Hafta Sonu İçin Gidilebilecek En İyi Oteller
Yazı Boyutu:
Yazar, tarihçi ve profesyonel rehber Saffet Emre Tonguç, hafta sonu gidilebilecek en iyi otelleri listeledi. İstanbul içinde ve şehre en kısa mesafedeki saklı köşeleri keşfedin.
Saffet Emre Tonguç
Pandemiden sonra uzun bir süre eskiye dönemeyeceğiz. Yeni normalle yaşamayı ve yeni normalin şartlarına göre seyahat etmeyi öğrenmek zorundayız. Belki de yeni alışkanlıklarımızı da bu deneyimlerle edineceğizdir, kim bilir. Yine de şimdilik, yurt içinde, arabayla yapılabilecek kısa mesafeli seyahatler planlamak durumundayız. Tercih edilecek konaklama noktalarının da butik otellerden yana yapılacağını düşünüyorum. Çünkü ne kadar az insan, o kadar güven duygusu… Bu değişimin ışığında size rehberlik edebilecek, hafta sonunda gidebileceğiniz en iyi otelleri listeledim.
İstanbul Dışı Oteller
Longosphere (Demirköy, Kırklareli)
Ülkemizde son zamanlarda ilgi gören, pandemi dönemiyle birlikte kıymeti daha bir anlaşılan tatil anlayışı glamping; İngilizce “glamour – cazibe” ve “camping – kamp” kelimelerinin birleşimiyle oluşturulan bir tanım. Hem otel konforunu buluyor hem de kapalı mekanlarda vakit geçirmek yerine doğanın güzelliğini doyasıya yaşıyorsunuz.
Şehir insanlarının kamp hayatına kolaylıkla uyum sağlayacağı bu yeni akımda, en önemli şey gerçekten doğayla baş başa olmanız. Bunu başaran en güzel adreslerden biri olan Longosphere, Türkiye’nin en büyük glamping tesisi.
İğneada’daki Longoz Ormanları girişinde konumlanan tesiste, iki tip konaklama yapabiliyorsunuz. Benim tercihim, “Kablumbağa” adını verdikleri çadırlardan yana oldu. Aslında çadır değil, ormanın içine serpiştirilmiş 40 tane minik ağaç ev inşa edilmiş. Tek odalı, içinde banyosu ve tuvaleti de olan bu konaklama birimlerinin önünde, kendinize ait verandanız da var.
“Sincap” adını verdikleri diğer çadırlarsa, aslında daha çok kamp havasını yansıtıyor. Çadır tipinde ama iç mekân tamamen ahşap olacak şekilde inşa edilmiş. Kendine ait banyo-tuvalet olmamasını sorun etmezseniz, cam tavanından gece yıldızları izleyerek uyuyabilirsiniz. Çadırların önünde kendinize ait oturma alanları da var. Mini buzdolabı ve klima her iki tip odada da yer alıyor.
Longosphere, bulunduğu konum itibariyle her mevsim doğanın güzelliğini doyasıya yaşayabileceğiniz bir adres. Çocuklu aileler de özgür ruhlu yetişkinler de çok seviyor. İster sakin yürüyüşler yapıp köşenize çekilip kitap okuyabilir ister birçok aktiviteye katılabilirsiniz.
Tesisin açık yüzme havuzu da var. Bisiklet ile çevre gezisi yapabilir, kano turuna çıkabilirsiniz. Eğlence sevenler için bir de Macera Parkı yapmışlar, ama kış sezonunda park kullanılamıyor.
Bakucha Vineyard Hotel & SPA (Lüleburgaz, Kırklareli)
Istranca Dağları’nın altında kalan vadiyi bir gastronomi merkezine dönüştüren Arcadia Bağları’nın oteli, Bakucha. Güne kuş sesleri ve temiz hava eşliğinde muhteşem yamaçları izleyerek, meşe koruları ve bağların arasında konumlanmış küçük patikalarda yürüyüş yaparak başlayabileceğiniz doğanın kalbinde bir tesis.
Sonrasında bölgenin peynirleriyle, meyve bahçelerinde yetişen meyvelerden yapılan reçellerle, cabernet savignon’lu, ekşi mayalı ve ceviz kullanılarak hazırlanmış, kokusuna dayanamayacağınız lezzetli ekmekleriyle hazırlanmış bir kahvaltıyla güne güzel bir başlangıç yapabilirsiniz.
Çevre gezileri organize etmek, Istrancalar’da orman veya mağara gezisine çıkmak veya tarihi önemi her fırsatta dile getirilen Edirne’yi keşfe çıkabilirsiniz.
Fotoğraf: Gizem Peksarı
SPA’sı var; kendinizi şımartmak için Türk Hamamı, sauna ve Uzakdoğu masaj terapileri ile harika bir spa deneyimi yaşayabilirsiniz.
İda Costa Hotel
Doğanın etkileyici büyüsüne kapılabileceğiniz, adeta cenneti andıran Ayvacık’ta Ege mimarisine sadık kalınarak inşa edilen, doğal taşlarla ve zeytin ağaçlarıyla çevrili İda Costa Hotel’in önü deniz, arkası ise oksijen deposu Kaz Dağları! Huzurlu bir hafta sonu kaçamağı yapmak isteyenler, İda Costa Hotel’in SPA’sında yorgunluğunu atabilir, İda Sofa’da en sevdiğiniz kitabınızın sayfalarını çevirerek keyif yapabilirsiniz.
Ege mutfağına düşkün biriyseniz tadına doyamayacağınız her güne özel menüler hazırlayan otel, sabahları da sizleri enfes bir köy kahvaltısıyla buluşturuyor. Akşam yemeklerinde ise otelin deneyimli şeflerinin hem lezzetli hem de farklı seçimleriyle buluşuyorsunuz!
{771648}
Hotel Caeli & Caeli Winery (Eceabat, Çanakkale)
Göz alabildiğine uzanan üzüm bağlarına ve onların ortasındaki yalıtılmış dünyaya bakarken, kulağınıza rüzgarın getirdiği şarkılar doluyor. Caeli, gustosu olan bir otel. Sadece otel değil; yerli ve yabancı sanatçıların eserleriyle dolu bir sanat galerisi, gelişmiş damak zevklerine hitap eden ayrıcalıklı bir lezzet dünyası.
Biraz Toskana, biraz Provence havası var ama ikisi de değil. Burası bizim bereketli, kadim, hikayelerle dolu topraklarımız ve bana kalırsa dünyanın en güzel coğrafyası.
Otelde 15 deluxe, 5 süit, 1 tower süit olmak üzere 21 konaklama birimi var. Hepsi akıllı oda olarak düzenlenmiş. Klima, aydınlatma, multimedya sistemlerinin tümünü odanızdaki iPad üzerinden kontrol edebiliyorsunuz. Doğayla bu kadar baş başa tatil yaparken, teknolojinin tüm nimetlerinin size eşlik etmesi, konforlu detaylar olarak karşınıza çıkıyor.
Caeli’de bağ bozumu günlerine katılabilirsiniz. Ayrıca otelin kendine ait mahzeni var ve bağ bozumundan bağımsız olarak da ne zaman giderseniz mahzen açık; düzenlenen özel turlarla burayı ziyaret edebiliyorsunuz.
Mutfak ise başlı başına bir deneyim. Kendi çiftlikleri var ve ekolojik tarım yapıyorlar.
The Lake House İznik (Orhangazi, Bursa)
İstanbul’a 1 saat 15 dakika gibi kısacık bir mesafe kat ettikten sonra kendinizi içinde bulacağınız bu harika mekana inanamayacaksınız. İznik Gölü’nün hemen yanında zeytin ve servi ağaçlarının arasında on dönümlük bir araziye kurulmuş rafine bir kaçış noktası The Lake House.
Her detay kendinizi evinizde gibi hissetmeniz için özenle tasarlanmış. Bahçe veya göl manzaralı olarak 5 tip, toplam 12 adet odası bulunuyor.
Mutfaklarında kullandıkları ürünleri en iyi lokal üreticileriden veya tarlalarından temin ediyorlar. Burada konakladığınız sürece doğal besleneceğinizin bir garantisi bu.
Gölün üzerindeki iskele muazzam bir yürüyüş ve bir nevi meditasyon yeri. Burada güneşlenip kitap da okuyabiliyorsunuz. Zeytin ağaçlarının arasında yürüyüşe çıkabiliyor ve kano, yelken, yüzme gibi aktiviteler yapabiliyorsunuz.
Cunda Despot Evi (Ayvalık, Balıkesir)
Antik Yunan tapınaklarını andıran bir mimari, görkemli bir dekorasyonla birleşirse, üzerine de tarihten süzülen sayısız anı eklenirse nasıl bir mekan çıkar ortaya? Bu sorunun cevap bulmuş halini deneyimlemek için rotanızı Cunda’ya çevirin.
Despot Evi, A Design Awards 2020’de “Kültürel Miras ve Kültür Endüstrisi Tasarımı” kategorisinde Altın Ödül almış bir otel.
Despot denince ilk aklınıza gelen anlamı unutun. Çünkü buradaki anlamı başka. Rum Ortodoks mezhebinde dini rütbelerden biri. 1862 yılında burayı ev olarak binbir emekle inşa eden Grigorios Gudohiras bir din adamı olduğu için buraya Despot Evi adını vermişler.
Yıllar içinde Hayat Bayram Olsa, Kambur, Ah Dede Vah Dede, Av Zamanı gibi birçok filme ev sahipliği yapan Despot Evi, ana bina ve sarnıç binası olmak üzere iki yapıdan oluşuyor. 6’sı süit olarak düzenlenmiş 28 odası var. Mimariye uygun olarak, dekorasyonda klasik çizgiler takip edilmiş.
Zeytin ağacı yağlarının başrolde olduğu YUND SPA çok keyifli. Mutfağı ise tam bir lezzet yolculuğu. Despot Evi’nin konumu da çok avantajlı. Öncelikle bahçenin neresinde olursanız olun denizle göz göze geliyorsunuz. Adanın en güzel adreslerinden Taş Kahve, Aşıklar Tepesi, Ayios İoannis (Aya Yani) Kilisesi ve Rahmi Koç Müzesi’ne de yürüyerek ulaşabilirsiniz.
{773204}
7 Rooms Boutique Hotel (Nilüfer, Bursa)
Bursa Balat Ormanı’nın hemen yanı başında Mudanya ve Uludağ’a yakın bir konumda yerini alan 7 Rooms, adı üzerinde yedi odalı bir butik otel. Oteli ayrıcalıklı kılan, ilk tasarım aşamasında önceliği uykuya ve kaliteli uyku malzemelerine vermiş olmaları. Konfor anlamında harika bir seçim.
4 farklı tipteki odaların her biri de sizi doğa, sanat ve tasarımla buluşturmak için tasarlanmış; işinizi kolaylaştıracak teknolojik detaylarla harmanlanmış. Laptop girecek büyüklükteki kasalardan tutun da fiber altyapıya sahip hızlı internete kadar…
Bünyesinde yer alan Pronto Cafe & Bistro ve Kaburga Et Lokantası otel dışında da keyifli vakit geçirmenize olanak sağlıyor.
Yürüyüş ve koşu parkuru da olan Balat Ormanı’na sadece 50 metre uzaklıkta yer alması, doğa ile iç içe bir hafta sonu geçirmek isteyenler için ideal. Otelin sunduğu ücretsiz bisiklet hizmetiyle doğanın tadını çıkarabilir ve yoğun iş temposu arasında rahat bir nefes alabilirsiniz.
Dönüşte de ister buhar ve masaj odalarında rahatlar isterseniz de kış bahçesinin içerisinde yer alan kahvaltı odasında enfes lezzetleri keşfedersiniz ya da her ikisini birden…
Simurg Inn (Ayvacık, Çanakkale)
Simurg ya da bilinen adıyla zümrüdü anka. İsmini, kendini aramayı ve kendi içinde yeniden doğmayı temsil eden bu kuştan alan Simurg Inn Ayvacık’ın Ahmetçe Köyü’nde. Henüz pek keşfedilmemiş ve bu nedenle hem özgün hem güzel kalabilmiş bir yer Ahmetçe.
Simurg Inn doğa aşıklarının çok seveceği bir otel. Hem dört yanı saran ağaçlar ve çiçekler hem de evcil hayvanları ile dost canlısı bir otel.
Hepsi farklı ve özenle dekore edilmiş 5 oda ile 3 taş ev var. Hangisinde konaklamak istersiniz bilemem ama bildiğim şu ki seçiminiz ne olursa olsun; temiz havanın etkisiyle sabah erkenden uyanacağınız ve güne kuş sesleri eşliğinde başlayacağınız.
Otelde ekolojik bir dünya kurmuşlar. Sebze-meyveleri kendileri yetiştiriyor, yumurtaları özgür tavuklardan organik olarak alıyor, zeytinyağlarını kendileri yapıyorlar. Size de bu doğal lezzetlerin keyfini sürmek kalıyor. Hem de dünyaca ünlü mutfak sanatları okulu Le Cordon Bleu mezunu iki şefin elinden…
Adatepe Ida Blue Hotel (Ayvacık, Çanakkale)
Taş mimarinin insana kendini yalıtılmış ve mutlu hissettiren bir yanı var. Sanki çevrenize gönlünüze göre bir duvar örmüşsünüz de içeride kalmasını istemediğiniz ne varsa taşların ardında bırakmışsınız gibi… İda Blue Otel, tam da böyle bir etki bırakıyor üstünüzde.
Alpler’den sonra dünyanın en zengin oksijen kaynağı olan Kaz Dağları’ndasınız. Restore edilmiş 3 Rum evinde adını bahçedeki bitkilerden alan odalarda kalıyorsunuz. Odaların dekorasyonunda eskiye ait hatıra yüklü parçalar kullanılmış. Geçmişi bugüne taşıyan özenli dokunuşlar her yerde…
Bahçesinde vakit geçirmek ise başlı başına keyif. Kat kat düzenlenen bahçenin öyle köşeleri var ki oturup etrafa bakarken, Cezanne tabloları geliyor gözlerinizin önüne.
Yörük pazarından, yerel üreticilerden ve kendi bahçelerinden özenle seçtikleri organik ürünler ve kendi özel reçeteleri ile hazırladıkları yemeklerle unutamayacağınız bir gastronomik deneyim de yaşayabiliyorsunuz.
Yolunuz bu güzelliğe düşmüşken zeytin ağaçlarıyla ve çam ormanlarıyla çevrili, mitolojik Adatepe’nin köy meydanını, Zeus Altarı’nı ve Küçükkuyu’daki Zeytinyağı Müzesi’ni ziyaret etmeden dönmeyin.
{773023}
Gazelle Resort & Spa Otel (Merkez, Bolu)
Burası Kartalkaya’daki meşhur Grand Kartal Otel’in ikinci işletmesi, SPA konseptiyle misafirlerine beklentilerinin üzerinde hizmet kalitesi sunan resortu Gazelle. İstanbul’a 2,5, Ankara’ya 1,5 saatlik sürüş mesafesinde.
Gazelle Resort & Spa, yemyeşil bir meşe ormanının ortasında yer alıyor. Otel yapımında bir tane bile ağaç kesilmemekle birlikte projenin ortasındaki 300 yıllık meşe ağacı için proje tamamen değiştirilmiş. Otel; çevreciliğiyle, hayvanlar için güzel bir yaşam ortamı sunması ve sürdürülebilirliği sağlamasıyla bölgedeki ilk ve tek yeşil beş yıldızlı otel hakkını da gururla taşıyor.
Tesiste 10 farklı oda tipi var ve hepsi modern tarzda ve son derece aydınlık.
Gazelle’nin alakart seçenekler veya açık büfe yemekler sunan restoranlarında Türk ve İtalyan lezzetlerinden oluşan zengin menüler servis ediliyor. Bar ve atıştırmalık büfesinde canlandırıcı içecekler var.
5000m2’lik spa bölümünde klasik İsveç masajından, Türk hamamına, kum terapisinden macera duşuna, Thai masajından bio saunaya, Bali masajından saman terapisine, misafirlerin aklına gelebilecek her çeşit terapi yer alıyor.
Tüm spa aktivitelerinin yanısıra fitness, yoga, pilates, meditasyon gibi aktiviteler de sunuluyor. İster ormanda kuş sesleriyle temiz havada, ister doğa manzaralı fitness salonunda formunuzu koruyun.
Lotus Otel, Abant
Abant’a sadece 16 km uzaklıkta büyüleyici bir doğanın içinde konumlanan Lotus Otel, önünden usul usul akan deresi, neşeyle salınan ördekleri ve kucakladığı huzur dolu ormanıyla rüya gibi bir kaçamak vadediyor.
Rahatlığın ön planda tutulduğu ve her birine geniş camlarından gün ışığı dolan 20 odaya sahip olan otel bir ana bina ve bir de köşk bölümünden oluşuyor. Bu 20 odadan biri odun şöminesi ve banyodan bağımsız bir jakuziye sahipken, bir başka oda ise otelin eşsiz manzarasını kucaklayan camla çevrili bir çatı katı…
Her mevsimi tüm güzellikleriyle dorukta yaşatan Lotus Otel’de karla kaplı kış ayları ayrı, cıvıl cıvıl bahar ayları ayrı bir deneyim sunuyor. Çocuklu aileler için ideal bir ortam sunan bahçesi, kendini şımartmak isteyenler için SPA’sı, hafta sonu canlı müzikle eğlenmek isteyenler ve hatta çeşitli toplantılar için de son derece elverişli bir ortam sunan 20 kişilik toplantı odası ise otelde sunulan diğer alternatifler.
Otelin Bolu mutfağına ait yöresel lezzetlerin yer aldığı geniş bir menüye sahip olan restoranı ise sade ve şık bir ambiyansa sahip. Ayrıca iki adet kış bahçesi bulunuyor. Abant Gölü’ne 15 dakikada ulaşılabilen otel konum olarak da civarı keşfetme fırsatı sunuyor. Abant Gölü, Mudurnu ve Göynük’teki tarihi evler veya otelin çevresindeki yürüyüş parkurlarıyla orman havası solumak burada gerçekleştirebileceğiniz deneyimler arasında.
NG Sapanca Enjoy (Sapanca, Sakarya)
Burası yeni bir tesis olduğu için kalabalık da değil. Had safhada bir sosyal mesafe ile tatilinizi yapabiliyorsunuz. Önce çok güzel bir peyzaja sahip bir bahçe ve dev bir ıhlamur ağacı karşılıyor sizi.
Lobide klasik araba ve motosikletler de var. Dekorasyon ve mobilya seçimleri çok başarılı. Orman ve havuz manzaralı geniş odalar çok şık. Yemekler gayet lezzetli. Yeşil her yerde başrolde. 5’i kapalı, 2’si açık toplam 7 havuz var.
Bambu ve flamingolu bir dekorasyon sizi açık büfe restorana sokuyor. A’la carte restoranları Safran’ın yemeklerini başarılı buldum. Servis iyi ve profesyonel.
Melisa Sports Bar’ı ve 4600 m2’lik Spa Merkezi’ni çok beğendim. NG Kütahya Seramik’in sahibi olduğu NG Sapanca Enjoy‘un kardeş oteli NG Hotels Afyon’un bu sene en iyi termal otel seçildiğini eklememde de fayda var.
{773319}
Narköy (Kıncıllı, Kocaeli)
Narköy, Nar Eğitim ve Danışmanlık Merkezi’nin eğitim odaklı sürdürülebilir turizm merkezi ve organik tarım çiftliği. “Küresel düşün, yöresel hareket et” felsefesiyle hayat bulan mimarisi, doğadan öğrenerek, yararlanarak ve ona katkı sağlayarak işlemek üzere tasarlanmış.
Narköy, eğitim odaklı bir merkez olarak çağdaş bir çiftlik ve otel mantığıyla yaşıyor ve hizmet veriyor. 14 oda, aile ve grup konaklama üniteleri, organik çiftlik yemeklerinin pişirildiği restoran, açık ve kapalı derslikler, organik tarım çiftliği, muhteşem bir orman ve doğanın sürprizlerini sunan Narköy’de, çeşitli eğitim, aktivite ve atölye çalışmalarına katılmak, sevdiklerinizle doğanın kalbinde bir tatil geçirmek ya da iş arkadaşlarınızla karmaşadan uzakta proje geliştirmek ve çalışmak mümkün.
Narköy’ün kapısı, doğayla iç içe vakit geçirmek ve ona katkıda bulunmak isteyen herkese açık. Doğanın kalbinde zaman geçirmek için yolunuzu Narköy’e düşürebilirsiniz.
Narköy’ün odaları, misafirlerine rahat, doğal ve konforlu bir ortam sunmak için tasarlanmış. Farklı oda ve mekan seçenekleri, her tür organizasyon için en uygun konaklama planını yapma imkanı sağlıyor.
Yeşil Çizme Doğa Evi
Doğanın içinde kaybolacağınız bir tatil arıyorsanız sizin için en doğru adres Yeşil Çizme Doğa Evi. Safranbolu’da ormanın derinliklerinde bulunan bu yer hayatın koşuşturmacasına dur diyebileceğiniz mükemmel bir alan. 14 dönüm arazinin ortasında kurulmuş olan Yeşil Çizme Doğa Evi’nin armuttan incire, cevizden fındığa her türden ağacı var. Öyle bir bahçeye sahip ki mevsimine göre birçok meyve ve sebzeyi dalında bulabilirsiniz. Yeşil Çizme Doğa Evi’nin kendisi kadar çevresinde de keşfedilmeyi bekleyen güzellikler var. Buz gibi akan çaylar ve trekking için Mencilis Mağarası görülmesi gereken yerler arasında.
Doğanın içinde kocaman bir alanı olsa da bu yerin bünyesinde sadece 6 oda mevcut. Odalarında siz mükemmel bir manzaranın keyfini çıkartabilin diye televizyon yerine balkon var. Ayrıca kalabalık bir şekilde gelip daha büyük bir alan istiyorsanız, 2 tane bulunan suit odalardan birinde konaklayabilirsiniz.
Sacred House Cappadocia
Yıllar boyu farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış, eşsiz doğal güzellikleriyle ülkemizdeki en önemli turizm bölgelerinden biri olan Kapadokya, sizlere zamanda yolculuk yaptırıyor ve kendinizi ortaçağda yaşıyormus hissine büründürecek bir otelle buluşturuyor; Sacred House!
2003 yılında açılan otelde 21 oda mevcut ve her biri farklı konseptleriyle yunan mitolojisine değiniyor. Dekorasyonuyla, sizleri buluşturduğu tarihi duvarlarıyla ve müzikleriyle ise cenneti sunuyor.
Değerlendirmeleriyle dünya çapında ünlü olan Conde Nast Johansens tarafından “Most Excellent European Service” ve “ Most Excellent Hotel For Design” ödüllerine layık görülen otel, yemekleriyle de övgüyü hak ediyor.
Kaz kebabı, Ermeni Yahnisi gibi bir çok yemeği deneyimleyebileceğiniz sofralar, sofra dekorasyonuyla da sizleri büyüleyecek.
Özellikle sanata ve tarihe ilgili biriyseniz, otelde görebileceğiniz esrarengiz tablolar, antika eşyalar ve heykeller bir hayli dikkat çekici. Eski ve çok önemli eserlere ev sahipliği yapan kütüphanelerindeki kitaplara da mutlaka bakmalısınız!
Exadra Hotel Cappadocia (Kapadokya)
Kendinizi bir masalda hissedebileceğiniz, Kapadokya’nın büyüsüne kapılabileceğiniz Exedra Hotel’de tarihi anlara tanıklık ederken, unutulmaz deneyimlerle buluşacaksınız.
2017’den beri hizmet veren otelde 86 oda bulunuyor. Odaların dekorasyon stilleri birbirine her ne kadar benzese de, farklı dekoratif objeler ve eşyalar ile farklı atmosferlerin yaratıldığı oda seçenekleri mevcut.
Seçenekler arasında bir mağarada kalıyormuş hissine kapılacağınız özel odalar ve keyif yapabileceğiniz yüzme havuzlu, jakuzili odalar da bulunuyor.
Exedra Hotel Cappadocia’da konaklama yaptığınız süre boyunca farklı lezzetler deneyimleme fırsatı da sunuyor. Erciyes Dağı manzaralı Fresko Teras Restoran ve Bar’da dünya ve Türk mutfağından seçenekler ve yerel özel şarap listesi de bulunuyor.
Burada olduğunuz süre içinde eski bir kilise olan Chapel Restoran’da tarihe yolculuk yapabilir, otelin şaraphanesinde özel anlarınızı daha anlamlı kılabilirsiniz.
{773103}
Argos in Cappadocia (Kapadokya)
14 yıllık planlama ve restorasyon çalışmalarının ardından, ev rahatlığını rafine zevklerle buluşturarak 2010 yılında kapılarını açan Argos, 50’nin üzerinden ulusal ve uluslararası başarıya sahip. Öyle ki Argos “Turizmin Oscar’ı”colarak kabul edilen World Travel Awards kapsamında üste üste 4 kez “Türkiye’nin En İyi Kültürel Miras Oteli” seçildi…
Peri bacalarının yarattığı büyüleyici atmosferin yanı sıra coğrafyası, doğası, tarihi, romantik manzarası ve adrenalin yüklü deneyimler sunan Kapadokya; geçmiş ve bugün arasında keyifli bir bağ oluşturarak eşsiz bir deneyim sunuyor. 14 dönüm üzerinde yer alan 51 odası ile Argos işte tüm bu güzellikleri bünyesinde barındıran nadir örneklerden biri. Ayrıca oteldeki 4 süit, içinde kendi yüzme havuzuna sahip.
Burada geçirdiğiniz süre boyunca oteldeyseniz Kapadokya’nın eşsiz manzarası ve otelin hemen yanı başında bulunan bölgenin en yüksek peri bacalarından biri ile büyülenebilir; otelden çıktığınızda ise birkaç dakika uzaklıktaki Uçhisar Kalesi’ne veya Güvercinlik Vadisi’ne gidebilirsiniz. Ayrıca bir bölümü otelden geçen 5 km’lik yeraltı tünelini, mahzeni, 1500 yıllık manastırı keşfedebileceğiniz misafirlere özel turlara katılabilir; akşam yemeğinde ise Anadolu ve dünya mutfağına ait enfes lezzetleri tadabilirsiniz.
Hışvahan (Gaziantep)
16. yüzyılın ortalarında inşa edilen ve çatısı altında yüzlerce yıla ev sahipliği yapan Hışvahan, şehrin tarihi merkezi “Kültür Yolu üzerinde; Gaziantep Kalesi’nin eteklerinde yer alıyor. Adını pamuk kozası anlamına gelen “hışva” kelimesinden alan bu Gaziantep’in en eski hanına adım atar atmaz ise tarih ile günümüzün muhteşem bir ahenkle iç içe geçtiği; hem modern çizgilere sahip olan hem de geçmişe götüren detaylar göze çarpıyor.
Gaziantep mutfağının en özel lezzetlerini barındıran ve mistik bir havaya sahip olan restoran bölümü ile de öne çıkan handa, UNESCO listesinde giren bu kentin lezzetleri ise Hışvahan yorumuyla sunuluyor. Her bir detayıyla kendine hayran bırakan otelin en keyifli yerlerinden biri de avlusu ve Gaziantep Kalesi manzarasıyla görsel bir şölen yaratan “Revak” bölümü ise tarihi dokusuyla bu hissi iliklerinize kadar hissedeceğiniz bir atmosfer sizi bekliyor.
5’i süit, 5’i standart olmak üzere 10 odası bulunan Hışvahan; başarılı restorasyonu ile Tarihi Kentler Birliği tarafından düzenlenen “Tarihi ve Kültürel Mirası Koruma Proje ve Uygulamalarını Özendirme Yarışması”nda 15. Yıl Özel Ödülü’nün de sahibi.
Mardius Tarihi Konak Hotel (Mardin)
Tarihi dokusu ve büyüleyici atmosferi ile misafirlerine zaman kavramını yitirten Mardin, Asurlular’dan Osmanlı’ya kadar uzanan zengin kültür mirasıyla adeta bir medeniyetler beşiği. İşte Mardius Tarihi Konak da; Mardin’in ev sahipliği yaptığı kültür hazinesini anlatmak, yaşatmak ve nesillere aktarmak üzere yola çıkmış…
Şehrin eski isimlerinden biri olan “Mardius” ismini taşıyan konağın inşa tarihi 1400’lü yıllara uzanıyor. O günden bu yana tarih boyunca çeşitli restorasyonlar geçirmiş olsa da Mardius Tarihi Konak, siz daha içeri girer girmez köklü bir geçmişin çatısı altında bulunduğunuzu hissettiriyor.
Şehrin taş duvarlarla bezenmiş karakteristik mimarisiyle harmanlanan ahşap oymalar, bakır lavabolar ve çini detaylar ise mistik bir atmosfer yaratırken; önünüze serilen Mezopotamya manzarası burada yaşanan büyüleyici anları daha da zenginleştiriyor. Kuşaklardır konağın sahibi olan Ensari ailesinin fertlerinin ismini taşıyan 11 odanın her birine gelince, asırlardır ev sahipliği yaptığı medeniyetlerin izleriyle bezenmiş detaylar dikkat çekiyor. Birbirinden farklı büyüklüklere sahip olan bu odalar; aile odası ve çift katlı odalar olmak üzere farklı alternatifler sunuyor, ayrıca dekorasyonları da şehrin sahip olduğu doku ile mükemmel bir ahenge sahip.
Mutfağıyla bambaşka bir dünyaya davet eden Mardius, hem Mardin’in hem de Ensari ailesinin kültürünü yansıtan, defalarca denenerek oluşturulmuş zengin seçkili bir menü sunuyor. Mardius mutfağının sunduğu bu zengin seçkide ise Mardin’e özgü kahvaltılıklar, hamur işleri, mezeler, yemekler ve Konağın Sahibesi Payruze Hanım tarafından yapılan özgün tatlar tadabileceğiniz lezzetler arasında.
{88452}
İstanbul İçi Oteller
Bebek Hotel By The Stay
İstanbul’un en ihtişamlı yerlerinden biri olan Bebek’in en güzel yerine konumlanmış, bugüne kadar bir çok İstanbulluya ilham vermiş ve anılar biriktirmesine sebep olmuş Bebek Hotel, 1950’lerden beri hizmet veriyor.
2019 itibariyle The Stay ile yolları kesişen Bebek Hotel, boğazı en güzel deneyimleyebileceğiniz odalarına sahip otellerden biri oldu. Eski dekorasyonunu koruyan otelde bünyesinde 22 adet junior süit oda bulunuyor, bütün odalar balkonlu olmasının yanı sıra duvarlarda eski İstanbul’a ait bir çok tablo ve çizimlerle sizleri buluşturuyor.
Bebek Hotel’in giriş katında bulunan lounge ve restoranda leziz yemekler yiyebilirsiniz, Çin yemeği ve Uzak Doğu kültürünün temsilcesi Dragon Restoran’ın menüsüyle de gecenizi keyiflendirebilirsiniz. “Yemekten sonra ne yapabilirim” diye soruyorsanız, Bebek Hotel’de bulunan ve eşsiz bir manzaraya sahip olan Roof Bar’da kokteyllerinizi içerek keyif yapabilirsiniz.
Aya Sultanahmet Hotel (Sultanahmet)
İstanbul’un tarih kokan semti Fatih’in deniz manzaralı, Mimar Sinan Türbesi, Ayasofya Müzesi, Topkapı Sarayı gibi semtimizin en önemli eserlerini barındıran tarihi yerlerine yürüme mesafesinde olan Ayasultan Hotel, sizlere keyifli bir hafta sonu deneyimi sunuyor.
Modern dekorasyonuyla dikkat çeken butik otelde farklı lezzetler tadabileceğiniz iki restoran bulunuyor. Türk mutfağından her türlü lezzeti sizlere sunan Rami Restoran, ufak bir bahçe ve cam tavandan oluşuyor. Bir diğer seçenek ise, Aya Fish Lounge. Burada büyüleyici İstanbul manzarasında, Ayasofya ve Sultanahmet camisine karşı, balık ve deniz ürünlerini deneyimleyebilirsiniz.
Ayasultan Hotel, küçük fakat konforlu 9 adet odayı sizlerle buluşturuyor. Otelin aşağı katında bulunan kav ile de dünya şaraplarını ve Türkiye’den Urla ve Caeli şaraplarını tadımlayabilirsiniz.
Sumahan on the Water (Çengelköy, İstanbul)
İstanbul’da yaşayanlar ve İstanbul’a aşık olan bizler kendimizi sürekli bir koşturmaca içinde bulduğumuzdan içinde yaşadığımız şehrin güzelliklerini kaçırıyoruz; bazen bir hafta boğazı görmemiş bile oluyoruz. Eğer böyle hasretler içindeyseniz bir hafta sonunuzu mutlaka Sumahan’da geçirmenizi öneririm.
Otele ismini veren binanın hikayesi de ilginç. Burası 1875’ten kalma tarihi bir fabrika. O dönemin kuru ve yaş üzüm ispirtosunun anason tohumu ile ikinci defa damıtılmasından elde edilen bir tür rakısı sumanın üretildiği fabrika. Bina şimdiki sahibi Nedret Ercan Butler’e ailesinden miras kalmış. ABD Minnesota’da mimari okuyan Nedret Hanım, üniversite bitirme tezi olarak kaderine terk edilmiş bu binayı bir otel şeklinde tasarlamış.
Okulu bitirip bir süre daha ABD’de yaşayan Nedret Ercan burada sınıf arkadaşı mimar Mark Butler ile evlenmiş. Yıllar sonra İstanbul’a döndüklerinde ise bir mimarlık şirketi kurarak, Nedret Hanım’ın okuldaki tezini birlikte hayata geçirmişler. Suma’nın yabancı dillerde de kolay söylenebilir olması ve binanın tarihini de yansıtması açısından otelin adını Sumahan koymuşlar.
Sumahan’ın hepsi boğaz manzaralı 18 odası var. Oda kapılarında numaralar yok. Odalar, Kanlıca, Vaniköy, Çubuklu, Kandilli gibi, İstanbul’un Boğaz semtlerinden almış isimlerini.
Her odanın dekorasyonu birbirinden farklı. Bazıları iki katlı olan süitlerin boğaza nazır bahçesi var. Tüm odalarda şömine, bazı odalarda ise banyoda kurnalı küçük hamamlar var.
{773426}
Splendid Palace (Büyükada)
Tüm görkemini mimari, dekorasyon ve tarihiyle yansıtan Splendid Palace daha Büyükada’ya ayak basmadan vapurdan görünen kubbeleri ve kırmızı panjurlarının dikkat çektiği manzarasıyla adaya gelenleri kendine hayran bırakıyor. Vapurdan inip kısa bir yürüyüşün ardından vardığınız otele adım atar atmaz ise sizi tarihte keyifli bir yolculuk bekliyor.
Geçmişte bir yangına kurban giden Giacomo Oteli’nin yerine, 1908 yılında Sakızlı Müşir Kazım Paşa tarafından yaptırılan Splendid Palace o gün bugündür hiç işletmeci değiştirmemiş ve şu an da 6. kuşağın işletmesi altında.
Ocak-Mart dönemleri haricinde açık olan Splendid Palace, konaklama için olmasa da normal zamanda özel davet ve etkinlikler için bu dönemlerde yine açılabiliyor. Toplamda 48 odası bulunan otelde odaların dekorasyonları ve ambiyansları aynı olsa da büyüklükleri ve sahip oldukları manzaralarla atmosferi değişiklik gösteriyor. Otele nostaljik bir hava katan detaylar arasında ise geçmişin yadigarı duvar tabelaları, siyah beyaz fotoğraflar, kartpostallar ve ahşap ağırlıklı eşyalar var.
Lobideki bar otel açıldığından beri kullanılmakta ve duvarda Atatürk’ün de siyah-beyaz bir fotoğrafı asılı. Kazım Paşa’nın kızı Nazire Hanım başta olmak üzere aileyle dostluğu olan Atatürk, burada hiç kalmamış ancak pek çok kez davetlere ve akşam yemeklerine katılmak üzere otele misafir olmuş. 1. Derecede tarihi eser statüsüne sahip olan Splendid Palace, 1908 yılında yapıldığı günden bugüne genel havasını korumayı başarmış nadide bir yer.
Casa Lavanda Boutique Hotel & Restaurant (Şile, İstanbul)
İstanbul’dan çıkmadan huzur içinde konaklamak ve Akdeniz mutfağında keşfe çıkmak mümkün. Şile Limanı’ndaki Casa Lavanda bunu mümkün kılıyor.
Hizmet kalitesini yaşam kalitesi anlayışıyla şekillendiren bir aile kuruluşu burası. Doğal yapıya ve ekosisteme olan uyumu, tesisi son derece kıymetli yapan özelliklerden biri.
Sakin, huzurlu ve yalın bir hafta sonu molası arayanlar için oldukça rafine bir seçim. 21.000 m2 yeşil alanında 14 konaklama odası bulunuyor. Odaların isimleri Kayın, Ihlamur, Akasya, Söğüt, Erguvan, Defne ve Ardıç.
Otelde taş ve ahşap başta olmak üzere tamamen doğal malzemeler kullanılmış ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımına özen gösterilmiş.
Akdeniz mutfağı ağırlıklı mönüsünde Türkiye’nin her yerinden tatlar da bulunuyor. Şile Limanı’ndan günlük balık ve Fransa’dan kaz ciğeri ve ördek geliyor. Otelin şefliğini Şen ailesinin oğlu Emre yapıyor. Tesisin her noktasına nasıl iyi şekilde temas edeceğini bilen gerçek bir aile işletmesi örneği.
Parma Sole (Şile, İstanbul)
Parma Sole’nin temelleri, seyahatlerini yıllardır hem iş hem gezi amaçlı İtalya’nın Parma şehrine gerçekleştiren ve yıllar içinde oraya oluşan bağlılığı ile oluşmaya başlayan bir aile işletmesi. Ve sonrasında Şile/Sahilköy’de bulunan evlerini gerek Parma mutfağıyla öne çıkararak gerekse mimari olarak bu konsepte dönüştürerek Parma Sole‘yi kuruyorlar.
Burası 7500 metrekare alan üzerine kurulu, yemyeşil vadi manzaralı bir alana sahip.
Her biri sakin ve ruha hitap eden, İtalyan mimarisinden esinlenerek tasarlanmış toplamda 12 oda bulunuyor. Bu odalarda uyanmak tazeleyici bir başlangıç diyebilirim.
Parma mutfağının lezzetlerinin yer aldığı 70 kişilik bir restoranımız bulunuyor. Tarladan sofraya anlayışı ile yemeklerde kullanılan meyve ve sebzelerden, siyez buğdayının öğütülmesi ile meydana gelen sıcak ve taptaze ekmeklere kadar izlenilen özenli bir yolculuk var içeride.
{773173}
Six Senses Kocataş Mansions (Sarıyer, İstanbul)
30 Temmuz’dan beri İstanbul’un tarihini, kültürünü, Boğaz keyfini, dünya mutfağının lezzetleriyle sunuyor Six Senses Kocataş Mansions, İstanbul. 19. yüzyıldan günümüze uzanan, İstanbul Boğazı’nın en sakin ve güzel kıyılarından Sarıyer’de Kocataş ve Sait Paşa yalılarına hayat veriyor otel.
3,5 yıl süren çok başarılı restorasyonda orijinal plana sadık kalınmış.
43 odalı butik otelin öyle bir atmosferi var ki her ne kadar İstanbul’un kalbinde olsanız da sizi şehrin gürültü ve stresinden uzakta huzur bulacağınız kentsel inzivaya davet ediyor.
Otelde şef Richard Sandoval’ın Latin Amerika’daki lezzetleri yorumladığı ikonik restoranı Toro Latin Gastro Bar bulunuyor.
Sait Paşa Konağı’nın yanında yer alan eski bir sarnıcın restore edilmesiyle hayata geçirilen Defne Restaurant’da Türk yemeklerini tadabilirsiniz.
Bohem stilli Kahve Lounge’da ise Boğaz manzarası eşliğinde hepsi birbirinden leziz tatlı ve tuzlu atıştırmalıkların tadına bakabilirsiniz. Hem göze hem damaklara hitap eden geleneksel çay saati ise apayrı bir seremoni.
Kişiye özel lüks deneyimlerin sürdürülebilir anlayışla sunulduğu bu butik otelde, kendi doğal ürünlerinizi yapmayı Earth Lab atölye çalışmalarında öğrenebilir, sağlıklı ve organik yaşam aktivitelerine Alchemy Bar’da katılabilirsiniz.
Hagia Sofia Mansions
İstanbul tarihinin ve hikayesinin başladığı topraklarda hem modernize edilmiş hem de tarihi ruhun yansıtıldığı bir otel olan Hagia Sofia Mansions, restoranları, kişisel yaşam alanları ve 17 konağıyla bir otelden daha çok bir mahalleyi anımsatıyor.
Hilton’un ruhunu yansıttığı Hagia Sofia Mansions’da kendi başına ayrı bir mekan olan Yeşil Ev’de bir diğeri de Lale Konak’ta iki tane resepsiyon bulunuyor fakat resepsiyon demek yerine Misafir Elçisi demeyi tercih ediyorlar. Bu şekilde otelden çıkış yapıncaya kadar her konuda sizlere kişisel destek sağlıyor.
Zengin yemek menüleriyle dikkat çeken Sarnıç Restaurant, şömine başında keyif yapmak isteyenler için de keyifli bir seçenek. Mutluluğun en güzel sebeplerinden biri olan kahvaltıyı şahane bir Ayasofya manzarası ile Sofia Terrace Restaurant ve Yeşil Ev Garden’da yapabilirsiniz. Kendine zaman ayırmak, kişisel alan yaratmak isteyenler ise bahçede düzenlenen dinlenme alanları ile kendilerine mola verebilir, huzurlu bir hafta sonu geçirebilirler.
Grandma’s Wonderland (Silivri, İstanbul)
İşte karşınızda gerçek bir harikalar diyarı! Burası Silivri’de zamanın çok yavaş aktığı bir çiftlik.
Silivri’nin Akören köyüne giden yol üstündeki boş topraklarda önce çiftliği çevreleyen çam ağaçları yükselmiş. Onu meyve bahçesi, bostan, gölet ve üzüm bağı takip etmiş. Yıllar içinde onlarca çeşit bitki ve çiçekle renklenen çiftlikte taş evin de tamamlanmasıyla yeni bir yaşam başlamış. Ve ismi Grandma’s Wonderland olmuş.
40 bin metrekareye yayılan çiftlikte tavuk, horoz, ördek, kaz ve sülünlerden oluşan geniş bir kanatlı ailesi de yaşıyor. Tesisin sahiplerinin köpekleri Celine ve Şimşek güvenlikten, kedileri Calamity farelerden sorumlu.
Çiftliğe gelenleri ağaçların altında sakin bir gün ve çiftliğin restoranı The Barn’da tarladan tabağa bir menü bekliyor.
Dostlarınızla mutfak ve bahçe workshoplarına katılabilir, gün batımında yoga ve meditasyon yapabilir, bağbozumunda kasaları doldurup pekmez ve şarap üretimine katılabilirsiniz.
{773403}
Saffet Emre Tonguç kimdir?
Şişli Terakki Lisesi’nin ardından girdiği Boğaziçi Üniversitesi’nde, Turizm ve Otel Yöneticiliği ile Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümlerinde öğrenim görmüş olan Saffet Emre Tonguç, yüksek lisansını Boğaziçi Üniversitesi’nin Osmanlı Sosyal Tarihi programında tamamladı. Aynı zamanda bir tarihçi ve profesyonel seyahat rehberi olan Tonguç, şu ana kadar yüzlerce ülkede bulundu. Çeşitli kanallarda yayınlanan programları ile seyahat tutkunlarının vazgeçilmezi olan Saffet Emre Tonguç, profesyonel konuşmacı ve tv programcısı olarak yürüttüğü çalışmaların yanı sıra turizmi keşif duygusuyla birleştirdiği özel rotalara turlar düzenleyerek profesyonel rehberliğe devam ediyor.