Zenith Hakkında Merak Edilenleri Julien Tornare İle Konuştuk
Yazı Boyutu:
Lüks saat markası Zenith’in CEO’su Julien Tornare, Özlem Güsar’ın Zenith markası ve markanın yeni modeli DEFY Inventor hakkındaki sorularını cevapladı.
Zenith’in başarılı ve genç CEO’su Julien Tornare, geçtiğimiz günlerde İstanbul’a geldi. Bu vesile ile düzenlenen özel gecede henüz satışa sunulmayan, “İsviçre saatçiliğinin geleceği” ünvanını alan GPHG (Grand Prix Horologerie Geneve) İnovasyon ödülüne sahip DEFY Inventor ve Zenith’in çok özel 36 saat modelleri sergilendi. Tornare ile Zenith’in bugünü ve geleceği hakkında sohbet eden Özlem Güsar’ın Oggusto okurları için yönelttiği özel sorulara geçmeden önce Zenith ve Defy Inventor’ın ayrıcalığına biraz değinelim.
Zenith, İsviçre saatçiliğine mekanizmaları ile yön veren ve öncülük yapan köklü bir firma. 300 yıl önce geliştirdiği mekanik saatlerde kullanılan spiral balans (uzunluğu saatin ayarlanma süresini belirleyen çok ince yay çalışma sistemi) prensibi günümüze kadar kullanıldı.
Tanıtılan Defy Inventor ise monokristal slikondan yapılan ve Zenith’in kazandırdığı bir teknik olan yeni Oscillator ile saatçiliğin geleceğinin sınırlarını yeniden çiziyor. Zenith Oscillator, kontrol sistemiyle mekanik saat üretiminde adeta devrim yaratıyor. Mekanizma içerisindeki 30’dan fazla parçanın yerine sadece bir bileşenli parça ile mükemmel çalışma sistemini icat ederek parçalar arasındaki sürtünme, yıpranma gibi problemleri sonsuza kadar ortadan kaldırıyor ve saatçiliğin geleceğine hediye ediyor.
Kendi Patentli Regülatörüyle Donatılan DEFY Inventor
Zenith, ilk olarak 2017 yılında, saniyenin 1/100’ü hassasiyete sahip olarak zamanı mükemmel bir doğrulukta ölçen DEFY El Primero 21 kronografla başladığında aslında bugünlerin de müjdesini vermişti. Aynı yıl Zenith, atölye tarafından ve sadece 10 adet üretilen DEFY Lab modelini tanıttı. Günümüzde, bu “numune” laboratuvar aşamasının ötesine geçerek birkaç yüz adet üretilen ve kendi patentli regülatörüyle donatılan DEFY Inventor halini aldı.
Julien Tornare Zenith Ceo
Lüks saat sektöründeki en genç CEO’lardan birisiniz. Sizin dinamikleriniz ile Zenith’in tarihi geçmişi birbirini nasıl etkiledi?
Zenith’in mükemmel bir geçmişi var ama bence markaya getirdiğim yeniliklerden biri başlangıç ruhu. Şahsen, geleceği kurmada geçmişten faydalanma ihtiyacında kararlıyım. Bunun yanı sıra geleceğe bakmak ve potansiyel müşteri tabanımızı genişletmek açısından kesinlikle kafa yapısında bir değişim gerekliydi. Altyapım ve dinamiklerim, daha genç bir müşteri kitlesine neyin hitap edeceğinin farkında olmama yardımcı oldu. Bunun yanında, 150 yıllık geleneğin ve yeniliğin varlık değerini, 40 civarında mekanizma üretebilme becerisini, 2.333 adet kronometre ödülünü, bir çatı altında saatçilik becerileri spektrumunun tamamını ve El Primero gibi ikonları göz ardı etmek mümkün değil.
DEFY Inventor fütüristik bir konsepte, mimari hatlara sahip avant-garde kasası, hafif titanyum ve Aeronith’ten üretilmiş. Dünyanın bu en hafif alüminyum kompoziti özel yüksek teknolojik bir işlem kullanılarak geliştirilmiş. Zenith’i yönlendiren, mükemmelliğin, dakikliğin ve yeniliğin sınırlarını zorlama konusunda özgünlük, meydan okuma ve tutku olmuştur. Bu yenilik Zenith’in ve İsviçre saatçiliğinin geleceğini nasıl yönlendirecek?
DEFY Inventor sayesinde, Zenith yarının saatçiliğini tamamen bağımsız bir şekilde yeniden icat ediyor. Daima DEFY’ın tarihinde yeni sayfalar açacağından bahsetmişizdir. DEFY Inventor, öncü DEFY Lab’in ardından gelişimde bir sonraki aşamayı tercih etmiş, böylece bir sonraki yeniliğimiz için başlangıç noktamız olmuştur.
Zenith, yeni bir ürün geliştirirken nasıl bir Ar-Ge süreci takip ediyor ve siz hangi aşamada şahsen müdahil oluyorsunuz?
Zenith, 150 yıldan daha da çok zaman önce ortaya çıktığından itibaren daima dakik, güvenilir ve komplike yapıda saatler geliştirmede öncü bir rol oynamıştır. Manüfaktür, saatçilik ustalıklarının tamamının marka bünyesi altında entegre edilmesiyle, daima zaman ölçümünün sınırlarını zorlayan mekanizmalar meydana getirmek için gerekli tüm uzmanlık ve bağımsızlığa sahip olmuştur. Zaman içinde bir kabiliyetin evrimleşmesini gözlemlemek, onu sürekli olarak geliştirmeye, yeni işlevlerle zenginleştirmeye ve yeni teknolojilerden ve yeni beklentilerden en iyi ölçüde yararlanmaya yardımcı olur. Mekanizma geliştirme birimimizin şefi ile birlikte ben de en başından beri müdahiliz.
İngiliz saat kişiselleştirme markası Bamford Watch Department ile iş birliği yaptınız ve harika bir model olan Chronomaster El Primero Radar ortaya çıktı. Bize projeden bahseder misiniz? Bu, farklı bir pazarlama kanalına çıkan bir tür kapı mı?
Gidilmesi gereken yolun tek markalı butiklerden geçtiğine yönelik son yıllardaki genel kanının aksine, Zenith’in ve bir bütün olarak saatçilik sektörünün online pazarlama ve satış açısından yeteneklerini geliştirmesi gerektiği aşikar olmuştur. Zenith’te bizler doğal olarak her iki seçenekle de ilgiliyiz. MR PORTER ve BAMFORD ile ortaklıklarımız, online varlığımızı güçlendirme potansiyelimizi nasıl keşfettiğimize örnek teşkil ediyor. Yenilikçilik geleneğimizle tanınıyor ve bununla gurur duyuyoruz ve bu yeni bölgeler keşfetmeye ilişkin tam da 21. yüzyıla ait bir örnek. Butik-özel, üretimi 50 parçayla sınırlı Chronomaster El Primero Radar, ikonik otomatik kronograf konusunda meydan okuyan bir girişim olmuştur.
Sanırım Hodinkee.com, MrPorter.com ve Farfetch.com ile birlikte çalışmaya başladınız. Bu farklı bir platformda hedef kitle yakalamak istediğiniz anlamına mı geliyor? E-ticaret konusunda ne düşünüyorsunuz? İnternet üzerinden pazarlama konusunda geleceğe yönelik planlarınız nedir?
Online varlığımızı geliştirme ihtiyacımızın kesinlikle farkındayız ve bu ortaklıklar bizim genel stratejimizin bir parçası ve bunu ilerletmeye devam edeceğiz. Ancak, kendi fikrimce, gelecek perakende butikler ve e-ticaretin iyi bir şekilde dengeli bir karması olacak. Bir şahsi markanın ya da perakende butiğin kişisel yönünü hiçbir şey alamayacak ancak e-ticaret adım adım gelişecek. Günümüzde sektördeki hacimler halen küçük.
Zenith’i 3 kelimeyle tarif etmeniz gerekse bu kelimeler hangileri olurdu?
Özgün, meydan okuyan ve yenilikçi.
Hayatınızın geri kalanı için yalnızca bir saat seçmeniz gerekse bu hangi saat olurdu?
Kesinlikle Defy 21. Çünkü bizim son on yılda çıkardığımız en başarılı saat oldu ve saniyenin 100’de biri olan kronograf komplikasyonu mükemmel derecede memnun edici. Ayrıca bir ikon olmasının yanı sıra geçilemez derecede güzel.