Türk Çanta Tasarımcıları: Mlouye
Yazı Boyutu:
Renkli ve alışılagelmişin dışında çantalar tasarlayan Meb Seyman ile markası Mlouye’i konuştuk.
Çanta tasarlamaya nasıl başladınız?
Çanta bağımlısı biri olarak kendi ihtiyaçlarıma göre rüya çantamı kendim tasarlamalıyım düşüncesiyle başladım. Endüstriyel tasarımcıyım ve o dönemler mobilya tasarımı üzerine çalışıyordum. İlk çanta prototiplerimi yaptıktan sonra sürecin bana ne kadar keyif verdiğini fark ettim. Böylece bu işi profesyonel olarak yapmam gerektiğini anladım.
Markanızı farklı kılan özellikler neler?
Eğitimim gereği ürünlere yaklaşımımız, kullandığımız metotlar endüstriyel tasarım süreçleriyle benzer. Marka endüstriyel tasarımla modayı harmanlıyor. Ürünlerimiz de bunun yansıması. Formlar fonksiyonu takip ediyor, detaylar nedensellikle şekilleniyor. Ürünü iyi, doğru ve güzel yapan nitelik bu bence. Doğada da böyle; hiçbir estetik nedensiz değil. Çiçekler renkli çünkü polenlerini dağıtacak böcekleri çekebilmeleri lazım. Flamingoların zarif uzun bacakları var, böylece derin sular içine girip avlanabiliyorlar. Sonucun bir nedeni olmalı. Mlouye’da tasarıma yaklaşımımız bu şekilde. Ürünlerimizi ve markanın genel estetiğini farklı kılan şey bu.
{45461}
Çantalarınızda heykelsi formlar ve yumuşak renkler öne çıkıyor. Bu form ve renklerde ilhamınız neler oldu?
Bauhaus dönemi mimar ve sanatçıların eserlerini fazlaca etkileyici buluyorum. Mies van der Rohe’un elegan yalınlığı, Eames’lerin inovatif ve demokratik tasarım yaklaşımları, Kandinsky ve Paul Klee’nin renk kullanımları bana ilham veriyor. Mlouye’da ağırlık verdiğimiz renkler dönemsel olarak değişebiliyor ama formlarımız bir nedensellik içinde mimari nitelikler taşıyor. Hem yalın hem de bir o kadar kompleks.
Markanızı kullanan kadınları bize nasıl tarif edersiniz? Bu kadınlar kimler, nasıl giyinirler, nereye giderler, ne severler?
Eksantrik, öz güvenli, farklı olmayı seven, sanat ve estetiğin hayatı zevkli kıldığına inanan insanlar. Gözlerini ve ruhlarını besleyecek yerlere seyahat edip, giydikleri her şeyi kendilerine yakıştırabilenler.
Hangi markanın hangi modeli size keşke bu çantayı ben tasarlasaydım dedirtiyor?
Son zamanlarda beni kıskandıran Hermes’nin Sonbahar/Kış 22 sezonunda sunduğu dekonstrüktif Kelly modeli – Kelly en Desordre.
Bunun dışında dünyaya “bucket bag” konseptini sunan kişi olmak isterdim. İlk kova çanta Louis Vuitton tarafından şampanya şişesi taşımak için tasarlandı, o zamandan beri dönem dönem popülerliği artıyor ya da azalıyor olsa da hep hayatımızda.
Çanta tasarımcısı olmasaydınız ne yapmak isterdiniz?
Mimar olmak isterdim.
Hayatınızın sonuna kadar tek bir çanta kullanmak zorunda kalsanız bu hangi model olurdu?
Hermes Lindy. Zamansız, fonksiyonel, mütevazi… Hayatın sonuna kadar kullanılacak yegane çanta olacaksa Lindy ideal bir model.
{52434}
Gelecek sezonlar için planlarınız, hayalleriniz var mı?
En büyük hayalim markanın farklı kategorileri de dahil ederek estetik bir bütünü sunabilmesi. Çanta çekirdeğimiz ama çantaya ek kategorilerde de içi dolu, sağlam bir zemine oturan koleksiyonlar sunabilmek markamızın hedefleri arasında. Tabii ki bu birkaç sezondan daha fazla zaman alacak bir hedef, bunun için çalışıyoruz. Bunun dışında yakın gelecekte müşterimizle daha çok lokasyonda fiziksel olarak buluşmak için planlarımız var.
Çantalarınıza nerelerden ulaşabiliriz?
Ürünlerimize web sitemiz mlouye.com, Harvey Nichols ve La Samaritaine gibi dünyanın önemli noktalarındaki perakende zincirlerinden, Milano Via Gesù’daki mağazamızdan ulaşılabilir. Nisan 2023’ten itibaren de İstanbul’daki ilk fiziksel mağazamızla müşterimizle buluşuyor olacağız.