preloader

OGGUSTO ile Şehre Dönüş: Saffet Emre Tonguç

12.09.2022
OGGUSTO ile Şehre Dönüş: Saffet Emre Tonguç

Yazı Boyutu:

Sonbaharın keyfini, yaz sonrası şehre dönüşün enerjisini taşıyan harika bir çekim için yola çıktık! Boğaz’da, zarafeti ve tarihi ile dikkat çeken Halas 71’de tarihçi, yazar, TV programcısı Saffet Emre Tonguç konuklarımızdan biri oldu.

Şehre dönüşün zamanıdır eylül… Yaz mevsiminde ayrı kalınan, özlenen şehre tekrar kavuşmanın keyfi başkadır! Biz de harika bir çekimle yeni mevsimi karşıladık. Boğaz’ın etkileyici atmosferinde OGGUSTO için Ayten Alpün’ün objektifine poz veren tarihçi, yazar, TV programcısı Saffet Emre Tonguç ile İstanbul’u, şehre dair uzak kaldığında özlediklerini ve vazgeçemediklerini konuştuk.

İstanbul’dan uzak kaldığınızda en çok özlediğiniz şey nedir?

İşim gereği sürekli hareket halindeyim. İşim gereği diyorum ama aslında bu yaşam tarzı tam da benim ruhuma hitap ediyor. Uzaklarda olmak, yeni yerler keşfetmek, bir gördüğüm yeri şimdiki halimle bir daha tanımak… Hepsi beni besleyen, beni ben yapan şeyler. Ama yine de her yolun sonunda bu güzel şehre dönmek belki de en çok sevdiğim kısım. Rumeli Hisarı’ndaki evim ise benim kalem. İstanbul’da olduğum sayılı zamanı evimde, her an Boğaz ile göz göze gelerek geçirmek en özlediğim zamanlar oluyor.

Şehre döndüğünüzde bir kahve molasının en keyifli adresi?

Sanırım buna da benzer bir cevap vereceğim. Evimde Boğaz’a karşı kahvemi yudumlamak benim en sevdiğim kahve molası. Ama biraz hava almak istiyorsam, o zaman hemen Boğaz’a iniyorum. Özellikle Rumeli Hisarı-Arnavutköy hattında yürüyüş yapmak beni resmen şarj ediyor. Bir de deniz kokusunu içime çekip Boğaz’ın hafif esintisini hissedebileceğim bir yer buluyorsam kendime hemen bir kahve keyifi molası veriyorum.

Lezzet haritanızın vazgeçilmez mekânları nelerdir?

Mikla, Sunset, Pandeli gibi çok bilindik ve artık klasikleşen mekânlar da var benim haritamda, çok özel sokak lezzetleri de. Tatlıya ayrı bir ilgim olduğu için benim lezzet duraklarım oldukça fazla. Keşfetmeyi çok seviyorum. Yeni olandan korkmak yerine bir şans veririm. Çünkü bu hayatta cevherlerin hangi kabuğun içinde saklı olduğunu bilemeyiz. Hayatım boyunca hem kişisel ilgimden hem de profesyonel olarak dünyada 141 ülke gezdim, hâlâ merakım bitmiyor. Zaten şimdi geldiğim yerimi de bu merakıma borçlu olduğum için onu beslemek benim için bir zevk.

Şehirde kendinizi en mutlu hissettiğiniz, gezmekten bıkmadığınız semt?

Kozmopolit günlerinden kalan ibadethaneleri, kırmızı bir kale gibi yükselen Fener Rum Lisesi, antikacıları, hoş kafeleri ve orijinal butikleriyle Fener ve Balat’ın sokaklarında kaybolmayı çok seviyorum. Burada geçmişin izlerini sürerken mimari ve sosyolojik değişimleri fark edip hikayelerin peşine düşmek çok güzel.

Sonra Boğaz’ın en güzel semtlerinden, çocukluğum geçtiği Kandilli geliyor. Annem hâlâ Kandilli’deki evimizde oturuyor. O eve her gittiğimde hem çocukluğuma dönüyorum hem de Boğaz’ı izlerken bütün yorgunluklarımı geride bırakıyorum. Sokaklarında ise çocukluğum ve gençliğimin anıları saklı. O sebeple yeri benim için çok özel. Sonra üniversite yıllarımın mekanı, şu anda oturduğum Rumeli Hisarı geliyor. Boğaz’ı bu açıdan görmeyi çok seviyorum.

Bir de Bebek’in ben de yeri ayrıdır. Ama sahilinden bahsetmiyorum, arka sokaklarında kalabalıklardan uzaklaşıp dolaşırken asıl Bebek’i keşfetmek benim için şehrin vazgeçilmezlerinden. Baharın başında İnşirah Sokak’ın başında yer alan beyaz köşkün bahçesini süsleyen pembe manolyaları görmek için giderim mesela veya badem ezmesi almak için. Bahanem ne olursa olsun bu semt hep güzel duygular bırakır kalbimde.

İstanbul’u beyaz perdeye taşıyan en sevdiğiniz filmler nelerdir?

İstanbul’un sahne olduğu bir filmin kötü olması mümkün mü? Konusundan bağımsız olarak farklı zamanlarda çekilmiş filmlerde şehirden bir ipucu bulmak beni çok heyecanlandırır hep. Ama benim özlemim daha çok bu şehrin bu kadar kalabalık olmayan masumiyet çağlarına. Eski İstanbul nostaljisi yaşadığım bütün Yeşilçam filmlerini çok seviyorum. Örneğin, Ayhan Işık’ın başrolde oynadığı 1960 yapımı Yangın Var veya ilk sahnesi Haydarpaşa Garı’nda başlayan ve Anadolu’dan göç edişi anlatan bir kült bir film olan Gurbet Kuşları. 1964 senesinde çekilen ABD yapımı bir macera filmi olan Topkapı’da yabancı bir yönetmenin gözünden şehri gördüğümüz güzel bir yapımdır.

OGGUSTO ile Şehre Dönüş: Saffet Emre Tonguç

Size şehirde neler ilham verir?

Bu şehre karşı hissettiklerimi en iyi “Aşk” sözcüğü ifade ediyor. İçinde hem merak, heyecan, büyük bir sevgi var hem de endişe, hüzün, kimi zaman da öfke. İstanbul, muhteşem bir tarih ile büyüleyici bir coğrafyanın mükemmel harmanı. 3 büyük imparatorluğun başkenti olmuş, 2 kıta üzerine kurulmuş tek şehir. Adına destanlar, şiirler yazılmış, uğruna ölmeye değer görülmüş eşsiz bir şehir. Bütün dünyanın göz bebeği olduğunu ifade eden en güzel sözü Fransız İmparatoru Napolyon Bonapart söylemiş: “Dünya tek bir ülke olsaydı, başkenti İstanbul olurdu.” Ama içindeyken bu gözle görülmüyor maalesef. Şehrin koşturmacasından o kadar çok şey göz ardı ediliyor ki… Boğaz’dan geçerken kıtalar arası bir seyahat yaptıklarının farkına bile varmıyor çoğu insan. İşte bu sebeple diyorum “İstanbul’da yaşamayın, İstanbul’u yaşayın!” diye.

Bir tarihçi olarak bütünü görmek benim işim. Yüzyıllardır milyonlarca insan geldi geçti bu dünya üzerinden. Kimisi muazzam işler yaptı kimisi ise yakıp yıktı. İnsanlar gelip geçecek ama İstanbul her zaman bütün güzelliği ile burada olacak. Ben de şimdi olduğum yerden, onu ne kadar anlatabilirsem kârdır diye bakıyorum. Gelecek kuşaklara ne kadar fazla şeyi aktarabilirsek o kadar zenginleşeceğiz. İstanbul, onu keşfetmek isteyenleri binlerce yılın renkli, coşkulu, acı-tatlı izleri üzerinde yükselen bir köprüden geçiren; her adımda Roma’dan Cumhuriyet’e, Bizans’tan Osmanlı’ya selam verdiren bir şehir. Sanırım bu yüzden onu keşfetme ve anlatma tutkum hiç bitmiyor. Yazdığım 28 kitabın 17’sinin İstanbul hakkında olmasının sebebi de bu. Birisi filizlenirken bir diğer kitabın tohumu düşüyor kalbime ve biliyorum ki daha yüzlerce hatta binlerce mücevher çıkar bu şehirden.

Ajandanızda bu sezon gitmeyi planladığınız etkinlikler hangileridir?

Ajandam genellikle seyahatlerimle dolu ama 20 Eylül’de Uniq Açıkhava’da heyecanla beklediğim bir etkinlik var. Tiyatro ve müzikal dünyasının duayeni Haldun Dormen’in yönettiği “Senfonik Broadway’den İstanbul’a Müzikaller” projesinin onur konuğu yıllar sonra sahneye çıkacak olan sevgili dostum Semiramis Pekkan olacak. O gün onu yeniden sahnede izlemek için sabırsızlanıyorum.

Şehre döndüğünüzde sizin hayata geçireceğiniz projeleriniz nelerdir? İş ajandanızda neler öne çıkıyor?

Eylül sonunda, havalar çok soğumadan bir Boğaz turum olacak. Aslında sadece baharda erguvan turları olarak başlamıştık bu turlara. Sonra yıllarca, her seferinde çok keyif alarak yaptığım bu turlara ilgi o kadar fazla oldu ki önce dolunay turlarını ardından da sonbahar turlarını ekledik.

Yeni düzende sahne dijital dünyada. O sebeple Instagram sayfam (@saffetemretonguc) ve Youtube kanalım üzerinden düzenli olarak içerik üretmeye ve takipçilerimle etkileşimde kalmaya özen gösteriyorum. Ayrıca web sayfam, www.saffetemretonguc.com da çok detaylı bir şekilde bütün bu paylaşımlarıma ulaşabiliyorsunuz. Şimdi geldiğim nokta ise yeni bir dönüm noktası diyebiliriz çünkü Saffet Emre Tonguç (SET) uygulaması ile bütün birikimimi tek bir platformda toparlıyorum. 35 yıl boyunca biriktirdiğim ne varsa artık bir tuşla elinizin altında olacak. Bu kadar yılın ardından hala her seyahatimde beni şaşırtan birbirinden şahane oteller, dünya standardının üstünde lezzetler sunan restoranlar keşfediyorum. İstiyorum ki; takipçilerimiz de benimle birlikte bu keşif yolculuğuna ortak olsun. Bunu yaparken de; gittiği yerin tarihi güzelliklerine, müzelerine, plajlarına, en iyi kafelerine kolayca ulaşsın. Bulunduğu yerin hikayesini aynı uygulama üstünden benim kalemimden okusun. Orada bir TV programı çektiysem; gitmeden izleyebilsin. Zamanla yarıştığımız dijital çağda, tüm ihtiyacı olan bilgilere deneyim süzgecinden geçmiş olarak bir arada ulaşabilsin. Bu uygulama aslında bütün yaptığım işlerin bir araya gelmesi gibi. Artık elinizdeki telefondan gittiğiniz yerlerdeki her türlü önerilerime, 2004 yılından beri yazdığım yazılarıma, Youtube kanalıma ve SET TV üzerinden hem ‘Paha Biçilemez İstanbul’ hem de ‘Ayrıcalıklı Rotalar’ programlarıma tek tuşla ulaşılabiliyor. Uygulama ayrıca tesislere direkt online ve aracısız rezervasyon imkanı da sağlıyor. Sınırsız ve güncel bilgiye en kolay yoldan ulaşabilmek adına kullanıcılar uygulamayı App Store veya Google Play üzerinden ücretsiz indirebiliyorlar.

Tabii ki kitap yazmaya devam edeceğim. Ben bir balık burcuyum ve içimde uslanmaz bir romantik yaşıyor. Hatta gezi kitaplarımdan farklı olarak anılarımı kaleme aldığım bir kitap projem var; adı da “Ofisim Dünya Sokakları.” Aslında bir vakıf veya okul kurarak gelecek nesillerle daha temas halinde olabileceğim bir şeyler de yapmak var gönlümde. Eğitimci geçmişiyle sevgili Serda da bana destek olacaktır böyle bir projede. Ama o zamana kadar, dijital dünyanın yanı sıra içimdeki uslanmaz romantiğin peşinde yeni kitaplar yazmaya devam edeceğim.

OGGUSTO ile Şehre Dönüş: Saffet Emre Tonguç

Kısa Kısa…

Hayatınızda iz bırakan kitaplar?

Hayatımın farklı dönemlerinde beni çok etkileyen kitaplar oldu ama ben zamanın ruhuna inanan bir insanım. O anda beni etkileyen ve ilham veren bir kitap zaten benim hayatımda bir değişime öncülük etmiş ve bugünkü ben olmamı sağlamıştır. O sebeple aklımda tek bir kitap ismi söylemem mümkün değil.

İlham aldığınız yazarlar/sanatçılar/müzisyenler?

Standart insanlardan çabuk sıkılabiliyorum. Toplumu sıra dışı düşüncelere sahip insanların hareket ettireceğine inanıyorum. Bu bakımdan beni etkileyen idol kadınlar arasında Fahrelnisa Zeyd, Semiha Berksoy, Aysel Gürel ve Sezen Aksu.

Takip ettiğiniz podcast serileri neler?

Nilay Örnek’in poscastlerini çok beğeniyorum. Bir bölüme beni de davet edince çok mutlu olmuştum, bu güzel projenin içinde olmaktan.

Vazgeçemediğiniz aplikasyonlar hangileridir?

Ben kendi kullanmadığım bir şeyi başkasına önermeyi pek sevmem. Bu sebeple özenle hazırladığımız Piri ve Saffet Emre Tonguç (SET) uygulamaları benim de sıkça kullandıklarım. Yoğun bir iş takvimim olduğu için Google Calender da işimi çok kolaylaştıran bir uygulama.

Hayatınızda iz bırakan filmler?

İlk aklıma gelen Ağlatan Oyun (The Crying Game). Oldukça ilginç bir konusu vardı, hâlâ etkisini üzerimde hissettiğim bir filmdir.

Hangi kitabı yazmış olmayı isterdiniz?

Kimseye özenmedim hayatım boyunca. Hep kendimin daha iyi bir versiyonunu hedef aldım kendime. Bütün kitaplarımın fikri önce kalbime sonra satırlara düştü. O sebeple bildiğim yoldan yazmaya devam.

Hangi kitabın/filmin kahramanı olmak isterdiniz?

İnsan kendi hayatının dışında bir şeyler hayal ettiği zaman film ve kitap karakterleri imdadına yetişiyor. Sonuçta hepimiz küçükken daha güçlü, daha güzel veya yapamadığımız ne varsa onu yapan karakterlere özenmişizdir. Çocukluktan itibaren benim en büyük tutkum İstanbul oldu. Hayatta beni öyle güzel bir yola soktu ki şu anda tam olmak istediğim yerde hissediyorum kendimi.

OGGUSTO ile Şehre Dönüş: Saffet Emre Tonguç
Zehra Güneş, Seçkin Pirim, Ayşegül Çoruhlu, Fatih Tutak, Zeynep Tosun ve Saffet Emre Tonguç

OGGUSTO ile şehre dönüş… Boğaz’da, zarafeti ve tarihi ile dikkat çeken Halas 71’de tarihçi, yazar Saffet Emre Tonguç, milli voleybolcu Zehra Güneş, sanatçı Seçkin Pirim, şef Fatih Tutak, moda tasarımcısı Zeynep Tosun, Dr. Ayşegül Çoruhlu ile buluştuk. Boğaz’ın etkileyici atmosferinde OGGUSTO için Ayten Alpün’ün objektifine gülümseyen konuklarımızla İstanbul’u konuştuk.

KÜNYE

RÖPORTAJ: SENEM BAL AY

FOTOĞRAF: AYTEN ALPÜN

STYLING: HAKAN ÖZTÜRK

SAÇ: İBRAHİM JUNIOR

MAKYAJ: SEVİNÇ GENÇDOĞAN

VİDEO: HAKAN SÖZMEN

FOTOĞRAF ASİSTANI: DORUK UĞURLUER

STYLING ASİSTANI: FIRAT GENÇDOĞAN

MEKAN: HALAS 71

OGGUSTO
OGGUSTO Tüm Yazıları