Yazar Sohbetleri: Uta Seeburg
Yazı Boyutu:
Tarihin akışını yemekler üzerinden anlatan yazar Uta Seeburg ile insanlık tarihine mutfak penceresinden bakmayı mümkün kılan “Bir Mamut Nasıl Yenir?” adlı son kitabını konuştuk.
50 başlıkta yemeğin bir anlamda da belirttiğiniz gibi “İnsanlığın Tarihini” anlatıyorsunuz. Yemekleri seçerken kriteriniz ne oldu?
Her biri bir dönemi temsil eden yemekler seçmeye çalıştım. Örneğin; konserve yiyecekler kaşiflerin ve coğrafi keşiflerin ünlü çağını temsil ediyor. Moleküler mutfağın başarısı ise insanın doğadan uzaklaştığı bir dönemde gerçekleşti. Kuğu kızartması, teatral performansların ve feodal güç gösterisinin çok önemli olduğu barok dönem masalarında servis edildi.
Bu kitabı yazarken nasıl bir araştırma rotası çizdiniz?
Dürüst olmak gerekirse, araştırmam oldukça çağrışımlara dayalıydı. Ne de olsa kitabım bilimsel bir inceleme değil, benim kişisel seçimlerimle oluşan bir denemeler koleksiyonu. Basitçe tarihin akışına baktım, tarihi yemek kitaplarını ve kültür tarihi üzerine çalışmaları taradım. Bir konuyu derinlemesine araştırdığınızda, her yerde bağlantılar görüyorsunuz.
“Eski Mısırlıların öbür dünyaya götürmek istedikleri bazı yiyecekleri mumyaladıklarını gerçekten hiç bilmiyordum.”
Sizi bu alanda kitap yazmaya iten ne oldu? Hangi çıkış noktasından ilham aldınız?
Bu fikir aklıma Neil MacGregor’un “100 Objede Dünya Tarihi” kitabını okurken geldi. Buna benzer bir şey yapmak istediğimi düşündüm, ama yemekle ilgili olmalıydı. Uzun zamandır mutfak sanatları hakkında bir kitap yazmak istiyordum ve halihazırda zaten birkaç tarihi roman yazdım (ki onlar da bolca yemek pişirme ve yeme içeriyor). Bu yüzden bu kombinasyon benim için idealdi!
Kitabı yazarken sizi en çok şaşırtan anekdot hangisi oldu ve neden?
Eski Mısırlıların öbür dünyaya götürmek istedikleri bazı yiyecekleri mumyaladıklarını gerçekten hiç bilmiyordum. Örneğin; güzel bir kaz kızartması şeklinde lahitler olduğunu öğrenmek çok şaşırtıcıydı.
Yemek yapmak ve mutfak kültürü ile aranız nasıl?
Berlin’den Münih’e taşındığımda, Bavyera mutfağı hakkında küçük bir yemek blogu yazdım ve bu da yeni ortamıma alışmamda bana gerçekten yardımcı oldu. Seyahat ettiğimizde eşim ve ben mümkün olduğunca yerel mutfağın tadına bakmaya çalışıyoruz, kızımız da artık bu lezzetleri denemeye oldukça hevesli. Diğer kültürler hakkındaki merakınızı yemek yiyerek giderebilirsiniz.
Seçme şansınız olsa geçmiş yıllardan hangi yemeği tatmak isterdiniz? Neden?
17. yüzyıla geri dönmeyi ve Fransız mutfağının kralı François-Pierre de La Varenne’in mutfağına gizlice girmeyi çok isterdim. Orada onun zengin, tereyağlı soslarıyla kendimi şımartırdım. Doğu Ekspresi’nin ilk yolculuğunda pişirilen zengin menülerin tadını çıkarmak da hiç fena olmazdı.
“Yedikleriniz sizin mirasınızdır, geçmişinizdir, anılarınızdır, topluluğunuzdur.”
İnsan “ne yiyorsa odur” düşüncesi son zamanlarda her yerde dile getirilen bir konu. Bu düşünceye kitabınızın çerçevesinde inanıyor musunuz?
Kesinlikle! Bu sadece sağlıkla ilgili değil, aynı zamanda kültürel kimliğimizle de ilgili. Çoğu insanın ulusal yemeklerini nasıl bir tutkuyla savunduğunu bir düşünün. Rusya Dışişleri Bakanlığı, 2019 yılında pancar çorbasını Rus ulusal yemeği ilan ettiğinde Ukrayna’da bir öfke fırtınası patlak verdi. Yedikleriniz sizin mirasınızdır, geçmişinizdir, anılarınızdır, topluluğunuzdur.
Yemek her zaman sosyo – kültürel bağ oluşturan bir olgu olmuştur, kitabınızda sizce hangi dönem size bunun en çok önemli olduğunu işaret ediyor?
Bu olgu insanlık tarihinin tüm dönemlerini kapsar. Ortaklaşa avlanan ve yenen mamuttan Son Akşam Yemeği’ne kadar tüm dönemleri… Cape Town’dan gelen Gatsby Sandviçi yetmişli ve seksenli yıllarda özellikle büyük ebattaydı, böylece restoranlarda yemek yemelerine izin verilmeyen beyaz olmayan insanlar bunu topluluk arasında paylaşabiliyorlardı. Pandemi sırasında arkadaşlarla yemek yemeyi ne kadar özlediğimizi fark ettik ve birdenbire sanal akşam yemeği organizasyonları ortaya çıktı.
İlk kez duyduğunuz Türk yemeği hangisi oldu? Denediniz mi?
Bir Berlinli olarak doğal olarak kebap yiyerek büyüdüm. Ama ben dürümü daha çok tercih ediyorum. Ancak bu yemeklerin Alman versiyonlarının ne kadar otantik olduğundan tam olarak emin değilim.
Türk mutfağından bildiğiniz en ilginç veya farklı yemek hangisidir?
Tek bir yemek seçmek zor. Osmanlı saray mutfağı beni çok etkiliyor. Farklı ulusal ve tarihi etkilerin karmaşık bir birleşimi olan bu mutfak daha çok şey öğrenmek (ve tatmak!) istiyorum.
{322327}