2022'nin En Yeni Mücevher Koleksiyonları
Yazı Boyutu:
Yılın en göz kamaştırıcı koleksiyonlarıyla tanışmaya hazır olun! Van Cleef & Arpels’ın eşsiz pırlantalarla hazırlanan Legend of Diamonds koleksiyonundan Gucci’nin tarihte yolculuğa çıkaran Hortus Deliciarum’una tanıtılan en yeni mücevher koleksiyonları ışıltılarıyla büyüleyecek.
Paris’te her yıl Temmuz ayında beklenen bir an vardır: High Jewellery tasarlayan markaların yeni mücevher koleksiyonlarının tanıtılması. Pırlantaların; nadir bulunan kıymetli inciler, safirler, yakutlar gibi sayısız değerli taşlar eşliğinde zanaatkarların elinde miras değerinde sanat eserine dönüştüğü mücevher koleksiyonları bu sene de beklentiyi fazlasıyla karşıladı.
Dünyanın en iyi mücevher tasarımcılarının elinde, saatlerce işlenen parçalar yaratıcı detayları, tasarımları ve hepsinden önemlisi göz kamaştıran ışıltılarıyla kendilerine hayran bırakmaya hazır.
Chaumet – Ondes et Merveilles
Chaumet, Ondes et Merveilles (Dalgalar ve Harikalar) adını verdiği yeni koleksiyonunda taşların renklerinden formlarına her detayıyla adeta deniz kızlarını ışıltılarına taşıyor. 69 parçadan oluşan mücevher koleksiyonda kullanılan her detay, berrak denizlerin her rengine ve ruhta yarattığı hislere övgü niteliğinde. İnciler, Paraiba tumalinleri, mavi safirler, Kolombiya opalleri Chaumet’nin okyanus ilhamını süsleyen güzelliklerden.
Kendini ‘doğa mücevhercisi’ olarak tanıtan Marie-Etienne Nitot tarafından kurulan Chaumet’nin bu koleksiyonunun arkasında olan isimse botanikçi Marc Jeanson. Bu yönüyle markayla mükemmel ahengi yakalayan Marc Jeanson kullanılan mücevher renkleri, formlar ve doğanın büyüsünde tüm uzmanlığını kullandığını gösteriyor.
De Beers – Alchemist of Light
Elegan çizgisini her koleksiyonunda gösteren De Beers yeni koleksiyonu Alchemist of Light’ta (Işığın Simyacısı) da kuralını değiştirmiyor. Adından da anlaşılacağı gibi pırlantaya gerçek ışıltısını kazanması sağlayan ışıktan ilhamını alan koleksiyon 45 parçadan oluşuyor. Midnight Aura, Ascending Shadows, Frozen Capture, Dusk Reflection, Optical Wonder, Atomique ve Light Rays adı altında yedi farklı konsepte sahip yeni mücevher koleksiyonunda derin mavilerden mint yeşiline, çiçek pembelerinden safir tonlarına gerçek mücevher renkleri ön planda.
De Beers’in CEO’su Celine Assimon, yeni koleksiyonu ‘cesur tasarımlar, De Beers’ın tedarik ettiği olağanüstü elmaslardan esinleniyor ve yaratıcılığıyla teknik sınırları zorluyor. Sanat ve bilimin, hassasiyet ve hayal gücünün, gelenek ve modernliğin muhteşem bir birleşimini bu parçalarda görüyoruz. Kullanıcılarımız bu giyilebilir sanat eserleriyle bireyselliklerini ifade etmekle kalmayacak aynı zamanda hikayeye başka bir yaratıcı katman da getirecek. Bu açıdan bakınca bu parçaları kullananlar gerçek ışık simyacıları oluyor” diyerek anlatıyor.
{775237}
Hermès – Les Jeux de l’Ombre
Yeni ve aynı zamanda markanın yedinci high jewellery koleksiyonu için Les Jeux de l’Ombre (Gölge Oyunları) adını seçen Hermes, ışık ve karanlık kontrastlarla tasarımcısı Pierre Hardy’nin imza stilini bir kez daha gösteriyor. Bir yanda gölgelerinden kurtulup ışıkla ışıltısına kavuşan taşlar bir diğer yanda yoğun renklerle kontrast hazırlanmış koleksiyondaki her bir parça cazibeyi doruklara taşıyor. 53 parçadan oluşan koleksiyonda moda evinin vazgeçilmezi olan ince düşünülmüş ve zarif detaylarını görmek mümkün.
Van Cleef & Arpels – Legend of Diamonds
Söz konusu mücevher olunca uzmanlığını hiçbir zaman geri planda bırakmayan Van Cleef & Arpels, Legend of Diamonds’ta da çıtayı gökyüzüne taşıyor. 2018 yılında çıkarılan ve daha önce görülmemiş parlaklığa sahip; 910 karatlık ebadıyla dünyanın en büyük beşinci elması olan Lesotho (çıkarıldığı bölgenin adıyla anılıyor) elmasının kullanıldığı koleksiyon bu detayıyla da ayrıca merak konusu. Toplamda 67 parçaya bölünen Lesotho elmasıyla hazırlanan koleksiyondaki tasarımlar bu yönüyle de ayrı bir cazibeye kavuşuyor.
Van Cleef & Arpels’ın yeni koleksiyonunda iki ayrı tema yer alıyor. Yakut ve zümrüt taşlarla hazırlanan 25 Mystery Set Jewels ve sadece pırlantaların olduğu 82 parçalık White Diamond Variations. Van Cleef & Arpels’ı meşhur eden ikonik parçalardan (İran Prensi Farah Pehlevi’nin taç giyme töreninde kullandığı mücevherleri; Elizabeth Taylor’ın yüzüğü, Jackie Kennedy’nin nişan yüzüğü gibi) ilham alarak tasarlandı.
Messika – Beyond the Light
Bu sene koleksiyonunda eşsiz bir pırlantayı kullanan markalardan biri de Messika. Botswana’daki Lucara madeninden çıkarılan 110 karatlık elması 2020 yılında koleksiyona kazandıran marka bu elmastan kesilen 15 pırlanta ile Akh-Ba-Ka serisinde yer alan 33 karatlık elmas kolyeyi tasarladı ve neredeyse saf olan ışığı yakaladı. Kolye için için 6 ay boyunca 5 usta kuyumcu, 1.000 saatten fazla çalışarak 800 adet pırlanta işledi.
Eski Mısır’ın gizemli cazibesini yeni koleksiyonuna taşıyan Messika, Beyond the Light adını verdiği koleksiyonu ile tasarımlarında görünüm seçiyor. Pırlantaların parça parça işlendiği setlerle Antik Mısır’ın ruhunun yakalandığı koleksiyonu markanın tasarımcısı Valérie Messika şöyle özetliyor: ‘Antik Mısır, tüm nesilleri ve kültürleri asırlardır büyüleyen ve büyülemeye devam eden bir medeniyettir. Gizemli bir sonsuzluğu çağrıştıran büyülü bir aura yayar. Aynı zamanda güçlü ve ilham verici bir maneviyat aşılayan bir dünyadır”.
Louis Vuitton – Spirit
125 parçadan oluşan -ve markanın şimdiye kadar ki en çok parçalı high jewellery koleksiyonu olan- Spirit, ilhamını Louis Vuitton’un moda tarihindeki ikonik duruşundan alıyor. Grace, Fantasy, Radiance, Liberty ve Destiny adında beş farklı temaya ayrılan koleksiyonda Louis Vuitton’un vazgeçilmez dama desenlerini, logosundaki ‘V’ figürünü görmek mümkün.
Zanaatiyle kusursuzlaşan markanın mücevherlerinde saatlerce süren titiz çalışmalar koleksiyonun her detayında görülüyor. Tüm koleksiyonun toplamda 40 bin saatte yapıldığı markadan gelen bilgiler arasında. Koleksiyonun yüzü ise oyunculuktaki başarısını stil yolculuğuna da taşıyan Cate Blanchett.
Gucci -Hortus Deliciarum
Gucci bu kez oldukça farklı bir yerden ilhamını alıyor ve markanın belki de şimdiye kadar ki en sıra dışı mücevher koleksiyonunu sunuyor. İlhamını hem 50’ler, 60’lar ve 70’lerden hem de genç İngiliz centilmenlerinin, refakatçiler eşliğinde 17’inci yüzyılda Avrupa’yı dolaştığı ve aristokrat eğitimlerini tamamladıkları Grand Tour’dan -ve o seyahat sırasında mutlaka gördüükleri eserlerden- alan koleksiyonun latince kelime anlamı ise bu ihtişamı özetliyor: Güzellikler bahçesi. Jessica Chastain’in kampanya yüzü olduğu Hortus Deliciarum koleksiyonunun çekimlerinin ardındaki isim ise Mert Alaş ve Marcus Piggott.
Chopard – Chopard Loves Cinema
Mayıs ayındaki Cannes Film Festivali’nde Chopard, festivalin 75. yıldönümüne özel 75 parçalık en yeni mücevher koleksiyonunu “Chopard Loves Cinema” başlığı adı altında tanıttı. Pek çok tasarım Caroline Scheufele’nin ikonik filmlere ithafen tasarladığı mücevherler olsa da, ilhamlarının merkezinde bir film olamayan bazı parçalar da oldukça dikkat çekmekte. 101 Dalmaçyalı’dan, Mamma Mia’ya Venedik’te Ölüm ve Casablanca’dan ilham alınan bu nadir mücevherler festivalde oldukça dikkat çeken parçalardan.
Tasaki- Danger
Marka, “Danger” koleksiyonunun yeni bir çizgisi olan elmasları, inciler ile birleştiriyor. Diken motifli pırlantaların kullanıldığı tasarım, büyüleyici ve vahşi bir tasarım yaratırken keskin bir güzelliği vurguluyor. Koleksiyondaki tasarımlar, incinin yumuşaklığı ile tehlike motifi ile mükemmel bir kontrast oluşturuyor, bu da hassas bir işçilik ve ustalık dengesi gerektiriyor. Koleksiyon, günlük bir tarz için sıra dışı tasarımları kucaklayan, benzersiz inciler ve elmas kreasyonlardan oluşan yeni, çağdaş ve yaratıcı bir dünyayı gözler önüne seriyor.
Graff- Graffabulous
Graffabulous koleksiyonundan yeni parçalar, Haute Couture Haftası boyunca Graff Paris mağazasında açık artırmada düzenli olarak rekor kıran taş türleriyle görücüye çıktı. Bu mutheşem koleksiyon iki bölümden oluşuyor, “Legend of Mermaids” Okyanusun tanrıçaları, denizin sirenleri, onların zarif hareketleri, güneş dalgaları delip geçerken parıldayan anlatılmamış hazinelerin kısa bir anını gözler önüne sererken “The Goddess of Divinity” turkuaz sulara yansıyan Tanrıça’nın baş döndürücü güzelliği ve gözleri bu olağanüstü mücevherlerin ruhuna ayna tutuyor. Bu inanılmaz mücevher koleksiyonu oldukça nadir olan büyük değerli taşlar ile süslenmesi ile dikkat çekiyor.
Piaget- Solstice
Kış gündönümü sırasında gece gökyüzünün birçok tonu, Piaget’nin evin Rue de la Paix butiğinde sunulan en son mücevher koleksiyonuna ilham verdi. Piaget’nin alacakaranlıkta pembenin ışıltısından gece yarısının masmavi mavisine kadar, yılın en uzun gecesinde gerçekleşen ışık ve renk oyununu bu mücevher koleksiyonunda keşfediyor. Koleksiyonda kurdeleler ve danteller, tüyler ve fırfır kullanılmasının yanı sıra, mavi ve pembe Sri Lanka safirlerinden Avustralya siyah opallerine ve Zambiya zümrütlerine kadar önemli taşları çevreleyen süslemelerde bulunmakta. Piaget’in Solstice Koleksiyonu, devasa kokteyl yüzüklerinden gösterişli kuş tüyü süslemeli yüksek mücevher saatlerine kadar çeşitli parçalarla nefes kesiyor.
Pomellato – A Walk in Nature
Pomellato gün doğumundan karanlığa, üçüncü La Gioia yüksek mücevher koleksiyonu A Walk in Nature’ı tanıttı. Yeni koleksiyon, Pomellato’nun özgür ruhlu tarzında ustalıkla işlenmiş, yükselen güneşin ilk ışınlarından gecenin gizemlerine kadar doğanın çağrıştırıcı, asla durağan veya dekoratif olmadığı hayali bir manzarayı tasvir ediyor. Koleksiyondaki Blue Reef Riviere kolyesi, her biri elmas pavé iplerle sarılmış ve elmas aksanlı bir zincirle dengelenmiş, toplam 150 karattan büyük, 18 ayar altın zinciri ile harika dokunsal taşlardan oluşan beş barok akuamarin grubuyla ışıltılı bir havuzda güneşin düşüncelerinden ilham alınarak tasarlanmış.
{775165}