Modanın Tarihsel Evrimi: Orta Çağ ve Statü Göstergesi Kıyafetler
Yazı Boyutu:
Sürekli bir gelişme, değişme ve başa dönme döngüsünde olan modanın referans aldığı dönemlere yakından bakış. İkinci durağımız; Orta Çağ.
Moda, halihazırda popüler giyim stillerini işaret eder. Her zaman gelişir, değişir ve başa döner. Modadaki her stil ve trend mutlak bir zamandan veya dönemden geri çağırılır. O yüzdendir ki bu evrimin tarihi hakkında fikir sahibi olmak bir hayli önemli ve kıymetlidir.
Bir insan hakkında fikir edinirken onun stilini de öğrenirsiniz. İnsanlık tarihini okurken de modanın tarihine göz atmak kaçınılmazdır.
Bu yazı serisinde modanın referans olarak kullandığı dönemlere yakından bakacağız. Keyifli okumalar…
Yüksek Orta Çağ ve Geç Orta Çağ’da Avrupa giyimi bugün moda olarak düşündüğümüz şeye göre gelişmeye başladı. Kesimler, silüetler ve süslemeler, -kimi zaman Karanlık Çağ olarak da bilinen- Erken Orta Çağ’a göre çok daha hızlı bir ivme ile değişti. Biz bu değişimlere şu an seneden seneye tanıklık etsek de o dönemde bu periyodlar nesilden nesile olacak şekilde idi.
Haçlı Seferleri ve Marco Polo’nun seferleri yeni kültürel etkileşimleri, kumaşları ve teknolojik gelişmeleri Orta Çağ Avrupası ve bu toprakların kıyafetleri ile tanıştırdı.
El eğirmesi yerini çıkrığa ve ayakla kontrol edilen dikey dokuma tezgahlarına bıraktı ve kumaş üretimi bu sayede oldukça sade ve pratik bir şekle büründü.
Ticaretin gelişmesiyle çekici kıyafetler gelişmekte olan orta sınıf arasında yaygınlık kazanmaya ve ulaşılabilir olmaya başladı.
Statü Olarak Kıyafet
Yüksek ve Geç Orta Çağ giyim kuşamı hakkındaki bilgimiz, dönemin sanat eserleri aracılığıyla gelişti. İnsanların stilleri vitraylara, heykellere, tablolara ve yağlı boyalara taşındı.
Sınıf katmanları ve sosyal statüler arasındaki farklılaştırmaya ve kilisenin özellikle kadınlara ne tip kıyafetler giymelerini dikte eden vaazlarına rağmen, tasarımcılar, kıyafetleri işlemenin ve onlara ilginç dokunuşlar kazandırmanın bir yolunu buluyordu.
“Erdeminizi her düğme iliğinizde sergilemeniz yetmez, ayaklarınızı özel eziyet için cehenneme göndermelisiniz.”
Regensburg’dan Berthold, 1220
Yüksek Orta Çağ’da Kadın Kıyafetleri
Haçlı Seferleri’nin amacı, kutsal toprakları Müslümanların kontrolünden almaktı. Dini nedenlerle bu seferlere katılan erkekler aynı zamanda macera ve fırsatların peşindeydiler. Geri dönerken yanlarında kadife gibi yeni kumaşlar ve yeni kıyafet stillerini de beraberinde getirdiler. Siviller, içine militer elementler sinse dahi, bu yeni ve yabancı stili benimsediler.
Kıyafetlerin formu ve oturuşu değişti. Eskiden tunikler dökümlü ve tanımsızken artık hem kadınların hem de erkeklerin vücutlarına daha iyi oturuyor ve daha sıcak bir silüet yaratıyordu. Elbiseler omuzdan bel altına kadar vücut hatlarını takip ediyor, etekler ayrı bir parça olarak bu gövdelere dikiliyordu.
Kollar bir çan gibi genişledi. İçe giyilen tuniklerin kolları ve etekleri daha da uzayarak üst elbisenin içinden yerlere değecek denli abartılı silüetler yaratıldı.
İçe giyilen tunik, kombinezon, ketenden yapılan uzun bir parçaydı. Onun üzerine giyilen parçaya ise pelisson deniyordu. Pelisson üzerine ise daha dökümlü bir bluz giyiliyor ve misafirler karşılanırken bağcıklarla sıkıca bağlanıyordu.
Mücevherli korseler üst sınıf tarafından takılıyordu.
Kadınlar kemerlerinden sallandırdıkları küçük keseler taşıyordu. Eldiven takıyor ve saçlarını çiçeklerle örüyordu. Peçe bir süse dönüştü ve zaman içinde saç aksesuarına evrildi.
Kilise halen kadınların peçeyi tevazuları için takmaları konusunda ısrar etse de, peçeler zaman içinde ipek gibi transparan kumaşlardan üretilir oldu. Dekoratif bitişlerle süslendi veya içinden metalik iplikler geçen bir aksesuar halini aldı.
Yüksek ve Geç Orta Çağ’da düğme kullanımında büyük bir atış oldu. Öncesinde sadece süsleme için kullanılan düğmeler fonksiyonelleşti.
Erken Orta Çağ’da pantolonlar dizin altına deri veya kumaş bantla sarılıyordu. Erkekler halen tunik giymeye devam etse de onları giyme şekillerinde değişim görüldü. Artık tuniklerin, bacak hareketlerini rahatlatması için, yanlardan yırtmaçları vardı.
1200’lerde, moda diyebileceğimiz anlayışta, bir yükseliş görüldü. Eskiden kıyafetler tamamen fonksiyonelken, alışılmışın dışında tasarımlar popülerlik kazandı.
13. yüzyıl ile birlikte ayakkabıların burunları sivrileşti. Kalıpları yumuşak olsa da sağlamlık için uçları yosunla doldurulup desteklendi. Burun uzunluğu o denli abartılı bir boyuta ulaştı ki yetkililer bir ayakkabının burnunun ne kadar uzun olabileceği konusunda tanımlı kurallar koymaya başladı.
Kapüşonlar daha fazla kumaşla ve gereğinden daha uzun tasarlanmaya başlandı.
Şapkalar, Peçeler ve Saç Örtüleri
Haçlı Seferleri ile Orta Doğu’dan taşınan stillerden biri de atkı oldu. Başın üzerinden atılarak yüzün ve boynun etrafından dolanan kumaş parçası ile yaratılan stil, Geç Orta Çağ kadınlarının gösterişli yanlarından biri haline geldi. Üst sınıfa mensup kadınlar işleri daha ilginç kılmak adına şallarının içini rulo yapılmış kumaşlarla destekledi.
Çok ilgi gören ve şatafatın bir sembolü haline gelen saç aksesuarları, Yüksek ve Geç Orta Çağ için en belirleyici parçalardandı. Bir süre sonra içi kumaş pedli şallar, tel çerçevelerle desteklenmeye ve boynuz vari modellerle stilize edilmeye başlandı.
Çağı tanımlayan aksesuarlardan bir diğeri, kafanın arkasına eğik olarak takılan konik şapkalar, hennin, idi.
Aristokrat kesim tarafından çokça saç aksesuarı takanlar arasında, alnın geniş göründüğü illüzyonunu yaratmak için, ön saç diplerinin kazınması yaygınlaştı. Kaşlar tamamen veya kısmen tıraşlıydı.
Erkekler ise, daha çok bir saksıyı andıran, tallish adı verilen şapkaları takıyordu.
Modanın Doğuşu
Yüksek Orta Çağ, Karanlık Çağ’da boşalan şehirlerin yeniden dolmasına sağlayan bir nüfus patlamasına sahne oldu. Ancak 1315-1317 arasında soğuk hava ve çok fazla yağış olarak kendini gösteren Büyük Kıtlık nedeniyle nüfus yeniden düştü. Besin, ürün, tohum ve stok yoksunluğu nedeniyle kitlesel açlık sorunları baş gösterdi ve Avrupa’nın yeniden kendine gelmesi 1325’leri buldu. 1338-1375 arasındaki veba salgını ise nüfusun yeniden düşmesine neden oldu.
İyileşme yavaştı, ancak bu zor zamanlar ekonomide, toplumda ve giyimde yeni değişikliklerin filizlenmesinin önünü açtı. Beller yükseldi ve alçaldı. Kollar küçüldü ve büyüdü. Desenler hem dokuma hem de baskı yöntemi ile belirginleşti.
Geç Orta Çağ’ın modasını belirleyen stillerden biri Gotikler oldu; hem erkekler hem kadınlar için incelik ve uzunluk vurgulandı.
Kıyafetlerde iki renk sıra dışı bir şekilde bir araya getirildi; vücudu merkezden dikey olarak ikiye bölen iki farklı kumaş ile yeni bir stil benimsendi.
Teknoloji ve ticaret avantajları sayesinde şehirler yeniden gelişti ve uluslar büyüdü. Roma’nın düşüşü ve Batı Avrupa’da yükselen sanatsal ve kültürel uyanışla kapanan bu çağ, moda için referans olabilecek pek çok detaya ev sahipliği yaptı.