Türk Moda Tasarımcıları: Gül Ağış

Lug Von Siga markasının kurucusu ve kreatif direktörü Gül Ağış ile koleksiyon yaratım süreçlerini ve modaya olan bakış açısını konuşuyoruz.

Sizin hikâyeniz ve moda kariyeriniz nasıl başladı?

Çocukluğumdan başlayan çizim, renk ve doku tutkusu, aldığım eğitimlerle ve iş deneyimleriyle desteklenince, Milano’da okuyup çalıştıktan sonra kendi ülkeme dönüp hazır giyim alanında kendi markamı kurma hayalim 2009’da tescilli olarak başlamış oldu. 15 senelik uzun bir yolculuk döneminde, hayaller ve yaratıcılık kadar disiplin, sağduyu, adanmışlık ve inanç gibi özelliklerin önemini de tecrübe etmiş oldum.

Markanızı birkaç kelime ile ifade etmenizi istesek…

Çağdaş, yenilikçi, köklerine bağlı ve geri dönüşüme duyarlı.

Tasarım yapmayı başka bir ‘şey’e benzetseydiniz bu ne olurdu?

Alchemy yani simya diyebilirim… Her koleksiyonun eşsiz dinamiği ve gizemli bir dengesi var. Her malzeme, renk, desen, doku oldukça önemli. Sizin bir şifacı gibi, tüm malzemeleri çok iyi bilmeniz ve dozlarını iyi ayarlamanız gerekiyor ki onlar da kendi aralarında büyülü bir ahenkle dans etsin ve deneyimleyeni mutlu, eşsiz hissettirsin.

Koleksiyon yaratım sürecinde nelerden besleniyorsunuz?

Her şeyden… Tasarımcı olmak bir yaşam biçimidir. Dünyayı farklı bir vizörden gören, algılayan ve yansıtan yapıları olduğu için uğraştıkları her alan yoğun bir duygu yoğunluğu taşır. Sandık işleri, eski Anadolu motifleri ve muhteşem renkleri benim en büyük tutkum. Bunun dışında görsel hafızamı besleyen her şey benim için çok değerli. O nedenle sık sık sanat sergilerine ve zanaat atölyelerine giderim, okurum ve tarihten, filmden, gerçek sanatçılardan ilham alırım.

Modada sizi en çok etkileyen isimler veya akımlar nelerdi?

Art deco ve Art nouveau akımları beni çok etkilemişti. Ancak diğer yandan sürrealist akım ve Bauhaus başka bir algı kapısını araladı. Özellikle Schiaparelli ve YSL, bu akımın öncüsü moda tasarımcıları olarak uygulamaları eşsiz bir cesaret göstergesi oldu bizler için.

Koleksiyonunuzu oluştururken izlediğiniz kriterler ve bağlı kaldığınız prensipler var mı?

Tabii, öncelikle koleksiyon dengesi önemli ama bir o kadar da doğaya duyarlı olmayan, renksiz, dokusuz ya da baskı, motif olmayan bir koleksiyon hayal bile edemiyorum.

{246480}

Kullanmayı en çok sevdiğiniz malzemeler ve renkler neler?

Beyaz, açık mavi, siyah ve toprak tonları vazgeçilmezim. Fabric manipülasyon seviyorum ve baskı nakışlar olmadan bir koleksiyon düşünemiyorum.

Gelecek projeleriniz ve markanız için hedefleriniz nelerdir? Yeni koleksiyonlarınızda bizi neler bekliyor?

Koleksiyon çeşitliliği üzerine ürün skalamızı genişletiyoruz. Artizanal oriented bir marka olmamızdan ötürü LVS Casa bölümüne İtalya’nın eşsiz cam sanatı ustalarının üfleme cam bardaklarıyla başladık. Kendi ülkemizde olduğu kadar her ülkenin eşsiz zanaat ustaları var ve bu alanda daha fazla genişlemeyi arzu ediyoruz. LVS Beach Wear‘daysa Denizli yöresinin muhteşem dokuma tezgahlarından çıkan geri dönüşümlü havlu ve mayolar. Geri dönüşümlü trikolar. Daha sonra da ayakkabı ve çanta olarak ürün gamımızı arttırmayı hedefliyoruz.

Sizce her kadının dolabında olması gereken parça nedir?

Elbise ve gömlek.

Geçmişten bugüne moda sektöründe yaşanan değişimlere nasıl ayak uydurdunuz?

Zaman zaman zorluklarla karşılaşsak da authenticity, gerçeklik markamızın yapı taşıydı. O nedenle de yenilik ve çağdaş yaklaşımlarla desteklenen ve zaman zaman da inandığı değerlerde korkmadan tutarlı olabilmek sanırım yardımcı oldu.

Moda dünyasında gelecekte görmek istediğiniz değişiklikler neler? Sizce moda sektörü hangi yöne doğru evriliyor?

Doğaya daha duyarlı ve geri dönüşüm oriented markaların artması gerektiğini düşünüyorum. Biz yaptığımız her iş birliğini geri dönüşümlü olmak kaydıyla kabul ettik ve gerçekleştirdik. Her markanın tamamen olamıyorsa bile bu konuda kafa yorması ve çaba göstermesi gerekiyor. Bizdeki ya hep ya hiç kavramındansa bir yerlerden başladığınızda o alan gittikçe genişliyor ve farkındalık yaratıyor. Senelerce kış koleksiyonu yapmayarak ciddi bir risk aldık ancak bu süreçte gördük ki bize dikte edilen her şey kayıtsız şartsız doğru değilmiş.

Yeni nesil moda tasarımcılarına ve genç girişimcilere ne gibi tavsiyeler vermek istersiniz?

Bu topraklarda moda haftası olması için bir grup moda tasarımcısı arkadaşımla birlikte yıllarca çok uğraştık ve olmadı. Yeni jenerasyon tasarımcı gençler İHKİB, EİB, Koza’nın yetenek yarışmalarına girerek yurt dışında burslu eğitim ve tecrübe edinme fırsatı yakalıyor. Gençlere tavsiyem hayallerine inanmaları, araştırma ve risk alma özelliklerinden asla vazgeçmemeleri, öz değerlerine sahip çıkarken, daha geri dönüşümlü bir yaşam için özel ürünler ve tasarımlar geliştirmeleri. En önemlisi de gerçek olmaları.