Louis Vuitton: Bir Marka Hikayesi
Yazı Boyutu:
Dünyanın en özel seyahat markası Louis Vuitton’un hikayesini, özel koleksiyonlarını, tasarımcılarını ve ilham perilerini sizin için kaleme aldık.
Söz konusu seyahat olduğunda hiçbir markanın ismi Louis Vuitton’un önüne geçemez; zira tüm mirasını ve kimliğini lüks seyahat üzerine kuram bu valiz atölyesi, asırlardır süregelen bir kültürün karşılığı.
Eşsiz ve Lüks Seyahatin Tasarımcısı: Louis Vuitton
Zamanı geriye, 1854 senesine saralım. Döneminin pek çok genç erkeği gibi Louis Vuitton da doğduğu küçük kasaba Anchay’dan Paris’e taşınarak hayatının macerasına atılır.
Yolculuğuna sandık üretim ustası Monsieur Maréchal’ın yanında çırak olarak başlayan Louis Vuitton, henüz 16 yaşındayken Fransa’nın en ünlü seyahat çantası atölyesine girmiş ve işin ustalarından bu zanaati öğrenmeye başlamıştır. Eğitim döneminin ardından kendine Paris’te bir atölye açan Vuitton, sadece dört sene sonra, 1858’de ilk sandığını tanıtır. Trianon Trunk adlı bu gri ve tepeden tırnağa düz sandık, dönemi için bir devrim niteliği taşımaktadır; zira tasarımı sandığın daha kolay taşınmasını ve yerleştirilmesini sağlamaktadır. Daha az dikişli olması sayesinde su da geçirmeyen sandık öyle popüler olur ki Vuitton 1860’ların Paris’inde seyahat malzemelerinin satıldığı dünyanın en büyük mağazasını açar.
Özellikle III. Napoleon’un eşi Empress Eugenie’nin seyahatlerinde Louis Vuitton’u tercih etmesi, bu ismin ülkeler ve kıtalar arasında hızla yayılmasını sağlar. Öyle ki 19. yüzyılın sonunda döneminin tüm önemli isimleri bekleme listesinde yer alır.
Sandıkların popülerliğinin artması taklitlerinin hızla ortaya çıkmasına neden olduğunda Louis Vuitton tasarımlarında farklılaşmaya gider ve ilk kez iki-kahve-tonlu kareli deseni Damier’i 1888 senesinde tanıtır.
Babadan Oğula Geçen Miras: Georges ve Gaston Vuitton
1892 senesinde Louis Vuitton vefat eder ve şirketi oğlu Georges Vuitton’a bırakır. Markanın taklitlerinden ayrılması ve lüks algısını kuvvetlendirmek için iç içe geçmiş L ve V harflerini çiçek motifi ile sarmalayan o ikonik monogramın doğmasını sağlar. O zamandan beri çeşitli renklerde ve materyallerde çantalar satılmış olsa da kareli desen ve monogram markanın kalbi olarak kabul edilir.
Markayı dünyaya açan da Georges’tur. 1893 senesinde katıldığı Chicago World’s Fair ile yeni bir uluslararası arenada görücüye çıkan markanın valizleri çok geçmeden Amerika’da da satılmaya başlar.
1936 senesinde Georges koltuğunu oğlu Gaston’a bırakarak hayatını kaybeder ve Gaston, devraldığı bu mirasın köklerini güçlendirmek için daha küçük formdaki aksesuarları da LV’nin koleksiyonuna dahil eder.
İkonik Tasarımları
20. yüzyılın başları için ‘valiz inovasyonu çağı’ desek yanlış olmaz; zira Louis Vuitton 1900’lerin ilk yıllarında sandık satan bir markadan bünyesine pek çok imza çanta modelini eklemiş bir markaya evrilir.
Sandıkların içindeki kirli ve temiz çamaşırları ayırmak için bir iç-çanta olarak 1901’de takdim edilen Steamer Bag; elde kolay taşınabilen bir seyahat çantası olarak Keepall; çok fazla şampanya şişesini kolayca taşıyabilmesi için tasarlanan ve 1932’de tanıtılan Noe; Audrey Hepburn’un özel isteği ile küçültülerek tasarlanan Speedy Bag.
(LVMH)
Etkisi bu denli yayılan bir markanın finansal durumu kuşkusuz dikkatleri çeken ve Bernard Arnault, Louis Vuitton’un 80’lerdeki konsolidasyon çağından bir holding olarak çıkmasını sağlar. Marka 1987’de Moet Chandon ve Hennessy ile birleşerek LVMH grubunun dünyanın en büyük holdingi olmasının yolunu hazırlar.
Dapper Dan Vakası
Dünya üzerinde Louis Vuitton kadar taklit edilen başka bir marka daha yok. Her ne kadar 19. yüzyılda Vuitton ailesi tasarımlarının kopyalanmaması için adımlar atsa da tüm bu adımlar karşı tarafı -belli ki- daha çok kızıştırır. 80’lerde ve 90’larda Harlem’de hatrı sayılır bir kitleye ulaşan iş insanı Daniel Day, nam-ı diğer Dapper Dan, herhangi bir izin almadan markanın logosunun basılı olduğu kıyafetler satmaya başlar. Ve kıyafetler Run D.M.C., LL Cool J ve Public Enemy gibi döneminin en havalı New Yorkerları tarafından giyilmeye başlar. Mevzu popülerleştikçe bir davanın konusu olmaktan kaçamaz ve Dapper Dan 1990’ların sonunda kariyerine veda eder.
Markanın İlk Kreatif Direktörü: Marc Jacobs Dönemi
Asırlar içinde inşa edilen bir mirası ve kültürü yaşatmayı sürdüren Louis Vuitton için 90’lar gerçek bir dönüm noktasıdır; çünkü -eski mimar- Marc Jacobs markayı 21. yüzyıla taşıyacak isim olur.
“Hadi sevdiğimiz şeyi yapalım ve en çok onu yapalım.”
Perry Ellis’ten kovulduktan sonra 1997’de LV’de ipleri eline alan Marc Jacobs, yavaş yavaş moda gurularının gözünden düşmeye başlayan monogramın küllerinden yeniden doğmasını sağlayan bir yenileşmeye gider. Yeniden yorumlamalar, marka ortaklıkları ve iş birlikleri ile monogram bir anda popüler olur. Öyle ki tam da o günlerde Naomi Campbell’i ve Kate Moss’u monogram çantalarla görürüz.
Jacobs marka çatısı altında bir yeniliğe daha imza atar; hem kadın hem erkek için kıyafet koleksiyonları çıkarır. Onun bu vizyonu, markanın geleceğini de şekillendirir. Bu ilk koleksiyon, tıpkı çantalar gibi, elegan zenginliğin bir yansımasıdır.
“Bireysellik duygusu olan insanları seviyorum. Dışavurumları ve tuhaf ve kusurlu olan her şeyi seviyorum; çünkü doğal ve gerçek olan bu.”
LV’de olduğu süre zarfında Jacobs, çarpıcı pek çok iş birliğine imza atar. 2004 ve 2005’te Takashi Murakami’nin beyaz fon üzerinde yaptığı renkli logo çalışmaları kültürel bir fenomene dönüşür. Ardından Stephen Sprouse ile gelen graffiti etkili tasarımlar, monogramın moda hareketindeki kalıcılığının imzası niteliğindedir.
Marc Jacobs’un LV macerası 2013 senesinde iki tarafın ortak kararı ile sona erer. 2000’lerdeki sürdürülemez büyüme ve son yıldaki kar düşüşü nedeniyle marka, bir yenilenmeye ihtiyaç duyar. Ve Jacobs, gitmeden önce son bir kampanyaya imza atar; Louis Vuitton’un geçmişten beri ilham aldığı kadınlar serisi…
İlham Perileri
Fransız modaevi için hazırlanan bu son kampanyada markanın 2014 İlkbahar/Yaz koleksiyonu da tanıtılır. Steven Meisel’in fotoğrafladığı isimler arasında Catherine Denevue, Sofia Coppola, Gisele Bündchen, Fan Bingbing, Caroline de Maigret ve Edie Campbell yer alır.
Marc Jacobs’tan Sonra Kreatif Direktörlük Yapan İsimler
Nicolas Ghesquiére Dönemi
Fransız modaevine 2015 koleksiyonu ile giriş yapan Nicolas Ghesquiére, kadın koleksiyonlarının kreatif direktörü. Aynı sene Wall Street Journal tarafından Yılın Moda Yenilikçisi ve British Fashion Award’un Yılın En İyi Uluslararası Tasarımcısı ödüllerini kucakladı.
“Modada en ilgi çekici bulduğum şey, onun zamanımızı yansıtıyor oluşu. Kendi zamanınıza tanıklık etmeniz bu nedenle şart.”
Ghesquiére’nin en özel tasarımlarından biri kuşkusuz, LV mirasının çıkış noktası olan sandıktan ilhamla tasarlanan ve kişiselleştirilebilen omuz çantası Petit Malle. Seyahatin lüks ve konforlu yanını aksesuardan kıyafete kusursuz bir şekilde taşıyan Ghesquiére, halen markanın kadınları için tasarlıyor.
Kim Jones Dönemi
LV erkeklerini sokak giyimi ile tanıştıran isim, 2011 senesinde kreatif direktörlük görevine başlayan Kim Jones oldu. Cüzdan, kemer ve takım elbiseleri ile ünlenen bu geleneksel lüks marka, bir anda eşofmanları, sneaker’ları ve grafik tişörtleri ile konuşulmaya başlandı.
“Artık anahtar, gençler. Artık yirmili yaşlarındaki heyecanlandırmanız gerekiyor.”
Jones’un zamanlaması da mükemmeldi; ne zaman ki erkekler tişörtün -büyük harfle- Moda olduğunun ayırdına varmaya başladılar, kapısından ilk girecekleri marka LV oldu. Supreme ile yaptığı iş birliği ile adeta sokak modasının lüks yüzünün fitilini ateşleyen Jones, logoların da bir süre daha hiçbir yere gitmeyeceğinin habercisiydi.
Virgil Abloh Dönemi
Takvimler Mart 2018’i gösterdiğinde, LV yaptığı resmi açıklama ile erkek bölümünün kreatif direktörünün 1980 Illinois doğumlu Virgil Abloh olduğunu duyurdu. Sokak modası ile lüks giyimi sentezleyen kendi markası Off-White ile bir süredir spotları üzerinden ayırmayan tasarımcının LV’a gelişi, marka mirasının popüler kültüre sızması açısından da kritik bir önem taşıyor.
“Modaya bakmayı ve onu zamanın değişkenleri ile ilişkilendirmeyi seviyorum.”
Gökkuşağı renkleri içinden geçen ilk defileyi takiben hissedilen devrim niteliğindeki farklılığın LV erkeklerine çok iyi geldiğini söylemek mümkün.
Pharrell Williams Dönemi
Abloh’un ardından yaklaşık 1,5 sene boş kalan kreatif direktörlük koltuğuna -lüks erkek giyim dünyasını tamamen sarsacak ve ‘ünlü’ moda tasarımcılarının yeni bir dönemine işaret edebilecek güce sahip- Pharrell Williams getirildi.
Louis Vuitton Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Pietro Beccari yaptığı açıklamada Pharrell’in bu göreve gelişini bir eve dönüş olarak nitelendirdi. “2004 ve 2008 yıllarında Louis Vuitton için yaptığımız işbirliklerinin ardından Pharrell’i yeni Erkek Sanat Direktörümüz olarak evimizde ağırlamaktan mutluluk duyuyorum. Onun modanın ötesindeki yaratıcı vizyonu hiç şüphesiz Louis Vuitton’u yeni ve çok heyecan verici bir döneme taşıyacaktır.”
Louis Vuitton çatısı altında Williams, çanta, aksesuar ve hazır giyimden oluşan yılda iki koleksiyon çıkartmaktan sorumlu olacak.
Louis Vuitton Giyen Ünlüler
Emma Stone
Chloe Sevigny
Jennifer Connelly
Léa Seydoux
Naomi Watts
Michelle Williams
Sofia Coppola
Miranda Kerr
Sophie Turner
Alicia Vikander
Michelle Williams
Leighton Maester