Japonya'yı Evinizden Keşfedin
Yazı Boyutu:
Japonya'yı evinizden keşfetmek için ihtiyacınız olan her şeyi bir araya getirdik.
İstanbul’daki En İyi Sushi Restoranları
Altın çağını yaşayan Asya mutfağı, dünya çapında giderek artan yoğun bir ilgi görüyor. Geniş coğrafyasında yaşayan pek çok köklü kültürün öğretisiyle, pişirme teknikleri ve malzemesiyle şekillenen bu özgün mutfağın değişmeyen yıldızı ise elbette suşi. Neredeyse iki bin yıllık geçmişe sahip suşinin tarihteki yolculuğu; basit bir saklama tekniğinin yıllar içinde değişen formunun da öyküsü. Önceleri balıkların tazeliğini daha uzun süre korumak ve yolculuğa dayanıklı hale getirmek için tuzla fermente edilen pirinç içinde bekletmişler. Yöntem Japonya’da yayılırken balıkla birlikte üzerindeki pirinç de yenilmeye başlanmış. 17. yy sonrasında sirkeyle tatlandırılan pirinç sayesinde uzun süre beklemek zorunda kalmadan tüketebilmeye başlamışlar.
Bugün nigiri, sashimi, urakami, inari, maki gibi onlarca farklı çeşitle büyüyen suşi çeşitleri listesinde hemen herkesin bir favorisi var. Özellikle İstanbul, suşi mekânları ve şefleri bakımından oldukça şanslı. Son birkaç yılda ardı ardına açılan iddialı yeni restoranlarda suşi deneyimini hakkıyla yaşamak mümkün. Elbette açılan restoran sayısının şaşırılacak kadar fazla olması kafa karışıklığı da yaratıyor. Yanlış adreste tadıldığında kolaylıkla bir kabusa dönüşebilecek suşi deneyimini şansa bırakmak istemiyorsanız aşağıdaki listeyi kaydedin.
Tanışmanız Gereken Japon Sanatçılar
Yayoi Kusama
“Beneklerin Kraliçesi” olarak da tanınan Japon sanatçı Yayoi Kusama, heykelden performans sanatına kadar sanatın pek çok dalında çok başarılı eserler ortaya koyuyor. Özellikle dört bir yanını puantiyelerle kapladığı “Infinity Room”lar ile çok konuşulan Kusama, 1929 yılında Japonya’da doğmasının ardından 1950’lilerde New York’a taşındı. 2. Dünya Savaşı’nın ardından gelen dönemde New York sanat dünyasının en önemli figürlerinden biri haline gelen Avant-garde sanatçı, kişisel stili ile de dikkatleri üzerine çekiyor. Modadan müziğe pek çok alanda etkileri görülen Kusama’nın ilham verdiği isimler arasında ise Andy Warhol ve Joseph Cornell gibi sanatçılar yer alıyor.
Katsushika Hokusai
Genellikle yalnızca Hokusai olarak bilinen sanatçı, 1760 yılında bugün Tokyo olarak bilinen Edo bölgesinde doğmuş ve zamanının en önemli gravür ve baskı sanatçılarından biri olarak kabul görmüştür. Oldukça uzun ve başarılı bir kariyere sahip olan Hokusai, toplamda 30.000’den fazla eser üretmiştir. Sanatçının en ikonik eserlerinden biri ise hiç kuşkusuz ilk defa 1829 – 1833 yılları arasında basılan The Great Wave off Kanagawa (Kanagawa Açıklarındaki Büyük Dalga). Günümüzde kullanılan emojilerden birinin de ilham kaynağı olan eserin ilk baskısının örnekleri, Dünyanın önemli müzelerinin daimi koleksiyonlarında bulunuyor.
Takashi Murakami
Zaman zaman “Japonya’nın Warhol’u” olarak anılan Takashi Murakami, Japonya’nın savaş sonrasında çıkardığı en önemli sanatçılardan biri olarak kabul ediliyor. Küçük yaşlarda manga sevgisi sebebi ile animasyon alanında çalışmak isteyen ve Tokyo University of Arts’da eğitim alan sanatçının bugünkü çalışmaları ise biçim anlamında büyük farklılıklar gösteriyor. Heykelden sinemaya pek çok alanda eser veren Murakami, “Superflat” denen sanat akımının kurucusu. Çizgi karakterlere sıklıkla eserlerinde yer veren Murakami’nin imzası haline gelen karakter ise Mr. DOB. Louis Vuitton gibi mode devleri ile de iş birliği yapan sanatçı kendine özgü stili ile üretim yapmaya günümüzde devam ediyor.
Kitagawa Utamaro
Japon ukiyo-e sanatının en ünlü isimlerinden olan Kitagawa Utamaro, 1753-1806 yılları arasında yaşayıp Edo Dönemi’nin sanat sahnesine damgasını vuran isimlerden biri olmuştur. “Altı Büyük Ukiuo-e Ustası”ndan biri olarak kabul edilen Utamaro, çiçek ve kuş gibi figürlerin yanı sıra yüz ve el hareketlerine odaklandığı eserler ile de tanınıyor. Sanat hayatı boyunca 2.000’in üzerinde eser üreten sanatçının özel hayatına dair ise çok fazla bilgi bulunmuyor. Genellikle kadınları resmeden Utamaro’nun pek çok kişiye eğitmenlik yaptığı biliniyor.
Utagawa Kuniyoshi
1797 yılında o dönem Edo olarak bilinen Tokyo’da doğan Utagawa Kuniyoshi, Japon Japon ukiyo-e sanatının son büyük ustalarından biriydi. Babası ipek boyayan sanatçının küçüklüğüne dair pek fazla bilgi bulunmasa da yeteneğinin çocukken keşfedildiği ve Shunei’nin öğrencisi olduğu biliniyor. Manzaradan kadınlara pek çok farklı figüre eserlerinde yer veren sanatçının en büyük alamet-i farikalarından biri ise kullandığı fantastik ve biraz da korku dolu ögeler.
Japonya’nın Ruhunu Anlamak İçin İzlemeniz Gerekenler
Akira
Katsuhiro Otomo tarafından çizilmiş bir manga serisinden uyarlanan Akira, 1988 yapımı bir distopik anime. Japon sinemasının en kült örneklerinden olan film, 2019 yılında geçiyor. 3. Dünya Savaşı sırasında yok olan Tokyo’nun yerine yapılan Neo-Tokyo şehrinde geçen Akira, şehirde hüküm süren mafya ve terörün arka planını anlatıyor. Katsuhiro Otomo’nun yönetmenliğini de üstlendiği filmde Tetsuo ve Keneda isimli iki çocukluk arkadaşının hikayelerini izliyoruz.
KYOTO Live
Yönetmenliğini Şener Sonuşen’in üstlendiği “KYOTO Live” filminin ilk gösterimi 2010 yılında Matsuri Etkinlikleri kapsamında gerçekleşti. Ünlü sanatçı Günseli Kato’nun gerçekleştirdiği ‘Doğudan Doğuya’ ve Yamahoko performansıyla başlayan etkinlikte gösterilen film, Günseli Kato’nun entalasyonunun bir parçası olarak yer aldı. Matsuri geleneğinin vazgeçilmez öğesi olan büyük bir Yamahoko da Günseli Kato enstalasyonunun bir parçası olarak sergilendi.
Lost In Translation
Senaryosu ve yönetmenliği Sofia Coppola’ya ait olan ve Tokyo’nun uzun binaları ile hareketli caddeleri arasında geçen 2003 yapımı filmin başrollerini Bill Murray, Scarlett Johansson, Giovanni Ribisi ve Anna Faris paylaşıyor. 2 milyon dolar kazanacağı bir viski reklamı çekimleri için Tokyo’ya giden Amerikalı Bob, Tokyo’daki insanlarla anlaşmakta ve buradaki teknolojiye alışmakta güçlük çeker. Kaldığı otelde bir başka Amerikalı daha vardır; fotoğrafçı kocasının peşinden gelen Charlotte. İkisi de evliliklerinde mutsuz olan ve dilleri ve kültürleriyle yabancılık çektikleri bu ülkede iletişimsizlikle boğuşan iki yabancı, Tokyo şehrini, insanlarını, gelenek ve göreneklerini birlikte keşfederken birdenbire yakınlaşacaktır.
Jiro Dreams Of Sushi
Jiro Dreams of Sushi belgeseli, büyük bir kitle tarafından dünyanın en büyük sushi şefi olarak kabul edilen 85 yaşındaki Jiro Ono'nun hikayesini anlatıyor. Jiro Ono, Tokyo metro istasyonunda salaş bir sushi restoranı Sukiyabashi Jiro'nun sahibi. Restoranında 10 sandalye var, bir tabak 300 dolar ediyor. Mütevazi görünümüne rağmen bu restoran prestijli bir 3 yıldızlı Michelin incelemesi ile ödüllendirilen türünün ilk restoranı. Jiro Dreams of Sushi belgeseli de bu minik restoranın nasıl tüm dünyadan turist çekmesini ve ilginç hikayesini anlatıyor.
Seven Samurai
Sinema tarihinin en önemli yönetmenlerinden biri olan Akira Kurosawa tarafından çekilen Seven Samurai (Yedi Samuray), 16. yüzyıl Japonya’sında geçiyor. Dünya sinemasının en ikonik örneklerinden biri olarak kabul edilen film, haydutlara karşı bütün bir köyü savunan 7 samurayın hikayesini anlatıyor. Usta Samuray Kambei önderliğinde toplanan grup, köy halkına da savaşmayı öğretir ve tüm köy halkı tarafından çok sevilirler. Çok sayıda ödüle aday gösterilen bu 3 saat 27 dakikalık başyapıt, çok sevilen aksiyon sahneleri kadar dönemin ruhunu izleyenlere yansıtmadaki ustalığı ile de dikkat çekiyor.
Tokyo Story
Britanya Film Enstitüsü (BFI) tarafından gelmiş geçmiş en iyi filmlerden biri olarak kabul edilen Tokyo Story, bir ailedeki bireylerin birbirlerine karşı yabancılaşmalarını konu alıyor. Japon sinemasının en önemli isimlerinden Yasujirō Ozu’nun yönetmenliğini üstlendiği 1953 yapımı film, yaşlı bir karı-kocanın Tokyo’da yaşayan çocuklarını ziyarete gidip büyük hayal kırıklıklarıyla taşradaki evlerine geri dönmesini anlatıyor.
Japon Müziğinin En İyi Örnekleri
Hem geleneksel hem de modern Japon müziğinin en iyi örneklerini keşfedin.
Japonya’yı Keşfetmet İçin Hakkında Okumanız Gereken Kitaplar
Ikigai: Japonların Mutlu Yaşam Sırrı
Japonların uzun yıllar sağlıklı bir hayat sürdükleri sır değil ama böyle bir hayatı nasıl sürdükleri öyle…En azından bu kitaba kadar öyleydi! Uluslararası bir çok satan kitap olan Ikigai, her günü anlamlı yaşamanın anahtarını sunuyor okuyuculara. Japonlara göre herkesin bir Ikigai’si vardır ve her güne yeniden başlamalarının amacı budur. Bu kitap sizinkini bulmanıza yardımcı olmayı vadediyor.
The Monocle Book of Japan
Tyler Brule tarafından 2007 yılında kurulan ikonik Monocle Dergisi ekibi tarafından hazırlanan “The Monocle Book of Japan”, Japonya’nın sırlarını çarpıcı fotoğraflar ve ustaca yazılmış makaleler ile anlatıyor. Kuruluşundan bu yana Japonya ile arasında derin bir bağa sahip olan Monocle’ın bu kitabı, Kagoshima’daki en iyi restoranlardan normları yıkan Japon moda tasarımcılarına kadar Japonya’nın dünyaya sunduğu güzellikleri konu alıyor.
Japan’s World Heritage Sites: Unique Culture, Unique Nature
Japonya uzmanı John Dougill’in ülkeyi bir uçtan diğer uca seyahat ederek ortaya çıkardığı bu kitap, Japonya’da UNESCO Dünya Mirası statüsü kazanmış lokasyonları mercek altına alıyor. Muhteşem tapınakları, bahçeleri ve kaleleri ile ünlü bu ülkede, tahmin edebileceğiniz gibi çok sayıda UNESCO Dünya Mirası bulunuyor. The Tomiaka Silk Mill’den The National Museum of Western Art’a… Japonya’daki insan ya da doğa yapımı tüm harikalar bu kitapta!
A Brief History Of Japan
Batı dünyasının ilk kez Marco Polo’nun yazıları ile tanıştığı Japonya, çok uzun bir süre uzaklardaki bir efsane olarak kabul edildi. Ulu bir hükümdar tarafından yönetilen ve İpek Yolu sayesinde sonsuz berekete sahip olan gizemli bir ülke olduğu düşünülen Japonya, günümüzde ise teknolojiden popüler kültüre pek çok alanda Dünya’yı domine ediyor. Jonathan Clements tarafından yazılan bu kitap ise bu büyüleyici ülkenin yüzyıllara yayılan sıra dışı hikayesini konu alıyor.
Japan Style: Architecture + Interiors + Design
Son derece kendine özgü bir tasarım ve stil anlayışına sahip olan Japonya’daki evler de anlayışın bir yansıması olarak dikkat çekiyor. Hem estetik hem de felsefi açıdan söyleyecek çok şeyi olan bu evlerden 20 tanesi, “Japan Style”da yer alıyor. Oldukça minimal bir bakış açısı ile ortaya çıkan bu zamansız evlerde kullanılan materyaller, dokular ve renkler ise adeta doğaya saygı duruşu niteliği taşıyor.