Stadyumlardan Podyumlara: Moda ve Sporun İş Birliği
Yazı Boyutu:
Kortlardan, sahalardan ve stadyumlardan aldığı ilhamı podyumlardan sokaklara taşıyan moda dünyası milyon dolarlık anlaşmaları, sosyal medyayı domine eden iş birlikleri ve kült haline dönüşen koleksiyonlarıyla spor ve modanın uyumunu gözler önüne seriyor.
Bu sene Paris’te gerçekleşen ve tüm dünya tarafından heyecanla izlenen 2024 Yaz Olimpiyatları, moda sahnesinin dev isimlerini çatısı altında toplayan LVMH Group’un ana sponsorluğunu yapacağını duyurmasıyla moda dünyasının da en heyecan verici etkinliklerinden biri haline dönüştü. Lüks grubun baş markalarından Dior, Louis Vuitton ve Berluti, Fransız Olimpiyat ve Paralimpik sporcularının iç ve dış giyimlerini tasarlarken, madalyalar ise ünlü Fransız lüks mücevher evi Chamuet imzası taşıdı.
Spor ve moda en yüksek noktalarında buluşurken, ikilinin ‘beklenmedik’ gibi görünen ama her zaman uyumlu birleşimi son dönemlerde yalnızca sokak modasında değil podyumlarda da sıklıkla karşımıza çıkan tenis etekleri ve polo yaka tişörtlerden, çıktığı dönem sosyal medyayı ele geçiren ‘Dior x Jordan’ işbirliğinden ya da Louis Vuitton’un kaykay kültürünün temsilcisi olan Supreme ile yaptığı ve LVMH’nin toplam gelirinin %23’ünü temsil ederek 23 milyar dolar gelire ulaştığı kapsül koleksiyonundan daha eskiye dayanıyor.
Spor ve Modanın Birleşimi
Spor ve modanın birleşimi, bir popüler kültür anı ya da pazarlama stratejisi olmanın ötesinde çok daha eski ve kalıcı bir tarihe uzanıyor. Amerikalı tenis oyuncusu Stan Smith, adını taşıyan spor ayakkabısıyla 1970’ler ve 1980’lerde Adidas’ın ayakkabı pazarındaki yerini sağlamlaştırmaya yardımcı oluyor ve bu ayakkabılar hala ilk günkü popülaritesini koruyor.
1998 yılında yüksek moda markası Jil Sander, bir ilke imza atarak spor giyim markalarının en büyüklerinden olan Puma’yla iş birliği yapıyor ve lüks tasarımcı/spor giyim markası birleşiminin öncüsü oluyor. Sonrasında bu adım başarılı bir satış stratejisine dönüşerek orijinal değerlerinden 10 kat fazlasına kadar satılabilen parçalar haline geliyor.
İkililerin en yenilerinden Miu Miu ve New Balance; Louis Vuitton’un belki de bu alanda en ikonik iş birliklerinden birine dönüşen Supreme ile olan kapsül koleksiyonu; Gucci ve North Face’in 2022’den sonra yeniden satışa sunmaya hazırlandıkları kapsül koleksiyonları; Nike ve Jacquemus’un iki sene aralıklarla çıkardığı ve iki markanın da çizgilerini taşıyan minimal birleşimi; kült sokak giyim markası Aries ve İtalyan spor giyim devi Fila’nın ikinci kez bir araya geldiği, Fila’nın arşiv silüetleriyle Aries’in kurucusu Sofia Prantera’nın modern yorumunu harmanlayarak çıkardıkları 80’lerin İtalyası’nı anımsatan retro tenis esintili koleksiyonları; Victoria Beckham ve Reebok’un sürpriz koleksiyonu; Off-White ve Nike’ın imza sneakerları; yine yüksek moda ve spor giyimin en büyük iki isimlerinden Gucci ve Adidas’ın 2022’nin en önemli moda hareketlerinden birine dönüşen ve spor giyim için de bir kült haline gelen “Guccidas” koleksiyonu ve daha fazlası, artık moda ve spor giyim devlerinin bir araya gelişini normalleştirse de, tasarım ve yaratıcılıkta sınır tanımamaya devam ediyor.
İş birlikleri yalnızca podyumlarla ya da sokak stilleriyle sınır kalmayarak sahaya iniyor ve burada belki de sporun en ‘tarz’ halini sunuyor. Stella McCartney’nin 2023 Eylül ayında piyasaya sürdüğü Arsenal kadın takımı formaları; Amerikan sokak giyim markası Kith’in tasarımcısı Ronnie Fieg’in New York Knicks basketbol takımının yaratıcı direktörü olmasıyla takım için tasarladığı formalar ve dış giyim parçaları ve yine McCartney’nin 2012 Olimpiyatları’nda Adidas tarafından direktör olarak atanmasıyla tarihte bir ilke imza atarak tüm yarışmalarda kıyafet tasarlayan ilk moda tasarımcısı olması, modanın spor dünyası üzerindeki hükmünü de gözler önüne seriyor.
Her ne kadar aklımıza ilk gelen şey olsa da, spor ve modanın buluşma noktası yalnızca koleksiyonlarla sınırlı kalmıyor. İkilinin birlikteliği o kadar doğal ve uyumlu bir şekilde ilerleyebiliyor ki, aslında tam olarak birbirleriyle iç içe yer alıyorlar. 2017 yılında LeBron James ve Cleveland Cavaliers takımının tüm üyelerinin playoff maçlarına Thom Browne takımları giyerek çıkmasıyla moda ve sporun birleştiği yepyeni bir sayfa açılıyor ve spor ikonları moda ikonlarına, profesyonelliklerini gösterdikleri arenaları ise kişisel podyumlarına dönüşmeye başlıyor.
Venus Williams tepeden tırnağa Willy Chavarria, Alaïa ve Prada kombiniyle Amerika Açık Tenis Turnuvası’nı adeta bir moda şovuna çeviriyor, İtalyan tenis profesyoneli Jannik Sinner korta beyaz olmayan bir çantayla çıkma izni alan ilk oyuncu olarak tarihe geçiyor ve açık kahverengi Gucci çantasıyla marka ile olan iş birliğini duyuruyor.
Futbolun en büyük iki ismi Lionel Messi ve Cristiano Ronaldo bu kez Louis Vuitton için karşı karşıya geliyor, tenis devi Serena Williams efsanevi kariyerinin sonuna geldiğini ve emekli olduğunu bir moda dergisine kapak olarak açıklıyor. Başarıları, hırsları, kırdıkları rekorlar, azimleri ve çok çalışmalarıyla idolleştirilen sporun yıldızları bu noktada popüler kültürün de önemli isimleri haline geliyorlar; öyle ki Formula 1’deki başarısı kadar giyimiyle de öne çıkmaya başlayan Lewis Hamilton, günümüzün erkek moda ikonları arasında yer almaya başladı bile. Hamilton’ın moda sahnesindeki yerinin ise modanın en önemli etkinliği sayılan MET Gala’dan 2023 yılında 3 siyahi tasarımcıyı ağırlamak için masa satın almasıyla ciddileştiğini söylemek mümkün.
Spor ve sokak giyiminin birleşerek dolaplarımızda daha çok yer edinmeye başlaması ise 2023 yılında ‘old money’ ve ‘prep school’ estetiklerinin sosyal medya aracılığıyla popülerleşmesinin bir etkisi olarak ortaya çıkıyor. Old money kavramıyla hayatımıza giren tenis etekleri ve polo yaka tişörtler Miu Miu, Gucci, Loewe gibi birçok yüksek moda markasının podyumlarını dolduruyor ve sokak stilinin de vazgeçilmezi haline dönüşüyor.
Rihanna ve Hailey Bieber gibi en popüler moda ikonlarının üstünde sıkça gördüğümüz polo yaka tişörtler bu seneki moda haftalarının da en çok tercih edilen parçalarından biri oluyor ve 2020’li yılların moda sembollerinden birine dönüşebileceğinin sinyallerini veriyor. Yine Hailey Bieber’ın sokak stilinde sıklıkla tercih etmeye başladığı formalarsa yeni bir trendin öncüsü olma potansiyeli taşıyor.
Konforun stille birlikte yürüdüğü spor giyim, moda sahnesinde hepimizin gündelik hayatta sıklıkla tercih ettiği taytları, eşofmanları ve sweatshirtleri aşarak kendine yepyeni bir yaratıcılık alanı buluyor ve fonksiyonellikle şıklığın birleşim noktası haline geliyor. Kortlardan, sahalardan ve stadyumlardan aldığı ilhamı podyumlardan sokaklara taşıyan moda dünyası, uzun yıllar boyunca iş birliği halinde olduğu spor dünyasını en renkli ve en yaratıcı şekilde tanıyarak modanın sınırsızlığını gözler önüne seriyor ve sporla olan iş birliğini alışılmış silüetlerin dışına çıkararak yepyeni bir döneme imza atıyor.
Kapak Görseli: Balenciaga x Adidas