Türk Takı ve Dekorasyon Markası: Ekria
Yazı Boyutu:
Tasarım ve sanat alanlarında, cesur ve sofistike bir anlayışa sahip olan EKRIA’nın hikayesini kurucusu Esra Karadeniz’den dinledik.
Esra Karadeniz
2013 yılında endüstriyel tasarımcı Esra Karadeniz tarafından kurulan EKRIA markası, her biri özenle, yüksek segment ve bilinçli materyaller kullanılarak tasarlanan, çağdaş yöntemler ve kusursuz işçilik ile üretilen takı, aksesuar, mobilya gibi sanat ve tasarım ürünleri sunuyor. EKRIA ilham kaynağını insanın varoluşu boyunca yarattığı görsel kültür ve doğanın estetik kurallarının hikaye anlatım gücüne inanıyor.
Markanızın kuruluşu hikayenizin hangi noktasına denk geliyor?
Kreatif serüvenime İtalyan Lisesi’nde okurken Deniz Orkuş’un atölyesinde başladım. Portfolyo hazırlığımı da bu süreçte tamamladım. Ardından Londra’daki Central Saint-Martins’de enstalasyon ve aksesuar tasarımı kurslarını tamamladım. Üniversite eğitimimi Brooklyn NY’taki Pratt Institute’da Endüstriyel Tasarımı üzerine aldım. Üniversiteden mezun olduktan sonra İstanbul’a döndüm ve 2012 yılının sonunda Ekria’yı kurdum. Ekria’yı multi-disipliner, avant-garde ve evrensel bir lifestyle markası olarak tanımlayabiliriz. Kadın ve erkek için takılar, aksesuarlar, tekstil, ev dekorasyon ve mobilya gibi geniş yelpazede özgün ve iddialı tasarım ürünler sunuyoruz. Ekria’nın evi House of Ekria; sanat ve tasarım ürünleri ile birlikte, yemek, kütüphane, tasarım atölyesi gibi deneyimleri barındıran eklektik bir yaşam alanı…
Koleksiyonlarınızı hazırlarken Kozmos’dan aldığınızı biliyoruz… Biraz açar mısınız bu kavramı?
Her koleksiyon sahip olduğu özgün renk, desen ve motif kombinasyonları ile evren ve insanın evrendeki varoluşundan küçük hikayeler anlatıyor. Örnek olarak Stone Age koleksiyonunda insanlığın ortaya çıkışı, gün doğumu renkleri ve primitif formlar ile anlatılırken, Zodiac koleksiyonumuzda insanoğlunun, burçlara atfettiği yıldız konstelasyonları yer alıyor.
Markanızı farklı kılan özellikler neler?
Ekria’yı diğer tasarım markalarından farklı kılan en önemli şey ürün ve malzeme çeşitliliği diyebiliriz. Ekria’nın yelpazesini “sanat ve tasarım ürünleri” olarak tanımlıyoruz ve mobilyadan Art Print’lere kadar çok farklı sanat ve tasarım ürünleri sunuyoruz. Her ürünü kendi içinde materyali, evrensel tasarım değerlerini ve üretim tekniğini düşünerek oluşturuyoruz. Bu sayede her ürün grubumuzun aynı çatı altında olmalarına rağmen ayrı ve özgün bir karakteri olduğunu düşünüyorum.
Tasarımlarınızı üç kelimeyle tanımlayın desek?
İddialı, avant-garde ve evrensel…
Tasarımlarınızdaki imza dokunuşlarınızdan bahseder misiniz?
İddialı renkler, geometrik formlar ve materyallerin yalın kullanımı tasarımları öne çıkarıyor.
Ürünlerinizi yaratırken daha çok hangi malzemeleri kullanıyorsunuz?
Tasarımlarımda çevreye karşı sorumlu ve karakterli materyalleri, en yalın haliyle öne çıkarmayı amaçlıyorum. Gümüş, koton, cam, doğal taşlar, doğal ahşap gibi materyaller kullanıyoruz.
Takılarınızı daha çok hangi stile sahip kadınlar kullanıyor?
Tasarımlarım nasıl kombinlendiğine göre birçok stile hitap edebilir fakat tarz anlamında daha modern bir çizgide olduğunu söyleyebilirim. Gösterişsiz fakat iddialı ve özgün stildeki tüm kadın ve erkeklere hitap ediyor.
Bünyenizde bulunan House of Ekria’nın hikayesinden bahseder misiniz?
2020 senesinde EKRIA’nın evi olan House of Ekria’yı kurdum. Burası, sanat ve tasarım ürünleri ile birlikte, yemek, kütüphane, tasarım atölyesi gibi deneyimleri barındıran eklektik bir yaşam alanı… House of Ekria bir mimari projeden ziyade değişen ve dönüşen bir alan… House of Ekria; aynı mekanın içinde design-lab dediğimiz sanat materyalleri bulunduran bir çalışma odası, benim kişisel arşivimi de barındıran sanat ve tasarım kaynak kütüphanesi ve restoran barındırıyor. Bu bölümlerin arasında homojen bir geçiş yaratmak istedik. İnsanların mekan içinde rahat ve doğal hareket edebilmesi, her köşenin keşfe açık olması ve mekanın mimari öğelerden ziyade kitaplar, materyaller ve ürünlerle şekillenmesi benim odak noktamdı…
Ekria’nın estetik karakterini yansıtan House of Ekria; renkler, motifler ve farklı materyaller taşıyan özgün ürünler üzerinden hikayeler anlatıyor. Menüyü oluştururken bizi yönlendiren katı prensiplerimiz vardı. Mutfaktan çıkan tüm malzemelerin doğal, mevsiminde ve katkısız olması bizim için şarttı. Bunu sağlayabilmek ve sürdürebilmek adına; tedarikçilerimizi belirlemek ve doğru ilişkiler kurabilmek adına çok çalıştık. Sebze ve meyvelerimizi doğal tarım yapan Urban Garden ve Damlıca çiftliklerinden, zeytinyağımızı Brandless Olive Oil’den tedarik ediyoruz. Baharatlarımızı kendi yörelerinden getirtiyoruz. Bunun yanı sıra şefim Yaren Çarpar’ın ve benim damak hafızamız ve deneyimlerimizden yola çıkan, dünya mutfaklarından ilham alırken yoğunlukla Ortadoğu ve Akdeniz tatlarını taşıyan, hem geleneksel, hem modern pişirme tekniklerini yansıtan yaratıcı ve yalın tabaklar oluşturuyoruz diyebiliriz.
Menümüzde evrensel ve tanıdık lezzetlere yaratıcı dokunuşlar yaparak oluşturduğumuz tabaklar var. Zencefil ve limon aromalarını taşıyan mercimek çorbamız, farklı aromalara sahip mevsimsel otlardan oluşan bahçe salatamız, keçi peyniri dolgulu ve fırın tavuğumuz öne çıkan tabaklarımızdan… Gluten ve rafine şeker kullanmadan hazırladığımız süt reçelli brownie’miz de favori tatlımız… House of Ekria tam anlamıyla bir yaşam alanı… Aynı zamanda etkinlik ve kutlamalar için de özgün bir mekan… Ambiyansın gündüzden geceye dinamik bir şekilde değişebilmesi ve farklı konseptleri taşıyabilmesi adına tüm mekanda renk değiştiren aydınlatmalar kullandık. House of Ekria’da istek üzerine; profesyonel ses sistemimiz, dj kabinine dönüşen vitrinimiz, catering hizmeti veren mutfağımız ve gösterim yaptığımız geniş projeksiyonumuz ile 200 kişiye kadar tamamen kişiye / kuruma özel yaratıcı ve özgün etkinlikler kurguluyoruz. Tüm bunların yanı sıra kullanılan tüm mobilyalar, duvardaki eserler ve vitrinlerdeki ürünler Ekria’ya ait. Özetleyecek olursak, House of Ekria aynı zamanda, içinde yaşanılan bir showroom…