçesinde Fransız heykeltıraş Louis Doumas’ın 1864 yapımı at heykelinin bulunmasından ötürü Atlı Köşk olarak da anılan müze yapısında; 18. ve 19. yüzyıllara ait mobilyalar, Bizans ve Osmanlı dönemlerinden kalma arkolojik eserler, Abidin Dino Arşivi ve 1900’lü yıllara ait Emirgan Fotoğrafları Arşivi yer alıyor. Uluslararası ölçekte ses getiren sergi programlarına ve sanat eğitimlerine de yer veren müze; Picasso, Rodin, Dali gibi büyük sanatçıların eserlerine de süreli olarak ev sahipliği yaptı.
İstanbul Deniz Müzesi
Denizcilik alanında Türkiye’de kurulan ilk ve en büyük askeri müze olma özelliğini taşıyan İstanbul Deniz Müzesi, 20.000’e yakın parçadan oluşan koleksiyonuyla dünyanın sayılı deniz müzelerinden biridir. 1897 yılından beri Sultanahmet, Ankara, Niğde gibi farklı lokasyonlara taşınan müze, 1961 yılında Beşiktaş sahilinde bulunan nihai yerine kavuştu. Arşiv içerisinde 200 yıllık denizcilik belgelerinin dışında Osmanlı donanmasına ait fermanlar, saltanat kayıkları, gemi modelleri, seyir aletleri, arma ve tuğralar, mezar taşları, gravürler ve Atatürk’e ait olan eşyalarla birlikte sergilenen Atatürk Odası bulunuyor.