Türk Moda Tasarımcıları: Allsome
Yazı Boyutu:
Özgün, rahat ve sakin stil sunan Allsome‘ı markanın kurucuları Özlem Sunay, Burçak Avcı ve Diana Yıldız’la konuştuk.
Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Uzun zamandır arkadaş olan, karakter olarak birbirinden farklı ama ortak zevklere sahip 3 kişi olarak; elbiseyi günlük hayatın kurtarıcısı olarak tanımlama düşüncemizden yola çıkarak bu markayı kurduk. Yaşadığımız dönemde iş, aile ve sosyal hayat koşuşturmasında hem rahatlığımızı hem de şıklığımızı koruma isteği bu fikri doğurdu. Bizler Burçak, Özlem ve Diana her birimiz kendi alanında profesyonel olarak çalışan, birbirinden bağımsız ama birlikte bütün olan bir ekibiz, kurduğumuz bu markada da her birimizin ayrı bir sorumluluğu olmakla birlikte, bütüne hepimiz hakimiz.
Markanızın kuruluşu hikâyenizin hangi noktasına/zamanına denk geliyor?
Pandeminin hemen öncesinde yılbaşı yoğunluğu sırasında her birimizin günlük hayat koşturması arasında bir öğle yemeği molası vermiştik. Hepimizin rutin isleri ve yoğun bir temposu vardı. Yemekten sonra akışa devam edecektik. Bu esnada her kadın gibi rahatlığın dışında, içinde kendimizi iyi hissedeceğimiz kıyafetleri hayal etmeye başladık. O gün hayal olarak başlayan bu hikâye, bugün başka kadınlara da dokunan bir marka oldu. Markanın mottosunda da belirtiğimiz gibi biz biriz, birlikte yaratıp, büyütüp, yaşatabiliriz. Buna bağlı olarak da sonraki nesillere de devredebileceğimiz bir tat bırakmak istedik.
Markanızı birkaç kelime ile ifade etmenizi istesek…
Tek parça, zamansız, doğal, özgür ve sakin şıklık
Tasarım yapmayı başka bir ‘şey’e benzetseydiniz bu ne olurdu?
Tasarımı etkileyen çok detay var. Yaşadığınız coğrafya, tarih, hava, ruh haliniz ve daha birçok etkeni düşünürseniz belki bir puzzle’a benzetebiliriz. Ortada çok fazla parça var ama doğru parçaları biraraya getirmeniz gerekiyor. Elinizdeki doneler ile mutlaka bir şeyler yaratabilirsiniz ama önemli olan doğru kombinasyonu yapabilmek. Ne şekilde birleştireceğiniz kısmında ise yaratıcılığınız devreye giriyor.
Koleksiyon yaratım sürecinde nelerden besleniyorsunuz?
Bizi besleyen çok şey var. Hiç tahmin etmediğiniz bir an, herhangi bir şey size ilham verebiliyor olabilir. Genel olarak seyahatler, moda trendleri, kumaş fuarları veya doğada ki bir şey hayal gücünüzü tetikleyebilir, ama bazen de hiç tanımadığınız bir kadının kendini içinde çok iyi hissettiği bir kıyafet, o özgüvenli duruşu sizi etkileyebilir.
Koleksiyonunuzu oluştururken izlediğiniz kriterler ve bağlı kaldığınız prensipler var mı?
Biz 3 ortak olarak, zaten kendi markamızın ana müşteri kitlesini oluşturuyoruz. Dolayısı ile kendimizin giymeyeceği ya da birisinde görüp beğenmeyeceğimiz modelleri trend olsa dahi üretmiyoruz . Marka olarak aslında kapsül koleksiyon üretiyoruz diyebiliriz, bu da bize trend radarına girmeden, belli bir çizgide keyifle üretim yapma konforunu sağlıyor. Kumaş konusu da bizim için çok önemli, içinde rahat etmeyeceğimiz kumaşları tercih etmiyoruz. Hatta çoğu markadan farklı olarak kumaş bizim en büyük yatırım kalemlerimizden birini oluşturuyor diyebiliriz.
Kullanmayı en çok sevdiğiniz malzemeler (kumaş, aksesuar vs) ve renkler neler?
Tabii ki koleksiyona ve modele bağlı olarak malzeme çeşitliliği olmak durumunda. Ama biz en çok doğaya duyarlı, geri dönüşümden elde edilen, sürdürülebilir malzemeleri kullanmayı tercih ediyoruz. Zaman zaman kullandığımız geniş manşetler, korsajlar, garniler de keyif aldığımız üretim malzemeleri.
‘Trend’ kavramı sizin için ne anlam ifade ediyor?
Hayatın bütününde “trend’lerin olduğu bir gerçek. Seyahat, yeme-içme, sanat gibi her alanda olduğu gibi modada da trend mutlaka olacaktır. Ancak modada trend bugünü , belki bir sonraki sezonu kapsar, yani çoğu zaman kısa sürelidir. Allsome olarak, çok fazla trendlere bağlı kalarak üretim yapan bir marka değiliz, aksine koleksiyonu oluştururken , uzun sure dolapta yer almayı hedefleyerek üretim yapan bir markayız. Zaten çıkış amacımızdaki sürdürülebilirlik kavramı da trendlerden bağımsız koleksiyon yaratmamızdan kaynaklanıyor. Bu sektörde olduğunuz sürece mutlaka trendden etkilendiğiniz bazı dokunuşlarınız olabiliyor ama bunlar bizim koleksiyonumuzun ana temelini hiçbir zaman oluşturmuyor. Hatta senelerdir devam eden bazı klasikleşmiş parçalarımız sezon ve trend bağımsız hâlâ koleksiyonda yer alıyor. Bizim trend algımız, müşterilerimizden gelen geri bildirimler.
Moda endüstrisinin aldığı bu yeni (Hızla değişen vitrinler ve stiller) form hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu girdaba kapılmalı mı, yoksa çemberin dışında mı kalmalı?
Sonuçta dev bir endüstriden bahsediyoruz. Artık bütün dünyada bir terim olarak kullanılan “fast fashion” yani hızlı modayı kitlelere ulaştırdığı için desteklemekle beraber, bizim hedef kitlemize ve kendi yaşam biçimimize uygun bulmadığımız için, bizi beslemesine izin verip kendi çizgimizde ilerlemekten keyif alıyoruz .
İdeal bir moda haftası kurgulasanız bu nasıl bir organizasyon olurdu?
Yaşadığımız coğrafya dünyanın en özel alanlarından birisi. Her bakımdan bu coğrafyayı kullanabileceğimiz bir organizasyon planlardık. Kendi topraklarımızın ürettiği pamuktan ve geliştirdiğimiz elyaftan yola çıkarak üretilen kumaşlarımızı, tarihimizden ilham aldığımız tasarımlarla birleştirerek; global dünyada kullanılabilir ve sürdürülebilir olan bir koleksiyon hazırlardık. Bunu da en iyi şekilde temsil edecek doğru marka elçileri ile birleştirip sunmak isterdik. Platform olarak da İstanbul’un tarihi dokulara sahip alanları da kullanılabilir. Boğaz Köprüsü, Sultanahmet Meydanı, Yedikule Zindanları ya da Balat olabilir. Hatta İstanbul dışında yapılacak bir organizasyon için Göbeklitepe, Balıklı Göl veya Nemrut Dağı düşünülebilir.
OGGUSTO okurları markanıza ve koleksiyonlarınıza nereden ulaşabilir?
Türkiye genelinde Türk tasarımcılarına yer veren ve bizim de çalıştığımız mağazalar var. Ayrıca İstanbul Ulus’da yer alan showroom’umuzdan ve www.allsome.com.tr web sitemizden de ulaşabilirler.